Olağan Şüpheliler: en yeniler yorumlar

Başlarda sıkıcı gelebilir film ilerledikçe oturmaya başlıyor senaryo harika oyunculuklar muazzam film biterken kafada soru işareti kalabiliyor

Kim bu Keyzer Söze? Ters köşenin , ters köşesi... film gerçekten sarıyor. Başta biraz sabretmek lazım sadece.

“The Usual Suspects”, sıra dışı yönetmen Bryan Singer’ın henüz 29 yaşındayken çektiği ikinci uzun metrajlı sinema filmi…

Aslında, adı yaptığı işlerin önünde giden Bryan Singer’ın bu âlemde başlangıç yaptığı 1988 yılından bu yana, 2018’in son çeyreğinde vizyona girmesi beklenen (bizce gelmiş geçmiş en büyük seslerden biri olan Queen'in efsane solisti Freddie Mercury'e ait bir hikâyenin anlatıldığı) “Bohemian Rhapsody” de dâhil yönetmenliğini yaptığı film sayısı toplam on bir… Yani kendileri az ama öz işe imza atan nevi şahsına münhasır birkaç sinemacıdan biridir…

6 milyon dolarlık son derece mütevazı bir bütçeyle ve 35 gün (bunun 5 – 6 günü Kevin Spacey ve Chazz Palminteri arasındaki sorgulama sahnesine gitmiş) gibi çok kısa bir süre içinde çekilen filmin konusuna hiç girmiyoruz…

Zira prömiyerini, Sundance (Ocak 1995) ve Cannes (Mayıs 1995) Film Festivallerinde yaparak aynı yılın Eylül ayında vizyona giren filmin hikâyesi hakkında bugüne kadar anlatılmayan hiçbir şey neredeyse kalmadı gibi…

8.6/10 (860.314 oy) gibi oldukça sağlam bir izleyici puanı ile IMDB En iyi 250 film listesinin 27. sırasına demirlemiş olan “The Usual Suspects” in, 4.2/5 (434.218 oy) lik Rotten Tomatoes izleyici puanı ile 7.8/10 (70 yorum) ve 77/100 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum puanı ortalamaları da oldukça iyi…

Beş ay içinde yazılan dokuzuncu taslaktan sonra ancak Bryan Singer’ın onayını alan filmin senaryosu, “Valkyrie” (2008), “Edge of Tomorrow” (2014) ve “Mission: Impossible – Fallout” (2018) gibi filmlerinde senaristi olan Christopher McQuarrie’a 1 Academy ve 1 BAFTA dâhil toplam 7 ödül birden kazandırırken, filmdeki performansı nedeniyle Kevin Spacey’e de 1 Oscar heykelciği ve artı 5 ödül daha getirmişti…

Kevin Spacey deyince de, Stephen Baldwin, Gabriel Byrne, Benicio Del Toro, Kevin Pollak, Chazz Palminteri ve Pete Postlethwaite gibi kadrodaki diğer isimlere de haksızlık etmemek lazım…

Çünkü onlarda ellerinden gelenin en iyisini yapmak için bayağı bir ter dökmüşler…

Bize göre Kevin Spacey’in en büyük şansı, aynı yıl içinde “Outbreak” (1995) ve “Se7en” (1995) gibi iki önemli yapımda daha rol almış olması…

Filmin teknik ekibine de şöyle bir göz attığımızda, görüntü yönetmeni Newton Thomas Sigel ile editör ve müzik direktörü John Ottman’ın sanki kadrolu elemanlarıymış gibi neredeyse Bryan Singer’ın bütün filmlerinde yer aldıklarını görüyoruz…

Ayrıca filmin casting direktörlüğü koltuğunda, aynı işi içinde “12 Years a Slave” (2013), “Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance)” (2014), “The Big Short” (2015) ve “The Revenant” (2015) gibi önemli filmlerinde bulunduğu toplam 147 projede daha yapan Francine Maisler ile sanat yönetmenliği koltuğunda, “American Beauty” (1999), “Constantine” (2005), “I Am Legend” (2007) ve “Ant-Man” (2015) gibi filmlerde de yine aynı işi üstlenen David Lazan’ın oturuyor olması da piyangodan çıkan büyük ikramiye gibi…

Doğru zamanda, doğru yerde, doğru adamla beraber olup doğru işe birlikte imza atmak dedikleri şey tam da bu olsa gerek…

Gerçekten de filminin hem kamera önündeki hem de kamera arkasındaki ekip, 2018'den bakılınca Hollywood sinemasının şöhretler karması gibi… Hal böyle olunca doğal olarak elde edilen sonuçta oldukça farklı ve sarsıcı olmuş…

Müthiş sürpriz finaliyle her seferinde aynı ilgi ve keyifle izlediğimiz bu film, gerçekten de bir sinema klasiği… Eğer halen izlemediyseniz, kendinize bir iyilik yapın ve hemen izleyin… Eminiz çok seveceksiniz…

Keyifli seyirler,

Son iki not:
1. Benicio Del Toro'yu bir daha Fenster karakterindeki gibi görmek neredeyse imkansızdır...

