Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,5
774 Puanlama
Yaşamın Kıyısında hakkında görüşlerin ?
5
21 Eleştiri
4
50 Eleştiri
3
23 Eleştiri
2
42 Eleştiri
1
19 Eleştiri
0
8 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
Akın hakkında Bir Türk sinemacısı diye kötü konuşmak istemedim.Bu sitede şahsımın kim olduğunu bilen çoktur onlara ithafen yazıyorum. Dahi üstad falan, nedir bu tanımalamalar! Ya beyler hanımlar, hiç mi usta adam izlemedik. Kurgu İnnaritu've arriaga 'dan, sinematografi Demirkubuzdan ve angelepoulostan, öykücülük yılmaz güneyden kolajlanmış bir film bu. akın ın kendine dair ne unsuru var ya! ayrıca film baştan ayağa lobilerin beğenizisne hazırlanmış. Filmde bir tane iyi türk unsur söyleyin, Seksomanyak baba,hayat kadını anne, şeriatçılar, itirafçı ilk yalnız gecesinde esrar içen, lezbiyen ilişkiye giren bir devrimci kız! Devrimciler için esrar içmek, lezbiyen ilişkiye girmek büyük şeylerdir. 100 avro için yoldaşını sıkıştıran devrimci. Paranın esiri olmuş bu böyle bir devrimci olur mu? Olsa da bin de bir tanedir. Bu kötü unsuru niye filme koyarsın. Akın güya bir de kendini solcu tanımlıyor. Cahil duyarsız bir amcaoğlu, 2007 türkiyesinde bu ülkede hukuk yok diyen bir avukat.10 yılda geldiğimiz ab demokratikleşme sürecine bir hakarettir bu film. hoşçakal yarın filmini hatırlayın. idamlık devrimcilere bile hukuk yolu açılmış. Bu ne biçim bir aymazlıktır. Bu sahnedede oynayan Önder Çakar gibi bir adam. Ne olursa olsun Türkiyeyi eleştirmeyi maharet sayan sığ solculuk geçti bitti sanıyordum. Bir tane doğu toplumlarına dair iyi bir veri sunun? hadi fatih alman kökenli, Türkiyeyi tanımıyor. Bu filmin yapımcıları, oyuncuları hiç demez mi arkadaş bu memlekete bu haksızık yapılır mı diye. Fatih akın ın üzerinden daha büyük nemalanmak için bu kadar haksızlığa göz yumulur ağzı açılmaz mı? Bu film tamamen avrupa sinema lobilerine yönelik, oryantalist, aşağılayıcı, avrupanın desteklediği muhalif tüm unsurlara yer veren, lezbiyen ilişkiyi doğal gösteren bir film. amacı ödül almaktı başardı! tebrikler Fatih! Filmde tam avrupanın istediği unsurla var. Bu yazıyı okuyan herkes, Kürtçülük, homoseksüellik, oryantalist, kadın sorununu içinde barındıran bir film çeksin muhakkak avrupada anılır. Fatih gibi, kurguyu İnnaritudan, sinematografiyi, Demirkubuzdan, Angelepoulostan,öykücülüğü Yılmaz Güneyden kolajlayın, Cannes da büyük ödül bile alırsınız.
Dramaturjik bir yığın saçmalıkta cabası. Cam pervazına oturup poz kesen bir başkomiser. Bu ne saçmalıktır. Bir de diyorki, sokaklarda binlerce kürt çocuğu var, git onlara yardım et. Alan Parker bile filminde Türkiye hakkınad bu kadar saçmalamadı. O da, mahkuma mahkemede Türkiye ye ana avrat sövdürüyor , hakimde ona hakl veriyordu. O sahne ne kadar saçmaysa bu da o kadar saçma .
