Filmle ilgili düşüncelerimi sıralayacak olursam; Kahramanlarımız Tanrının kendilerine dünyayı kötülüklerden koruma misyonu verdiğine inanıyorlar ve yeryüzünde bir nevi Tanrının gölgesi gibi hareket ediyorlar. Bu inanç ve davranış çok yanlış. Çünkü insan Tanrı değildir ve doğru, gerçek, hakikat, adalet gibi kavramlar insandan insana değişir. Yani insan öznel bir varlıktır ve fikirleri, değerleri, davranışları kişiden kişiye değişir. Her önüne gelen insan ben Tanrı adına hareket ediyorum, ben Tanrıdan emir aldım, benim yaptığım adil ve doğrudur derse silaha sarılıp insanları öldürmeye çalışırsa bu işin içinden çıkılmaz ve toplumsal bir kaos ortamı olur. Çünkü herkes Tanrıcılığa soyunmak ister ve herkesin mutlaka öldürmek istediği düşmanları falan vardır .. Herkes kendi yaptığının doğru ve adil olduğunu söyler ama neye göre doğru kime göre adil ??? Kusurları bulunan, ölümlü bir varlık olan insanoğlu doğrunun, gerçeğin, hakikatın, adaletin mihenk taşı olamaz ... Unutmayalım ki; Eski ABD Başkanı George Bush Benim Tanrıyla irtibatım var. Her gün Tanrıyla konuşuyorum diyerek işgalci ve emperyalist ABD politikasını ve işgalleri, dini siyasete alet ederek haklı göstermeye çalışmıştır. George Bushun bu söylemlerine karşılık olarak Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez ise cevaben : - Hayır, senin Tanrıyla bir irtibatın yok. Her gün konuştuğun da Tanrı değil, şeytan demiştir ...İkinci olarak, Tanrının kendilerine dünyayı kötülüklerden koruma misyonu verdiğine inanan kahramanlarımız yargıçlığa soyunuyorlar ve karar verip onu uyguluyorlar ... Her insanın kendini yargıç gibi görmesi, bir hüküm vermesi,onu uygulaması çok yanlış bir olay. Çünkü senin doğru ve adil olduğuna inandığın bir karar başkasına göre değişebilir ...Yargıç olarak Tanrıyı görmeliyiz. İnsanları yargılasın. Doğruya, hakikate, adalete o karar versin, Tanrıyı çıkarları için kullanan insanlar değil ...Üçüncü olarak, Tanrının kendilerine dünyayı kötülüklerden koruma misyonu verdiğine inanan kahramanlarımız kötü insanları öldürerek dünyayı kurtarabileceklerini düşünüyorlar. Kahramanlarımız hakikate adalete ulaşmak için silaha sarılıyorlar. Sen hangi dine ve ideolojiye sahip olursan ol silaha ve şiddete başvurduğun zaman savunduğun hiçbir şeyin anlamı kalmaz ...Dördüncü olarak, Tanrının kendine dünyayı kötülüklerden koruma misyonu verdiğine inansan ve sana göre kötü insanları silaha sarılarak öldürmeye çalışsan kaç kişiyi öldürebilirsin? Dünyada 7 milyara yaklaşan bir nüfüs var. Neye göre kime göre kötü insanları belirleyeceksin ve bu kötü insanları öldürerek yok edebilecek misin, kökünü kazıyabilecek misin? Oysaki silaha sarılmak yerine, dünyada silahlara harcadığımız paraları eğitime harcasak ve tüm dünya insanlarını eğitebilsek, tüm dünya insanlarına doğruluk, dürüstlük, sevgi, ahlak, hoşgörü, vicdan, adalet duygusu kazandırabilsek daha iyi sonuçlar elde etmez miyiz?Beşinci olarak, filmde argo ve küfür eksik olmuyor. Özellikle Rocco karakteri ve kullandığı küfürler çok itici ... Nerdeyse filmde yer alan insanların hepsinin ağzından argo ve küfürlü sözcükler çıkıyor. İnsanlar kendi aralarındaki iletişimi argo ve küfür kullanarak kuruyorlar. İnsanlar arasındaki argo ve küfürleşmeler bizlere Tarantino filmlerini anımsatıyor ...