Hesabım
    25. Saat
    Ortalama puan
    4,1
    643 Puanlama
    25. Saat hakkında görüşlerin ?

    94 Kullanıcı yorumları

    5
    17 Eleştiri
    4
    50 Eleştiri
    3
    13 Eleştiri
    2
    7 Eleştiri
    1
    5 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.069 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    22 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, aynı isimli kendi ilk romanından (2001) uyarlayarak David Benioff'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Spike Lee'nin oturduğu “25th Hour”; 135 dakikalık fazlasıyla uzun sayılabilecek süresine karşın, tek saniyesinde dahi sıkılmadan izlenen bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 5 milyon dolar gibi Hollywood açısından, neredeyse çerez parası olarak nitelendirilebilecek bir bütçe ile çekilen ve vakti zamanında vizyona girdiği yıl sinema salonunda da izlediğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Gecenin bir saati, adına çalıştığı Rus uyuşturucu mafyası tarafından arkasını korumakla görevlendirilen Kostya Novotny (Tony Siragusa) ile New York Şehri sokaklarında otomobiliyle yol alan Montgomery "Monty" Brogan (Edward Norton); yerde yatmakta olan bir köpeği gördüğünde, aracını durdurur...

    Aşağı indiklerinde Monty, ilk an da yaralı köpeği öldürerek acısını sonlandırmayı düşünse de, bu fikrinden hızlıca vazgeçerek; üstelik de Kostya'nın tüm karşı koymalarına rağmen, aracının bagajına attığı zavallı hayvancığı, tanıdığı bir veterinere götürür...

    ***

    Herkesin sabah yürüyüş ile koşularını yaptığı ve köpeklerini gezdirdiği bir saatte; Doğu Nehri (East River) kıyısı boyunca uzanan Carl Schurz Parkındaki bir bankta oturmakta olan Monty ve köpeği Doyle'un yanlarına, uyuşturucu almak isteyen Simon (Paul Diomede) yaklaşır...

    Ancak Monty; bu türden işleri artık bıraktığını ve o yüzden de eski müşterisi Simon'a mal tedarik edemeyeceğini söyler...

    Park dönüşünde, öğrencilerine uyuşturucu satması nedeniyle mezun olamadan kovulduğu Coventry Lisesine uğrayan Monty, kendi fotoğrafının ve basketbol kupalarının bulunduğu köşenin önünde durduğunda; kız takımının koçu (Michole Briana White) kendisine, köpekle girilemeyeceği için binayı terk etmesi uyarısında bulunsa da Monty, gelmişken eski dostu Jacob Elinsky'i (Philip Seymour Hoffman) görmek istediğini söyler...

    Zira akşamki buluşma programlarındaki değişiklikten haberdar edecektir Monty, on yedi yaşındaki öğrencisi Mary D'Annunzio'ya (Anna Paquin) platonik bir aşkla tutulmuş olan Jacob'ı...

    ***

    Aynı esnada...

    Monty'nin çocukluk arkadaşı ve akşamki buluşmanın diğer bir konuğu olan başarılı Wall Street dealerı Frank Slaughtery (Barry Pepper) ile de tanışıyoruz...

    ***

    Karenin dörtlüsü, sabahtan bu yana; salonundaki duvarında, başrolünü Paul Newman'ın oynadığı "Cool Hand Luke" (1967) filminin afişi bulunan evinin önünde Monty'i bekleyen sevgilisi Naturelle Riviera (Rosario Dawson) ile tamamlanır...

    Monty'nin anımsadığı bir "flashback" sahnesinde aynı genç çift, birlikte banyoya girdiklerinde çalan kapının ardında; narkotik şubeden (Drug Enforcement Administration / DEA) Ajan Flood (Isiah Whitlock Jr.), Ajan Allen (Tony Devon) ve Ajan Cunningham (Michael Genet), savcılıktan alınma bir arama emri ile beklemektedirler...

    Ve...

    "Kimliği meçhul" birinden aldıkları ihbar neticesinde; elleriyle koymuşçasına kolaylıkla buldukları da, evdeki kanepenin minderlerinden birinin içine gizlenmiş olan uyuşturucu ile yüklü miktardaki bir paradır...

    Ki bu durum, Monty'nin; ertesi sabahtan itibaren yedi yılını hapishanede geçirmesine sebep olacaktır...

    Ama DEA, yine de konuşturamaz Monty'i...

    ***

    Mevcut olarak da eldeki son akşam da, eski dostların bir araya gelerek; sabaha kadar sürecek olan, Monty'i hapishane günlerine hazırlayacakları, zorlu geçmesi beklenen uzunca saatler kalmıştır...

    ***

    Kendisi için düzenlenen akşamki veda partisinden önce on bir yaşındayken annesini kaybeden Monty, SUV aracının antenine ABD bayrağı asacak kadar milliyetçi ve eski bir alkolik olan babası James'in (Brian Cox) işlettiği restoran bara uğrar...

    Yedikleri yemeğin ortasında, küçük bir mola vererek girdiği tuvaletin aynasında, "Fuck You!" yazısını gördüğünde de; dilencisinden Sih asıllı Hintlisine, Pakistanlısından eş cinsellerine, Korelisinden Ruslarına, borsa simsarlarından Dominiklisine, Porto Rikolusundan İtalyanına, yaşlı zenginlerinden her sorunda beyazları suçlayan siyahisine, polislerin yozlaştırdığı güvenlik sisteminden bünyesinde, elini çocukların pantolonlarının içine sokan rahipleri barındıran dini kurumlara, İsa Peygamberden Usama bin Ladin'e, Jacob'dan Frank'e ve kendisini ihbar etmiş olmasından şüphelendiği Naturelle'den itfaiyeci eskilerine içki satan babasına kadar aklına gelen herkese bir güzel saydırır...

