Filmlerde fazla vahşete, absürtlüğe ve abartılı sahnelere bayılırım. Çünkü klişelikten uzak olur öyle filmler. Sin City de aynen öyle bir film. Sonuna kadar vahşet sonuna kadar abartı. Ama karakterler ve senaryo o kadar zayıf ki filmin kalitesini çok aşağı çekmiş. Gerçekten şu senaryonun üzerine biraz daha düşünselerdi film başyapıt bile olabilirmiş. Yazık olmuş. Nokta
Dünyada izlediğim en iyi filmlerden biri. Gerçekten anlamlı konusu dataylı ve hoş. Tek kızdığım aptal çocuk mafyaya karşı artistlik yaptı ama geberdi sonunda. Güçlüler her daim kazanır
Filme üyeler neden bu kadar yüksek puan verdi anlamadım genelde bu sitede üyelerle görüşlerimiz yakın olurdu bence dünyayı kurtaran adamın oğlu modeli bir film bazı sahneler güzel ama vakit ayırmaya değmez
Halen izliyorum sıkılıyorum Bir çizgi film insanlar oynuyor Sin city adlı bir ütopik şehir ve burda dönen 1- kaç kişinin ve bir mekanın birbiriiyle bağlantılı 3 büyük olayı 40’ar dakika ile anlatması İzlemezseniz bir şey kaybetmezseniz
Tek kelime ile muhteşem bir film. O kadar farklı bir havası var ki anlatımı olsun, siyah beyaz olmasına rağmen aralardaki akıllıca küçük renklendirmeler olsun tam anlamıyla bir şaheser. Filmi izlerken sanki çizgi roman okuyormuşum izlenimine cidden kapıldım sanki küçük bir çocuğum ve hayal dünyamı izliyor gibiydim gerçekten bayıldım filme emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler..
Filmin bir kaç farklı elden çıktığı belli oluyor. Filmdeki diyaloglar çok orjinal ve anlamlı. Oyuncular çok iyi oynamış rollerini ama bence filmin en güzel yanı çok özgün yani orjinal olması.Siyah Beyaz çekilmesi de bu özgünlüğü daha da pekiştirmiş.
Film bir şehirde, aynı vakitte geçen 3 farklı adamın başından öyküleri anlatıyor. Elbette bu 3 ayrı adamın birbiri ile bazı ortak noktaları var. Ortak nokta dediğim yani hepsi 1 kişiyi tanıyor veya aynı yerlerden geçiyor diyeyim. Yani film kırkar dakikalık 3 ayrı parçaya bölünmüş.
Bu ilk parçada polis memuru Hartigan'ın (karizmatik bir Bruce Willis) mesleğinden emekli olacakken karşısına çıkan engelleri ele alıyor. Hartigan, uzun yıllar sonra girdiği hapishaneden çıkar ve tanıdığı Nancy'yi (Jessica Alba) bulur. Daha sonra olaylar gelişir.
İkinci parçada Marv'ın (Mickey Rourke) bir intikam alışına tanık oluyoruz diyebiliriz en kısa ve basit haliyle.
Son olarak Dwight'ın (Clive Owen) bir kötü adamı yakalarken işlerin büyümesi ele alınıyor.
Aslında büyütülecek bir şey yokmuş biri gözüküyor özetin sonucunda değil mi? Aslında işin neticesine bakınca büyütülecek bir şey olmadığı gerçekten de anlaşılıyor ama yine de bu film bir şekilde başarılı olmayı başarıyor. İşte burada filmin olumlu ve olumsuz yanlarına değiniyoruz.
İyi yanları:
Öncelikle film bu basit senaryosunu seyirciye karanlık ve siyah-beyaz tonunda yutturmayı başarıyor. Film zaten bir çizgi romandan uyarlanma, yani akabinde bu film tüm zamanların en uyumlu çizgi roman uyarlamalarından birisi unvanını hak ediyor.
Filmin başrol oyuncuları (Bruce Willis, Clive Owen, Mickey Rourke) ise neredeyse hiç konuşmuyor, onları arka plan sesleri ile dinliyoruz daha çok. Bu da onların karakterini daha karizmatik, ciddi yani filmin ortamına uygun bir biçimde yapmış oluyor ve nedense galiba o oyuncuların en iyi performansı olmuş olabilir. Bu film ekibinin tüm oyuncuları için geçerli.
Ayrıca filmde bildiğiniz Hollywood havalarını aramayın. Bu film diğerlerinden daha basit ama daha bir etkileyici yönde olmuş.
Olumsuz yönleri:
Filmin geneline bakarsak daha da iyi olabilirmiş. Hikayelerin ayrı ayrı olması aslında kendi çapında ayrı bir film yaratıyor ama maalesef sadece bu kadar. Ekstra bir şey yok kısaca.
Aslında Sin City, etkileyici bir çizgi roman uyarlaması kısaca. Oyunculuklar ve tema etkileyici bir düzeyde zaten. Ben bu film ile ilgili sadece bunları hatırlıyorum. Yani gerisi unutulabilir. Bu benim fikrim, başkasına göre nasıl olur bilmem ama türünün hayranları bu filmi sevecek bence. Ben ise bu türün fazla hayranı değilmişim herhalde, o kadar. İzlenebilir. 3.5/5
Filmin siyah beyaz oluşu ve sahne çekimleri ile çizgi roman uyarlaması olduğu tamamen belli ve bunu çok iyi uygulamışlar. Tarantinonun etkilerini görmek de mümkün film birkaç hikayenin birleşmesi şeklinde oluşturulmuş güzel bir yapıt. Bugünlerde devamı gelecek olan film kesinlikle izlenmeli çok değişik bir film olduğuna emin olabilirsiniz
Farklı yenilikçi bir iş ortaya çıkarılmaya çalışılmış ama yarısı saçmalıklarla dolu bir yapıt karşımızda. Siyah beyaz olması filme farklı bir atmosfer katıyor. Ama hikayesi ve gereksizliği saçmalığı filmin basit bir hayalgücü ve mantıktan, zekadan uzak bir yol çiziyor. Çizgi roman uyarlamalarında gerçeklik beklemezsiniz. Bu film farklı bir film ama yönetmeninden olsa gerek saçmalık ve aptallıklar diz boyu. Sizi sanatıyla görselliğiyle doyurmuyor. Sadece bir kaç sahte kanlı, siyah beyaz dövüş sahnesi o kadar. Karanlık bir havası var ama filme etkileyiciliği katan şey gerçekçilik ve göz alıcı eksik. Keşke başka birisi yönetseydi sanattan anlayan biri mesela ve birazda ciddiyet katılsaydı iyi bir film olabilirdi. Bu haliyle eksik. 10/6
Böyle bir film ancak böyle bir kadro ile yaratılır. (Oyunculardan bahsediyorum.) Günah şehri 1'i izledim ama ikisine zaman bulamadım diye bilirim. Bir çizgi romana bu kadar güzel uyarlamaları muhteşem.İzlenmesi gereken bir film. 4,0/5
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.