Ortalama puan
3,8
608 Puanlama
Kan Dökülecek hakkında görüşlerin ?
4,5
16 Nisan 2008 tarihinde eklendi
bence bu filmi kesinlikle anlattigi hikayeyle sinirlayip ,haytimizda sorgulamamiz gereken onlarca degisik yargilari gosterdigi gerceginden uzaklasmak ,filme cok buyuk haksizlik olur
asiri hirisin ve sonucundaki basarinin, sizi gercekten mutlu adip etmiyecegini gormelisiniz
60 yasina gelip dunyada ki herseyi alabilecek paraya sahip olabilirsiniz ama yaninizdaki tek dost ve akraba bir sise viskiden baskisi olmayabilir
kesinlikle mukemmel otesi bir oyunculuk sergilemis lewis. konusmasindaki kendine oz aksanini ve vurgulamsini mutlaka gormelisiniz, bence filmi kesinlikle dublajli izlemiyin ki ,onun her konusmasinda her sahnesinde ,icindeki hirsi sizde hissedin
neyse toparlamak gerekirse filmi izleyin ve bir sinema filminden ne baklemeniz gerektigini tekrar gozden gecirin
iyi seyirler
5,0
15 Nisan 2008 tarihinde eklendi
There Will Be Blood gerçek bir başyapıt.en azından benim yargı değerlerime göre öyle.her karesi tabiri caizse kuyumcu titizliğinde ve inceliğinde hazırlanmış.her karesine her diyaloğuna günlerce kafa yorulduğu,en iyisi bulunana kadar zorlandığı dikkatli gözlerce farkedilecektir.gaza gelip biraz abartayım, sinema tarihinin en güzel filmlerinden biriyle karşılaşmanız mümkün.izleyememiş tüm sinefillere şiddetle öneririm.ama günümütalama sinema izleyicisinin (popkorn izleyici) pek hazediceği bir filme de benzemiyor gibi.10 kişi girdik filme 3 kişi bitirdik.önümde benimle beraber filmi bitiren 2 kişininde filmin sonuna doğru çıkalımmı diyaloglarına da şahit oldum.arkadaşı o kadar para(5 ytl) verdik bari bitirelim diyip çabukça ikna etti bereket.çıkan üçlü grupta filme olan istemlerini gayet sesli olarak belirttiler..-kan dökülecek yazıyo 2 saattir kan man görmedik-sana dedim girmeyelimThere Will Be Blood gerçek sinema tutkunlarını hedef seçen,bayalıklara ucuzluklara yer vermeyen bir film.verilen tepkiyide anlamlandırmak zor olmadı benim için.sinema herşeye rağmen bir sanattır diyip kapatayım bu konuyu.gereksiz ayrıntılara yer verdim biraz,filmden kısaca bahsedip noktalayım.şahsi yorumumdur,filmi yanlış oklumuşta olabilirim,anderson bambaşka bir şey anlatmak istemiş te olabilir.film özellikle iki karakter üzerinde duruyor.birbirlerine bağlı karakterler daniel(daniel day lawis),paul(paul duno).daniel hırslı bir ticaret adamıyken,paul etkileyici bir sahte peygamberdir.daniel-paul ilişkisi,bana kapitalizm-tanrı ilişkisini anımsattı.petrol çıkarabilmek için işçilere ihtiyacı olan daniel,halka hepbirlikte zengin olma vaatleri verir ve kiliseyide(paul) yanına alarak (kullanarak) amacına ulaşır.sürekli kazanmak ve kar etmek güdümü ve insana verilen değer(sizlik) açısından danielin kapitalizmi simgelediği çok rahat söylenebilir.diğer taraftada tanrının sembolik karşılığı sahte peygamber pauldür.bu ikisi arasındaki çıkar amaçlı ilşiki ise yüzyıllardır sürmekte olan kapitalizm-din ilişkisine bir göndermedir kanısındayımfilmin sonunda ise yaşlanan ve ölmek üzere olan daniel in artık şekilsel olarak ta yozlaşmış olan paulün başını ezerek öldürmesi geleceğe dair verilmiş bir umut gibi geldi bana ve nietzsche nin ünlü sözü aklıma geldi.'tanrı öldü'
2,5
28 Mart 2008 tarihinde eklendi
Bir internet sitesinde Daniel Day-Lewis için söylenmiş bir söz vardı..onu belirtmek istiyorum.." Oyuncuların Olymposunun birkez daha tescillendiği film"....daniel Day-Lewis'i tüylerim diken diken olarak seyrettim..senenin gerçektende en gerçekçi,en etkileyici ve en insanüstü performansıydı :)...film muhteşemdi.göndermeler muhteşemdi,Paul Thomas Anderson muhteşem..kısaca film herşeyiyle kusursuzdu..!
