Hesabım
    Canavar
    Ortalama puan
    3,3
    849 Puanlama
    Canavar hakkında görüşlerin ?

    213 Kullanıcı yorumları

    5
    40 Eleştiri
    4
    57 Eleştiri
    3
    22 Eleştiri
    2
    48 Eleştiri
    1
    28 Eleştiri
    0
    18 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Prfdnzyrlmz
    Prfdnzyrlmz

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    11 Ağustos 2023 tarihinde eklendi
    Aslinda norvec isvec finlandiya hikayelerine merak duyuyorum ama filmlerine bunu yansitmakta eksik kaliyorlar.oyunculuk kurtariyor gibi.troll diyorlar bagira bagira neden canavar demisler ki...??sarki klipleri daha guzel kalir bu film yaninda.uzulerek elestiriyorum seviyorum die kotu olan biseye iyi diyemem lutfen daha iyilerini yapin...namesteee😁kuzey ulkelerini ve hikayelerini seviyorum🙂 spoiler:
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    24 Ağustos 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosı, Drew Goddard tarafından yazılan “Cloverfield”, yönetmen koltuğunda oturan Matt Reeves’in ikinci uzun metrajlı sinema filmi…

    25 milyon dolar gibi Hollywood standartlarına göre oldukça mütevazı sayılabilecek bir bütçeyle çekilen filmin brüt gişe hasılatı 170,8 milyon dolar… Ki bu, aynı Matt Reeves’i “Dawn of the Planet of the Apes” (2014) ve “War for the Planet of the Apes” (2017) gibi yine oldukça iyi gişe yapan filmleri de çekerken görmemizi sağlayan bir rakam…

    Daha sonra “10 Cloverfield Lane” (2016) ve “The Cloverfield Paradox” (2018) gibi devamları da çekilen filmimizdeki yaratık “Clover” a ilişkin “ana fikrin”:

    Kendisiyle yapılan bir söyleşide, filmin yapımcısı J. J. Abrams’ın, oğluyla birlikte bir Japon oyuncak mağazasına yaptığı ziyaret sırasında oluştuğunu ve bu yaratığın “The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe” (2005), “Watchmen” (2009), “Avatar” (2009), “Super 8” (2011), “Noah” (2014) ve “Star Trek Beyond” (2016) gibi filmlerdeki yaratıklarda da imzası bulunan Neville Page tarafından özel olarak tasarlandığını öğreniyoruz…

    16 Ocak 2008’de vizyona giren bu dikkat çekici filmin, 7/10 (342.008 oy) ve 3.4/5 (420.214 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.8/10 (215 yorum) ve 64/100 (37 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları da (özellikle de oylamaya katılan izleyici sayısı açısından) oldukça iddialı…

    Gelin isterseniz, bu puanların etkisinde kalmadan, filmimizi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak bizzat kendimiz incelemeye ve sonrasında da puanlamaya çalışalım…

    Evet, oyuncu kadrosundan başlayalım…

    Başlayalım da, emin olun kızcağızın birinin feryat figan bağırışları dışında filmdeki karakterlerin hiç birinin adı dahi aklımızda kalmadı…

    Ki zaten bu filmde oyuncu kadrosunda kimlerin bulunduğunun da pek fazla önemi yok gibi…

    Zira bu ve buna benzer filmler tamamen teknik kadronun becerisiyle alakalı olan filmler…

    O yüzden gelin isterseniz daha fazla oyalanmadan işin teknik kısmına geçelim… Ancak o bölüme geçmeden oyuncu kadrosuyla ilgili son bir not olarak, film çekimleri esnasında oyuncuların, sağda solda koşuşturan ve kendilerine saldıran yaratıkların hiçbirini görmeden "varmış gibi yaparak" oynadıklarını ve bu yaratıklara ilişkin görüntülerin, sanal efekt ekibince montaj masasında filme sonradan ilave edildiğini belirtelim…

