Hesabım
    21 Gram
    Ortalama puan
    4,3
    1196 Puanlama
    21 Gram hakkında görüşlerin ?

    189 Kullanıcı yorumları

    5
    47 Eleştiri
    4
    103 Eleştiri
    3
    16 Eleştiri
    2
    16 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Mahmut Eyüp
    Mahmut Eyüp

    36 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    18 Kasım 2024 tarihinde eklendi
    Zaman zaman toplum tarafından beğenilen filmleri beğenmediğim için kendimi sürekli sorgular ve hatta eleştiririm de. Mutlaka bir yerleri kaçırmış olmalı, ana fikri görememiş olmalı veya dikkatli izlememiş olmalıyım. Ama yok, bu filmden o kadar koptum ki izlerken, sağlıklı bir yorum yapmakta da zorlanıyorum.
    Öncelikle oyunculuklardan pek memnun kalmadım, yine de bu bağlamda pozitif bir yorum Sean Penn'in ilk partnerini ve baş kötü kahramanımızı söyleyebilirim. İç karartıcı müzikler ve böylesi sıradan bir senaryo için gereksiz bir kronolojik sıradan bağımsız yönetmen üslubu... Bilemedim.
    Derinlemesine bakıldığında, kayda değer bir senaryosu var mı tartışılır, açıkçası üyeler tarafından bu denli yüksek yorum alması da şaşırttı beni. Filmi, diğerlerinden ayıran bir nokta yakalamakta o kadar zorlandım ki. Kısa şekilde ifade etmek gerekirse sıkıldım.
    Filme dair Amerikan aile hayatını güzel yansıttığı söylenebilir ama. Bilmiyorum, belki fazla depresif tarafını sergiliyor olabilir ancak dağınık evler, tepeleme dolmuş küllükler, yağ kalıntıları ile dolmuş fayanslar, bozuk musluklar, eskimiş koltuklar ve niceleri. Temizlik takıntılı biri değilim ancak göz zevkimi fena derecede bozdu diyemeden edemeyeceğim.
    En sonda klasik Amerikan filmlerinin, artık herkes mutlu temalı müziği ile rayına oturmuş hayatlar ve Sean Penn'in ölümü ile klişe bir sona da imza atıyor film. Yalan yok 21 gram vurgusu güzeldi ancak onun haricinde benim ufkumu açan bir film olmadı. Kasvetli havası ve epey sıradan senaryosu ile pozitif bir yorum getirmenin zor olacağı bir yapıt olmuş.
    Powerx Account
    Powerx Account

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    31 Ocak 2023 tarihinde eklendi
    Filmi genel olarak beğendim. Daha etkili mesajlar içerebilirdi yoksa ben mi anlamadım:) Birbirimizin hayatına bir şekilde dokunuyoruz ya bilerek ya da bilmeyerek. Bu dokunuşlar ufacık dahi olsa hayatımızı oluşturan parçalardır. Bunların farkında olup kendimize yön vermeliyiz. Bu ve benzeri mesajlar aldım bu filmden. Olaylar ileri geri, geri ileri şeklinde zaman karmaşası gibi duran fakat öyle olmayıp güzel bir bütün oluşturulmuştur, kolay iş değildir. Çünkü bağlantı kurmak zorlaşıyor ancak çoğunlukla bağlantıları yakalayabildim. Bu bir başarıdır, başarılı bir film. Filmde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
    Leyla S.
    Leyla S.

    Takipçi 5 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Şubat 2022 tarihinde eklendi
    Beklentinizi çok üst düzeyde tutmayın Faklı bir film oyunculuklar ve konusu çok iyi fakat durağan.Finale doğru biraz daha güçlü olabilirdi spoiler:
    Zeynel K
    Zeynel K

    77 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    11 Temmuz 2019 tarihinde eklendi
    Başlarda birşey anlamıyorsunuz fakat zaman geçtikte tüm olaylar birbirine bağlanıyor. Çok akıllıca işlenmiş bir senaryosu var muhteşem bir film.
    ugurcakan@hotmail.com
    ugurcakan@hotmail.com

    12 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    7 Ekim 2018 tarihinde eklendi
    21 Gram,bir söylentiye göre insanoğlunun asıl yurduna giderken yanında gerçekten götürdüğü azığın ağırlığı.
    21 Gram;heybeye attıklarının, günahlarının,sevaplarının,yaşattıklarının,yaşadıklarının ağırlık ölçüsü.Bizi ağırlaştıran,korkutan,"ölmeden önce ölmemizin" önündeki tüm engellerin toplamı,21 gram.

    Kaderle hınca hınç mücadele eden, tevekkülden uzak bireyin çırpınması,didinmesi ve ne yaparsa yapsın başladığı noktaya geri gelmesinin öyküsü 21 gram.

