bir efsane gibi başlayan matrix serisinin bence en zayıf halkası...daha farklı bir son olmalıydı bence...akılda kalacak filmlerden olmadı bana kalırsa...sönük bir finaldi...6/10
Bu seriye çok emek verildiğini anlamak için DVD'sini alıp extralar kısmını izlemek gerekiyor. Sadece 15 dk. süren bu filmin efsane sahnesi olan otoban sahnesini 2 ayda 600 bin dolar bütçe ile çekildiğini görmek şaşırtıcıydı. Zion halkının dans sahnesinde ikibine yakın dançı figüran oynamış. 150 milyon dolarlık bütçesi olan bir film başarılıda olmuşsa her türlü övgüyü hakediyor. Tek negatif yanı Neo'nun klonlanmış ajan Smith'ler ile olan dövüş sahnelerinde animasyonu abartmışlar. Film olmaktan çıkıp play station 2 oyun görüntüsüne bürünmüş. Gloria Foster yani kahin(oracle) bu filmin çekimlerinden sonra öldü. Kimbilir belki de sanaldan gerçekliğe ulaşmıştır. Ajan Johnson rolündeki Daniel Bernhardt adlı oyuncuyu karizması ve fiziki özellikleri açısından çok beğendim. James Bond rolleri için en uygun karakter olur kanımca. Filme dönecek olursak, Wachowski kardeşler Zion'u fiziksel açıdan bizlere gösteriyor. Neo ve Trinity aşk sarmalında daha bir debeleniyorlar. Morpheus gizemli olmaktan çıkıp insanımsı özelliklere bürünüyor. Filmin finali tabbiki devam filmi olan Revolutions'a gönderme yaparak kapanıyor. Serinin en çok gişe yapan bu bölümünü DVD olarak mutlaka izleyin.
İlk filmi hem aksiyon hem senaryo açısından oldukça başarılı şekilde devam ettiriyor. Özellikle aksiyon sahneleri inanılmaz derecede güzel. Wachowski kardeşler yine yapacağını yapmış. 10/9
anlayamıyorum neden iyi bir filmin doğruluğunu OSCAR denen ticari ödül töreni belirliyor. ne yani , oscar alamayan filmler kötü filmler mi? kubrick, lynch oscar alamadıkları için kötü yönetmenler mi? oscarın çoğu kez doğru olmadığını düşündüm. hep hafif, söyleme gücü zayıf kalan, kapalı filmler, oscar aldılar belkide kuzuların sessizliği bir istisnaydı. daha istisna vardır tabiki ama hafıza bu hatırlayamıyorum. şunuda söylemem gerekir ki şu lotrcular ve matrixciler arasında ki sürtüşmede çok anlamsız... yineliyorum bir filmin iyi olduğunu aldığı ödüller göstermez... ödül törenleri saçma ama bir hassa o kadar da gerekli. düşünsenize "he he bu film oscar aldı. demiştim ben sana..." diyen insanların olmadığını, çekilmez bir hayat olurdu.
sırf o saatler süren yaratıcı dövüş sahneleri için bile izlemeye değer diye düşünüyorum.bilgisayar oyunu hissini fazlasıyla verse de yine de izlemesi zevkli ve heyecan verici.ilkini beğenenler seriyi tamamlamak adına reloadedı kaçırmamalı.
yanlışlık 3. filmin yorumunu buraya yaptığım için filmi tekrar yorumluyorum :D...tabiki 1. filmin yanına yaklaşamasada iyi bir dewam filmi...özellikle neo nun kahin le görüşmesinden sonra sürüyle gelen ajan ları dövdüğü sahne ve otobandaki takip sahnesi filmde akılda kalıcı sahneler...izlenmesi gerken başarılı bir dewam filmi...efektleri muazzam...10/8
işte film bu herşeyiyle mükemmel bütün film güzel sadece otoyol ve dövüş shaneleri değil..irfun musun nesin sen git televizyonda başka film seyret anlamadığın için böle knoluyon aklın almaz senin zaten...birkaç kez daha seyredicem ben bayıldım yani....