    Teknik ekibe gelince… Zaten biraz önce bu bölümle ilgili ana fikre ilişkin kopyayı verdik… Evet, bu filmin başrolünde 208 kişilik (ancak o kadarını sayabildik) sanal efekt ekibi ile yaptığı işler arasında “Inception” (2010), “Harry Potter and The Deathly Hallows Part 2” (2011), “Interstellar” (2014), “Ex Machina” (2015), ve Blade Runner 2049 (2017) gibi 4 Academy ve 4 BAFTA ödülü kazandığı filmler de bulunan Londra merkezli sanal efekt uzmanı DNEG firması var… Ki, John Carpenter’ın “Escape from New York” (1981) filminden esinlenilen özgürlük anıtının kopartılan kafasının caddeye fırlatılması işi de bu firmanın filmdeki marifetlerinden sadece bir tanesi… Elbette filmin bir diğer hoş özelliği de çekimlerin amatör el kamerasıyla yapıldığı izleniminin verilmesi…

    Sonuç olarak, çok fazla eğlendirmese de 85 dakikalık makul süresi nedeniyle en azından izleyiciyi sıkmayan bu film için puanımız 3önerimiz ise, “izlenebilir” şeklinde olacak…

    Serinin diğer iki filmi “10 Cloverfield Lane” (2016) ve “The Cloverfield Paradox” (2018)’un yorumlarında görüşmek üzere…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 26 Ekim 2018 günü saat 00.11’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 465 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    5 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Filmi yıllar önce izlediğimde beğenmemiştim çünkü bir sürü cevapsız soru bırakmıştı fakat devam filmleri bu filmin kalitesini artırdı bu yüzden yorumumu düzenleyip daha iyi bir puan vermek için geri geldim seri olarak izlenirse güzel bi seriydi ben beğendim
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    30 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Çoğunuz bazen alışveriş merkezlerinde veya dışarıda olan 5D-10D tarzı şeyleri bilir. Sadece 5 dakika süren bu 5D'de bir animasyon film gösterilir ve o animasyonun eşliğinde koltuklar sallanır ve yüzümüze kar, yağmur gibi şeyler çarpar ve bu bittikten sonra 5D ile aklımızda sadece o heyecanlı deneyim kalır. Cloverfield da bu heyecanlı deneyim 5 dakikadan 80 dakikaya uzatılmış hali.

    Filmin konusu oldukça basit aslında: Ertesi sabah Japonya'daki yeni işine uçmaya hazırlanan Rob, en iyi arkadaşı Hud ve kardeşi Jason tarafından hazırlanan bir sürpriz parti ile karşılanı kaç hafta önce uzun zamandır aşık olduğu Beth ile kısa bir ilişki yaşamış olan Rob'un gecesi, Beth'in partiye başkasıyla gelmesi ile darmadağın olur. Tabi ki Rob, bir dakika sonra bütün Manhattan'ın kendi kalbi gibi parçalara ayrılacağından habersizdir.

    Konu basit fakat film daha basit aslında. Peki bu filme yüksek puan vermemi sağlayan şey ne?
    Bunun cevabı basit aslında: Adrenalin. Film başından sonuna kadar adrenalin yüklü ve bu filmin süresi ne kadar kısa olsa da film bittikten sonra filmin etkisinde kalıyoruz. Çünkü film sürükleyici.

    Ayrıca da bu filmde found-footage kamera tarzını denemişler. İşte bu sayede de film 5D'ye benzemiş ve sanki biz de oradaymışız gibi hissettirmiş. Bu sayede de filmin etkileyiciliği artıyor.

    Fakat filmin büyük mantık hataları da yok değil. Mesela tüm filmde yaşanan olaylara rağmen Hud'ın elindeki kamerayı bırakmaması filmin en büyük mantık hatası. Yani normal bir insan ya da ben mesela filmdeki yaratığın ilk çıktığı andan itibaren kamerayı bir kenara atıp kurtulmaya çalışırdım. Fakat eğer Hud kamerayı bıraksaydı o zaman da filmin gerisini öğrenemezdik. O yüzden de ben biraz hak veriyorum filme.

