Yaşamın Kıyısında eleştirileri - Sayfa 11

Yaşamın kıyısında çok güzel bir film.Bazı arkadaşların yazdığı gibi abartılmammış.Gerçekleri anlatan bir film.

Fatih Akın, çok naif bir yönetmen. Yakaladığı iki kültür arası çatışma motifleri gerçekten ilginç ve önemli; aynı zamanda da eğlendirici. Yaşamın Kıyısında filmi çok güzel, film son karede bitmiyor, salondan çıktıktan sonrada sizi bırakmıyor. Bu arada bitiş sahnesini François Ozon'un Veda Vakti filminin son karesine benzettim.

bu filmi övenler cahildir..tıpkı fatih akın gibi..öncelikle kendine film mi yapmaya yoksa çarpıtılmış bir sosyoloji mi yapmaya çalışmış onu bir sormalı..sanırım bu filmi kendi alman kafasıyla yapmış çünkü türkiye'ye ait bölümler tam anlamıyla aptalca ve fiyasko..bence önce kan bağı taşıdığı bu ülkeyle ilgili bir film yapmadan evvel en az bir on yıl kitap okumalı ve bu ülkeyi karış karış gezmeliydi..bir sosyolog olarak ona tek tavsiyem bu olur..almanya bu filmle en iyi yabancı film oscarını alırsa şaşırmayın..içimizde bile kendini aydın sanan aptallar filme şak şakçılık yaparken..özellikle avrupa ve amerikan medyasının kendi halklarına, biz türkleri işgale hazırlanan öfkeli anti-demokratik bir millet olarak göstermeye çalıştığı şu dönemde bu film tam bir utanç..neden yönetmenler münferit olayları koca toplumun aynasıymış gibi göstermeye çalışırlar cehaletlerinden dolyı mı acaba..ve neden cahil seyirciler bunları alkışlar apttalık çağdaşlık mı oldu?

Filmin fragmanını izledim;Yönetmenin diğer filmelerini izlediğim için kuşkum yok.Bu da çok başarılı bir yapım olmuş.En yakın zamanda seyretmek istiyorum.Filmin sinemalarda 2 haftadan daha fazla kalmasını isterim doğrusu:)-Buarada kaç hafta kalacak merak ediyorum???

Filme büyük beklentilerle gitmiştim, tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Duvar'a Karşı'nın-bence muhteşem bir filmdir- yakınından bile gecemez. Filmdeki Türk karakterler son derece kötü, Türkiye'nin kanunları da kötü, İstanbul deseniz tinercilerin, sahipsiz köhne evlerin merkezi, eski eserlerin kiymetini bilmeyen cehalet-ahlak curumesi-egitimsizlik(filmden satırlar..)kol geziyor. Alman'ların ise inanamayacağınız kadar yüce gönüllü ve sevgi dolular...Ben bu yorumlardan sonra filmin Almanya adına oskar ady adayı oldugunu ogrendim, ne yalan soyleyeyim hic sasirmadim...

filmi hiç beğnmedim.birincisi sahneler çok kopuk kopuk ilerliyor.ikincisi Türkleri kötülemek için adeta yer aramışlar. González Iñárritu'nun ufak çaplı bir stil imitasyonu yapmışlar.konuşulan bazı şeyler sedece replik olsun inmajı yaratılsın diye söylenmiş.tamam şivede diksiyon,artikülasyon olmaz da bu kadar da değil hani...

tabıkıde fatıh akın ın bır hayranı olarak bu fılmı heycnla beklıodm ftıh akın ın tüm fılmlerını ısledım ban gore burda daha değısık bı tarz kullanmıs we bn onun kullandığı bu tarzı bırazcık Alejandro González Iñárritu(babel we amores perros un yonetmenı)un tarzına benzettım ama yinede fılm gercekten basarılı=))

film gerçekden çok güzeldi,senaryo ve oyuncular çok iyiydi,gerçekden büyük bir keyif alarak zledim........

ben filmi oldukça beğendim yalnız yaptığınız yorumlarda baya bir hata payı var.1. si filmin senaryosu filmin yönetmenliği gibi fatih akın a ait olduğu için senaryoyu berbat etmek gibi bi olasılığı yok zaten adamın senaryosu. 2. si kazım koyuncunun parçasını bir kadın söyluyor diyorsun o bir düet şevval sam ile parçayı dinlersen bunu anlarsın (umarım) 3. sü filmde bayram namazının yazın olduğunu söylüyorsun ve 2000 li yıllarda boyle bir olayın olmadığını söylüyorsun. filmin hangi zamanda geçtiğine dair herhangi bir iddiası yok ( bole bir uğraşıda yok ) 4. sü filmde trabzonluları küçümsemek die bi olay asla yok trabzonlular bu sıralar fazla alıngan ( bir trabzonlu olarak konuşuyorum) 5. si filmin sonununun kesin bir şeye bağlanmasına gerek yok boyle düşümeyen insanlara filmin verebileceği hiçbirşeyi yok onlar amerikan gişe kaygısı olan filmler izleyebilrler..

bu muhtesem filmi istanbullular sakin Cevahir AVM'deki sinemada izlemesinler. berbat ses sistemi sayesinde filmden tad alamiyorsunuz. ve de bilmeyenler icin, nedne turkiye'den aday olmadı: cunku oscar adayı olması için eylul sonuna kadar gsoterimde kalması gerekiyordu ve film turkiye'de o tarihte vizyona giremedi, almanya'da girdigi icin o ulkeden aday oldu. art niyet aramaya gerek yok.

filmi çok merak ediyorum,izledikten sonrada yorum yapacağım.bu filmi uzun zamandır bekliyordum zaten.bodruma bugün geldi:)

hiçte güzel bi film değildi arkadaşlar hiç tavsiye etmiyorum..

fatih akını bence fazla abartmışız.duvara karşı filmini beğenmiştim.yaşamın kıyısında filmi bence başarısız bir film. sinema sanat ise eğer sanatçının diğer insanlardan farklı daha büyük bir gözü kulağı olur.çünkü gösterdiği anlattığı şeyi çok iyi görür duyar hisseder insanlara aktrır. filmi izlerken şu duyguya kapılmamalı yok ya aslında böyle değil yalnış anlatıyorsun dememeli izleyici film de bunu hissttim.çok iyi bildiğin bir şeyi yapmak basittir duvara karşıdan farklı bir şey var burada.inaruttu özentisini filmde seziyorsun.inaruttu benim en beğendiğim yönetmen arda bir fark var sanırım inaruttu gözüde büyük kulağıda insanların acılarını çelişkierini öyle bir anlatıyorki insana dünyada aslında neden böyle insanlar çok az aslında savaşları ölümleri acıları kısaca yaşmın içinde ne var sa olduğu gibi gösteriyor neden bu kadar anlansız gelen acılar yaşıyoruz dedirtiyor insana birbirimizi neden anlamıyoruz ...sanırım akının derdi de bu bunu belki anlatmaya çalışıyor ama başarılı olamamış.türkü türk gibi,almanı alman gibi,lümpeni lümpen gibi,fahişeyi fahişe gibi anlatmış peki solcuya ne oluyor işte inaruttudan farkı akının burada farklı kültürleri,dinleri,coğrafyaları,ideolijeri anlatmak derdinizse çok iyi görmeniz gerekiyor sanatsa yaptığınız. solcu mu gangıstermi hem devrimci hem pişman hem güveniyor hem güvenmiyor.linç mi ediyor yaşatıyormu neyse kısaca solcu demek yarademeye getirmiş akın hangisi solcu hangisi lümpen karışmış..........