3,0
23 Mart 2008 tarihinde eklendi
There Will Be Blood’u izleyeli yaklaşık 3 hafta oluyor ama yorum yazmak için özellikle birsüre bekledim, bekledim ki hissi davranmayayım...Kan Dökülecek’i izlememiş ve izlemeyi düşünüyorsanız kendize sormalısınız bir sinema yapıtından ne beklediğinizi. Zira 'ortalama' bir beklentiye sahipseniz sizi tatmin etmeyebilir Kan Dökülecek...Film, Upton Sinclair’in 'Oil' adlı kitabından sinemaya uyarlanmış. Kitabı okumadım ancak muhtemelen bundan daha iyi uyarlanamazdı (demek abartı olmaz) . Filmin konusu petrolün ortaya çıkışı ile 'insanlığın' girdiği yeni süreç. Hatta daha felsefi bakmak gerekirse, kapitalist rejimin 'insansı' ilişkileri nasıl baltaladığı, aşırı hırsın insanı hangi noktalara getirebileceği ve dinin (veya din adına hareket etme misyonunu üstlenmiş kitlenin) buna bakışı. Filme dönersek, 20’nci yüzyıl başında Amerika’da petrol endüstrisinin yeni yeni filizlenmeye başladığı bir zamanda (süper hatta hiper) hırs küpü Daniel Plainview’in hikayesi anlatılıyor filmde...İtiraf etmeliyim ki, ismine ve açılış sekansına baktığımda bende oluşan sanıdan daha farklı bir film izledim. Daha fazla Westernvari bir film bekliyordum ama pek öyle olmadı...Kamera ve ışık kullanımının ortalamanın üzerine çıktığı filmin tipik bir karakter ağırlıklı film. Rakiplerini aslında izlemedim ama sanırım There Will Be Blood’la Daniel Day-Lewis’in Oscar alması şaşılacak birşey değil. Dediğim gibi rakiplerini izlemedim, ama bundan 'iyisi olamaz' ı defalarca söyledim film izlerken. Tüm film Daniel Day-Lewis’in canlandırdığı Daniel Plainview karakteri üzerine dönüyor. Filmin bir diğer güçlü karakteri ise Paul Dano’nun canlandırdığı Eli Sunday karakteri. Zaten kiliseye yapılan göndermeler ve eleştiriler de Eli üzerinden veriliyor...Lafı çok uzatmadan film hakkında bir yargıya varmak gerekirse, şahsen benim çok beğendiğim ve izlemekten hoşlandığım bir tarzı yok filmin. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki oyunculuğun en ön planda olup devleştiği bir yapım izlemek istiyorsanız Kan Dökülecek tam size göre. Ancak filmi beğenmezseniz telaşlanmayın 'acaba ortalamanın üzerine çıkamamış mı film zevkim' diye :)))
3,5
21 Mart 2008 tarihinde eklendi
film çok da aşmış bir film değildi ama Day Lewis in performansı izlemeye değer. zaten eni iyi erkek oscarını alamasaydı çok şaşırırdım. mutlaka izleyin...
5,0
19 Mart 2008 tarihinde eklendi
Son zamanlarda vizyonda olan büyük yapımların hemen hepsini izledim ve aralarında en çok ilham veren film There will be blood olsa gerek diye düşünüyorum. Bu filmi sadece petrol avcısı bir sermayedar ve kilise sembolü hafif delimsi bir rahipten ibaret olarak algılamamak yerinde olacaktır. Filmi izledikten sonra Amerika yakın(!) tarihi konusunda bende birçok şimşek çaktı diyebilirim. Hep işlenmiş bir konuyu söylenmeyenlerle tekrar hikayelemiş ve izlenmeyi çokça hakeden bir film.