    Bunun dışında filmin diyalog sahnelerinin bazıları klişeye kaçtığı için film biraz gerçekçiliğini kaybediyor. Özellikle de hastane sahnesindeki askerlere dikkat çekerim. Oyunculuklar ise doğaldı, biraz dizi havası vardı (filmde dizi havası olmasının nedenlerinden birisi yönetmen Matt Reeves'in televizyon dünyasında çalışmasından dolayı olabilir) o yüzden oyunculuklar ne iyi ne de kötü.

    Aslında biz bütün filmi bir kaset üzerinden izliyoruz ve biz bu kaseti izlerken de filmdeki Rob ile Beth'in ilişkisi hakkında bilgi ediniyoruz. (Özellikle de Rob ile Beth'in filmin en sonundaki lunaparkta olan sahnesini büyük dikkat ile izleyin!) Filmin bu sahneleri çok başarılı bir flashback ile yapılmış. Filmin başarılı taraflarından birisi.

    Cloverfield 25 milyonluk o kadar da büyük olmayan bütçesine rağmen tüm görsel efektler ve yaratık sahneleri gibi şeyleri başarıyla yapmış, efektler çok kötü, animasyon gibi derdi yok. Böylece bu film başarılı bir aksiyon ve -azıcık da olsa- korku filmi.

    Son olarak bu eleştiride pek fazla yıkım ve saldırı sahnelerinden bahsetmedim, filmin sürprizi bozulmasın. Fakat yaratık hakkında size şunu söyleyebilirim ki: Mesela bir yerde yürürken arkanızda örümceğe benzeyen dev bir yaratık görürseniz sizi ısırmasına izin vermeyin. Çünkü ısırıldıktan bir süre sonraki durum pek hayra alamet değil. 3.5/5

    Not: Bu filmi Super 8 ile kıyaslamaya gerek yok. Evet, yaratık tarzında benzer yanı var fakat iki film apayrı konulara ve türlere sahip bu yüzden bu filmden Super 8 tarzı bir şey beklemeyin.
    Hasan A.
    Hasan A.

    Takipçi 14 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    26 Ekim 2013 tarihinde eklendi
    İzlediğim en kötü filmlerden biri. Bazı arkadaşlar görsel şölen diyerek güzel olarak nitelemiş. Bence çok kötüydü son yok görüntü yok hiçbirşey yok bence asla izlenmemesi gereken bir film.
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    24 Haziran 2012 tarihinde eklendi
    Görsel efektleri ve çekimleri usta işi . Ama filmde genel anlamda sıkıntılar var . Kopmalar var , dağınıklık var . Bir yerden sonra filmde olan hiçbir şey size ilginç gelmiyor , ters köşeye yatıramıyor . Sürekli bir hareket halinde olunması , silahlar , çatışma vs. bir yerden sonra insanı sıkıyor , farklı şeyler aratıyor . 'Zengin kalkışı' modunda finali de havada kalan diğer bir kısım . Toparlamak gerekirse ; bomba adam J.J. Abrams'ın elinden çıkma , ortalama bir gerilim filmi Cloverfield ...
    JeanClaudeVanDamme
    JeanClaudeVanDamme

    Takipçi 1.209 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    6 Mart 2012 tarihinde eklendi
    Türü içerisinde beni gerçek olduğuna inandırmayı en fazla başarabilmiş film ''Cloverfield''.Yönetmenin gerçeklik hissini yüzde yüz yakalayabilmiş olması takdire şayan.Ama film herkese göre değil,zira izledikten sonra hareketli kameradan dolayı baş ağrısı ve mide bulantısı gibi şikayetleri olanların sayısı azımsanacak gibi değil.
    Ekrem Doydu
    Ekrem Doydu