    Elbette durup dururken hayatını mahvetmesi sebebiyle kendi kendini de atlamaz Monty...

    Fakat babası asla Naturelle'in muhbir olduğuna inanmamaktadır...

    ***

    Yıkılan 9/11 kulelerinin hemen bitişiğindeki bir binada ikamet eden ve kendini Monty'i son kez göreceklerine ikna etmiş olan Frank'in evine gelen Jacob, onunla beraber karınlarını doyurmak üzere bir Çin restoranına giderler...

    Gider gitmez de birbirlerini eleştirmeye başlarlar...

    ***

    Derken...

    Bir başka flashback ile Monty ile Naturelle'in nasıl tanıştıklarını da öğreniriz...

    ***

    Çok geçmez...

    Barmaidliğini Jody'nin (Felicia Finley) yaptığı buluşma noktasındaki bara geçilir...

    Ardından da Rus mafyasının lideri Nikolai Amcanın (Levani) özel davetlileri olarak DJ Dusk'ın (Cipha Sounds) müzik yaptığı bir kulübe...

    Dakika 65...

    Geride sizleri, Monty'i polise ihbar eden gerçek suçlunun da belirlendiği, son derece sarsıcı 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Selami T.
    Selami T.

    Takipçi 47 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    Film insanlara aslında hayatın değerini ve özgürlük olmadan o hayatın hiç bir işe yaramadığını anlatıyor. Ve bir düşünsenize gercekten 25 saatiniz var hayatta bir şeyler yapabilmek için peki bu 25 saate ne sığar?
    O' 25 saati hapse girince başına ne kötü işler gelicek diyerek mi geçirmek istersin yada son 1 gününü 7 yıl boyunca iyi bir anı halinemi getirmek istersin?
    Filmin verdiği mesaj net ve kesin dir.
    Filmi kesinlikle benim gibi sinema severleinin kaçırmaması gereken bir film.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    3 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    bu kadar yüksek puan almasına şaşırdığım vasat bir film
    enfarktus
    enfarktus

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    26 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    filmin bu kadar puan alacak ne yaptıgını merak ediyorum..edward olmzsa 4-5 puandan oteye gitmeyecegini dusunuyorum
    sizemore-2
    sizemore-2

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    25 Ağustos 2010 tarihinde eklendi
    etkileyici...bence filmi film yapan sonu olmuş...bay topsakal yine döktürüyor filmde...
    cunxxx
    cunxxx

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    23 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    çk güzel bi film izlerken biraz zaman gerektiriyo sonradan açılıyo film
    artik böle filmleri neden yapmiyolar anlamiyorum hep kantik kuntik filmler yapiliyo
    gsibel86
    gsibel86

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Aralık 2009 tarihinde eklendi
    harika olağan üstü...
    Chev
    Chev

    Takipçi 952 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    22 Aralık 2009 tarihinde eklendi
    Edward Norton filmi alıp götüren kişi tabiki..Onun yerinde bir başkası olsaymış filmin izlenebilirliği tartışılır bence..7/10
    kanserkis
    kanserkis

    Takipçi 51 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Eylül 2009 tarihinde eklendi
    mükemmel bir filmdi.edward norton şov!
    aselimt
    aselimt

    59 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    27 Nisan 2009 tarihinde eklendi
    Açıkçası Edward Nortona ve o kadroya yakışmayan bir film. Çok sıkıcı, ilerlemek bilmiyor. Sözümona bir mesaj vermeye çalışmış ama bu kadar kötü bir yöntem de benimsenmez ki. harcadığım 2 saate yazık.
    AstalaVista
    AstalaVista

    Takipçi 315 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    13 Nisan 2009 tarihinde eklendi
    geRçekten güzel bir filmdi.. Yeni izleme imkanı buldum.. ** Spoiler **abd de yaşayan göçmenlere kin-nefret kustuktan sonra tek suçlunun kendi olduğuNu kabullenerek kendine kızıyor.. Babası ile hapishaneye gidişi bence de filmin en can alıcı, akılda kalıcı sahnesiydi..** Spoiler **
    redoxx
    redoxx

    Takipçi 255 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    5 Nisan 2009 tarihinde eklendi
    Filmin adını daha önce duymuştum görüncede hemen aldım alırken filmin konusunuda okudum ama film o kadar berbatki nerdeyse filmi hiç seyretmiyosunuz ayrıca filmde Edward Nortonnun oynaması beni büyük hayal kırıklığına uğrattı filmin beni rahatsız eden tarafı ise yapılan gereksiz isyanlar bir an bu nedir? dedim anlam veremedim doğrusu çok saçma buldum bu kadar puanı almasıda ayrı bir komedi.Abartmaya gerek olmadığını düşünüyorum...
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    22 Şubat 2009 tarihinde eklendi
    Başyapıt
    birakin-gitsin55
    birakin-gitsin55

    Takipçi 566 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Şubat 2009 tarihinde eklendi
    mukemmeL bir fiLm... bu fiLmi begenmeyen arkadasLara hayret ediyorum... babasinin ogLunu hapse gotururken daLdigi hayaLLeri superdi...
    hangman23
    hangman23

    33 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    31 Aralık 2008 tarihinde eklendi
    arkadaşlar bu filmi tv de izlediyseniz eğer beyenmeniz imkansız.çünkü en iyi kısımlarını atlamışlar.aslında son derece etkileyici bir film.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top