''Matrıx filmi hakkında felsefi yorumlar yada kıyaslamalar yapmakla felsefe kitabı okumanın ne ilgisi var!'' ne ilgisimi var?? felsefenin ne olduğunu bilmeden ne anlama geldiğini bilmeden nasıl oluyorda bu konu hakkında fikir yürütülebilir?? seyrettiği birşeyi hangi kalıplar içinde felsefe olarak adlandıra bilir?? felsefeyi bilmeden nasıl felsefe yapılabilir?? felsefe bir bilimdir..bir film türü değil..yani korku,macera dram gibi basit birşey değildir..içinde yüzlerce görüşü barındırır..insanlık hayatında felsefe tabiki zorunludur..ama felsefenin ne olduğunu iyi anlamak gerekir..felsefe sistem düşüncesiyle sık sık karıştırılmaktadır..her ortaya çıkan yeni bir akın veya düşünce felsefe olamaz..bu gerçeklik sürekli ilerleyiş içinde çeşitli sistemleri art arda meydana getiren düşüncenin hareketleridir..bir fikir tarihciside herşeyden önce bu sistemleri üretmiş olan düşünceyi arar.. yani matrıx'e felsefi bir boyut getiren herkes bu anlamda bir nevi fikir tarihcisidir!!! (bak sen) ne var ki her bağlanma (matrıx'de olduğu gibi ) keyfi bir davranıştır..sadece akla dayanılarak haklı çıkarılamaz ve bu anlamda tamamen hür dür... bu onun felsefe olduğu anlamına gelmez ( bk. VAROLUŞCULUK) işte bu gerçek felsefedir... eğerki gerçekten bir matrıx felsefesi var ise felsefenin özel bir araştırma kolu haline geldiği şu yüzyılımızda birde MATRIXIZM diye müspet bir felsefi düşünceyle karşılaşacağiz demektir..yada ne bileyim belki adını fikir babalarından bile alabilir...wachowskıcilik...sakın abarttığımı düşünmeyin..çünkü artık nede olsa yeni bir akım çıkıyor... artık Felsefiyat'a bile girer..böylece Wachowskı kardeşler marangoz,yönetmen,senarist gibi sıfatlarından sonra Felsefeci olarakta anılırlar... böylece sokrateslerin,kantların, marxların, hegellerin, arıstoteleslerin,zenonların yanında isimlerini altın harflerle yazdırırlar...belkide İslamiyet felsefesi,Fransız felsefesi,İnsan felsefesi falan derken yeni bir yüzyılda Sinema felsefesi diye bir akım bile ortaya çıkabilir... şimdi bu söylediklerimle dalga geçtiğimi sanıyorsunuz değilmi...hayır..wallada billada dalga falan geçmiyorum... belki Matrıx felsefesi denen şeye ağızlarıyla gülmeye bile tenezzül etmiyenler olarak karşı bir akım bile yaratabiliriz.. nede olsa hepimiz bir fikir tarihcisiyiz... bende Matrıx filmini eleştirerek Kant'ın eleştirici felsefesi görüşünü kullanıyorum.. Matrıx sadece bir sinema filmidir...anlattığı konuda izliyenlere yeni bir akım yeni bir düşünce aşılamak amacıyla değil sadece hoş vakit geçirmek içindir... uçan insanlar,ahtapot şeklindeki robotlar bilgisayar içindeki yaşam , kurşunlardan kaçabilenler , kendini yüzlerce benzerine klonlayabilenler tamamen bilgisayar ürünü ve film hilesidir... (biliyorum böyle ilkokul çocuğuna ders verir gibi anlatmak biraz abes kaçıyor ama durum artık bu noktaya geldi) böyle bir hayatın varlığına inanıpta matrıx'de uçmayacaktıda ne yapıcaktı gibi bir soru sormakta MATRIXIZM'ın konusu içinde yer alsa gerek... kısacası MATRIX bir senaryodan ibarettir.. kendimizi biraz kasarsak içinde yüzlerce felsefi akımın izlerini taşıyor olarak görebiliriz...ama bu onun bir felsefe olduğu anlamına gelmez!!!! ne bileyim