Sinema denilince herkesin aklına farklı farklı şeyler gelir. Kimisi romantik komedi filmlerini kendine daha yakın bulur, kimisi daha arthouse filmlerden hoşlanır, bazılarıda fantastik macera peşinde sürüklenip giderler. İnsanların kişisel istekleri, zevkleri farklılaştıkça bütün bu sinema türlerini daha da çoğaltabiliriz. Ama bilmedikleri bişeyler var bu insanların; sinema kendilerine benim tarzım bu diyebilecekleri türden bir sanat dalı değil. Her bir türünde bambaşka duygular yaşamamızı sağlar sinema filmleri. Sadece fantastik&macera türünü takip eden bir izleyicinin sinema adına kaçırdığı o kadar çok şey var ki...Bunları söylememdeki amaç, sinemayı eğlence aracı olmaktan çıkarıp; insanların daha bir önemseyip üzerinde tartıştığı, hakkında fikir sahibi olduğu bu 7. sanat dalınının daha öncelikli sıralarda yer edinmesini sağlamak. Arthouse izleyicisinin dark knight gibi başarılı yapımlarla, popüler filmleri takip eden izleyicilerinde sanat filmleriyle bütünleşmesini arzu ediyorum. Ben bu iki tür arasında bir köprü görevi gördüğüme inanıyorum, bu konuda ortada bir yerlerde yer almak beni heyecanlandırıyor...Şimdi esas konumuza kara şövalyemizin son sinema macerasına odaklanalım. Şimdiye kadar bu tarz sinema örnekleri bizleri sadece süslü görüntülerle kandırıp, bazı şeyleri gözardı etmemizi sağlarlardı. Dark knightı çok fazla dikkate almamın sebebi senaryosunun çok zekice yazılmış olması ve temponun hemen hemen hiç düşmeden başladığı heyecanla filminde bitivermesi. Filmin genel seyrini izleyicinin tahmin edemediği türden, iyi ile kötünün kapışmasını son derece başarılı bir şekilde yansıtan bir film kara şövalye. Açılış sahnesinde joker eşliğindeki soyguncuların birbirini öldürmesi, kötülüğün bir yarar sağlamayacağını ve kötülüğü kötü insanların, kötü niyetli çıkarları doğrultusunda yok olacağı bir kısır döngü olarak düşündüm. Christian bale, son yılların en iyi iş yapan oyunculardan biri, 2 yıl önce makinist filmi için onlarca kilo verip izleyenleri şaşırtmıştı. Yaptığı bu cesaret isteyen davranışının karşılığını almaya başladı. Önümüzdeki sene mayıs aylarında gösterime girmesi planlanan terminator: salvation filminde john connor rolünde karşımıza çıkacak. Kara şövalyedeki performansı çok ölçülü, samimi ve kendine güvenen bir bruce wayne oynamış. Joker rolü usta actor jack nicholsandan sonra ancak bu kadar başarılı bir şekilde canlandırlabilirdi. Heath ledger yakın zamanda aramızdan ayrıldı, ama bizlere ölümsüz bir eser bıraktı. O gerçek hayatta joker kartını çok erken kullandı, H.Ledgerın bu üstün performansını akademi üyelerinin göz ardı etmemesini umuyorum. Yardımcı rollerde filme anlam katan rachel rolünde maggie gyllenhaal, alfred rolünde micheal caine ve lucious rolünde de morgan freeman son derece başarılıydılar. Filmin teknik yöndende dikkate değer olduğunu söyleyebilirim, ses miksajı, ses kurgusu, makyaj ve görüntü yönetimi çok başarılı.Bu film tamamen bir iyi ile kötünün kapışması filmi, hangi tarafın kazandığı ne yazıkki pek gerçekçi değil. İyiliğin kötülerle sonsuza dek sürecek savaşı, kötülüğün bu dünyadan yok olmasını sağlayamayacak. Bu mücadele hiç bitmeyecek...