En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Erim Alanyalı
Takipçi
1 değerlendirme
Takip Et!
0,5
9 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Karakterler çok yüzeysel, filmde olay örgüsüne dair bir şey göremedim. Film yalnızlığı işliyor ancak beni bu konu üstüne bir an olsun düşündürmedi. Çocuk oyuncunu Göktuğ Yıldırım' ın kısımlarında güldüm. Çekimleri de beğendim ancak basit bir senaryo ve replikler olduğunu düşünüyorum. Filmi izlerken sıkıldım.
Elinizde böylesine bir cast var ve çok kötü senaryolarla tüm fırsatları bonkörce harcıyorsunuz, hiç ediyorsunuz. 9 Kere Leyla filmini de eleştirimin bir dayanağı olması için canımdan can vererek bitirmiştim, bu film o kadar kötü değil elbette ama şunu sormak istiyorum: Bu film ne anlatıyor? Senaryo resmen bir kolyenin kayboluşu, vefat etmiş karısının buzdolabındaki resmiyle iletişim kuran bir adam ve iş yerindeki saplantılı bir patron üzerine kurulu. Eğer bu bir komedi filmiyse -ki birkaç espri hariç gülünmeye değer bir şey olmadığını düşünüyorum- güldürmek konusunda başarısız bir film. Dramdan bahsediyorsak dram da kötü şakalarla harcanmış durumda. Bahsetmek istediğim bir şey daha var, o da müzik kullanımı: Son zamanlarda Netflix'e yapılan Türk filmlerinde müziğin bu kadar bol, yoğun ve gereksiz kullanılmasının sebebi nedir biri bana gelip mantıklı bir açıklamasını yapsın. Bir filmin 3te1'i müzikten oluşuyor, bu oran bir müzikal film için belki normaldir ama anlatmaya çalıştığınız şey yalnız kalmak isteyen bir adamsa; sağa sola birkaç radyo, birkaç plak koyarak her görenin düğmelerini kurcaladığı, bir 45lik yerleştirip çaldığı saçma sapan sahneleri filmlerde görmekten fazlasıyla sıkıldım. Bunun başarılı olduğu ve yerinde kullanıldığı "Funny Games" gibi filmleri yeniden izlemenizi tavsiye ederim ve yetersiz, işe yaramaz senaryolarınızın açığını insanların estetik zevklerini kullanarak kapatmaya çalışmamanızı öneririm. "Sadece müzikleri için bile izlenir" diyen insanların varlığına çok güvenmeyin çünkü kötü bir film yapmışsınız. Berkun Oya "Bir Başkadır" gibi harika bir diziyi yazıp yönetebilmişse bu tarz senaryolarını bir kibritle tutuşturması gerektiğini fark etmelidir diye düşünüyorum. Filmi yapanlara başarılar diliyorum fakat filmi beğenenlere saygı duymuyorum.
Oyuncular harika.. Bu oyuncuların böyle bir filmi neden kabul ettiklerine anlam veremedim... Sırf oyuncuların hatrına izlemek istiyorsanız izleyin.. Filmde konu diye birşey yok?.. Çok saçma bir film olmus. Zaman kaybı...
Gerçekten de çok kötü. Haluk Bilginer son demlerinde "para gelsin de çizgi filmde figüranı bile oynarım" mantığını bırakmalı. Berkun Oya bu defa çok başarısız. Gereksiz bir çocuk rolü. Çocuk tamamen kötü ve anlamsız. Senaryo çok amatör. 9 Kere Leyla'dan sonra bu da rezalet. Eşcinsellik reklamı ve hizmeti.
Çok paranız olabilir ama yalnızsınızdır. Çok iyi bir işiniz olabilir ama yalnızsınızdır. İyi-kötü (hadi bayağı kötü) evi paylaştığınız akrabalarınız vardır, yalnız kalmak istersiniz ama bu size beddua edilmiş bir yalnızlık bırakır. Bu yalnızlığın nereye varacağını az çok kestirebiliriz. Ve bu yalnızlığı gidermek için durmadan konuşursunuz ama kimseyi dinlemezsiniz. Durmadan kadınlarını öldürürse bir toplum doğal olarak "sap gibi" yalnız kalmaya mahkumdur. İş arkadaşlarımız var ama içimizi dökecek, derdimize derman olabilecek samimiyette değiliz. Anlamak istemiyoruz belki de anlaşılmak da istemiyoruz. Her şeyimiz var ama derdimizi anlatabilecek kadar yakın olduğumuz dost ve arkadaşlarımız yok. Bizi "biz" olarak sunmaktan korkuyoruz. Her şeyimiz yapmacık. Samimiyet olmayınca, değer vermeyince karşımızdakine birer makine gibi yaşamlar sürmeye başlıyoruz. Canlılardan umudu kesmişiz adeta ölülerimizden yoldaşlık bekliyoruz. Çok acı çok. Mükemmel bir film olmuş, teşekkürler...
Basit olay örgülerine alışık olan beyinlerimiz bu filmi ne kadar reddetsede, Azizler yalnızlık duygusunu ve yalnızlık çeşitlerinin ayrımını çok güzel anlatıyor bizlere. Filmde şimdi nolcak demek yerine karakterlerin duygularını anlayama çalışırsanız sıkılmazsınız. Seyirci kaygısı olmayan traji komik bir hikaye. Ben bayıldım!
Ben filmi pek beğenmedim. Yıldız oyuncu kadrosundan dolayı büyük bir beklentiyle başlamıştım. Özellikle de bir Haluk Bilginer hayranı olarak çok heyecanlanmıştım. Filmi beklentiyle izlemeyin, pek de iç açıcı değildi. İzlerken yer yer sıkıldım. Sadece Haluk Bilginer ve Binnur Kaya sahnelerinde ''işte bu'' dedirtti. Beklentinizi çok yükseltmeden izleyebilirsiniz.