fatih akın a kızmıyorum. adamın yolu belli. ödül avcılığı yapacak ömrünün sonunakadar . Kalıbımıda basarım oscarda alacak.O işini yapıyor yolunda yürüyor.Bu kadarda öldü mü bu memleket, hiçbir yurdum insanı da çıkıp kardeşim sen naapmışın, ayıptır günahtır demezmi? Adama bir de çanak tutuyorlar. Kısaca bu film santim santim hesaplanmış ve ahlaksız bir film.bir memlekete bu kadar haksızlık edilmez. Ödüller benim için o kadar önemli değil, önce bir ahlakı olacak yapılacak işin. Böyle filmler çekmeye devam ederse, 10 tane oscar alsa benim gözümde bir izleyivci ve bir vatandaş olarak hiç bir değeri olmayacak
Dramaturjik bir yığın saçmalıkta cabası. Cam pervazına oturup poz kesen bir başkomiser. Bu ne saçmalıktır. Bir de diyorki, sokaklarda binlerce kürt çocuğu var, git onlara yardım et. Alan Parker bile filminde Türkiye hakkınad bu kadar saçmalamadı. O da, mahkuma mahkemede Türkiye ye ana avrat sövdürüyor , hakimde ona hakl veriyordu. O sahne ne kadar saçmaysa bu da o kadar saçma .
fatih akın a kızmıyorum. adamın yolu belli. ödül avcılığı yapacak ömrünün sonunakadar . Kalıbımıda basarım oscarda alacak.O işini yapıyor yolunda yürüyor.Bu kadarda öldü mü bu memleket, hiçbir yurdum insanı da çıkıp kardeşim sen naapmışın, ayıptır günahtır demezmi? Adama bir de çanak tutuyorlar. Kısaca bu film santim santim hesaplanmış ve ahlaksız bir film.bir memlekete bu kadar haksızlık edilmez. Ödüller benim için o kadar önemli değil, önce bir ahlakı olacak yapılacak işin. Böyle filmler çekmeye devam ederse, 10 tane oscar alsa benim gözümde bir izleyivci ve bir vatandaş olarak hiç bir değeri olmayacak
Sanki yüz yıldır film izliyormuş gibiyim; işte sinema olacaksa,işte bir film çekilicekse,işte bir son olucaksa böyle olmalı...İlkin bir görüntü gelir gözünüzün önüne,bir silüet, kısacık bir anın belli belirsiz fotoğrafı, bulanık bir resim.Kapı aralığından sokulan ayak gibidirler, çok güzel bir hikayenin meydana geleceğine dair kıvançlı bir karıncalanma hissedersiniz aniden karnınızda.Ve sonra o görüntüyü bir an olsun akıldan çıkarmayarak, ve onu derinleştirip ayrıntılandırarak kurarsınız hikayenizi.Fatih Akın da böyle kurgular filmlerini.Bu insanoğlunun,bu azizin filminin görüntüleri beyazperdede akmaya başlayınca unutturuverir bir çok şeyi.Ama bahsettiğim sey boşvermişliğe sürükleyen bir unutma değil.İnsanı kaygılarınızı, kaptırdığınız dünya hali endişelerinizi buharlaştırır adeta ama gözünüzü kapattırmaz. Dünya üzerinde böyle bir insanı böyle bir yönetmeni etiyle, kanıyla, filmleriyle görmüş, izlemiş bir mamul olarak, ölsem gözüm kapalı gitmez,gerçek bir üstat...Film varsın Almanya adına yarışsın,baştan aşağı Alman kültürüyle yetişmiş bir insanın duygularının mantığına baskın gelişini bizim mucizevi inanışlarımızla açıklıyorsa bu film bize de tüm uluslara da yeter...Filmi izlerken biri çıkıp da yine mi Türk-Kürt meselesi, yine mi gurbet, yine mi hukuk meselesi diyorsa cevabımız okkalı bir evet olacaktır.Desteğimiz bunadır.Buralarda henüz etnik, dini, hukuki ve insan haklarıyla ilgili meseleleri halledemedik.Sanatın toplumsal ya da bireyselliği değil tek mesele. Gördüklerini de anlatmalı insan.Üzüldüklerini de.Değişmesini istediklerini de.Benim tuzum kuru, yaş olan düşünsün bencilliğiyse baktığımız yer o zaman Hollywood yapımı galaksiler arası savaş uydurmaları izlenmeli.Gerçeklerden daha çok aksiyon içerir, ama oradaki lazer silahı, her nedense, gerçeklerden doğmuş bir filmdeki tokat sahnesinden daha az acıtır canı...Ve Kazım Koyuncu vardır filmde..Özlediği yaylalarına kavuşmuş olan hırçın denizlerin çocuğu.Gittiği yerde, kemençelerini çoktan akort etmiş, tulumlarını çoktan havayla doldurmuş ve bizi bekliyen,hasret gidereceğimiz,sonrada şenliği başlatacak olan insan...Canı canımıza çok yakındı, çok kişinin canına yakındı. Öldüğünde canımıza ateş düştü...
