En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Ata Kalinyazgan
Takipçi
204 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
28 Temmuz 2013 tarihinde eklendi
Öncelikle eğer fragmanını izlerseniz, film beklentilerinizi karşılamaz. Anladığım kadarıyla, gerçek bir hikayeye dayanan bir film olduğu için tempo bu kadar ağır ve zayıf. Film neredeyse tamamen John Smith (Collin Farrel) ve Pocahontas/Rebecca (Q'Orianka Kilcher) üzerine kurulu tarihi bir aşk filmi. Christian Bale ise filmin son 30-40 dakikasında meydana çıkıyor.
Film, 1607 yılında İngiliz gemilerinin daha önce hiç keşfedilmediği bir kıyıya yaklaşırken ve bu sırada yerlilerin yaşadığı şaşkınlıkları göstererek başlıyor. İngilizler bu kıtaya yeni bir medeniyet kurmak istiyorlar. İşin başında bu işten habersiz olan yerliler, misafirlerini hoş karşılarlar. Ama sonra işler kızışır ve yerlilerle koloniciler arasında bir savaş başlar. Bu sırada Pocahontas ve John Smith birbirlerine aşık olurlar ve tüm bu kötü olaylar gelişirken onlar birlikte oldukları için çok mutludurlar. Smith, Pocahontas'a İngilizce öğretir.
Tüm bunlar, izlerken bana bir masal gibi gelse de anlaşılan gerçek bir hikayeye dayanıyor. Filmin konusu zor ve uzun olduğu için yönetmen sahne geçişlerini ve bazı bölümleri hızlandırmış. Güya biz sıkılmayalım diye yapılan bu iş, filmi tam olarak anlayamamamıza neden oluyor. Ve her ne kadar biz sıkılmayalım diye uğraşılsa da yer yer uykumu getirdiğini söyleyebilirim. Yalnız film, günümüzde Hollywood'un sıkça yaptığı gişe filmlerinden biri değil, tam tersi seyirciye bir şeyler anlatmak isteyen, çeşitli mesajlar veren ve maalesef bir parça zarar eden bir film.
Terrence Mallick, hem filozof olduğu için hem de felsefi konulara ilgi duyduğu için filmi izlerken kaç kere esnediğimi unuttum. Ama bunun yanında insancıllığı ve iyi niyeti ile hoşa giden, çok güzel çekimler ve müziklerle beğenimi toplayan, her sinemaseverin en az bir kere izleyebileceği bir film. 7,9/10
Kendilerini üstün gören medeni sanan beyaz adamın cennet gibi yeni dünyaya gelip barbar vahşi gördüğü aslında doğayla barışık insancıl yerlilerin topraklarını çalıp;çocuklarını dönüştürme yok etme sürecinin başlangıcını anlatan çok güzel hüzünlü bir Mallick şiiri.Amerikanın gerçek sahiplerine yakılmış bir ağıt.7/10
Terrence Malick ... Kendisi gerçekten önemli bir filozof, entellektüel, fikir adamı, sanatçı, insana değer veren bir kişiliğe sahip ... Harvard Üniversitesindeki felsefi birikimini sinema sanatı ile buluşturmasını takdir ile karşılıyorum ... İnce Kırmızı Hat filmiyle tanıdım kendisini ... İnce Kırmızı Hat filmi ile bir başyapıt ortaya çıkaran yönetmen, bu filmde de bir başyapıta imza atmış. Filmleri adeta şiirsel bir tatta ... İzledikçe farklı duygular beliriyor ruhunuzda ... Sanatsal ve insancıl bir dokunuş söz konusu ... Üstadın özellikle bu filminde doğa ve eşsiz manzaralar vazgeçilmez bir unsur olarak duruyor karşımızda. Kamera açıları çok güzel kullanılmış. Gökyüzü, bulutlar, ağaçlar, yeşillik, rüzgarın otları ve ağaçları yalaması, güneş, deniz, muazzam doğa ve onun içinden yankılanan eşsiz sesler.. Görsel efektlerle dolu sinema endüstrisine inat, doğa ve insanın en yalın halinin kameralara farklı açılarla, sanatsal bir anlatımla yansıması ... Filmin müzikleri ise, klasik müzik tadında filmle birlikte insanın ruhunu okşuyor. Filmi en masum duygularımla izledim. Ve filmi izlerken huzur buldum kendimde ...