1,0
18 Mart 2008 tarihinde eklendi
temposu hiç yok denecek kadar az olan bir film tamam önemli bir şeyler anlatıyor ama bu kadar da ağır tempoda gitmesi filmi sıkıcı hale sokuyor....
2,5
14 Mart 2008 tarihinde eklendi
I am the third revolution.I am the third revolution.I am the third revolution.Filmin kendini açıklayan en güzel ve en fazla(!) kan dökülen sahnesi.
4,0
14 Mart 2008 tarihinde eklendi
- Karanlık Suyun Yer Yüzüne Çıkışı -Film; 8 dalda Oscar adayı olarak, yine aynı sayıda adaylık alan ?No Country for Old Men'e Oscar yarışında yenildi bilindiği üzere. Bu yüzden önce izlediğim ?There Will Be Blood'u, diğer filmi izlemeden bir yorum getirmedim. İnceden biraz da 2008 Oscar'larına da değineceğim.Altın dönemlerinden birini yaşamıştı 90'lı yıllarda sinema... Bu dönemde 4 film çekmiş ve köşesine çekilmiş bir yönetmen Paul Thomas Anderson. Özellikle de ?Magnolia? ile adından çokça bahsettirmişti. Yönetmenin beşinci ve en iyi filmi ?There Will Be Blood?.Paul Thomas Anderson tam bir ?auteur? esasen. Filmlerinin birçok detayıyla birebir ilgilenen bir yönetmen. Yönetmenlikteki başarısının yanında çok başarılı da bir senarist. Bu son filminin senaryosunu da Upton Siclair'in ?Petrol-Oil!? adlı kitabından uyarlamış. Oldukça başarılı bir uyarlama. Yönetmenin son filmiyle birlikte 5 Oscar adaylığından 3 tanesi senaryo dalında. Bu kadar iyi bir senarist olan yönetmenin, bu son filmindeki uyarlama senaryosu da çok başarılı. Filmdeki öykü; petrol endüstrisinin yeni yeni ortaya çıktı yıllarda, 20.yüzyılın başlarında geçiyor. Günümüzde gündemde fazlaca yer almış olan ?petrol? konusunun aslında çıkışını resmediyor. Film, oldukça sessiz bir açılış sekansına sahip. Ana karakterimiz Daniel Plainview'in adeta tırnaklarınla kazıyarak karanlık suyu yer yüzüne çıkarttığını görüyoruz bu açılış sekansında. Oldukça paraya aç ve hırsını daha bu ilk sekanstan anlıyoruz. Bu uzun ve sessiz açılıştan sonra hemen sonraki karelerde Daniel'ın büyük bir petrol girişimcisi haline geldiğini görüyoruz. ?There Will Be Blood? karakter merkezli bir film. Tüm hikaye Daniel Plainview'in üzerinden anlatılıyor. Ayrıca sadece ana karakterin değil, diğer yan karakterlerin çözümlemelerini de çok iyi bir şekilde dile getirmiş Anderson. Diğer filmlerindeki ortaya çıkardığı karakterlerdeki başarısını bu filminde de görüyoruz. Neyse hikayemize geri dönersek artık büyük bir girişimci olan Daniel'ın kendi bölgelerinden petrol çıkarmak isteyen insanlar tarafından adeta peşinden koşulduğunu görüyoruz. Oğlunu yanına alarak iyi bir baba tablosu çizen ve karşısındakine güven veren duruşuyla oldukça önemli bir saygınlığa da sahip aynı zamanda. Daniel'ın bir gün kapısını çalan tuhaf bir genç ile iş anlaşmasına varıyor ve ufak bir kandırmaca ile yeni iş alanını kuruyor. Özellikle Daniel'ın oğluyla olan diyaloglarında amaçlarını, hayata bakış açısını görüyoruz. Her zaman daha fazlasını isteyen, büyük biri olup fazlaca para kazanmak Daniel'ın hayali. Belli ki geçmişinde birçok zorluk çekmiş ve ezilmiş biri gibi. Her nedense karakterin geçmişine dair fazla bir bilgi vermiyor