Ben Fatih akını gerçekten tebrik ediyorum ortaya müthiş bir iş çıkarmış.Başları biraz durağan geçsede sonradan açılarak sürükleyici bir hal alıyor.Ve ben çok beğendim çeşitli ve birbirin tanımayan 6 kişinin günün birinde yollarının kesişmesi dramaktik bir şekilde aktarılmış ve insanı duygulandırıyor.Bence izleyin yani.8/10
şahane bir şeydi bu film..çok seevdim..ama hiçbirşey anlamadım..ama süperdi..gerçek
Fatih Akının çok başarılı filmlerinden birisi, kesinlikle büyük bir keyifle izleniyor. Ben çok beğendim..
Film sonunda çıkan, filme emek verenlerin isimlerini tek tek kadrajdan geçtiği sahneyi izlettirdiği için teşekkürler Fatih Akına.. Harika bir iş çıkarmış..10/9..
g. innaritu tarzıyla( 21 gram, paramparça aşklar ve köpekler ya da babel)ile parçalı öykü ,yapboz birleştimesi gibi kurgusu ve olaylar kişiler arası teğet geçişleri ile farklı bir tad olmuş, ben beğendim. temmuzda dan sonra en iyi fatih akın filmi bence
Güzeldi.Sadece Alman kültürüyle yetişmiş birisinin , Alman değerlerine karşı , 'hippi' bile olsa Alman bir kızın , tanımadığı birisine yemek ısmarlayacak , hatta giysilerini verecek kadar bonkör olmasını inandırıcılıktan uzak buldum.
dakikalardır bilgisayar başındayım ve henüz filmi kendi cümlelerimle anlatacak kelimeleri bulamadım. çok derin ve gerçekten çok anlamlı bir filmdi. olumsuz yorum yazan ve filmin sıkıcılığından bahseden arkadaşlarla aynı filmi mi izledim şu an şüphe içerisindeyim.o kadar akıcıydı ki bana göre,zamanın nasıl geçtiğini anlamadım doğrusu.nurgül yeşilçaydan tutun diğer tüm oyunculara kadar performanslarıyla göz dolduruyorlardı. çok şey yazacaktım ama kısa kesmek daha mantıklı bana kalırsa...tebrikler fatih akın...
farklı hayatların kesişmesi ve her izleyenin farklı yorumlayabileceği etkili bir final.. nurgül yeşilçayın en iyi performanslarından biri... anlat istanbul, eğreti gelin ve ademin trenleri filmlerinde de gayet başarılı bence..
müthiş bir senaryo , olağanüstü bir yönetim , muhteşem oyunculuk performansı , çok iyi bir kurgu. herşey çok iyi tek olumsuz yönü küfürü çok kullanılmış , biraz daha az kullanabilseymiş keşke. fatih akın çok iyi bir yönetmen aynı zamanda senarist. mutlaka izleyin kaçırmayın. iyi seyirler...
Almanyanın oscar temsilcisi Türk yönetmenli filmi "Yaşamın Kıyısında "...