Koloniciler gelinceye kadar barbar olarak nitelenen Kızılderililer, nasıl da kötülük, yalan dolan bilmeden masum ve huzurlu bir hayat sürüyorlar. Koloniciler geliyor ve masum ve huzurlu bir halka kötülük ediyor, kötülük bulaştırıyor, kendi vahişiliklerini etrafa yayıyorlar. Pochahontas ve John Smith en saf, en masum duygularıyla sevgiyi ve aşkı tadıyorlar. Kendi içlerinde bir sorgulama, vicdan muhasebesi, keşif serüveni yaşıyorlar. Farklı kültürler olmalarına rağmen sevgi ve aşk gibi duyguları en saf haliyle tadarak, birbirlerini keşfediyorlar ... Film boyunca insanın iç hesaplaşması, vicdan muhasebesi, iyilik-kötülük, dua, aile, sevgi, aşk gibi kavramların irdelendiğini görüyoruz. Pochahontas aşık olup ulaşamadığı sevgilisi John Smith yerine, aşık olmadan, sevmeden John Rolfe ile evlenmişti ... Daha sonradan John Smithin yaşadığını öğrendiği halde eski aşkına dönmeyip yeni kocasına ve çocuğuna sahip çıkması aile kurumuna verdiği önemi gösteriyor. Bu sahne bana Türkan Şoray ve Kadir İnanırın rol aldığı Selvi Boylum Al Yazmalım filmini anımsattı. Bu filmde de Sevgi Nedir? sorusunun cevabı aranmış, filmin sonunda Sevgi Emektir cevabı verilmiştir.
Terrence Malick üstadım ; günümüzde insanlara abartılı aksiyon sahneleri olan, görsel efektlerle dolu filmler sunuyorlar. Bazı filmler ise şiddet ve küfür içerikli diyaloglarla beğeni toplayabiliyor. Senin filmlerinde bu gibi unsurlar yer almadığı için her izleyicinin filmlerini beğenmemesini, anlamamasını, sıkılmasını doğal karşıla. Bizler belki de belli bir azınlık olarak, anlatmak istediklerini sinema sanatıyla harmanlamanı takdir ile karşılıyoruz. Yoluna devam et ve bizleri başka başyapıtların ile buluştur. Keşke benim ülkemde senin gibi yönetmenler yetişebilse ... Keşke benim ülkemde senin gibi entellektüeller yetişebilse ...
Ben de kesinlikle çok sıkılmıştım bu filmde.. sadece ben değil sinema salonundaki çoğu insan artık bitse de kurtulsak demeye başlamıştı son dakikalarda.. film hem sıkıcı hem de çok uzun.. daha kısa ve daha akıcı bir anlatımı olsaydı iyi bir film olabilirdi çünkü konu buna gayet uygun.. ama ne yazıkki 4/10
tebrik ediyorum bu kadroyla bu derece kötü bir film :)birçok arkadasımız altta film adına acıklamaları yazmıs zaten . Aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Hakikaten berbat bir film
terrence malick 7.sanatın ustalarındandır,has bir entellektüeldir,gerçek bir filozoftur,aşırı derecede insancıldır.... filmleri herkese hitap etmez filmin bu kadar düşük puan alması bu yüzdendir
Emin olun yeni dünya velhasıl Amerika hiç bu kadar kötü ve sıkıcı bir şekilde keşfedilmedi. O yeni duygusu deniz-macera-yerli hayatı nı zorlama ile yapmışlar. Doğallık yok. Hatta birçok figüranın kameraya çıkma uğraşı yapaylıkları sizi güldürecek. 5/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.