    Sinema dünyasının sarsan yönetmenlerinden Iñárritu, Paramparça Aşklar ve Köpekler olarak Türkçeye çevrilen filmini çektiğinde,tüm dünyada çok ses getiren bir sinema dili keşfetti,kurguyu da filmin bir oyuncusu gibi kullanan yönetmen,izleyicinin uyuşmasına hiç izin vermeyen konuları ,nalına mıhına beyazperdeye aktaracağının sinyallerini veriyordu.

    Çok geçmeden bu genç adam, Hollywood'un efsane oyuncularını kamerasının karşısına aldı,yine benzer rahatsız edici kurgu ve konuyla uzun zaman akıllardan silinmeyecek bir filme imza attı.

    Senaryosunu Guillermo Arriaga'nın yazdığı 21 gram,ilhamını 11 Mart 1907 tarihinde yapılan bir deneyden alıyor. Dr. Duncan MacDougail bu deneyde verem hastalarının ölmeden önceki ağırlıklarından,öldükleri anda 21 gram kaybettiklerini iddia ederek ruhun ağırlığını bulduğunu söylüyordu.

    Arriaga bu deneyden elde edilen sonucu, klasik bir Hollywood senaristi gibi değil de modern zaman insanın günlük hayatının içine yedirerek ,yanından geçip gittiğimiz hikayelerin sorularını soracak şekilde senaryolaştırmayı başarıyor.

    Birbirinden bağımsız üç hikaye trajik bir olayla birbirine bağlanıyor.

    Kalp nakli bekleyen bir profesör,eski kötü hayatını bırakıp dine yönelen bir "kaybeden"ve standart bir evliliği olan genç bir kadının etrafında dönen hikaye,her zaman en son sözü söyleyen Allah'ın kaderine tevekkülün sınırlarını,film kahramanlarından Jack Jordan'ın kolundaki dövmeyi kazıdığı gibi aklımıza kazıyor.

    İzlemeyenlere daha fazla ipucu vermek istemediğimden filmin konusuyla ilgili yazdıklarımı burada bitiriyorum.Fakat sinemayı sadece eğlence için izlemeyenlerdenseniz 21 gram bir kaç kere izlemek isteyeceğiniz bir film.

    Hayırlı seyirler.

    https://iyi-film.blogspot.com/2018/09/21-gram-alejandro-g-inarritu-2003.html
    Selami T.
    Selami T.

    Takipçi 47 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Haziran 2018 tarihinde eklendi
    Çok ağır bir film ama içerisinde çok beğendiğim repliler ve sahneler vardı. Genel olarak ortalamanın üstünde izleyin
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    7 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    21 gram izlemekte geç kaldığım filmlerden biri. IMDB puanını hakettiğini düşünüyorum filmin. Filmin anlatımı belli bir hiyerarşisini olmayan kısa sahnelerin sunulması şeklinde. Yani ilk başlarda ne olduğunu anlamıyoruz ama dakikalar ilerledikçe konu bütünlüğünü kendi kafamızda sağlıyoruz. Filmin ilginç anlatımının dışında konusu da çok iyi. Birbirleriyle alakası olmayan insanların hayatları bir şekilde kesişir bazen bunun farkına varırız bazen de varamayız.Aynı dünyada yaşadığımız sürece sadece kendimizin değil başkalarının hayatlarından da sorumluyuz bundan dolayı. ''Ölürken 21 gram kaybediliyormuş. Peki hayatta kalanın vicdan azabı kaç bin ton ? Küçük kızın gözüne değen bakışlarını ölçecek birim sistemi var mı ? Ölürken bile istediği mavi ayakkabıları giyemez mi insan ? Hayat devam ediyor mu, yoksa hayatlar hayat devam ederken bitiyor mu? İşte bütün mesele bu. “ Filmin isminin anlamını da film bittikten sonra bu satırlarla anlıyoruz. İnsan öldükten sonra 21 gram kaybedermiş filmdeki anlayışa göre.Ve bu 21 gramın Ruh'ın kütlesinin karşılığı olduğunu bilsekte insanların yaşadıkları hayatın ve etkiledikleri hayatların ne kadarı 21 gram dır diye de sorguluyor ... Oyunculardan bahsetmek gerekirse hepsi çok iyiydi fakat Benicio Del Toru ve Naomi Watts filmin önünde bir performans sergiliyor.Filmde cinsellik içeren cesur sahnelerde mevcut.Naomi Watts teklif geldiğinde senaryoya bakmadan kabul etmiş, bir yerlerde okudum. Bu arada film Akademi ödüllerinde 2 dalda aday gösterildi.En iyi kadın oyuncu(Naomi Watts) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (Benicio Del Toro). Ayrıca BAFTA ödüllerinde de 5 dalda aday gösterilmiş ama farklı ödüller de kazanmış.Bana göre en azından Naomi Watts Oskarı almalıymış. iyi seyirler..
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    26 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    filmler kötümü yoksa ben mi zor begeniyorum bilmem ama bu hakikaten çok sıkıcı ve anlamsız
    Kaan K.
    Kaan K.

