Ortalama puan
4,7
697 Puanlama
12 Öfkeli Adam hakkında görüşlerin ?
5,0
11 Eylül 2010 tarihinde eklendi
Kesinlikle başyapıt.Sitedeki diğer filmlere bakarsak bence bunun puanı 9.3-9.4 gibi bişe olmalı.10/10
sinema
1 ziyaretçi
5,0
31 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
Bir suçlunun daha doğrusu şüpheli bir gencin öleceğine veya ölmeyeceğine, haklı olduğuna veya olmadığına karar vermek zorunda kalan bir 12 kişilik mahkeme jürisinin bu kararı alırken yaşadığı garip diyaloglar, konuşmalar, farklı düşünceler anlatılıyor filmde. Tek bir alanda bir odada geçiyor 2 saat boyunca. Normalde bir tek alanda çekilen filmler kuru, sıkıcı, ve etkileyici olmaz dışarıya çıkmasını farklı yerler, mekanlar görmek istersiniz. Ama bu film çok zekice yazılan harika senaryosu, oyunculuklarıyla ve o karanlık odanın ciddiyeti, yükseklere ulaşıp sizi manzaralık bir görüntüden daha etliyeci yapabiliyor. Karakterlerin birbirleriyle olan tartışmalarıyla, bakış açılarının değişkenliği, düşüncelerin farklılığı bütün sadeliği ile anlatılmış. Tekbir fikrin farklılığın bile 11 kişinin beyninde filizlenip, söylediklerini ve kararını nasıl değiştirebildiğini görüyoruz. Harika bir yapıt. Kesinlikle izlenmeli. Tüm zamanların en iyi senaryoları arasında önemli bir yeri olmalı.
4,0
7 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
Harika. Bir adam nasıl 11 kişinin fikrini değiştirir? Her biri eve gitmek için, kabaca çocuk suçlu gibi göründüğü için suçlu oyu verirken, bir adam mantıklı şüpheler sunarak, ayrıntılara inerek nasıl diğerlerinin oyunu değiştirir onu izliyoruz. Önyargıyla yaklaşmanın, genellemenin kötü bir şey olduğunu güzelce gösteriyor. izlediğim ilk siyah-beyaz film. sıkmıyor sizi. Acaba gerçekten cinayeti işlemedi mi diye siz de şüpheye düşüyorsunuz, sorguluyorsunuz. Tanıkların ifadesiyle aslında tam anlamıyla bir şey kanıtlanamaz, her zaman bir şüphe çıkabilir. Ayrıntılara iyi bakmak lazım ve suçlu olduğundan %100 emin olmak lazım ki bir insanın hayatı söz konusu.
5,0
26 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
Kesinlikle izleyin.Bir şaheser bir başyapıt.
5,0
24 Ocak 2018 tarihinde eklendi
Kusursuz bir başyapıt örneği böyle bir filmi çekmek için paraya ihtiyacınız olmayabilir ama keskin bir zekaya sahip olmanız gerekir.
5,0
28 Eylül 2018 tarihinde eklendi
Köpeklerin günü,serpico gibi kült filimlere imza atan sinema tarihine damgasını vuran usta yönetmen sidney lumetten bir başyapıt.Önyargı ile hareket etmenin bir insanın hayatına mal olabileceğini çarpıcı bir biçimde anlatan döneminin diğer yapımlarından fersan fersah ileri bir klasik.Filmde aynı zamanda american yargı sistemine ve toplum yapısına hakim olan tutuculuğa ağır bir göndermede var.
5,0
27 Eylül 2022 tarihinde eklendi
İzlediğim en iyi filmlerden biriydi gerçekten insana çok şey katabilecek bir film sadece film diyip geçilmemesi gereken bir başyapıt
5,0
27 Ocak 2011 tarihinde eklendi
1950 lerin en baba filmi diyebilirim henry fonda şahane bir performans sergiliyor ve hayata dair çok güzel dersler veriyor. kesinlikle izleyin
4,0
10 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
Filmi arkadaş tavsiyesi ile izlemiştim.gerçekten çok iyi bir film. Kesinlikle bir yönetmen ve senaryo başarısı.Tek bir oda içinde 12 oyuncuyla bir filmi başarı ile kotarmak zor iş. Film hiç sıkmadan sonuna kadar izletiyor kendini. 12 Adam aslında bir gencin suçlu olup olmadığını yargılarken aslında kendi hayatlarını da yargılıyorlar.Film aynı zamanda 12 adamın kişiliğini de tartışmlara verdikleri tepkilerle çok basit ve ustalıkla anlatmayı başarıyor ve 12 kişiye ayrı ayrı tek mekanda rol dağılımı yapmak çekim yapmak ne zordur.bunu film işleriyle azıcık da olsa uğraşanlar bilirler.Ben bu filmi film çekmek ya da senaryo yazmaya niyetli kişilerin mutlaka izlemesi gerektiğini ve arşivlerinde tutmaları gerektiğini düşünüyorum.Bu filmden öğrenilecek çok şey var.
