Ortalama puan
4,4
3938 Puanlama
Kabadayı hakkında görüşlerin ?
5,0
19 Kasım 2010 tarihinde eklendi
Rasim Öztekin, döktürmüş resmen...
4,0
29 Aralık 2007 tarihinde eklendi
aman aman mükemmel olmasa bile kendini rahatça izlettiren ve oyuncularının da başarılı iş çıkardığı güzel bir film olmuş.şener şen zaten her zamanki gibi çok iyiydi.adam bu kadar çeşitli rolün altından nasıl böyle çıkıyor gerçekten şaşılası bir yetenek.imirzalıoğlu ise bence tam bu tip roller için yaratılmış,gerek sima gerek hareketler mimikler falan iyi oturmuş devran’a.izlense pişman olunmaz bence ama bazı yerlerden duyduğumun aksine kabadayı eşkiya’dan güzel değildi bence.
5,0
23 Aralık 2007 tarihinde eklendi
Çok güzeldi gerçekten ya.Şener şen zaten oyunculuğuyla filmi alıp görütüyor diğer isimlerde çok iyiydiler.Babam ve oğlumdan yana izlediğim en iyi türk filmiydi.Bence kesinlikle gidin ve izleyin.10/10
4,0
10 Kasım 2014 tarihinde eklendi
güzel oyunculuklar güzel senaryo güzel film 8/10
5,0
27 Haziran 2008 tarihinde eklendi
bir insanın hiç mi kötü filmi olmaz demekki olmuyomuş. ya şener şen kadar iyi bir oyuncu herhalde türkiyede çok nadir. filmlerini tekrar tekrar izlesenizde sıkılmıyorsunuz. herkese tavsiye ediyorum çok başarılı bir film.Diğer oyunculardanda kusursuz performanslar görüyorsunuz.Etkileyiciydi.10/10
3,0
5 Eylül 2009 tarihinde eklendi
Film izlenebilir kalitede. Bazı gariplikler hemen göze çarpsada, biraz da racon işleri beni sıksada oyuncular süperdi.
4,0
28 Aralık 2007 tarihinde eklendi
Her yönüyle iyi bir film olması ile beraber klasik Türk filmlerinin her türlü özelliğinide içinde barındırıyor,kısacası çok özgün değil ama benzerleri arasında tartışmasız en iyisi.10/9
4,5
23 Haziran 2010 tarihinde eklendi
Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu o kadar mükemmellerki,film onların sayesinde akıp gidiyor resmen..Türk sineması adına umut veren bir yapım olmuş..Tabiki baştaki iki isminde etkisiyle..
3,5
18 Aralık 2007 tarihinde eklendi
Belentilerin altında kaldığı muhakkak flmin. Kesinlikle beklentileri karşılayacak düzeyde değil. Ancak beklentilerinizi biraz aşağı çekerseniz yine zevkle izleyebilirsiniz. Vasatın biraz üzerinde kendini izleten bir film ama kesinlikle bir başyapıt değil. Herkeste bir 'Eşkıya' beklentisi var. Bu film çok olumsuz etkiliyor. Bir kere Eşkıya ile alakası yok filmin. Tek benzer yanı Baran ile Ali Osman’ın geçmişleri.Her ikiside eskiden birer yasa dışı adammış, çok adam vurmuşlar, öldürmüşler, hapis yatmışlar. Onun dışında filmin geçtiği bölümlerin birbiriyle hiç alakası yok. Eşkıya ile benzerliği varmı diye merak eden arkadaşlara söylemiş olayım. Temposunu yer yer kybediyor film. Buna rağmen oyuncularından aldığı güçle filmden kopmuyorsunuz. Şener Şen her zamanki gibi. O üzden O’ndan bhstmicem. Ama Kenan hakkında bişeyler söylemek gerekiyor artık galiba. Her ne kadar bugüne kadar hep bir birine yakın karakterleri oynamış olsada ben Kenan’ı ciddi bir gelişim gösterdiğin düşnüyorum. Artık baya baya oyucu olmuş. Uzun lafın kısası herşeye rağmen yinede bu filmi göün derim.