son zamanların gözde yöntemi "paralel zamansallık" denilen kurgulama ile birçok ödül almış kimine göre güzel bana göre ise rezalet bir film..öncelikle " Duvara Karşı " gibi çarpıcı bir film değil..yalnız iki filmde de dikkatimi çeken Almanyada yaşayan Türklerin nekadar rezil bir durumda olduğudur(ben bilmiyorsam da yansıtılan bu,sonuçta dünyada bunu bilmeyen milyonlarca insan bu filmler sayesinde böyle bilecek).eminim ordaki Türkler içinde bu toprak üzerindekilerden daha milliyetçi ve dinine daha bağlı insanlar vardır ama bizim yönetmenimiz nedense Dünyaya madalyonun bizler için kötü olan tarafını göstermekte ısrar ediyor.istanbul da yaşanan tinerciler ve kapkaç olayları..bunlar yaşanmıyor değil ancak bu gerçeği göstermek zorunda değiliz..eğer gerçekleri anlatmaya,göstermeye bu kadar meraklı ve cesuruz o zaman zafer ve destanlarla dolu tarihimizi filme çekmeye biryerlerden başlasak iyi olacak!! Almanyada doğan Türk kökenli bir insandan Türk-Alman merkezli bir film beklemek olası ancak ben;almanların çok kültürlü,medeni,yardımsever biz Türklerin ise;sorunlu,barbar,küfürbaz,kültürsüz,hukuk sistemi çökük vs bir şekilde gösterilmesine karşıyım..1 Mayıs olaylarının ülkemizde sıkıntılı yaşandığıda gerçek..ama dediğim gibi bizim bu gerçekleri "evin kirli çamaşırlarını mahalleye taşıyan çocuk" misali Dünyaya reklam yapmamıza gerek yok,özelliklede bu günlerde!
herşeyi geçtim; kurgu gereği filmin başındaki ve sonundaki sahne aynı..karadeniz müziğinin eşsiz tadını duyuyoruz benzinlikte bir bayram günü ama film başlarken aynı sahnede Kazım Koyuncu türküyü söylerken son sahnede şevval sam söylüyor..bu bir hata mı yoksa kimilerine göre dahi yönetmenin yaptığı ve milletimizin süslü kelimelerle farklı anlamlar yüklediği bir sahne mi anlayamadım..ancak anladığım birşey var ki;şimdi 26 yaşımdaysam ve 10 yaşımdan beri hiçbir şekilde kaçırmadığm bayram namazları için ezan okunmadığını söylüyorsam bana güvenin..nejatın, lottenin annesine kurban bayramını anlattığı pencere önündeki sahnede ciddi bir hata var!!!
bu film oscar alır neden mi çünkü orhan pamuk nobel aldı!!! bu filme puan vermiyorum
son zamanların gözde yöntemi "paralel zamansallık" denilen kurgulama ile birçok ödül almış kimine göre güzel bana göre ise rezalet bir film..öncelikle " Duvara Karşı " gibi çarpıcı bir film değil..yalnız iki filmde de dikkatimi çeken Almanyada yaşayan Türklerin nekadar rezil bir durumda olduğudur(ben bilmiyorsam da yansıtılan bu,sonuçta dünyada bunu bilmeyen milyonlarca insan bu filmler sayesinde böyle bilecek).eminim ordaki Türkler içinde bu toprak üzerindekilerden daha milliyetçi ve dinine daha bağlı insanlar vardır ama bizim yönetmenimiz nedense Dünyaya madalyonun bizler için kötü olan tarafını göstermekte ısrar ediyor.istanbul da yaşanan tinerciler ve kapkaç olayları..bunlar yaşanmıyor değil ancak bu gerçeği göstermek zorunda değiliz..eğer gerçekleri anlatmaya,göstermeye bu kadar meraklı ve cesuruz o zaman zafer ve destanlarla dolu tarihimizi filme çekmeye biryerlerden başlasak iyi olacak!! Almanyada doğan Türk kökenli bir insandan Türk-Alman merkezli bir film beklemek olası ancak ben;almanların çok kültürlü,medeni,yardımsever biz Türklerin ise;sorunlu,barbar,küfürbaz,kültürsüz,hukuk sistemi çökük vs bir şekilde gösterilmesine karşıyım..1 Mayıs olaylarının ülkemizde sıkıntılı yaşandığıda gerçek..ama dediğim gibi bizim bu gerçekleri "evin kirli çamaşırlarını mahalleye taşıyan çocuk" misali Dünyaya reklam yapmamıza gerek yok,özelliklede bu günlerde!