2,0
8 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Bu muydu yani o kadar övdükleri film son ana kadar bi aksiyon olmasını bekledim. Ama o kadar sıradan di ki anlatamam olayın gidişatı çok basit,kurgu çok basit izlerken bari beyin
fırtınası yapayım diyorsun o da yok sanki senarist bir çocuk !! Ortaokul düzeyinde bir film vakit kaybı derim.
4,5
8 Mayıs 2012 tarihinde eklendi
Insanin önyargilariyla ve düsünme biçimiyle ilgili mükemmel bir film. Tek mekanda geçen bir film bu kadar sürükleyici olabilir. Izlenmeli!
5,0
22 Mart 2014 tarihinde eklendi
günümüz suç psikolojilerini ve olay yeri araştırma tekniklerini aratmayacak derecede detay ve akıl isteyen bir senaryonun insan psikolojisinin etkileriyle harmanlanmış harika bir film. Stres altında ve grup dinamiği açısından bir çok faktörün yan yana geldiği fakat rahatsız etmediği güzel bir film.
5,0
13 Mart 2012 tarihinde eklendi
- 'oo onu mutlaka seyret, o sinemanın kült filmlerindendir!'

Bu ve buna benzer cümleleri çevremizden sürekli işitir durur, birileri tarafından bu 'kült film' tanımlamasıyla bir şeyler seyretmeye yönlendiriliriz. Sürekli bir o kült film bu kült film. peki nedir bu 'kült' film? İşte 1957 yapımlı yönetmenliğini Sidney Lumet'in yaptığı, başrolünde Henry Fonda'nın oynadığı bu film, 'kült film' nedir sorusunun yanıtını eksiksiz cevaplamaktadır. Keza sinema otoriteleri de benimle aynı kanaatte olacak olsa gerek ki; filmin başarısını onlarca ödülle taçlandırmışlardır.
96 dakika boyunca yalnızca tek bir odada çekilmiş, arada görünen 1-2 kişi dışında sadece 12 kişi ile oynanmış bir film ve üstelik siyah beyaz. Kulağa ne kadar sıkıcı geliyor öyle değil mi? Ne kadar kült ve başarılı olursa olsun, kim böyle bir filme tahammül edebilir ki?
İşte sizin gibi ben de bu kaygıyla başladım filmi izlemeye. Fakat öncelikle size bu film hakkında bir kaç enteresan şeyden bahsetmeliyim.
21 angry men, bir çok hukuk fakültesinin ilk sınıflarında öğrencilere hocalar tarafından zorla izlettirilir. En kötü ihtimalle mutlaka bir kaç hoca bu filme olan hayranlığından, mutlaka seyredilmesi gerektiğinden bahseder. Herhalde hukuk fakültesindeki hocalar da okullarına yeni gelen öğrencilerini, hukukun ne olduğu hakkında biraz olsun fikir sahibi kılabilmek için en iyi yol olarak 96 dakikalık bu filmi seçmiş olmalılar. Zira hukuk gerçeğin ortaya çıkarılmasını amaçlar ve bu da ancak önyargıların kırılabilmesiyle mümkündür. İşte tam bu önyargıların nasıl ortadan kaldırılabileceği noktasında da yardımımıza 12 tane, hepsi birbirinden farklı mesleklere, karakterlere, yaşamlara sahip jüri üyelerimiz yetişiyor.
Birçok onur ödülü almış, tüm sinema tarihinin en ilham verici filmleri listesine Dog Day Afternoon, Network, Before the Devil Knows You're Dead, The Verdict, Serpico gibi bir çok film sığdırmış, geçtiğimiz yıl vefat eden yönetmen Sidney Lumet'in ilk defa yönetmenlik yaptığı filmi olan 12 Angry Men'i, bu kadar başarılı yönetmesinden, ileride ne kadar başarılı olacağı,77. oscar odullerinde akademi onur odulune layik goruleceği belliymiş.
Genel olarak tüm oyuncuların oyunculukları muhteşem, hepsi filmdeki doldurmaları gereken yeri tam gerektiği gibi dolduruyorlar. Yine de tek bir karakter akılda kalıyor. O da Henry Fonda'nın oynadığı masaya 8. sırada dizilen jüri üyesi. Bir kere baştan diyeyim; bu film karakteri kadar çok az sayıda karizmatik adam tanıdım. Öyle bir başrol düşünün ki, filmin hem en soğuk,hem en düşünceli,hem en vicdan sahibi,hem en zeki,hem en tutarlı,hem en sempatik rolü olsun. Yalnız bu değil onu karizmatik kılan. Mesela filmde kaç kere diğer roller tarafından çocuğun cinayeti işlemiş olabileceğine ikna olmuşken, her defasında 8. jüri bütün ezberlerimizi bozuyor. Bizi sürekli bir sürprizle gizemle karşılaştırıp, her defasında vay anasını dedirtiyor, her defasında bambaşka bakış açısı kazandırıyor. Bu gibi bir karakteri oynamanın yükünü kaldırmak da çok güç. Hakkını vermeliyiz ki Henry Fonda'nın tarzı ve başarısı bu bakımdan da büyük önem kazanıyor.