3,5
9 Ekim 2014 tarihinde eklendi
Yavuz Turgul'un içerik bakımından en zayıf filmi olabilir. Popülist bir hikayeden oluşuyor. Gangsterler şehri istila etmiş, polisler ortalıkta görünmüyor. Yeri geliyor, ölenlerin sayısını unutuyoruz, hikayenin geçtiği semtte bombalar patlıyor, kimsenin umurunda değil. Turgul, yeni nesil hikayelere pek aşina görünmüyor. Bir Eşkiya dağa çıkıp hayatını sürdürebilir, ama Türkiye'nin merkezi olan bir şehirde bu kadar kanunsuz işler yapamazsın. Gerçeklik konusunda hikaye vasatı aşamıyor. Nedensellik de bu seviyede ilerliyor. Akıl almaz olaylar yaşanıyor. Neden?.. Kızı sevmesi cevap olarak sunuluyor. Aralarında güçlü bir bağ bulunmuyor. Birbirlerini sevip de, ayrılmak zorunda kalsalar, sevdası için öldürdüğü söylenebilir. Ancak, tek taraflı, sevgi bile sayılamayacak bir duygu için katliam yapıyor. O kadar gösterişli olayın yaşanmasına net bir sebep değil. İzleyeni tatmin etmiyor. Bir diğer büyük hata da, hikayenin kurgulanış şekli. Sahnelerin büyük kısmı, hikayenin ilerlemesine fayda sağlamıyor ve birbirine benziyor. Zamanı uzatmak için yazılmış. Her hikayede yardımcı sahneler olabilir. Fakat, yardımcı sahneler, öyküden bir detay içermek zorundadır. Çorba içip, hikayesini anlattıkları sahne, mükemmel bir örnektir. Diğerlerinde ise, aynı olaylar tekrarlanıyor. Önceki sahnelerde açıkladığı hikayenin üzerinden geçiyor. Yavuz Turgul son iki filmi haricinde bu hataları yapmazdı. Mantık sınırlarını zorlayan sahneler hep vardı, ama hikaye akıcı bir şekilde aktarılıyordu. Aceleye gelmiş bir film olduğuna inanmak istiyorum. Yavuz Turgul gerçekten bu hataları yapacak bir yazar değil. Çekimleri de kendisi üstlenmeliydi. Özellikle telefonla konuşma sahneleri belirgin bir şekilde sırıtıyor... sonuç olarak eleştirsekte türk filmleri arasında en azından kendini biraz gösteriyor iyi seyirler...
4,0
7 Ocak 2010 tarihinde eklendi
bu arada rasim öztekini unutmuşum:D.sürekli filmlerde oynayan bu abimizi gaey rolünde harikalar yaratmış çok çok başarılı:d.
4,5
15 Şubat 2009 tarihinde eklendi
Bir kadın meselesi nelere mal oluyor görüyoruz bu filmde...Eşkıya filmi kadar olamaz ama onun kadar kaliteli bir film...Son dönem Türk sinemasının en iyi örneklerinden...Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu Hollywooda taş çıkarmış adeta...
4,0
16 Ocak 2008 tarihinde eklendi
Bardağın dolu tarafına baktığınızda bile Eşkiya ve Gönül yarası’nın gölgesinde kaldığını düşünüyorum.Şener Şen’e hepimiz gibi büyük saygı duyuyorum ancak bence filmde vasatı aşamamış.Kenan İmirzalıoğlu ise yeni kuşağın bir numarası olduğunu ispatlamış.Son yıllarda özellikle Deli Yürek ve Kurtlar Vadisi dizilerine gelen ’özendirici’ eleştirilerinden sakınmak için sanki karakterler biraz kartonlaştırılmış.Ama yinede izleyin eksiklerine rağmen sinemamızda birileri sadece para kazanmayı düşünmeden birşeyler yapmaya çalışıyorlar çünkü...
2,5
14 Aralık 2007 tarihinde eklendi
..Yapimci olarak 1996 tarihli "Eskiya" ile adini duyuran Omer Vargi, iki sene sonra "Hersey Cok Guzel Olacak" ile yonetmenlik koltuguna gecerek seyircilere mutevazi, eli yuzu duzgun keyifli bir film armagan ederken Cem Yilmaz'in da sinemada onunu acmasina on ayak olmustu bi bakima. Ardindan 2003 tarihli "Insaat" cok genis bir kitleye seslenemedi kuskusuz, oyunculari ve konusu geregi pek ilgi gormeden sessiz sedasiz oynamisti adeta, ancak Vargi yine de tek bir insaatta gecen hikayede kimi yerleri sarksa da, Sevket Coruh'un yildizini parlatan seyirlik bir film cikartmisti ortaya. Ucuncu sinema filmi "Kabadayi" ise, kuskusuz ki Omer Vargi'nin su ana kadarki filmografisinin en goze batacak projesi. Cunku bir taraftan sinemamizin en iyi senarist-yonetmenlerinden Yavuz Turgul, "Gonul Yarasi"nin ardindan yazdigi ilk senaryosunu Vargi'nin ellerine teslim ederken, diger taraftan Turk sinemasinda yasayan bir efsane konumuna denk dusen, her yeni filmi iple cekilen Sener Sen genc kusagin yetenekli aktorlerinden Kenan Imirzalioglu ile "duello" misali