BİR KORKU ŞAHASERİ ''the EXORCİSTE''(şeytan
1973 Noel akşamında ABD'de vizyone giren THE EXORCİST; izleyicileri o kadar şok etmiştiki,daha önce hiç alışık olmadık sahneler mastürbasyon,kusma,kafa dönmesi ve olabildiğince ağır dini temalar,bununla beraber yoğun şiddet ve tamamen görsel efekten yoksun mekanik düzeneklerle yapılmış efektler,korku sinemasına yeni,farklı bir yaklaşım sunuyordu.1973 tarihli bu film
yönetmenin kurgusuyla 28 yıl aradan sonra tekrar dünyada 12 dakikalık uzatılmış versiyonla gösterime girdi. Tabiki 28 yıl önceki
kaosu tekrar yaşatmadı ama,bu bile bizim için kaçırılmıyacak bir fırsattı.Bende 2001 mayıs ayında sinema dünyasında önemli
bir yere sahip olan bu filmi ilk kez beyaz perdede görme imkanı buldum.Bundan 42 yıl önce 1973 tarihinde gösterime girmiş
olan ŞEYTAN; o zamanlar izleyicisine öyle bir kabus yaşatmıştı ki,sinema salonunu yarısında terkedenler,ağlayarak dışarı
kendini atanlar,kriz geçirenler,seyrettikten sonra aylarca uyurken odasının ışığını açık bırakanlar,sizler bir film sinema salonunda gösterilirken salonun çıkış kapısında bekleyen bir ambulans gördünüzmü?işte bu film için yapıldı.Şimdi bakıldığında bu sizlere komik gelebilir ama 42 yıl önce insanlar böyle bir film için hazır değildi.Eğer şimdi yapılsaydı bu film ne kült nede bir başyapıt olabilirdi,sadece kız arkadaşının korkudan sana sarılıp sinema salonunda elini sımsıkı tutacağı,erkekler için biçilmiş bir kaftan olmaktan ibaret olurdu ve unutulup giderdi.İşte bu yüzden WİLLİAM PETER BLATTY'nin romanı ve senaryosunu yazdığı,WİLLİAM FRİEDKİN'nin yönettiği ŞEYTAN tamda zamanında yani 70 lerde gösterime girmiş bir film.ŞEYTAN aslen o kadar lanetli bir film ki,çekildiği sahne setinin yanması,kostümlerin çalınması,ışıkçı ve görüntü asistanı ölmesi, üç tane figüranın kalp krizi geçirmesi,bunlar hiç bir zaman nedeni açıklanamayan şeyler.
Kısaca konusuna şöyle bir göz atacak olursak,Peder Merrin, Irak'ta kazılar yapmakta olan bir rahiptir. Orada Şeytan Pazuzu ile
ilgili bir şeyler bulur. Bir tarafta ABD'de ise ünlü bir sinema oyunucusun kızı Regen MacNeil psikolojik rahatsızlıklar
göstermeye başlamıştır. Peder Damian ise annesinin rahatsızlığı ile birlikte inancını sorgulamaktadır. MacNeil'in rahatsızlığı
artarken doktorlar bunun tıptaki karşılığını bulamazlar ve bir efsane olan şeytan çıkarmayı anne Chris McNeill'e önerirler.
Anne ise Peder Damian'dan yardım diler.Damien bile gördüklerin karşısında,çaresiz kalmıştır ve peder Merrin'in kendisine öne
rilmesi üzerine kendisinden küçük kıza yardım etmesini ister.İnsanların daha önce görmediği deneyimleri yaşatır bu film.
12 yaşıdaki Regan'ın sürekli öfke krizleri geçirmesi,cezalandırılmayı hakeden bu kız,bununla birlikte yaramaz bir çocuk
görüntüsüyle hırçın,çekilmez bir velet gibi davranır ama aynı zaman da filmin finaline doğru olgun bir kadın modunda yatakta
ayartıcı bir pozda oturur.Peder Karras onu usülünce döver ve o şirkef küçük kız tekrar,masum,tatlı,itaatkar bir hal almıştır.