Tüm bunlardan sonra filme asıl başarı kazandıran öğesinin senaryosu olduğunu söylemek zorundayım. Zaten 96 boyunca tek bir odada geçen, sadece 12 oyuncunun yer aldığı filmde ancak kusursuz bir senaryo olmalıydı ki, izleyici ekranın başına gözünü kırpmadan çakılı kalabilsin. Öyle bir senaryo düşünün ki, 1800lü sinemanın olmadığı yıllarda çıksa yine başarılı olurdu. 1950 yılında çıktı başarılı oldu. 2200 yılında çıksaydı yine başarılı olurdu.. Zira yönetmeni Sidney Lumet'in hakkını fazlasıyla verdik fakat, yönetmen olmasaydı, bir tane el kamerasıyla çekilse dahi film yine olağanüstü başarı elde ederdi.
Bu kadar övgü dolu konuşabileceğim pek fazla film olduğunu zannetmiyorum. Eğer izlerseniz kanaatimce ekran başında geçirilen en keyifli vakitlerinizden birisi olacak. Hepinize iyi seyirler..
4,0
29 Kasım 2015 tarihinde eklendi
Merhaba arkadaşlar.Eski bir film olmasına rağmen gerçekten güzel fakat bir çok eksiği var.
Bu filmin ana konusu sizinde anlayacağınız gibi ; ön yargı ve koyun misali hareket etmektir.İlk olarak elimizdeki argümanlara bakarak ben rahatlıkla diyorum ki bu çocuk SUÇLU. Neden diyeceksiniz..
Filmin başında ilk Suçsuz diyen adam bu çocuğun suçsuz olduğunu söylemedi.Sadece bu çocuk idam edilecekti,tartışmadan idam kararını verilmesini istememişti.Bu yüzden düşünmeden suçsuz dedi.Daha sonra ikinci suçsuz diyen adamiında bir kanıtı yoktu ilk adamın düşüncesine saygı duyduğu için suçsuz dedi.Bu dakikadan sonra filmin konusu ÖNYARGI'dan çıktı ve artık suçsuz diyen taraf kendilerine göre bir senaryo yazdılar.Neden diyeceksiniz..1-Çocuk sinemaya gittiğini söylüyor fakat ne filmin adını biliyor nede filmin senaryosunu veya hiçbir karakterini söyleyemiyor ve sinemada hiç kimse onu görmüyor.Kusura bakmayında siz kendinizi düşünün bir filme gittiğiniz zaman konusunu veya senaryosunu unutmanız bu kadar süre olması imkansız..Ve de bu bileti satan kişiler ellerinde hiç mi delil yoktu.2-İki tane görgü tanığı vardı ikiside bu çocuğun suçlu olduğunu söylediler.Eğer ki bu adam öldüğüne göre bunu biri öldürmüş burası kesin.Çocuğu suçsuz kabul edersek öldüren kişi farklı biri olması lazım.İlk suçsuz diyen kişi bıçağı yukarıdan aşağıya doğru o boydaki bir insanın saplanamaz olduğunu söyledi.16 cm küçüktü.Eğer suçsuz kişilerin dediği gibi olsaydı Babasının boyu 1.78 di öldüren kişinin en az 1.94 olması lazımdı.kusura bakmayında o boyda ki birini kör biri olsa dahi anlardı.yani o kadın yalan söylemedi..Ve suçsuz diyen kişiler sadece kendi taraflarından bakarak uzağı göremiyor dediler. Belki bu kadın uzağı değilde yakını göremiyor ??? Ayrıca bıçakların ikiside benzerdi yok cebinden düşmüş yok başka bir yerinden düşmüş buna kimse inanmaz! Bütün bu delillere bakarak fark ettiniz ki deliller çok az fakat bu çok az delillerin hepsi de suçlu olduğuna dair daha ağır basıyor suçsuz olduğunu demek bence yanlıştır. fark ettiyseniz 11 kişiden 1 tanesi ne için suçsuz olduğunu söyleyemedi.Kısacası arkadaşlar film eski bir film olmasına rağmen güzel ama çok eksikler vardı.Biraz mantıklı düşünecek olursak zaten sizde benim gibi düşüneceksiniz..Filmin konusu Önyargılıktan çıktı ve tekrar sürü psikolojisine döndü.Her iki tarafta aynısını yaptı..Fakat ikisinden biri doğru olacağı için ben ağır bastığı için suçlu olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla..
5,0
10 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
Gerçekten adam gibi bir film müthiş dialoglar 1957 yapımı olmasına rağmen film müthiş. Hala günümüzde böyle senaryolar üretilemiyor varsa yoksa ticari kaygı ile yapılmış bol efektli yapımlar aslında onlarda hoş ama içlerinden kaliteli çok az film 10 numara tam bi insanlık dersi veriliyor herkesi izlemeye davet ediyorum 10/10
Daha Fazlasını Göster