Senaryosunu da, kendi yazdığı aynı isimli televizyon oyunundan (1954) uyarlayarak Reginald Rose'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Sidney Lumet'in oturduğu “12 Angry Men”:
Örneğin Türkiye'nin de dahil olduğu kıta Avrupa'sındaki uygulamayı eleştirenlerin ABD yargısındaki, kimilerince yere göğe sığdırılamayan "jüri sistemi" marifetiyle alınan kararların da; insanın içinde bulunduğu psikolojik durum ve sosyolojik kökenlerinden kaynaklanan zafiyetler nedeniyle malul olabileceğinin gözlerin derinliklerine sokulduğu "şahane" bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, daha önce de defalarca izlediğimiz, hikayesi kapalı tek mekan da geçen ve dönemin usta oyuncularının performanslarının damgasını vurduğu bu siyah - beyaz sinema klasiğine, 1080p formatındaki pırıl pırıl bir "Criterion Collection" Blu - Ray kopyası aracılığı ile biraz daha yakından bakalım...
***
Tüm görüşmeleri tamamlanan dava süreci sonunda Yargıç (Rudy Bond), babasını bıçaklayarak öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki yoksul bir gencin davasını müzakere ederek karar vermeye hazırlanan Jüri Üyelerine hitaben:
"Bir adam öldü... Bir diğer adamın hayatı da, pamuk ipliğine bağlı...
Eğer aklınızın bir köşesinde, herhangi bir makul şüphe varsa; o zaman, sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz...
Ama eğer hiçbir şüphe duymuyorsanız ve bilinçli olarak karar verdiğinizden de eminseniz sanığı suçlu bulun...
Kararınız ne olursa olsun, oy birliği ile alınmalıdır...
Sanığı suçlu bulmanız halinde, sanığın affına asla karar verilemez...
Bu dava da idam cezası zorunludur...
Büyük bir sorumluluk ile yüz yüzesiniz...
Teşekkürler beyler..."
Şeklinde bir konuşma yapar...
Ve...
Cinayetle suçlanan çocuğu (John Savoca) süzen Jüri Üyeleri; bir karara varmak üzere, kapısının üstlerine kilitleneceği odalarına çekilirler...
***
Masanın etrafında, jüri numaralarına göre sıralanan üyeler, öncelikle bir oylama yaparlar ve sonuç; on bire karşı bir, "suçlu" çıkar...
Zira karşı oy kullanan 8 numaralı (Henry Fonda) jüri üyesi; babasının kalpazanlıktan hapiste olması sebebiyle, 9 yaşındayken annesini kaybettiğinde, bir buçuk yıl ıslah evinde kalmaya mecbur bırakılan delikanlıya dair konunun, geçirdiği zorlu yıllar da göz önünde bulundurulmak suretiyle biraz daha derinliğine tartışılması gerektiğini düşünmektedir...
Buna ilk itiraz, "Onlara asla güvenemezsiniz... Hepsi doğuştan yalancıdır..." diyen 10 numaradan (Ed Begley) gelir...
***
Derken...
Başkanlığını kendiliğinden 1 numaranın (Martin Balsam) üstlendiği oturumda; "suçlu" diyen üyelerin, sırayla söz alarak argümanlarını anlatmalarına karar verilir...
Ki, belki böylece ikna olan 8 numara da kendi saflarına katılacak ve çok uzatmadan da dağılacaklardır...
***
Lafı kısa kesen 2 numara (John Fiedler) sanığın, suçlu olduğunu "sanmaktadır"...
***
3 numaraya (Lee J. Cobb) göre ise, olayların yaşandığı odanın altında oturmakta olan yaşlı adam; cinayet gecesi saat 00:10'da, kavgayı andıran sesler duymuştu ve çocuk babasına, "Seni öldüreceğim" diyerek de bağırmaktaydı...
Birkaç saniye sonra da, birinin yere düştüğünü işitmişti...
