9 Kere Leyla: en yeniler yorumlar

Sinema... eğlence sanatı ... komedi,korku,Aşk,heyecan vb duygular ile izlerken bu duyguları yaşadıklarında film güzeldir. Yine Ezel Akay, yine usta oyunculuk, yine hayal gücü. Gerçekten sinema seyretmek isteyene... Haluk Bilginer oyunculuk dersi vermiş.Demet Akbağ herzamanki gibi.Fırat Tanış mükemmel... Elçin Saygun enteresan bir şekilde dizi oyunculuğundan kurtulmuş iyi bir performans göstermiş. Ezel hocama Saygılarımla. Emeklerinize sağlık.

Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın Lütfen yorum için en fazla 50 karakter kullanın

İnsanlar bu filmi neden bu kadar çok gömüyor. Filmde sulu karakterler var, özellikle hasta bakıcılar. Hayatımda bu kadar kötü yazılmış karakter görmedim. Ama filmin sonu çok güzeldi. spoiler: Demet Akbağ'ın ölümsüz oluşunu çok beğendim.
Haluk Bilginer'in şarkıları çok olsa da güzeldi. Kadro zaten çok iyi. Filmin sulu kısımları olsa da güzel kısımlar daha fazlaydı. Tırnak içinde Haluk Bilginer'den bi daha bahsetmek isterim. Hem sesiyle hem oyunculuğula mükemmeld. Filmi ailecek izleyin!

büyük oyuncuların vasati filmi diyebiliriz. Her ne kadar çok kötü yorumlar görsem de beklediğim kadar kötü değildi 6/10

Işın içinde demet akbağ varsa izlemeye gerek yok.bu işleri bırakmalı.Haluk abi hatırına biraz izledim.yani sabrettim.ama dayanamadım.

9 Kere Leyla Ezel Akay'ın alıştığımız ve sevdiğimiz oryantal ve mistik havasını bolca içinde barındıran renkli bir yapıt. Tayfun Türkili'nin 9 Canlı oyununu; yaradilis efsanelerinin en güçlü kadını Lilith'le birleştirip, onu bir günümüz eleştirisine çevirince ortaya böyle bir yapıt çıkmış. spoiler:
Film uzun yıllardır evli olan Leyla (Demet Akbağ) ve Adem'in (Haluk Bilginer) evlilik terapistine gitmesiyle başlıyor. Adem terapist Nergis'e (Elçin Sangu) aşık olunca Leyla da boşanmaya yanaşmayınca onu öldürmeye kalkıyor ancak bunun için türlü türlü numaralar çevirirken her denemesi başarısızlıkla sonuçlanıyor. Filmin Lilith efsanesini sinsi ve ateşli kızıl saçlı kadın benzetmesiyle başlatıp Elçin Sangu'yu önümüze sürerken, sonunda yaptığı ters köşe aslında film dinamiklerini iyi anlatıyor. Lilith'i feminist olarak bilinen karakterden çıkarıp fedakar ve vefakâr ev hanımı olarak resmederek aslında evlilik dinamiklerini bozulmasında kadının tavrı ve karakterinin bir etkisi olmadığına da bir atıfta bulunuyor. Bir yandan da film boyunca Nergis'i ateşli işveli ancak bencil ve para avcısı olarak gösterip tehlikeli Lilith modelini onda resmederek yanılgıya düşürüyor. Adem'in halisunasyonlari, icinde sürekli ona karışan üç yanı aslında kararsız ve bilinçsiz bir erkek çocuğu olduğunu gösterirken, kaçırma olayları, apaçık laf atışmaları ve insanların hadsizce ignemeleri aslında ortaya absürt bir komedi çıkarıyor. Filmdeki tablolarin, lilith'in, mobilyalarin dahi kullanimi, ara sira asiriya kacsa da elma seven Adem metaforu, basarili oyuncularin "hoş" denilebilecek oyunculuklariyla film; aslında Lilith, 9 Canli, Ezel Akay, Haluk Bilginer ve Demet Akbağ kimyası bir araya gelse ne çıkar sorusunun net bir cevabi. Ancak kör göze parmak mesajlara ve net anlatımla memleket komedisine alışmış Türk izleyicisini ne yazık ki memnun edemiyor. Gelelim bombalamaya; oyunda kendine komik bir yer bulmuş sağlık çalışanları tiplemeleri filmde fazla itici, ucuz komedi unsuru olarak kullanılmış, filmin mistik havasını bozup onu izleyiciye yakınlaştırmak için konulmuş olsa gerek ancak zannımca başarılı bir deneme değil. Haluk Bilginer ve Demet Akbağ'ı çok sevdigimizden abartılı oyunculukları samimi gelse de, Elçin Sangu'nun oyunculuğunu samimiyetsiz olarak değerlendiriyorum bence filmde tek donesi guzellik olarak kalmis. Espiri ve anlatida bir nebze zayıf kalan senaryosu sebebiyle de buram buram komedi kokan bir filmin komik olmaması sorunsalına bu film de yakalanmış ne yazık ki.