2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 3 Ağustos 2018 günü saat 00.12’de yazılarak paylaşılmıştır...

Kurgu çok güzel arkadaşım öyle sonunu şıp diye tahmin ettiğiniz filmlerden değil baya hoş dalga geçmişler polislerle kimin daha akıllı olduğunun resmi spoiler:
bu arada esas adam Bi Türk eşine tecavüz etmişler oda karısını öldürmüş bunu algılayamıyorlar adam şehir efsanesi oluyor bizim Türk filmlerini biraz izleseler çok da şaşırmazlar yani

Kevin Spacey, ah soğukkanlı katil rolü çok iyi gidiyor bu adama. Se7en'daki gibi. Filmdeki 5 şüphelinin en başta tutuklanma sahnesi aslında kayzer'in(Kevin Spacey) planıymış. Çok ince plan yapılmış. Suçun kime bırakılacağı düşünmüş mü yoksa polis Dave Kujan'ın onu sıkıştırması sonucu, doğaçlama şeklinde mi suçu Keaton'a attı acaba ?, organize çok iyi( en başta kaybolan tır bahanesiyle toplatırılmaları) oluşturulmuş. Spoiler yemesem belki daha çok şok etkisi yaratabilirdi ancak son sahnede suçun Keaton'a atıldığını görünce bi n'oluyoruz dedim ama anlaşıldı yine de. Kutlar vadisindeki Ersoy Ulubey'in ailesini öldürmesi, buradaki kayzer'in ailesini öldürme efsanesinden esinlenilmiş sanırım, aklıma direkt o geldi. Senaryo çok özgün, oyunculuk harika. Fernster'in erken ölmesine üzüldüm. Sonuç olarak Kayzer'imiz en son güçlenmekte olan rakibinin uyuşturucu ticaretini mahvediyor ve kendisi hakkında tek bilgi sahibi olan adamı öldürüyor ama ne var ki en son kimliğini bütün polisler öğrenmiş oluyor. Yani bence aslında bu iki işi temiz halletmek isterken, sadece rakibi olan diğer mafyayı kırıyor, ama kimliği polis Dave Kujan ve hastanede yaralı kurtulan adamın ifadesi ile açığa çıkıyor. Yani kimliğini korumak ve rakibi çökertmek isterken yalnızca rakibini çökertmiş oluyor ki bunu bir kaç adam ayarlatıp da yapabilirdi neden kendini dahil etti ? neden bu kadar uğraşmış bilmiyorum. Adamları yoktur diyor ama valiyi devreye sokacak kadar güçlü bir kişi. Para verip kiralamak bu kadar zor muydu ne bunca çaba ? Biraz mantıksal hata var bence. Aman film diyip geçiyorum, zekice bir kurgu ama zayıf kalmış sanki biraz. Film genel olarak güzel.
''Şeytanın en büyük hilesi aslında var olmadığına inandırmak olmuş ve işte böyle, toz olmuş''

ters köşe senaryolu bir film.Kendi türü içinde önemli bir hikayeye sahip.Oyuncu kadrosu ve senaryosu ile hafızalarda yer etmiş klasikler arasına girmiştir.

kaliteli bir film genel olarak iyi gidiyordu ve harika bir sonla kendini kanıtladı bir efsane olmadığı kesin ama

Bazı yorumlarda filmi eleştiren arkadaşlar gördüm. Hakikatten böyle şahane bir filmi eleştirerek ne elde edeceğinizi düşünüyorsunuz..
Arkadaşlar film efsane. Ve konuyu anlamayan arkadaşlar varsa! Polise anlattığı herşey polisin arkasında ki panoda okuduğu o an okuduğu ve uydurduğu şeylerdir. Olaylar gerçektir ama şahıslar isimleri yerler mekanlar farklıdır. Ve en son sorduğu isim dedektfin elindeki bardağın altında yazan isimdir. Yani bir hayal ürünü.. Dedektif fark ettiğinde ise herşey başladığı yere dönmüştür! Olay bitmiştir.. herkesin izlemesini tavsiye ederim.

