En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
7 Kasım 2015 tarihinde eklendi
21 gram izlemekte geç kaldığım filmlerden biri. IMDB puanını hakettiğini düşünüyorum filmin. Filmin anlatımı belli bir hiyerarşisini olmayan kısa sahnelerin sunulması şeklinde. Yani ilk başlarda ne olduğunu anlamıyoruz ama dakikalar ilerledikçe konu bütünlüğünü kendi kafamızda sağlıyoruz. Filmin ilginç anlatımının dışında konusu da çok iyi. Birbirleriyle alakası olmayan insanların hayatları bir şekilde kesişir bazen bunun farkına varırız bazen de varamayız.Aynı dünyada yaşadığımız sürece sadece kendimizin değil başkalarının hayatlarından da sorumluyuz bundan dolayı. ''Ölürken 21 gram kaybediliyormuş. Peki hayatta kalanın vicdan azabı kaç bin ton ? Küçük kızın gözüne değen bakışlarını ölçecek birim sistemi var mı ? Ölürken bile istediği mavi ayakkabıları giyemez mi insan ? Hayat devam ediyor mu, yoksa hayatlar hayat devam ederken bitiyor mu? İşte bütün mesele bu. “ Filmin isminin anlamını da film bittikten sonra bu satırlarla anlıyoruz. İnsan öldükten sonra 21 gram kaybedermiş filmdeki anlayışa göre.Ve bu 21 gramın Ruh'ın kütlesinin karşılığı olduğunu bilsekte insanların yaşadıkları hayatın ve etkiledikleri hayatların ne kadarı 21 gram dır diye de sorguluyor ... Oyunculardan bahsetmek gerekirse hepsi çok iyiydi fakat Benicio Del Toru ve Naomi Watts filmin önünde bir performans sergiliyor.Filmde cinsellik içeren cesur sahnelerde mevcut.Naomi Watts teklif geldiğinde senaryoya bakmadan kabul etmiş, bir yerlerde okudum. Bu arada film Akademi ödüllerinde 2 dalda aday gösterildi.En iyi kadın oyuncu(Naomi Watts) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (Benicio Del Toro). Ayrıca BAFTA ödüllerinde de 5 dalda aday gösterilmiş ama farklı ödüller de kazanmış.Bana göre en azından Naomi Watts Oskarı almalıymış. iyi seyirler..
hikaye olarak klişe bir hikayeye sahip ancak kurgusal olarak gerçekten muhteşem bir kurguya ve işlenişe sahip filmdir. oyunculuklar ayrı superdir falan filan. ancak filmde en dikkat çeken nokta çekimleri nasıl yaptıklarıdır. çünkü sessizlik içinde iki kişinin diyalogları biçiminde geçen sahnelerde özellikle naomi watts resmen sinir krizi geçirmiştir. rol falan kesmemiştir kadın resmen gözlerimizin önünde delirivermiştir. oyunculuk birşeyi insanlara hissettirme adına yapılan yalancıktan davranışlardır. ancak bu tanıma göre naomi watts oyunculuk sergilememiş oynamamıştır. direk olarak o sahneyi yaşamıştır. izleyen biri olarak siz de o sahneyi yaşamakta ve hatta kendinizi acaba o olsaydım ne yapardım gibilerinden varsayımlara kaptırmış bulursunuz. izledikten haftalar sonra bile, aniden insanın gözünün önüne bir karesini getirtebilen şahane filmlerdendir...
Ağır ilerleyen bir film.Yer yer insanı sıkıyor fakat anlattığı konu açısından hakikaten etkileyici ama şu var ki filmin bir başından,bir sonundan,bir ortasından sahneler mevcut yani flashbackler çokça var.Ama sağlam bir dram filmi isteyenler buyursunlar onun haricinde hareketli film severler sıkılıcakları için izlemeden düşünmelerinde yarar var...7/10
Yani herkesin zevkine saygim var ama Inarritu bana hitap eden bir yönetmen degil.Bence bir hikayeyi olabildigince karistirmak-hemde gereksiz yere-gereksiz bir sey..Filmden aklimda kalanlarsa;21 gram hakkinda söylenenler ve Del Toro nun muhtesem karizmasi.