belki yine çok iyi anlamış bir insan rolü yapmak için kendimizi biraz daha kasarsak DÜNYAYI KURTARAN ADAM'dan girip THEY LIVE filmine gidip ordan LOST HIGHWAY'a uğrayıp DEVIL'S ADVOCATE filmine varana kadar bütün bu filmlerde felsefi boyutları ortaya çıkartabiliriz... NEO'ya mesih gözüyle bakan akıllılar (walla bunu ben demiyorum..bu filmi aralarında tartışanlar upsss!! pardon..bu felsefeyi aralarında tartışanlar genelde hep bunu söylüyor) Malkoçoğlu'nun onlarca kılıç darbesine rağmen hala dimdik ayakta kalıp dövüşmesine rağmen niye mesih olarak değilde saçmalık olarak görüyorlar?? dediğim gibi Matrıx sadece bir filmdir..ve bir film olarak benim için kötü bir örnektir..bu benim kendi düşüncemdir.. filmin anlattığı konuyu çok beyenmiş olabilirsiniz.. belki sizin hayatınıza bile yön verebilir..ama çıkıpta bu bir felsefedir demeyin?? burada tamamen kendi görüşlerimi yazdım... ister beyenirsiniz..isterseniz beyenmezsiniz... ama bundan böyle Matrıx neden kötüymüş Matrıx felsefesiymiş gibi gereksiz bir tartışma içinde yer almıyacağımı hatırlatırım... çünkü ben söyliyeceğim herş
filme gitmeden önce herkes gitme kötü felen dedi..ama bu kadar tantanadan sonra gidip izlemezsem bi yerim eksik kalırdı(bu yüzden herkes izlemeli)...aslında film hoş kötü deil. ama ilkinin dahaaaa ii olduğuda bi gerçek.uyuz olduğum noktaya gelince neden ziondaki insanlar afrika kabilesi gibiydi anlayamadım..tamam az kumaş olabilir ama az usturuplu kıyafetler yapsaydınız matrixte ööle yeni parlatılmış arabacantı gibi şeyler giymek basit tabee:)..bide illa herkşin sevgilisi olsun die kasmışlar..netsin o güzelim kız muşmula tipli morpheusu(karizmatik fln diil)hem zati dünyası yıkıldı adamın nese..bide herşeyin proğram çıkması kötü .ama anahtarcı olayı hoştu..mewtonun bazı tahminleri ii ama şu persephone ile paylaşılamayan erkek neo olayı biraz saçma geldi koskoca filmi ööle bi seneryoyla mahvetmmezler bence..sonuç olarak ilk fim daha iiydi ikinci ise hoş vakit geçirtio en azından...
İlk filmin oluşturduğu mit üzerinden devam eden çok daha fazla aksiyon ve adranelin pompalayan, bir yerdende kendi oluşturduğu efsaneyi yıkan;son sahnede söylediği ''bu telefonu kapatıcam ve sizin olmadığınız bir dünya göstericem öyle bir dünyaki yöneticileri ve kural koyucuları olmıyan herşeyin mümkün olduğu bir dünya''.işte bu sözlerin havada kalması ve hiçbirşeyin göründüğü gibi olmayışıyla bir çok kişinin hayalleri yarım kaldıki bu başyapıtın hakettiği değeri almamasının birinci nedenide budur. İlk filmin yarattığı efsane öyleydiki aradan geçen 12 yıla rağmen hala güncelliğini koruyor hala gönderme yapılıyor hala taklit ediliyor(son taklidi Inception) sinema tarihinde aynı etkiyi bırakan iki efsane daha var birincisi godfather ikincisi star wars onların ikinci filmleri ilk filmlerle kıyaslanmış ve bazılarınca(kesinlikle katılmıyorum ama) ilk filmlerde bile iyi bulanlar olmuştu, niyazikki reloaded o katogoriye yaklaşamadı bile kendi içinde çok önemli bir film olsada hatta ilk filmle üçüncü filmi çok iyi şekilde bağlasada ilk filmin unutulmaz bir Efsane olmasıyla yarışabilecek bir yapıt değil. 10/9
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.