Vallahi anlayamadım, oyunculuk mükemmel ama beynim yandı. Hayattan sıkıldığımı hissetim bir anda. Film ya çok mükemmel ya çok vasat. Bilemedim. Ama izleyin, muhakkak izleyin. Siz karar verin. Usta oyuncularımızın ellerine sağlık.
Bu kadar dev kadroya yazık olmuş. Senaryo yok gibi birşey. Berkun Oya Bir Başkadırdan sonra şaşırtmadı. Boş vaktiniz çoksa ve gündemdeki filmleri izleyip bitirdiyseniz deneyin derim. Yoksa cık...
Çok ilginç bir filmdi ve ben gerçekten çok beğendim. Oyuncu kadrosu ve performansları bakımından uzun zamandır seyrettiğim en iyi yerli filmlerden biriydi diyebilirim.
Senaryosunu da Berkun Oya ile birlikte yazan Durul ve Yağmur Taylan biraderlerin yönetmen koltuğunda oturdukları “Azizler / Stuck Apart”, ünlü eleştirmen Roger Moore’un Movie Nation’daki 8 Ocak 2021 tarihli yorumunda da “isabetle” ifade ettiği gibi Netflix’in Batı dünyasındaki müşterilerinin beğenileri de göz önünde bulundurularak çekilmiş “evrensel” hikayesi ve anlatım tarzı bulunan bir film değil…
Daha çok evlerde ailecek izlenen ulusal kanallardaki birbirine benzeyen (hatta taklit eden) TV dizilerinin müptelası olan “ortalama” bir sinemasever kitlesinin gülüp eğlenebileceği bir film çıkmış ortaya…
Yani fazlasıyla “yerli” ve “milli” olmuş…
Hani Netflix, Amazon Prime ve Hulu benzeri büyük platformlar dışında tüm dünyanın gözlerini “fal taşı” gibi açarak izlediği TV dizileri de pek kalmadı gibi zaten…
O nedenle de Cem Yılmaz’ın “Karakomik Filmler 1 – 2” si (2019 – 2020) ve Ali Atay’ın “Cinayet Süsü” (2019) filmindekine benzer “kıvrak zekâ” ürünü “ters köşe” bir şeylerin beklentisi ile ekran başına geçenler büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaklardır…
Şimdi diyebilirsiniz ki:
“Peki, hiç mi iyi ve ilginç bir şeyler yoktu bu filmde?”
Olmaz mı?
Örneğin gördüğümüz kadarıyla, “Denyo Caner” (Göktuğ Yıldırım) karakteri üzerinden “toplumsal yozlaşma” ile çok fena kafa bulunmuş…
Yoksa siz inandınız mı?
Henüz okul çağına dahi gelmemiş olan ve evdeki herkes ile teşhis için götürüldüğü Doktora dahi (Okan Yalabık) “kahvehane ağzıyla parmak sallayarak” ayar vermeye çalışan o “veledin” yalnızca Caner’i temsil ettiğine…
Elbette değil…
Lütfen, “Kim o zaman?” diye sormadan önce çevrenize sonrasında da TV’lerdeki haberler ile tartışma programlarına biraz daha dikkatlice bakın…
Ve bize göre filmde “kara mizahın” en yoğun kullanıldığı kısımlarda, Caner’in yer aldığı o sahnelerdeydi…
Bu arada sanki:
“Cevdet’in (Fatih Artman), evinde pişirdiği yemeği yakmasının ardından karnını doyurmak için verdiği amansız mücadele ile Aziz’i (Engin Günaydın) ekmesi ve Erbil’in (Haluk Bilginer) kafasına düşen avizeyi de unutma” dediğinizi de duyar gibi oluyoruz…
Haklısınız…
Zira “youtuberlık” veya tümden bir sosyal medya eleştirisi yahut da övgüsü, bugüne kadar çokça kullanıldığı için özgünlüğünü tamamen yitirmiş durumda…
Bunların dışında filmin:
Başta “Muhteşem Yüzyıl” (2011 – 2013) ve “Vatanım Sensin” (2016 – 2018) gibi oldukça popüler TV dizilerinde Taylan biraderlerle çalışmış olan Halit Ergenç (Necati) ile Bergüzar Korel (Füsun) çiftinin renk kattıkları oyuncu kadrosuna da şöyle bir bakacak olursak…
Tabii ki de Haluk Bilginer ile Engin Günaydın’ın hikâyeyi büsbütün “domine” ederlerken, Binnur Kaya (Kamuran), Öner Erkan (Alp), Fatih Artman, İrem Sak (Burcu), Gülçin Santırcıoğlu (Vildan), Göktuğ Yıldırım, Hülya Duyar (Rüya) ve İlker Aksum’un da (Rıza) ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz…
Sonuç olarak, yorumumuzun en başında da belirttiğimiz gibi büyük sanatsal beklentileriniz yoksa TV filmi kıvamındaki “Azizler” sizi rahatlıkla sarıp sarmalayabilecektir…
“Yok biraz entelektüel bir şeyler de bekliyoruz” diyenlerdenseniz de…
Oyuncu kadrosu ile muhteşem bir etki yaratılmaya çalışılmış olsa bile özellikle senaryonun sığ kalmasından dolayı açıkçası film bittiğinde ooooo muhteşemdi diyemedim .Haluk Bilginer - Engin Günaydın 👏
Film zaman kaybı degil!!! Hayatta başlangıç yada sonuç gibi anlamlardan ibaret degil. Bir film illa mesaj vermek zorunda degil. Kaldı ki büyük bir mesaj var ortada.. Usta oyuncuları tekrar izlemek güzel di iyi seyirler
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.