    Takipçi 263 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    7 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Sinemada izlemediime zldm filmlerden. El kameras ekimi filme ok yakm. zlenmesi gerek..
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Mart 2011 tarihinde eklendi
    yorumlardan sonra filme karsi sikintili basladim ama cok iyi cikti sonu biraz oldu bittiye getirilmis ama zamanin nasil gectigini anlamiyorsunuz el kamera teknigiyle cekilmesi daha gercekcilik katmis gonul rahatligiyla tavsiye ederim 10/8
    Burakrises
    Burakrises

    Takipçi 687 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    ilginç bir çalişma olmuş ama normal olarakta izlenile bilirdi çünkü bazı sahneler gözden kaçtığı için örneğin canavarın kuyruğuyla köprüye vurduğu sahnede insanların havaya uçuşu tekrar yere düşüşü falan. bide filmi akıllarda kalıcı hale getirememişler yani ismini falan biliyorsunuz ama bazı sahneleri çabuk unutuyorsunuz yada dediğim gibi gözden kaçıyor. e zaten film 1 grupu anlatıyor zaten film çok kısa. yani yusyuvarlak bir filmi arkasında 10larca soru işareti bırakıyor ki bu soru işaretini yapımcılar bile dolduramaz. o canavar öldümü? (ki bence ölmedi) o canavar nerden geldi? (dvdsinde yönetmen o canavarın yavru olabileceğinden ve belkide şehirde annesini aramakta,/o bile emin değil dvden bakın) o canavardan düşen canavarlanda neyin nesi?ve hakikatende film çok kısa 70dklık filmin 20 dksı parti yani izlenilecek 40 dksı kalıyorama yinede izlettiriyor arşivde duruyor10/9
    l-i-l-a-H
    l-i-l-a-H

    Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    Bir pazarlama şahaseri. Filmin ilk teaser ı çıktığında, 'Lost' un yeni sezonundan bir sahne sanılmıştı, yapımcı koltuğunda J.J. Abrams olduğundan...
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    5 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Godzillamsı bir canavar New-York sokaklarında godzillasımcıklarıyla birlikte vahşet estirirken bir yandan anlamsız ve saçma bir aşk hikayesi,bir yandan nedenselliği kafa karıştıran bir virüs belası bize yutturulmaya çalışılıyor.Oynak kadrajları oyuncuları ve sahneleri bölük pörçük alırken nedense reklam niyeti olunca kadrajı tam ayarlamayı başarıyor ve oynaklık sanırım -en azından bende öyle oldu- baş ağrısı ve mide bulantısı olarak üzerimize çöküyor.Sonuçta tarz olarak ilginç bir film.Bu açıdan her sinemasever en az bir kez izlemeli..
    birakin-gitsin55
    birakin-gitsin55

    Takipçi 566 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    17 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    bekLedigim gibi cikmayan bir fiLm...
    altuneli
    altuneli

    68 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    9 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    Bir amerikan klasiği işte ne bela gelirse hep bol gökdelenli modern şehirlere geliyor.File gelince el kamerasından alatım furyasına başka bir örnek ama bazı saçmalaıklarda yok değil. Herkesin tespit ettiği gibi bu kamera nükleer enerjiyle çalışmıyorsa nasıl oluyorda düşen helikopterde bile açık kalıp sabaha kadar çekim yapıyor...Ayrı bir saçmalık Canavarın durup durup koskoca Newyorkta bu 3 dört kişiyi bulması. ve en berbatı filmi saçmasapan bir noktada bitirmek. Ticari kaygılı bir film olduğundan olurda tutarsa canavar 2 yi çekeriz diye pataküte bitiyor film. Bence görsel açıdan iyi konusu ve anlatımı dengesiz bir film.
    Ilknur K
    Ilknur K

    Takipçi 1.243 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    22 Haziran 2010 tarihinde eklendi
    görsel açıdan bir hayli başarılı film. sıkıcı değil. izlenebilir.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top