Hızlı ve Öfkeli 7: en yeniler yorumlar

uye oldum herseyi yaptim ama bana filmi seyrettirmiyor. harika uygulama helal valla. size vericek bir puanim bile yok bokum gibi site.

Beyninin stop tuşuna bas....çok fazla düşünme....aksiyonun keyfine bak...bu tarz bir yapımda çok üst düzey bir senaryo ve mantık aramak doğru olmaz...yapımın amacı her şeyi en üst düzeyde abartarak yapmak...ve bunu iyide başarmışlar...

Bu seri beni daha ne kadar şaşırtabilir bilmiyorum. Sevdiğim bir serinin gözlerimin önünde yok olması çok üzücü.

Çok güzel bir film ve site teşekkürler bu arada birşey daha söyleyeceğim Loute ve dominiğin aşkı çok iyiy ya.

Ulan serinin en kötüsü
Aksiyon sahneleinde bu kadar kötü olamaz bir film hiç gerçekçilik payı normel bakarsan jason satatahm dom mu döver
Yok yerler çatlıyor ayanı yere vuruyor yer çöküyor
Dom un helikopter araba uçuyor taşlar rampa olmuş
Hobss abbulans arabsıyla dronu patlatıyor alev saçıyor hobss bir şey olmuyor daha çok sayarımda gerek yok siz bunları görüp film begendiyseniz siz zlememişsiniz filmi

Filmin sonu çok iyiydi titredim resmen Paul Walker

Hızı Ve Öfkeli 7 ,serinin ciddi anlamda manevi değeri olan filmi.Aile temasının her filmde az olarak yedirildiği ama bu filmde ciddi anlamda öne çıkarıldığı film serimizin 7. filmi bunun sebebide Paul Walkerın vefatıdır. Öncellikle şundan bahsetmeliyim ki Müzikler harikaydı özellikle sondaki " See You Again" parçası hem o sahneye uyuyor hemde o sahnenin duygusal havasını ön plana çıkarıyor. 6. filmin after credistlerinde Hanın katili olarak gördüğümüz Deckard Shaw ( Jason Statham) filmin baş düşmanı olarak boy gösteriyor. 6. Filmle bağlantısı filmin oldukça var. Özellikle 3. Filmin After Credistinde Seanla Domun karşılaşmalarından ek küçük bir sahnede filmde mevcut. Ayrıca 6. Filmdeki son Havalanındaki savaştan sonrada Owen Shawın öldüğünü görüyoruz. Bu film aksiyon bakımından daha farklı bir havaya sahip çünkü resmen fantastik bir film tadında aksiyonu normalde fast and furiousların doğru düzgün hiç bir aksiyon sahnesi gerçekçi değildir birkaç tanesi dışında ama bunda tamamen fantastik işlenmiş . Bir tek arabaların parçalanması gerçekçi geldi ama onun dışında yok Hobbsun alçıyı elle kırması, Dom ve Deckardın kavgasında hiçbirinin en ufak bir kemiğinin bile kırılmaması ,Arabaları paraşütle uçurma,Drone olayları tamamen beni filmden uzaklaştıran parçalar oldu. Ekibimize klasik yeni bir üye olarakta hacker Ramsey katılıyor ve geliştirdiği Tanrının Gözüde seriye farklı güzel bir hava katmış. Arabistandaki sahneler çok iyiydi ne kadar fantastiğe kaysada seyir zevki hoştu. Lettyle domun ilişkisinide yakından görmek mutlu etti. Ama asıl olay tabikide Paul Walkerındı. 7 Filmdir gördüğümüz Paul Walker ( Brian O Conner a ) ne kadar istemesekte veda etmek zorunda kaldık. Özellikle filmin sonundaki ona and edilmiş derleme sahne ve arka planda Vin Disielin duygulu sesiyle konuşması cidden insanı hüzne boğuyor . Kesinlikle serinin en iyi filmi diyemem ama benim için manevi açıdan serinin en iyi filmi. "FOR PAUL" 7.5