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,5
    5 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    Boşa vakit kaybından başka bir şey değil, ismiyle alakasız bir film, asla bu ismi hak etmiyor. İnsan bu ismi görünce ölümden öteye geçenler, bilimsel deneyler falan bekliyor, The Others’a bu isim verilse belki daha mantıklı bile olurdu. Geçmiş gelecek iç içe geçmiş, anlamak için iyice konsantre olmanız gerekiyor, işte tam bu yüzden sanki sarıyormuş gibi geliyor, ama bir öss sınavında da konsantre olmanız gerekir ve keyif almazsınız. Hadi bu karmaşık anlatımı kabul etsek, konu zaten iyi değil. Belki sonunda sürpriz olur diye zoraki sonuna kadar izleyip, “bu muydu yaa, ee ne oldu şimdi” denilecek filmlerden. Bu filmi ölmeden önce izlenmesi gerekenler listelerinden birine güvenerek izledim. Öyle ki bir önceki gün 12 angry men'i izleyip hayran kalmışım. Bu filmi 12 angry men gibi sanat şaheseri bir film ile aynı kefeye koyan zihniyet için ne desem bilmem. Allah aşkına yüksek puan vermeyin bari, insanlar bir şey sanıp boşa vakit harcamasınlar :S
    Yusuf Kır
    Yusuf Kır

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    17 Ekim 2012 tarihinde eklendi
    21 gram-ruhun ağırlığı! evet.gerçekten de ağır bir film.
    Kadir Ç
    Kadir Ç

    23 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    7 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
    Filmin ismi başka birşey olabilirdi aslında; çünkü 21 gram ile ilgili bilim ve teknik bir film değil izleyeceğiniz. Kurgusu önce sizi rahatsız ediyor, kendinizi konunun dışında hissediyor ve anlamak için dikkat kesiliyorsunuz, birçok şey havada kalıyor başlarda ve sonrasında yavaş yavaş değil cidden yavaş yavaş değil birden "donk" diye oturuyor herşey ve film sizi sarıyor, inceden duygulandırıyor tabi birazda ben olsaydım dedirtiyor...
    Pınar Güner
    Pınar Güner

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Mart 2012 tarihinde eklendi
    ‘‘Kaç hayat yasariz? Kaç kere ölürüz? Ölüm aninda hepimiz 21 gram kaybederiz. 21 grama ne kadar sigar? Ne kadari kaybolur? Ne zaman kaybederiz 21 grami? Ne kadari bu 21 gramla gider? Ne kadari kazanilir? 21 gram... bes madeni paranin, bir kusun, bir parça çikolatanin agirligi. 21 gram ne kadar eder?’’
    Usta oyuncu Sean Penn, David Lynch’in Mullholland Çikmazi filminin yildizlarindan Naomi Watts ile Olagan Süpheliler ve Trafik gibi filmlerden hatirlayacagimiz ödüllere doymayan Benicio Del Toro’nun inanilmaz performanslari... Asik oldugum filmlerden biri olan Paramparça Asklar ve Köpekler (Amores Perros)’in yönetmeni Alejandro González Iñárritu ve senaristi Guillermo Arriaga yine birarada...
    Ustaca bir kurgu, zamanlararasi geçislerle anlatilan dramatik olaylar dizisi, el kameralariyla çekim, degisik bir isiklandirmayla desteklenen atmosfer... Tüm bunlarin bilesimi izlenmesi gereken bir filmle karsi karsiya getiriyor bizi.
    Zamanlararasi geçisler baslarda izleyiciyi sasirtsa da Kelebek Etkisi’nin (Butterfly Effect) akisini anlayan herkes bu filmdeki geçisleri çok rahat izleyebilir. Ayrica bu geçislerin merak unsurunu hep canli tutmasi açisindan filme katkisinin tartisilmaz boyutta oldugunu söyleyebilirim.
    Üç farkli dünyayla baslar film: Uyumsuz bir gençlik dönemi geçirmis olsa da artik üst-orta siniftan iyi bir es ve dünyalar tatlisi iki kizin olgun annesi olan Cristina Peck (Naomi Watts); ölümcül bir kalp rahatsizligi geçiren evli bir matematik profesörü Paul Rivers (Sean Penn) ve dolandiricilik, alkolizm gibi suçlardan hapis yatmis ama artik Tanri’nin yardimiyla iyi bir aile babasi olmaya çalisan Jack Jordan (Benicio Del Toro).
    Jack’in kendisinden geçmisçesine endiseyle sürdügü bir araba... Arka koltukta Cristina kanlar içindeki Paul’a sarilip ‘Bebegim, bebegim...’ diye feryat etmekte. Hepimiz merak içindeyiz. Birbiriyle ilgisiz bu üç yasam nasil birlesir, olaylar bu noktaya nasil gelir? Iste bu üç insani birlestiren trajik olay nedir, bir saniyelik bir dikkatsizlik nelere mal olabilir ögrenmek istiyorsaniz bu filmi izleyin derim. Ya da sadece ‘iyi’ bir film izlemek isterseniz bu 21 gram olabilir.
    Peki 21 gram ne kadar eder? Hepimiz ölüm aninda 21 gram veririz. 21 gram... bes madeni paranin, bir kusun, bir parça çikolatanin agirligi. Belki de ruhumuzun... Benligimizdeki tüm karmasalarin, yogun duygularimizin ve bizdeki tüm kaosun agirligi...
    suadiyekartali
    suadiyekartali