hikayesiyle karsi karsiya geliyor, kadronun geri kalan kismini da unutmamali tabi ki... Ali Osman yasi geregi bir kenara cekilmis, zaman zaman arkadaslariyla eski gunlerini yad eden, fakir fukaranin corbasini unutmayan, hali saha isleterek gecinip giden eski bir kabadayi. Olum dosegindeki Afet'in son sozleriyle, yillar once kendisinden olan bir oglu oldugunu ogrendigi anda eli ayagina dolaniyor Ali Osman'in. Oglu Murat ise bir rock bar'da sevgilisi Karaca ile birlikte calismakta, ancak cevredeki muhiti haraca baglayan Devran, Karaca'ya olan askindan dolayi Murat'in karsisina cikiyor. Ve Murat istemeyerek de olsa babasi Ali Osman'dan yardim istiyor vs. Ancak ortaya cikan sonuc, beklentileri karsilamaktan bir parca uzak. Filmin suresi bir Turk filminde alisik olmadigimiz derecede uzun, 140 dakika. Genel olarak bakildiginda bunun nedeni fazla uzatilmis bir kedi-fare oyunu misali uzayan bir kovalamaca ve hikayenin cok fazla yan karakterin cevresinde gelismesi olarak gorulebilir. Yavuz Turgul, 1985 tarihli "Zugurt Aga"dan beri senaryolarini 22 senedir hicbir yonetmene teslim etmeden bizzat kendi ceken biri. Bu kez Vargi'ya teslim etmis yonetmen koltugunu ancak ikisi arasindaki sinemasal yaklasimlar yuzunden film bircok yerde aksiyor. Turgul'un filmlerinde oykunun dramatik yani daha agir basar, her ne kadar komik bir sahne izleseniz de tam anlamiyla kahkahalarla gulemezsiniz cunku dramatik unsurlar filmin geneline tam anlamiyla yayilmistir. Vargi ise "Kabadayi"da bu dengeyi tutturamamis, hikayenin dramatik yanini tam anlamiyla tum filme yayamamis, cunku yer yer film ciddiyetini kaybedip komik olmaya basliyor. Yonetmenlik yonunden bakildiginda zayif bir film "Kabadayi". Yonetmen Vargi zayif kurgu calismasinin da katkisiyla kesik kesik planlardan olusan bir butun ortaya cikarmis adeta. Ve gereksiz tekrarlar (ornegin izleyenler anliyacaktir, en cok kafama takilan Devran'in Ali Osman'in arkadaslarini tehdit ettigi sekanstaki o patlamalar, sakiz gibi arka arkaya tekrarlanan patlama planlarinin dordu birden, guzel bir kurgu numarasiyla ekrani dorde bolme teknigiyle verilebilirmis) ile filmin gucunu azaltmis. Devran'in Karaca'ya olan tutkusu filmin bazi yerlerinde inandirici olmaktan cikarken, ozellikle oyuncu kadrosundaki bazi yanlis tercihler maalesef ki fazlasiyla siritiyor, karikaturize duruyor. Ali Osman'in arkadaslarindan olusan kadro, bircok yapimda cogunlukla komedi agirlikli rolleriyle hafizamiza kazinan emektar oyunculardan olustugundan onlari eski "sert abi" gunlerinde dusunmekte zorlaniyoruz mesela. Diger taraftan Rasim Oztekin, fazla abartiya kacirildiginda kontrolden cikabilecek "Surmeli" rolunde son derece kivaminda bir performansla karsimiza cikiyor ki bu da filmin lehine isleyen etkenlerden biri. Sener Sen her zamanki gibi olaganustu, Kenan Imirzalioglu'nun ise bir iki ufak sahnede abartiya kacsa da (onun hicbir sucu yok, hikaye buna elverisli cunku), "Yazi Tura"nin ardindan bu filmle artik iyi bir oyuncu oldugunu cumle aleme kanitladigini soyleyebiliriz. Oyuncu kadrosundaki en siritan ismin ise Devran'in patronu rolunde karsimiza cikan Ulgar Manzakoglu oldugunu belirtmek lazim. Gercek hayatta goz doktoru olan Manzakoglu, rolu geregi fazla efor sarfediyo ama esas rahatsiz edici yani o cok yapistirma duran dublaji oluyor. Ayrica filmin "polaroid - hafiza" iliskisiyle "Memento"ya -bilincli ya da bilincsiz- selam caktigini da belirtmekte fayda var. Bir de beyazdede bu kadar telefon gorusmesi yapilan bir film gordugumu hatirlamiyorum acikcasi. Sonuc olarak oyuncularinin performanslariyla akilda kalsa da, tum bir film olarak bakildiginda bir parca vasat kaliyor "Kabadayi". Veya biz beklentilerimizi fazla tuttuk ondan dolayi boyle bir buruk tad aldik da diyebiliriz..(5/10)
5,0
14 Şubat 2012 tarihinde eklendi
şener şenin aynanın karşısına geçip kaşlarını çatıp aynaya baktığı sahne bence türk sinema tarihine geçer hiç tartışmasız hemde 10 üzerinden 10 türk filmlerine saygı
Daha Fazlasını Göster