Gercekten inanamiyorum. Bu kadar guzel bir filmi bu kadar gommek igrenc bir sey bu filmin kotu oldugunu soyleyenler zaten sadece filmin 15 dakikasini izlediler ve o yuzden filmin neyi anlattigini anlamamalari normal ,ben bile sıkıldım filmden ortaları bile sıkıcı ama siz sonunda ne olduğunu bilmiyorsunuz?? Bastan sona izleyenler basinda filmin ne demek istedigini anladilar bile. tek diyecegim su 15dakika izlediginiz bir film hakkinda bu kadar kötü yorumlar yapmayin. Cunku guzel bir filmi kotu yapiyorsunuz. Kotu diyenlerin cogunun recep ivedik hayrani oldugunu soyleyebilirim siz gidin koltuğunuzda recep ivedik izleyip gülün... Sanattan anlamayan vasıfsızlar.

Film öyle olmalı ki en azından ucundan da olsa ait olduğu ülkenin kültürünü yansıtmalı. Oyuncuların isimleri hatırına izlemeye yeltendim ama 15. Dk dan sonra izlemekten vazgeçtim. Demet Akbağ'ın ilk kez kötü bir oyunculuğunu gördüm. Bu filmin ülkemizdeki izleyicilerde bir karşılık bulması bence mümkün değil. Ancak kültürümüzden bağımsız yaşayan bir gurup entellektüel kesimde karşılık bulabilir.

değişik bir türk komedi filmi.. Kadro süper.. Ama konu biraz sıkıntılı gibi. Orijinal deneysel bir türk film çalışması

Muhteşem
Başından sonuna kadar keyifle izledim. Hatta iki kez izledim emeği geçen herkese teşekkürler.

Her defasında söz veriyorum kendime Türk filmi izleme diye. Yine çok büyük bir pişmanlık zamanımı çaldınız.
Birşeyi beceremiyormusunuz.

Her bir bölümü “zekice” kurgulanmış olan senaryosunu da Özlem Lale, Uğur Saatçi ve Adnan Yıldırım ile Tayfun Türkili’nin iki perdelik tiyatro oyunundan ve Lilith efsanesinden esinlenerek yazan Ezel Akay’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “9 Kere Leyla / Leyla Everlasting”, umudumuzu kesmeye başladığımız Türk sinemasının “yüz akı” işlerinden biri olmuş…

Olmuş olmasına da, belki tiyatro oyunundan değil ama Musevi mistisizmine göre tanrıya baş kaldırmış “Dişi Şeytan” olan ve İbranice de (Türkçe okunuşu Leyla olan) “Laila” kelimesi ile bağdaştırılan (Adem’in kaburga kemiğinden yaratılan Havva’dan önceki kendisi gibi topraktan imal edilen karısı) Lilith’e atfedilen anlatılardan haberdar olmayan kitleye pek de hitap edememiş…

Halbuki, ilk sahnelerde bu konuya değinilmişte…

Fakat “okuma” alışkanlığını neredeyse tamamen yitirdiği için anlatılanları anlamlandırma yetisini de kaybeden bir toplum açısından bu durum, bizi çok da şaşırtmadı…

Elbette uzun uzadıya bu efsane ile vakit kaybedecek değiliz…

Zaten konuya ilişkin olarak daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, arama motorlarında A’dan Z’ye kadar her türlüsüne ulaşabileceklerdir…

Yalnız elleri değmişken, “Hıdırellez” olarak da bilinen “Hızır ile İlyas” ın hikayelerine de şöyle bir göz atmalarını önereceğiz…

Zira konu itibarıyla o da gerekecek…

Bu kısa girişin devamında isterseniz şimdi de, sinema dünyasında “dark comedy” olarak adlandırılan “kara mizahın” dibine vurulan filmin kendisine biraz daha yakından bakalım…