    Takipçi 357 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    11 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Bana , Babil ile Paramparça Aşklar Köpekler filmlerini anımsattı kurgu olarak , yine kesişen hayatlar yani klasik inarritu filmi diyebiliriz.Tabiyki başarılıydı bu filmindede,güzel işlenmiş bir dram...
    10/8.6
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Kasım 2011 tarihinde eklendi
    21 Gram (Özgün adı:21 Grams), Alejandro González Iñárritunün yönetmenliğini yaptığı Oscara aday gösterilmiş dram filmi. Başrollerinde Sean Penn, Naomi Watts ve Benicio Del Toro vardır.

    Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman aralığında geçen filmin konusu üç farklı insanın başına gelenleri konu almaktadır:
    Paul Rivers (Sean Penn) sigara bağımlısı olan, karısı zamanında kendisininden bebek beklemiş fakat ardından kürtaj yaptırmış şimdi ise tekrar ondan bebek isteyen bir matematik profesörüdür. Ancak şimdi ölümle yaşam arasında kalmış ve kalp nakli için beklemektedir ta ki ona uygun bir kalp bulunursa.

    Cristina Peck (Naomi Watts) kocası ve iki çocuğu olan uyuşturucuyu bırakmış şimdi hayatına yol vermeye çalışan bir annedir. Çocukları da kocası da kendisini çok sevmektedir.

    Jack Jordan (Benicio Del Toro) zamanında başı beladan kurtulmayan, uyuşturucu ve alkol kullanmış bir adamdır. Onunda iki çocuğu ve kendisini çok seven karısı vardır. Zaman zaman garip davranışlar sergilese de artık her şeyi düzeltmeye karar vermiş ve dindar bir insan olmuştur.

    Bir gün Paul artık hayatta kalmaya dayanamazken, Jack Jordan işten atılır ve kendi doğum günüdür. Arabayı sürerken bir anda iki çocuk ve babaları önüne çıkar ve kendisi arabayı durduramaz, onlara çarpar. Ne yapacağını şaşıran Jack Jordan, ordan son sürat kaçar ama sonra büyük bir vicdan azabı duyar ve polislere teslim olur. Hayatında tam her şey doğruya gidecekken bu olay başına gelir. Çarptığı baba ve çocuklar ise Christinanın kocası ve çocukları idi. Üçü de hayatını kaybeder ve kocasının kalbi Paula takılır. Paul artık ilişkisine son noktayı koymuş, kendisine kalbini veren adamı araştırmaktadır. Hapishaneden avukat sayesinde çıkan Jack eve geldiğinde küçük oğlu tarafından pek hoş karşılanmaz, Christina tekrar uyuşturucuya başlar ve tanıştığı Paul Rivers ile çıkmaya başlar. Paul ile Jackin karşılaşmaları olacak gün ise artık karmakarışık işler daha da karışacaktır.

    Film uyuşturucu, alkol, aşırı cinsellik, bazı konuşmalar ve kısa şiddetten dolayı 17 yaş ve üzeri yaş grubuna hitap etmektedir.
    Meet-in
    Meet-in

    Takipçi 253 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    9 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    Bu kadar zamandır böyle bir filmi nasıl izlemedim diye kendime kızdım açıkçası filmi izledikten sonra.Film beni inanılmaz etkiledi.Şimdiye kadar izlemeyenlere şiddetle öneriyorum.9/10
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top