Kapıya doğru koşup açtığında da, çocuğun merdivenlerden inerek dışarıya kaçtığını görmüş ve polisi aramıştı...
Gelen polisler de adamı, göğsünde bir bıçakla yerde yatarken bulmuşlardı...
Adli tıp uzmanları da ölümün, gece yarısı civarında gerçekleştiğini doğrulamışlardı...
Yani çocuğun suçlu olduğu apaçık ortadaydı ve yaptığının cezasını da çekmeliydi...
***
4 numara (E.G. Marshall), o saatte sinemada olduğunu iddia eden; ancak filmin ve oyuncuların isimlerini hatırlayamayan çocuğun, verdiği ifadeyi saçma bulmaktadır...
Üstelik sinemada onu gören de olmamıştır...
Sırayı bozan 10 (Ed Begley) ve 11 (George Voskovec) numaralar buna; caddenin karşısındaki, an itibarıyla geçmekte olan banliyö treninin son iki vagonunun arasından "Cinayeti gördüm" diyen ve sıcaktan bunaldığı için uyuyamayan kadının ifadesini de eklerler...
***
5 numara (Jack Klugman) pass geçer...
6 numara (Edward Binns), karşıki evde oturanların verdikleri ifadeyle elde edilen; aynı gece saat yedi de çocuk ile babası arasındaki tartışmadan söz ederken, 11 numara saati sekiz olarak düzeltir...
8 numara da, aynı komşuların; babanın oğluna iki kez yumruk attığını ve sonrasında da çocuğun sinirli bir biçimde evden koşarak çıktığını gördükleri hususunu ilave eder...
***
Akşamki maça yetişme telaşı içindeki 7 numara da (Jack Warden), çocuğun suçluluğundan ve büyüklerine karşı olan saygısızlığından son derece emindir...
Özellikle de bu büyüklere saygı konusunda, tavırlarından; iki yıldır yüzünü görmediği kendi oğlundan şikayetçi olduğunu anladığımız l3 numara da yeniden devreye girerek, 7 numaraya koltuk çıkar...
***
Bir ara gecekondu da yaşayan insanlar üstünden yapılan tartışma esnasında sinirler biraz gerilmiş olsa da, 8 numara; savunma avukatının yeterince savunma yapmamış olmasının yanı sıra savcının iddianamesini, biri sadece ses duymuş olan iki tanığın ifadesine dayandırmasına odaklanmakta ve "Ya yalan söylüyorlarsa" demektedir...
***
4 numara çocuğun, babasından yediği yumrukların ardından o gün satın aldığı ve her nasılsa cebindeki delikten düşürdüğünü belirttiği sapı özel işlemeli sustalı bıçak ile günün kronolojisi hakkındaki ayrıntılara değinirken kapıdaki güvenlik görevlisinden (James Kelly) suç delili bıçak istenir...
***
Bıçak gelir gelmez de, 8 numara kendi cebindeki; çocuğun yaşadığı mahalledeki bir rehinciden altı dolara satın aldığı birebir aynı olan bıçağı çıkartarak, masadaki asıl bıçağın yanına saplar...
Böylelikle de, cinayette kullanılan bıçağın tek bir örnek olmadığı kanıtlanmıştır...
***
Fakat durum yine de, on bire bir gibi görünmektedir...
Bunun üzerine 8 numara yeni bir oylama daha ister...
Yalnız bu kez oylama, açıkça el kaldırılarak değil de kağıtlara yazılarak gizlice yapılacaktır...
Şayet sonuç değişmezse kendisi de diğerlerine katılacak ve öylece de dağılarak evlerine gidebileceklerdir...
Yok içlerinden bir kişi dahi çocuğu "suçsuz" bulursa, müzakereye devam edilecektir...
Dakika 32...
Geride sizleri, yorumumuzun en başında da vurguladığımız, psikolojik ve sosyolojik hesaplaşmaların devreye gireceği 64 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,