Ancak filme geçmeden, tiyatrolar.com.tr ’de Türkili’nin oyununa dair, ana fikri yansıtmanın ötesinde tek bir “spoiler” içermeyen ve oyunu izlemeden önce bütün tiyatro severlerin okudukları bu kısa özeti, isimleri filmdeki karakterler ile eşleştirmek dışında noktasına dahi dokunmadan paylaşmak istiyoruz:

“Dokuz Canlı bu kadın, ölmüyor işte ölmüyor! “

Faruk (Adem – Haluk Bilginer) orta yaşta, evli, genç bir sevgilisi (Mine) (Nergis – Elçin Sangu) olan ve bu yüzden karısından (Güzide) (Leyla – Demet Akbağ) boşanmak isteyen adamdır.

Güzide de orta yaşlı ve kocasını seven (!) sıradan bir ev hanımıdır.

Faruk, Mine ile evlenebilmek için sürekli olarak Güzide’den boşanmak ister fakat Güzide bunu kabul etmez.

Faruk sevgilisi Mine ile evlenmek için birazda onun ısrarıyla Güzide’yi öldürmeye karar verir ve OYUN BAŞLAR…

İşte filmde de kafayı, karısının ve kendisinin genç evlilik terapistleri Nergis ile bozmuş olan Arkeolog Adem Evliyaoğlu ’da:

Bu genç kadınla evlenebilmek için (ev hanımı ancak sahip oldukları bütün malın mülkün sahibi olan) Leyla’dan bir an önce boşanmak istemektedir…

Bu arada, balkondan üzerine düşerek hayatını kaybeden dayısına ilişkin olarak Adem’in çocukluk günlerinden kalma, her ceset gördüğünde baygınlık geçirdiği psikolojik bir ölüm travması olduğunu da öğreniyoruz…

Tabii ki filmdeki bütün hikâye sadece bu üçlü arasındaki renkli “gelgitler” de yaşanmıyor…

Daha sırada, Adem’in kovmakla tehdit ederek “süt oğlan” muamelesi yaptığı aile avukatları Haris Adıvar (Alican Yücesoy) ile boğaza nazır muhteşem köşklerinin bahçesinde yapılacak müzayedeyi yönetecek olan koleksiyoner ve tarihi eser uzmanı Mahdum Aksaman ’da (Fırat Tanış) var…

Ki ardından, Mahdum ’un ekibindeki Faruk ve Harun Garipoğlu (Emre Kıvılcım) kardeşlerin yanı sıra 112 Acil Ambulans hizmeti için koşuşturan tıbbi eğitimli Hızır (Hakan Eke) ve İlyas (İhsan Ceylan) ile de müşerref olacağız…

Ne zaman mı?

Önce Mahdum’ un muhakkak alarak kendi koleksiyonuna eklemeyi düşündüğü değerli yazmaların bulunduğu müzayede bir başlasın…

Sonra da Leyla’nın kendisinden boşanmaya yanaşmayacağını anlayan Adem, onu öldürerek “aradan çıkartma” girişimlerinde bulunsun…

Eminiz gerek oyuncularının performansları ve gerekse de müzikleri ile kara mizaha ek olarak “neo – noir” ögelerden de yeterince yararlanılan bu film, sinefillerin gönlünde taht kuracak…

Yeter ki, bu sıraladıklarımızın farkına varılarak izlenilsin film…

Yoksa “heyhat” …

Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, “Neredesin Firuze” (2004) den bu yana Akay’ın bütün sinema projelerinde yer alan görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan’ın:

“Bu filmde de pırıl pırıl bir iş çıkarttığı” biçiminde olacak…

Keyifli seyirler,

Komedi denilince insanımız malûm absürt filmlere alıştığı için birçok kişi pek birşey anlamamış ve beklentisinin altında kalmış olabilir.Açıkcası başlarda bende sıkılır gibi oldum, fakat filmin sonlarına doğru verilen mesajlar gerçekten mükemmeldi profesyonel sanatçılarımızın saçma bir senaryoya imza atmayacağını biliyordum ve yanılmamışım dedim kendimce izlenilebilir

Bu kadar iyi ve tecrübeli kadro nasıl bu kadar sıkıcı bir film ortaya çıkarmış. 30 Dakika zor dayandım.......

İğrenç tek kelime ile netflix hayal kırıklığı uğrattı oyuncular iyi ama kalite sıfır ayıp bi izleyin önce yayınlamadan