Halen kafamda soru işaretidir polise verdiği sorguda anlattıkları gerçek mi yoksa hayal mi
İşte böyle bol soru işaretli bir film

Senaryosu çok iyiydi. Kadro zaten şampiyonlar ligi. Bir solukta izleyebileceğiniz filmlerden birtanesi.

baştan sona tekrardan izlemem gerekecek, filmin geneli biraz durağan geçse de sonlara doğru kendini kurtarıyor. ve farklı türde bir film 6. his ve zindan adası tarzında.

Muhteşem ötesi bir film. Bir sahtekarı muhteşem bir şekilde anlattılar fakat
filmi dikkatli izlemelisiniz. Eğer filmi dikkatle izlemediyseniz güzelim film sizin için çöp olur.
Ayrıca Kevin Spacey' in oyunculuğu çok güzeldi. Zaten bu filmde oscar almıştı. İzlediğinize hiç pişman olmazsınız.

arkadaşlar saatim çöp olsun gitsin diyorsanız ve modunuz eğer yüksek ve düşmesini istiyorsanız izleyin derim anca bu kadar kötü bir film olur siddetle tavsiye etmiyorum.

Yine izlemekte çok geç kaldığım filmlerden biri. Açıkçası filmin başları çok karışık geldi, anlamlandıramadığım yerler oldu bazen sıkıldım bile. Ama bir süreden sonra o ambiyans yerini meraka bırakıyor. Çok dikkatli izlenmesi gerekiyor hatta 2. kez izlenildiğinde daha çok zevk alınacağından eminim. Oyunculara hiç dikkat etmemiştim, film boyunca ben bu Fred'i birine benzetiyorum diye söylendim meğer benzettiğim adamın ta kendisiymiş. Bu da benim ayıbım olsun. Kevin Spacey'nin oyunculuğuna zaten diyecek yok. Tam hah biliyordum zaten öyle olduğunu dediğim an ters köşe oldum. İzleyin izlettirin

"8,6 gibi muhteşem bir IMDb puanı, inanılmazın ötesinde bir son sahnesi, harika anlatım, harikulade replikler ve Keyser Söze. Açılış sahnesi oldukça dikkat çekici ve yapboz'un ilk parçası niteliğinde başlıyor. Bu enfes atmosfere ayak uydurabilmeniz adına en olumlu sonuç, ilk sahneden çıkarılabilir. Etkileyici bir bütçesi olmasada, hatırlatırım ki bugüne kadar çıkmış en iyi filmlerin bütçeleri kısıtlı bütçelerdir. Yani en fazla 20-30 milyon, genellikle de 10 milyonun altında olan filmlerdir. Düşük bütçeli filmlerin başarıları ve kültleşmesi, Olağan Şüpheliler'e de yaramış ve Olağan Şüpheliler tarihin kült yapımları arasına adını yazdırmıştır. Ayrıca neo-noir türünün en başarılı yapımlarından birisi olarak kabul edilebilir. Kevin Spacey'in her filmde olağanüstü performansı vardır ancak benim için Se7en ve bu filmde ki performansı tarihin en iyi oyuncu performanslarından birisidir. Benicio Del Toro'nun da genç hali, bu filmi süslemiştir. Verbal Kint'in kullandığı "Şeytanın en büyük kurnazlığı kendini olmadığına inandırmakmış" repliği, duyulmaya değer ve bence sinema tarihinin en yaratıcı, en iyi repliklerinden biridir. Bunun gibi bir çok repliği barındıran film, yönetmen Bryan Singer'ın en büyük başarısıdır kesinlikle. 1995 yılına damga vurmuş, 90'lı yılların en iyi film listelerinde kendine rahatlıkla yer edinen bu harika filmin ayrıca 2 Oscarı vardır. Kevin Spacey'in muhteşem oyunculuğu kazandığı ilk Oscar ödülü, Christopher McQuarrie'nin muhteşem senaryo yeteneği de En iyi özgün senaryo Oscar'ıyla ödüllendirildi. Film kara film kategorisine dahil olduğundan, içerisinde geniş ve gülümseten esprilerde bulunduruyor. İzledikçe parçaların yavaş yavaş yapboz'u oluşturduğunu göreceksiniz, söz konusu "son" parça da yapboza eklenince, göreceğiniz manzaraya kendinizi bırakın. Filmin son sahnesi, Se7en ve Esaretin Bedeli ile birlikte gördüğüm en şaşırtıcı son sahnesiydi ve ters köşeye insanı öyle bir kapaklıyor ki, insan inanamıyor. Sınırsız bir kurgu, olağandışı bir senaryonun ortaya çıkardığı nefis bir gizem."