Garip bir duygu, ölen birisini izlemek gerçekten çok garip hissettirdi. Hatta öldükten sonra yarım kalmış sahnelerini devam ettirmek için, teknolojiden yararlanmaları çok belliydi. Sahnelerde onun olmadığı o kadar belliydi ki, yok yani olmamış. Keşke yarım kalan sahneden sonra filmin sonuna kadar değil, herhangi bir aksiyon sahnesinde karakteri öldürseler daha iyi olurmuş. Filmin sonuna birazdan geleceğim öncelikle filmi ele almak istiyorum.

spoiler: Klasik bir intikam hikayesinden türeyen senaryomuz, Tanrının Gözü denen bir aletle birlikte aksiyona daha fazla kişinin dahil olmasını sağlıyor. Ekip hem Tanrının Gözünü hemde Han'ı öldüren Shaw'ı yakalamak için harekete geçiyor ve ortaya mükemmel bir Aksiyon çıkıyor.


Görseller gerçekten çok güzeldi, izlerken insanın keyif alacağı bir film çıkmış. Eskisi gibi yarışların pek fazla tutmayacağı ortada, bu yüzden işin içine daha çok savaş sokuyorlar. Bir zaman sonra artık bu da sıkacak ve seri bitmek zorunda kalacak. Yarışlar ve savaşları işledikten sonra geriye ne kalacak ki? Film normalde iyi bir film denebilecek düzeyde yani 3,5 puan verilebilir fakat son sahne gerçekten beni derinden etkiledi ve puanımı 4 yapmamda etkili oldu. 7 filmdir ortaya keyifli ve güzel vakit geçirebileceğimiz filmler çıkarıyorlar. Bu kadar aksiyonun sonunda, "See Tou Again" şarkısıyla veda kısmı, insanı ağlatacak cinsten. Duygularımı tarif etmek gerçekten zor, karşımda izlediğim birisinin, gerçekte olmadığı fikri hem korkutucu hemde üzücü. Sinemada izleyemediğime üzülüyorum ve kesinlikle filmi satın almayı düşünüyorum. En azından Paul Walker adına arşivde, filmlerimin arasında görmek istediğim bir film.

For Paul.

Seriye çocukken başladık yetişkin olduk 80/90'lı nesil olarak, bu sürede film de hep büyüdü, izleyen kitlesiyle büyüdü. İzleyen kitlesi arttıkça, filmi daha da güzelleştirmek için daha da iştahlandı sanki yapımcılar. Oyuncular da aynı şevk artışından nasip aldı. Ekip her filmde komple seviye atladı. Görsel efekt, yönetim, yapım, oyuncu kadrosu... Hepsi için söyleyebilirim bu değerlendirmeleri. Öyle ki, konuda bile önceden planlanmamış ama bu tarz bir filmde olmasa ne olurdu ki diyeceğimiz, olduğunda da hele böyle olduğunda hoşumuza giden güzel atıflar, sıçramalar, bağlamalar oluştu. Son 2 filmdir serinin 3. filmi Tokyo Drifte çok güzel teğet geçip, bağlamalar yapılıyor olması benim çok çok hoşuma gidiyor açıkçası. Dediğim gibi, bu film serisinde olmasa ne olur denilecek ama olduğunda damakta güzel bir tat bırakan baharat gibi oluyor böyle şeyler. Bu da aslında senaristin, yönetmenin, yapımcının kendilerinin de keyifle bu işi yaptığını gösteriyor ki, keyiflerini arttırmak için böyle güzellikler katıyorlar filme. İddia adiyorum, Tokyo Drift filmi bağlantısı, o filmin sonrasında bile senaristin aklında yoktu ama dedim ya, seri bunu istedi ve bu bağlantı oluştu. Serinin son filmi özelinde, mükemmel kelimesi bile yeterli. Olması gerektiği ve beklendiği kadar aksiyon, hız ve görsel şölen var bu filmde. 7 değil 17 film olmasını diliyorum. James Bond serisi bile yakalanabilir, kaliteden ödün verilmediği sürece. Eleştireceğim tek nokta ise bir korkumdan ibaret. Korkuyorum ki, Ölüm Yarışı filmleri gibi arabalar silahlanmaya yönelik modifiye edilip, hız ve araba tutkusunun yerini, silah ve kanla alınan intikamlar alacak gibi görünüyor. Bu tarz filmlerde prim yapan iki temel aksiyon konusu var, silahla savaşla görülen davalar ve soygun. Fast And Furious serisinin devamı için sipariş ver deseler, az pişmiş 'Tokyo Drift' usulü biftek, yanında serinin diğer filmlerinden akıl almaz araba sahnelerinden oluşan mevsim salata, üstüne de uzun zamandır yiyemediğim lezzet 'Ocean's' soslu 'İtalyan' tatlısı alabilirim. İzleyin, arşivleyin, tekrar izleyin.