herşeyi geçtim; kurgu gereği filmin başındaki ve sonundaki sahne aynı..karadeniz müziğinin eşsiz tadını duyuyoruz benzinlikte bir bayram günü ama film başlarken aynı sahnede Kazım Koyuncu türküyü söylerken son sahnede şevval sam söylüyor..bu bir hata mı yoksa kimilerine göre dahi yönetmenin yaptığı ve milletimizin süslü kelimelerle farklı anlamlar yüklediği bir sahne mi anlayamadım..ancak anladığım birşey var ki;şimdi 26 yaşımdaysam ve 10 yaşımdan beri hiçbir şekilde kaçırmadığm bayram namazları için ezan okunmadığını söylüyorsam bana güvenin..nejatın, lottenin annesine kurban bayramını anlattığı pencere önündeki sahnede ciddi bir hata var!!!
bu film oscar alır neden mi çünkü orhan pamuk nobel aldı!!! bu filme puan vermiyorum
İnanın bilmesem bu filmi Inaritu çekmiş derdim. Yani F. Akın, filmi bırakın TR; Avrupa sinemasının dahi çok üstünde bir film yapmış. Karakterler bu kadar mı oturur filme, kurgu bu kadar güzel (bu tür filmlerde malesef hep rastladığımız yapmacık karşılaşmalar tesadüfler gibi) sürrealden uzak olup da realistik olur.
Filmin sonu zaten ayrı bir güzel keza başının ayrı bi güzel başlaması gibi. (Karadeniz ve Kazım tabii ki...)
Yeşilçay ın da açıkçası oyunculuğu vasatın üstü diyebileceğim. Bu arada Nurgül ün de karakterini iyi izleyip de "ne uğruna ideolojilerin kimlere kaldığını" görmek gerek. Yazık Nurgül un oynadığı karaktere, toplumuzuda çok var ...
Son dönem en iyi türk filmlerinden biri. 8,3/10
Filmin sonu zaten ayrı bir güzel keza başının ayrı bi güzel başlaması gibi. (Karadeniz ve Kazım tabii ki...)
Yeşilçay ın da açıkçası oyunculuğu vasatın üstü diyebileceğim. Bu arada Nurgül ün de karakterini iyi izleyip de "ne uğruna ideolojilerin kimlere kaldığını" görmek gerek. Yazık Nurgül un oynadığı karaktere, toplumuzuda çok var ...
Son dönem en iyi türk filmlerinden biri. 8,3/10
aslına bakarsak senaryo iyi ama sanırım yönetmenlik işi bozmuş.bu kurguyla daha hareketli bir gidişat yakalayabilirlerdi.filmin durgun ilerleyişi ve oldukça anlamsız bir final filmi batırmış.vasatın da altı.
Şu yaşadığımız terör laneti döneminde Fatih Akın'ın yaptığı askerlikle ilgili değerlendirmeyi şiddetle eleştirsem ve kınasam da, bana göre Ferzan Özpetek'le birlikte yurtdışındaki en iyi yönetmenlerimizden biri, hatta Özpetek'den daha başarılı diyebilirim. Fatih Akın bunu filmleriyle zaten kanıtlamış durumda, umarım Oscar aday adayı olan filmi ödül alır hiç olmazsa film Alman yapımı (?) olmasına rağmen Türk yönetmenimiz en büyük ödülü almış olur. Film hikaye olarak gerçekten hem ilginç hem güzel dokunaklı bir hikayesi var. Oyunculuklara baktığımızda özellikle Tuncel Kurtiz ve Nurgül Yeşilçay rollerini müthiş oynamışlar, şu ana kadar gördüğüm beyazperde de en iyi Kurtiz ve Yeşilçay performansı diyebilirim. Ancak, ben sanırım Akın'ın tüm yönettiği filmlere izleme şansına sahip biri olarak şunu da açıkça belirteyim maalesef Akın'ın filmleri arasında en zayıf halka diyebilirim bir Duvara Karşı bir solino hatta Kısa ve Acısız bu filmden çok daha başarılı çok daha etkileyici filmleri arasındaydı. Filmin Türk-Alman dostluğuna yönelik mesajları başarılı olabilir hatta Yeşilçay'ın cüretkar sahneleri de öyle; ancak maalesef filme baktığımda ve değerlendirmemi Akın'ın diğer filmlerine kıyaslayarak yaptığımda filmi başarasız buldum.
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler