Usta oyuncuların rol aldığı kadrosuyla büyük dikkat çeken 9 Kere Leyla filminin çıktıktan sonra ardı ardına gelen negatif yorumlar ve konusunun içeriğinin anlamsızlığından ısrarla bahsedildi. Bunun birçok sebebi olduğunu ve yorumların genel olarak konuyla bir bağlantı kuramayan, mitoloji ve edebiyattan uzak insanların (dolayısıyla ilgi alanı olmayan toplululuğun) filmle alakalı bir bağlantı kuramayarak boş hatta ‘çocuksu’ içerik olarak kritik edildiğini söyleyebilirim. Her zaman ki gibi ülkemizde yapılan çoğu eleştiri yapıcı olmaktan ziyade yerici ve aşağılayıcı olmaktan ibaret olduğu için belki de ilgisini çekebilecek kesimin önlerini kapamalarına bile sebep oldu. Genelleme yaparak konuşacağımı şimdiden belirtmek buna netlik getirmek istiyorum, zira zaten kalan küçük kesimin söyleyeceğim şeyleri üstlerine alınmalarına dahi gerek yoktur. Toplum olarak düşünmekten, yorum yapmaktan, merak etmekten ve çoğu zaman araştırmaktan üşendiğimiz ve gerek duymadığımız için bu tarz eserlerin insanlarda ‘’gereksiz olmuş’’ diyebilecekleri bir hava yaratıyor. 9 Kere Leyla filmi mitolojik karakter olan Lilith’i temel alan kara-mizah diyebileceğimiz estetik-görsel ve işitsel yönden zengin bir film. Tüm dünyanın Ademi Havva ile bütün ve ilk aşk olarak bilirken, aramızdan unutulmuş her zaman kötülenmiş ve duygularını hiçbir zaman hissettiremeyen, kimsenin onun ile empati kuramadığı, işin özünde de Ademin ilk eşi olan Lilithi bizlere yakından göstererek onun tecrübelerini ve ne kadar güçlü bir karaktere sahip olduğunu gösterir. Hayat tecrübeleriyle gelişen Lilith toprağın varlığından beri aramızdadır. İç dünyasında sürekli bir arayış içerisindedir ve sadık olanı, etiği bulmak ister. Lilithin suçu cazibesi diyebiliriz ki bundan dolayı karşı cinsi birçok belaya ve lanete sürükleyebilecek havası vardır. Sevgiyi savunma biçimi, onu sahiplenme tarzı tarihte Lilith’i hep şeytani ve kötü olan olarak adlandırırken, Havva'yı çoğu yerde aşkı için her şeyi göze alan ve başından beri Ademin yanında olan kişi olarak biliriz. Hiç kimse Lilithin sesini dünyanın hiçbir yerinde dahi duyurmazken ve onun şeytani olarak adlandırırken, 9 Kere Leyla filmi tam olarak Lilithin piskolojisini ve nasıl ezdirilmek istendiğini onun duygularını ve muhtaç olduğu sahiplenme, adanma duygusunu bizlere gösterir.
Aynı zamanda, birçoğunuza detaylardan uzak ve saçma gelen filmin müzikleri ve Ademin Leylayı her öldürme denemesinde iç dünyasına dönerek müzikal eşliğinde kafasının içindeki Ademlerle mahkeme yapması, bizlere Ademin tutarsız ve ne kadar budala olduğunu gösterir. Kendi öz kararlı neredeyse yok, sürekli bir arayış içerisinde kör tavuk gibi sağdan sola sürüklenmektedir. Bunların yanı sıra film içerisinde gördüğümüz, dekor detayları da gözden kaçırılmaması gerekiyor. Çoğu sahnede aramızdan ayrılmayan yasak elmaları özelliklede sevişme sahnelerinde oldukça bastırılarak görselleştirilmiştir. İlk günah olarak adlandırılan, Ademin, Tanrıya yaptığı itaatsizlik sonucu yasak elmayı yemesi onun Cennet Bahçesinden uzaklaştırılmasına sebep olur. Filmde de Ademin, Leylaya yapmış olduğu sadakatsizlik onu eninde sonunda ölüme terk eder ve Cennet Bahçesi olan harikulade evinden uzaklaşır ve yeni evi artık cehennemdir. Elma objesinden farklı olarak, Ademin evinde bulunan tablolar da oldukça dikkat çekmektedir. Örnek vermek gerekirse; John Collierin 1887 yılında yapmış olduğu Lilith tablosu en bilindiklerindendir.
Belki dikkatlice izlendiğinde daha yorumlanabilecek diğer karakterler hakkında da detaylı karşılaştırmalar ve kişilik özelliklerine rastlayabiliriz, şimdilik film hakkında ilk hissettiklerim ve bildiklerim hakkında kısa bir değerlendirme yapmak istedim. Bütün bu değerlendirmeler göz önüne alındığında, emeği geçen, bu işe gönlünü veren herkesin emeğine sağlık demek istiyorum. Benim fikrimce muhteşem hazırlanmış ve küçük detaylar dahi es geçilmeyerek anlatılmış bir filmdi. Türkiye de bu tarz filmlerin artmasını, ve sanata daha yatkın hale gelmemiz dileğiyle.