Bu kadar zamandır böyle bir filmi nasıl izlemedim diye kendime kızdım açıkçası filmi izledikten sonra.Film beni inanılmaz etkiledi.Şimdiye kadar izlemeyenlere şiddetle öneriyorum.9/10
tabii ki sinema sanatının bütün eserlerini görme imkanımız yok ama,en azından yaşımızın kapsadığı zaman dilimini göz önüne alarak söyleyebilirim ki,inarritu modern sinemanın en önemli,kendine has yönetmenlerinden biridir,ve bu 'kesişen hayatlar' diye adlandırabileceğimiz alt türün de bir numaralı temsilcisidir.21 grams diğer önemli eserleri (amores perros,babel) gibi yine izleyicinin zekasına güvenen,onu sadece oturup filmi izlemek yerine parçaları yerine oturtmaya zorlayan,olayı ona çözdürmeye çalışan ve son saniyeye kadar mantığı oyalayan bir yapıya sahip.bir kere sadece bu karışık kurgu bile filmin finalinde 'helal olsun' demenize neden olabiliyor.örneğin henüz 6.dakikadaki bir sahnenin,hem de saniyelik,önemsiz gibi görünen bir sahnenin,106.dakikada meğer ne anlama geldiğini,nedeninin ne olduğunu anlıyorsunuz.kendi adıma sinemanın ve yönetmenliğin,senaryonun olmazsa olmazlarından 'yaratıcılık' kelimesi,inarritu filmlerinde senaristi arriaganın da yardımıyla kesinlikle anlamını bulabiliyor.bu karmaşık kurgu size hissettirmesi gereken duyguları en iyi şekilde hissettiriyor,kalmanız gereken ikilemleri samimi ve tarafsız biçimde önünüze koyuyor ve sonuç olarak hikayeye anlam kazandıran,onun böyle izlenmesini gerektiren başlıca anahtar nokta oluyor.finale doğru iyice doruğa çıkıyor tabii ki film,kurgu da açılmaya başladıktan sonra.oyuncular hakkında da söylenebilecek tek şey 'mükemmel' oldukları.benicio del toro hariç jack jordan rolünü canlandırabilecek tek bir isim gelmiyor aklıma.her noktasıyla bütün oyuncular rolleri için biçilmiş kaftan.sean pennin ve naomi wattsın tek bir şey yapmadan sadece yakın çekimlerde bile ne kadar çok şey anlatabildiklerine şaşmamak elde değil.çok sağlam,izlenmesi gereken bir film usta yönetmenden,tek bir kusuru yok.ufacık bile.saatlerce ve sayfalarca övebilirim.
tek kelimeyle mükemmel...bir şaheser olan Paramparça Aşklar Köpeklerin yönetmeniyle senaristini biraraya getiren yeni bir başyapıt.hani bazen çok sevdiğiniz bir tatlı olur ve onun tadını hissettiğinizde çok büyük bir zevk duyar ve gözleriniz kapalı onu hissetmeye çalışırsınız...bu filmde aynen öyle yani tadını damakta bırakan enfes bir sinemaşaheseri...başlangıçta ne olduğunu kavrayamıyorsunuz ancak sonra herşey açığa kavuşuyor ve yine üç farklı hayat hikayesi kesişiyor...alejandro gonzalez inarritu....sen bu işi biliyorsun:)))
Hiçbir tarih,gün gibi zaman ifadeleri vermeden hikayesini anlatan film.Türünün diğer örneklerine nazaran çok daha fazla dram yüklü olan bir yapımdı.Ancak yönetmende takıntı haline gelen kesişen hayatlar kurgusu,hep aynı şekilde bağlanmasa olmayacak sanki.Araba kazası,araba kazası,araba kazası...Tabi bu özellik filmi kötü yapmıyor elbette.Anlamlı olan kurgusuyla,son derece etkileyici ...Ölüm hiçbir zaman hafif değildir.8/10
Inarritu hayranlarını tatmin edecek gayet başarılı bir yapım. Kalburüstü oyuncular, akıllıca bir senaryo ve etkileyici bir son. Başlarda birbirinden bağımsız sahneleri anlamakta güçlük çekebilirsiniz ama filmin ilerleyen dakikalarda bütün taşlar yerine oturuyor. Bir Inarritu klasiği daha. Keşke kurgusu bu kadar karışık olmasaydı bence ama Inarritu'nun işi bu tabi.. 7/10
film biraz sıkıyor ama gonzalese saygınızdan zevkle izleyebiliyorsunuz yine de. bence amores perros filmini izlediyseniz, bunu da izlemelisiniz. tabii ardından da babeli. güvenin bana ve kaçırmadan bu filmi izleyin.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.