Aslen filmin bu kadar başarılı olmasında yönetmen William Friedkin'in rolü fazlasıyla büyük,yanlız çok acımasız sert bir yönet
men olduğunu belirtmek gerek,öyle bir film setinden bahsediyoruz ki,sürekli çalışanları,kovup tekrar işe alıyor,aynı zamanda
Regan'ın odasında görsel efekt yetersizliğin den dolayı,final sahnesindeki uzun sekansların,gerçekçi görünmesi için,odanın
dört bir yanına dondurucu bile koyduruyor ve oda sahneleri nerdeyse 0'ın altında çekiliyor.Regan'ın annesini oynayan Ellen Burstyn kuyruk sokumunu kırıyor Friedkin sahneyi öyle çekiyor,annenin gerçekten attığı çığlıklarla.
the EXORCİST halen yıllardır hiç akıldan çıkmayan makyajıyla, müziğiyle(bestecisi Jack Nitzsche)aykırı hikayesiyle,mekanik görsel teknikleriyle,şimdiki zaman korku filmlerine taş çıkaran bir film.Çok değil hemen bir yıl sonra Yeşilçam hikayeyi kopyalar.Yönetmen
Metin Erksan 1974 tarihli Canan Perver,Cihan Ünal'lı ŞEYTAN filmini gösterime sokar.Bol parodili,daha basit el yapımı efekterle dolu olan bu film Türk sinemasının şimdiki kuruş etmez Türk korku filmlerini saymazsak(dabbe ve serileri,3 harfli filmlerin ödünü bo...na karıştıran sinema sanatından yoksun,aynı hikayeyi çevirip çevirip gözümüze sokan)iyi yapılmış o tarihlere göre bir kaç Türk korku filminden biri.(kusura bakmayın şimdiki Türk korku filmleri benim için film bile değil)70 ler aslında korku sineması için oldukça bereketli yıllardı.Aynı türün benzer bir örneğide the OMEN(1976)Bu filmde kendi çapında başarılı bir örnekti.Daha sonralarıda ŞEYTAN'ın devam filmleri the HERATİC ve EXORCİST 3 çekilsede başarız örneklerden öte gidemediler.bu 2001 de gösrerime giren filmin yeni haliyle sinema
salonunda izleme şansı bulmak benim için muhteşem bir deneyim ama orjinal halinin daha iyi bulduğum aşikar,12 dakikalık uzatlmış versiyonunun gerçekten gereksiz olduğunu düşünenlerdenim.Gerçi iyiki uzatılmış beyaz perdede görmüş olduk,yinede demeden geçemiyeğim.Herkesin
o çok övdüğü merdiven de örümcek yürüyüşü sahnesinide abartılı saçmasapan buldum ve üstelik bunu yaparken aptalca Regan'nın dilini çıkarışı yokmu,belkide filmde olmamalıydı.Orjinaline dönersek,içine şeytan girmiş kızımızın haç ile mastürbasyon yaptığı sahne ve bunun yanında annesine vurduğu sahne inanılmaz sertti.Regan rolünü oynayan Linda Blair'in kafasını 380 derece çevirdiği sahne zaten tüm zamanların en iyi sahnelerin biri.Kendimce ilk kez 1995 in sabaha karşı bir tv kanalında izlediğim ŞEYTAN filminin bu 12 dakikalık versiyonun orjinaline pek bir şey katmadığı kanaatındayım.Sonuç olarak bu film savunduğu görüşlerle bizim dünyamızla uyuşmayabir,
ancak öyle bir sinema diline,sağlam kurgu ve senaryoya sahip ki etkilenmemek imkansız.Savunduğu görüşlerle ataistleri bile korkutabilen bir özelliğe sahip.Şimdiki genç kesimin korkmak için sinema salonuna gittiği,kendimce görüntü yönetmenliği dediğimiz bir filmin olmazsa
olmazı kabul ettiğim kamera tekniğini hiçe sayan PARANORMAL ACTİVİTY serisi gibi saçma değil ama beş para etmez filmlerin çok ama çok üstünde duran, halen tüm zamanların en iyi ve en korkunç filmi ünvanını elinde bulunduran THE EXORCİST(ŞEYTAN)sade,akımcı,muhafazakar bir
BAŞYAPIT.