En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
BABA S.
Takipçi
94 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
20 Ağustos 2020 tarihinde eklendi
Organize suç örgütleri ve yeraltı dünyası,masum ve acı çeken insanlar,konu farklı olmasa da işleniş çok güzeldi.Kendine seyrettiriyor ve sıkılmıyorsunuz.Vaktiniz varsa izlenir.
Herkesin dilinde olan o meşhur ''Yeraltı dünyasını'' standardın dışında değerlendiren efso yapım.Oyunculuklar şahane durağan bir yapım gibi gelebilir ama bu durağanlık bu filmi özel yapıyor. Rastgele bir sitede denk gelip izledim asıl cevherler rastgele denk geliyor arayınca bulamayacağınız türden.2. sini beklediğim nadir filmlerden.
Genel olarak durgun geçen bir filmdi. Benim için ortalama bir filmdi. Londra'da geçen filmde Tatiana adlı kız doğumu sırasında ölür, bebek doğar ve yaşar. Anna adlı hemşire Tatiana'nın günlüğünü bulur ve kızı ailesine ulaştırmaya çalışır. Önce Rus olan amcasına bu günlükte bir adres yazıp yazmadığını sorar. Amcası dediğini yapmaz. Daha sonra günlüğün arasında bir lokantanın kartını bulur. Anna oraya gider. Semon adlı biriyle görüşür. Semon'un Tatiana'ya tecavüz ettiğini öğrenir. Semon'un oğlu Kirill ve Nikolai, Anna'dan günlüğü verdiği takdirde kızın ailesinin adresini verecektir. İlk olarak vermese de Nikolai sonradan adresi verir. Semon'un oğlu Kirill, Tatina'ya tecavüz edenin babası olduğunu öğrenince çok şaşırır. Kirill bebeği alıp denize bırakacakken Nikolai ve Anna gelir, buna mâni olurlar. Filmin hikâyesi genel olarak bu şekildeydi. Filmde konu anlatımını pek beğenmedim. Daha etkileyici bir atmosfer oluştursalardı daha iyi olurdu bence. Nikolai'nin hamamda iki kişiyle dövüştüğü sahne gerçekten de müthişti. O sahnede bende bir canlanma olduğunu söyleyebilirim. Kameralar iyi kullanılmış o sahnede. Oyunculuklar son derece iyiydi. Özellike Viggo Mortensen son derece soğukkanlı bir şekilde oynamış. Kendisi sevdiğim oyunculardan biridir zaten. Filmin kurgusu çok iyi değildi. Sahneler arasında kopukluklar vardı. Sürükleyici bir yapı oluşturulamamış. Filme verdiğim puan= 7,2
Kasvetli anlatımının etkisinde kaldığım bir yapım oldu. Bir organize suç örgütünün Londra ayağından bahsediyor film ve zaman ilerledikçe, günlükten cümleler çıktıkça yapım gittikçe daha da derine iniyor. Oyunculuk ve atmosfer o kadar gerçekçiydi ki beni gerçek zaman soyutlayıp filmin akışı içinde kaybolmamı sağladı. Etkileyiciliği ön planda tutan bu filmi seyretmenizi tavsiye ederim. iyi seyirler
Videodrome (Ekrandaki Dehşet, 1983), Scanners (Tarayıcılar, 1981), eXistenZ (Varoluş, 1999), The Fly (Sinek, 1986), Dead Ringers (Ölü İkizler, 1988) gibi kült ve kaliteli filmleriyle bu adamın kesinlikle varoluş tarzına yakın seyreden kendi benimsediği felsefesini insan bedenini kullanarak anlatmaya çalıştığı söylenebilirdi. 2000’ler sonrasında ise bu felsefesini psikolojik olarak anlatmaya geçtiğini söyleyebiliriz. Son çektiği Maps to the Stars (Yıldız Haritası, 2014) ve zaten Freud ve Jung’u konu aldığı A Dangerous Method (Tehlikeli İlişki, 2011) filmleri bunun örneği. Cronenberg’in iki şekilde de iyi işler çıkarmış olduğu kesin...
Konu güzel ama işleniş zayıf,özellikle hamamda geçen bir dövüş sahnesi var ki mükemmel çekilmiş;en can alıcı yerlerindendi filmin onun dışında mortensen iyi oynamış baya 7/10
Çılgın yönetmen D. Crononberg; Şiddet'in Tarihçesi filminden sonra yine bir şiddet vakasını hipnotize olmuş şekilde biz seyircilere izlettirmesini çok iyi biliyor. Tabii bunda Viggo Mortensen'in payı büyük. Yüzüklerin efendisi soğukkanlı katil rolünü ustalığıyla mükemmel biçimde kotarıyor. Naomi Watts'ı daha önce Funny Games U.S. filminde izlemiştim açıkçası burda ki rolünde sanki pasifize edilmiş bir rolle karşımıza çıkıyor. Bu arada Vincent Cassell'in Krill rolünü bizlere iyi aksettirdiği aşikar. Sadece filmin finali aceleye gelmiş görünüyor. İzlerken sıkılmayacağınız bir film.
Klasik mafya filmlerinden ustaca sıyrılmış Cronenberg yapıtı.. Oyunculuk açısından incelendiğinde Viggo Mortensen'in son derece soğukkanlı performansı gerçekten mükemmeldi. Duruşu bile harikaydı adamın ya. Semyon karakterinin filmin sonuna kadar düşürmediği maskesinin kusursuzluğu, Vincent Cassel'in başınabuyruk tavrı ve bastırmaya çabaladığı cinsel kimliğinin şiddetle birlikteliği.. Oyunculuk başlığında tek zayıf halka beklediğimin aksine Naomi Watts'ın filme daha fazla yedirilememiş olması. Aslında hikayenin kilit noktası olan Naomi Watts, filmde oldukça pasif kalmış açıkçası. Neticede, başta da dediğim gibi, Eastern Promises türünün tipik örneği olmayan, çok farklı bi film bana göre.
Şiddetin tarihçesiyle suç filmlerine el atan Cronenberg İngilteredeki rus mafyası içindeki hesaplaşmaları ve dövmelerin ruslar için ne kadar önemli olduğunu anladığımız ilginç bir suç filmi.Özellikle Mortensenin oyunculuğu şahane, hamamdaki dövüşte çok kaliteli, ama Casselin burda ne işi var diye düşünmeden edemediğimiz yavaş anlatımı ve basit sonuyla sıradan bir seğirlikten öte değil.
Cronenberg yine tarzının dışında bir işe imza atmış . Rus mafyası üzerine bir suç-dramı çıkartmış .
Film baştan sona yavaş bir tempoda ilerlemesine rağmen , kendini izletmeyi biliyor . Temponun arttığı yerlerde - özellikle hamamdaki kavga sahnesi- uzun süre akıllarda yer edinecek cinsten .
Viggo Mortensen , Vincent Cassel , Armin Mueller-Stahl , Naomi Watts ve Jerzy Skolimowski de rollerini eksiksiz oynamışlar .
Sonu daha iyi olabilirdi , konu bütünlüğü daha sağlam olabilirdi , hatta bir 20 dakika daha devam edebilirdi film . Tam , tabir yerindeyse 'herkes coşacak' derken film pat diye bitti :) .
İyi bir film ama başyapıt değil , Cronenbergin en iyisi de değil . ortalama bir suç-dramı . 10/7 .
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.