Anderson ama; karakterin geçmişiyle alakalı yaptığım tahminin ?gerçek? olmayı çok yüksek. Daniel yeni bölgesinde başarıyı yakalarken bu başarısında büyük yardımı olan genç rahip Eli ise karakterin tek dostu gibi duruyor. Film birçok dini metine de yer veriyor aslında. Gayet inançlı bir çevrede iş yapan inançsız bir adam Daniel. Petrol kuyularını birçok yardımı bulunan Eli'ın hatırına kutsatmayacak kadar da inatçı ve ?kötü? bir adam olabiliyor istediği zaman da. Para ve işlerinin yolunda gitmesi için her şeyi yerine getirebilecek düzeyde biri de aynı zamanda. O'nun bu kadar fazla para hırsı ve insancıl olmayışı ise O'nu her geçen gün sona yaklaştırıyor. Bu son ise O'nun tam olarak insanlıktan çıkışı anlamanı geliyor bir bakıma. Zaman zaman ufak nedenlerden ötürü cinayet işlemekten dahi kaçınmayacak kadar insanlıktan çıkıyor. İnsanlardan ve insanlıktan nefreti her geçen gün artıyor, aslında hayaline her geçen gün yaklaşıyor. Hayali ise tam da karaktere göre; insanlardan ve insanlıktan uzakta yaşamak... Hiçbir dostu kalmazken oğlunu dahi terk etmekten çekinmiyor. Ne var ki kendi öz oğlu olmadığını sadece masum görünmek için onu yanına alıp oğlu rolüne koyduğunu daha sonra öğreniyoruz. Bu kadar acımasız ve kendini düşünen biri Daniel. Aslında bu hırsının ve acımasızlığının çok eskiye dayandığını da öğrenmiş oluyoruz. Aynı zamanda film; biraz önce belirttiğim durum üzerine dramatik bir baba-oğul ilişkisine de yer veriyor. ?There Will Be Blood? karakter merkezli bir olduğundan, baş karakterinin performansının film için önemi büyük. Usta oyuncu Daniel Day-Lewis ise bu önemi kavramış ve insan üstü bir performans sergiliyor. Oynadığı karakter için özel olarak ses tonunda bile değişiklikler yapmış. Özellikle Sheridan'ın ile birlikte yaptığı çalışmalarla tanıdığımız oyuncu daha önce ?My Left Foot? ile Oscar'ı kazanmıştı ve şimdi ise ikinci Oscar'ını ?There Will Be Blood? ile kazanmıyor. Sanıyorum, bu Oscar'a kimselerin itirazı ol(a)mayacak. Çünkü; Day Lewis bu ödülü tamamıyla hak etmiş. Tören öncesi herhalde alacağına en çok kesin gözüyle bakılan daldı ?En İyi Erkek Oyuncu? dalı. Ve tören sonrası da kimse yanılmadı. 2002 yılındaki Scorsese ile çalıştığı ?Gangs of New York'tan sonra 2005'te bir filmde yer alıp bir bekleyişe geçmişti ?İngiltere'nin De Niro'su? ve bu bekleyişi de en iyi şekilde değerlendirdi. Day Lewis'in beklenen bu müthiş oyunculuğunun dışında yine filmde güçlü bir karakter olan Eli karakterini canlandıran geçtiğimiz yıl ?Little Miss Sunshine'da beğenerek izlediğimiz Paul Dano da çok başarılı... Filmi alıp götüren Day Lewis'in yanında filme yönetmen Anderson'un katkısı da büyük. Sadece oyuncusuna güvenip kenara çekilmemiş. Her sahnesinde Anderson'u hissediyoruz adeta. Kamera kullanımı özellikle çok başarılı. Geniş planlar çekerken, özellikle diyaloglarda kamera kullanımı bizleri filmin içerisine sokuyor. Özellikle geniş açılı kamera açılarıyla ve kullandığı mekanlarla bizlere kısa süreli olsa da zaman zaman ?western? atmosferine dahi sokuyor. Tabii bunda itinalı görüntü çalışmasının etkisi büyük. Film harika bir