Gerçek olaylardan esinlenilen senaryosunu, Allan Knee'nin "The Man Who Was Peter Pan" (1998) isimli tiyatro oyunundan uyarlayarak David Magee'nin kaleme aldığı ve Marc Forster'ın da yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Finding Neverland"; biyografik tarzdaki bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, aday gösterildiği 6 Academy Ödülü kategorisinden sadece birisini alabilmesinin yanı sıra...
25 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek...
Brüt 116.8 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşmış olan...
"Romantik zarafet ile hüznün" hakim unsurlar olarak bir arada sunulduğu kurgudaki bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Tarihler 1903 yılını gösterirken...
Charles Frohman'ın (Dustin Hoffman) Londra'daki tiyatrosundaki davetliler...
Sir James Matthew Barrie'nin (Johnny Depp) son oyunu "Küçük Mary"nin galası için salondaki yerlerini alırlarken...
***
Bizzat Barrie'nin kendisi ise...
Oyununun izleyici üzerinde...
Adete soğuk bir duş etkisi yarattığını fark etmek de...
Çok da gecikmeyecektir...
***
Neyse...
Ertesi sabah...
Bu başarısızlığı hazmederek atlatma aşamasındaki Barrie...
Karısı Mary Ansell Barrie'yi de (Radha Mitchell) davet ettiği Kensington Gardens adlı parka...
Elindeki çalışma defteriyle bir başına gitmek zorunda kalırken...
***
Evdeki yardımcı kadın Emma'da (Kali Peacock) kendisine...
Gezmeye çıkartacağı köpeği Portos ile...
Oyununa ilişkin olumsuz eleştiri kısmının makasla kesildiği günlük gazeteyi de teslim eder...
***
Parka vardığında da Barrie...
Kocasını çene kanserinden kaybeden...
Dul Bayan Sylvia Llewelyn Davies (Kate Winslet) ve oğulları...
George Llewelyn Davies (Nick Roud), Jack Llewelyn Davies (Joe Prospero), Peter Llewelyn Davies (Freddie Highmore) ve Michael Llewelyn Davies (Luke Spill) ile karşılaşarak...
Kendileriyle tanışır...
***
Ki...
Barrie ile Llewelyn Davies ailesinin fertleri arasındaki bu buluşmaların dozu...
Oğlanların oyun arkadaşı olarak gittikçe artarken...
Karısı Mary'de onlar ile Sylvia'nın annesi Bayan Emma du Maurier'i (Julie Christie)...
Bir akşam yemeğinde...
Evlerinde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyar...
***
Böyle olunca da...
Yani Barrie...
Gününün büyükçe bir kısmını...
Sylvia ile çocuklarına ayırmaya başlayınca...
***
Aynen yakın dostu...
Sir Arthur Conan Doyle'un da (Ian Hart) suratına karşı açıkça ifade ettiği şekilde...
Yakın çevresindeki insanlar Barrie'nin...
Bir gün kendisini...
Anlata anlata bitiremediği "Düşler Ülkesi"ne götürmeye söz verdiği Sylvia'yı...
Karısından daha çok gördüğü düşüncesine...
Kapılırlarken...
***
Çocuklar ile de...
Nasıl vakit geçirdiğine dair akıllar da...
Değişik şüpheler oluşturur olmuştur...
***
Ancak...
Bu söylentilerin hiçbirisine aldırış etmeyen Barrie...
Kara sevdaya tutulduğu apaçık bir biçimde ortada olan Sylvia...
Ve çocuklarını kaptığı gibi...
Kent dışındaki...
Artık kullanmadıkları sayfiye evine götürerek yerleştirir...
***
Ardından da...
Karısı Mary ile Sylvia'nın annesinin tüm karşı koymalarına rağmen ziyaretlerini...
Ziyadesiyle sıklaştırmaktan da çekinmez...
Dakika 46...
***
Çocuklarıyla birlikte seyredebilecek film arayan ebeveynlere gönül rahatlığıyla önerebileceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; efsanevi "Peter Pan" oyununun (1904) doğuş öyküsünün, akıcı bir dil ile anlatıldığı...
60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,