sinematografiye sahip. Oscar'ı kucaklayan görüntü yönetmeni, ?The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford'un harikulade görüntü yönetimini biraz kafaları karıştırarak da olsa alt ediyor. Sinematografinin dışında filmin ses ve müzik kullanımının da filme etkisi büyük. Filmin ritmine göre düzenleniş ses ve müzikler filmin içinde olan ?bizi? daha da çok etkiliyor. Bunların yanında sanat yönetimindeki başarısı da filmin atmosferini iyice sağlaştırıyor. Başarıyla uyarlanmış senaryosunun ve kurgusunun yardımıyla uzun bir süreye sahip olmasına karşın film göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Gördüğümüz gibi hemen her yönden ?No Country for Old Men'den daha başarılı bir yapım. Bana göre sadece ?Uyarlama Senaryo? dalında Coen'lerin filminden zayıf kalmış. Peki ?There Will Be Blood'un sadece 2 dalda Oscar'ı kazanması nasıl açıklanabilir ki; tamamen Akademi tercihi(!) demenin dışında. ?There Will Be Blood? yılın en iyi filmlerinden, şu ana kadar izlediklerim arasında ise en iyisi diyebilirim rahatlıkla. Geçici değil, kalıcı bir film olmayı başarmış. Paul Thomas Anderson gittiği yolda çok sağlam bir adım atmış ve en iyi filmine imza atmış. Ne yazık ki Akademi jürisini onu göremedi. Pek de önemli değil aslında bundan birkaç yıl sonra daha zayıf da olsa yaptığı bir filmle alması gereken Oscar'ı alacağına şüphe yok. Günümüzde oldukça önemli bir konu halindeki ?petrol'ün yeryüzüne çıkışıyla ilgilenen Anderson; para hırsı, insan sevgisi, din ve baba-oğul ilişkisi gibi birçok kavrama değiniyor. ?There Will Be Blood? bu yıl izleyebileceğimiz belki de en iyi film! - There Will Be Blood {Kan Dökülecek} / Paul Thomas Anderson (2007) -
3,0
13 Mart 2008 tarihinde eklendi
Daniel Day-Lewis’e Oscar kazandırmak için çekilmiş bir film sanki.. Diğer oyuncular da iyi ama bir film de sadece iyi oyunculuk görmek için izlenmez değil mi?
3,0
12 Mart 2008 tarihinde eklendi
valla asagıdaki arkadasa 'feaymu'ya cok katılıorum danielday lewis ok cok ii cok basarılı gercekden haketmiş oscarı ama film cok durgun ve cok agır ilerliyor konu bence cok vasat etkileyici hiç bir yanı yok filmin yani seyrettikden sonra olece kalıosunuz hımm bitti yani nıhayet dıosunuz sadece :)seyretmesenızde olur dıorum o kadar..
0,5
10 Mart 2008 tarihinde eklendi
ya vallahi hayatımda böyle saçma bi film daha izlemedim :s ya o kadar dalda oscar adayı,filme verilen puanlara kanarak izledim ama 2.5 saatim boşa gitti :s kimseye tavsiye etmem,iğrenç sıkıcı manasız bi film...10/3 ü geçmez...
2,5
10 Mart 2008 tarihinde eklendi
oyunculuk dışında sıkıcı ve sıradan bir film...hatta zaman zaman sıkıcı
2,5
10 Mart 2008 tarihinde eklendi
O kadar abartilan film bu mu yani tmm oyunculuk cok ii fakat 30 dkk da bitecek bi konuyu 3 saatte ve bazi yerleri anlasilamayacak sekilde islemisler 10/3
0,5
9 Mart 2008 tarihinde eklendi
hayatimda izledigim en berbat film nasil oluyor da imdb de bu kadar yuksek aliyor ve insanlar tarafindan begeniliyor.hadi oyunculuk iyi deseniz film guzel olmayinca ne ise yariyor.3 saat ne zaman bitecek diyerek geciyor 1/10
Daha Fazlasını Göster