Filmin vizyon tarihinin vize tarihleriyle çakışmasından dolayı filmi vizelerden sonra izlemeyi düşünüyordum ki Pazar günkü sınav ertelendi ve Cumartesiden sonraki gün boş kaldı. Hemen Cuma gecesinden sonraki gün için 13:45 seansına biletimi aldım. Sanırım bu filmin etkisinden de 1-2 hafta kurtulamayacağım. Çünkü film çıkmadan önce izlediğim gibi inceleme yazısını yazacağımı düşünüyordum fakat filmden çıkınca hiç de öyle olmadı.

Serinin yedinci filminin konusu şöyle: Hızlı ve Öfkeli ekibi bu kez İngiltere’den gelen bir intikam planından habersizlerdir. Deckard Shaw (Jason Statham) kardeşi Owen‘ın (Luke Evans) hesabını sormakta ve onu yaralayanların karşısına çıkmaktadır. Shaw ekibin Toretto evini havaya uçurduktan sonra Dom yetkili bir devlet ajanından yardım ister. Böylece ekip bir kez daha harekete geçer. Bu kez ABD hükümeti için yaptırılan bir takip cihazını ele geçirmek zorundadırlar.

Fast and Furious 6 (Hızlı ve Öfkeli 6) 2013 yazımda artık son noktaya gelindiğine dair birkaç satır yazmıştım. Ama görünen o ki bundan da fazlası olabiliyormuş ki bu film de bunun en somut kanıtı. Hemen yazının başından şunu söylemeliyim. Filmi izlemeye başladığım andan itibaren yönetmenin değiştiği çok bariz belli oluyordu. İlerleyen dakikalarda kaçış sahnelerine oranla aksiyon dolu sahnelerin sayısı iyice arttı. Justin Lin‘den sonra Saw, The Conjuring ve Insidious gibi korku ağırlıklı filmlerin yönetmeni James Wan‘ın yönetmen koltuğunu devralmasının aksiyon-yarış dengesi, kamera açıları ve geçişleri ile filme çok şey kattığını düşünüyorum. Bunun yanında filmi serinin diğer filmlerinden farklı kılan şey Jason Statham ve Kurt Russell‘ın (Mr. Nobody) yanında oyuncu kadrosuna Ramsey rolünde Nathalie Emmanuel, Jakande rolünde Djimon Hounsou ve Kiet rolünde Tony Jaa gibi yeni yüzlerin katılmasıydı. Ve tabi ki Paul Walker…

Dövüş sahnelerindeki kamera açıları ve ses efektleri mükemmel olmuş. Filmin geçtiği mekanlardan Abu Dabi sahneleri ve Azerbaycan’da çekilen takip sahneleri favorilerim arasındaydı. Biliyorum bazı aksiyon sahneleri çok abartılmış olabilir ama gerçekten abartı bu ekibe yakışıyor. Abartılı araç modifiyeleri, aşırı güçlendirilmiş askeri araçlar ve dahası. Özellikle havalı ve sert adam imajında Dwayne Johnson ve Jason Statham’ın dövüş sahnelerinin yanında yine Jason Statham ve Vin Diesel’in dövüş sahneleri olağanüstüydü. Kelimenin tam anlamıyla.

Özellikle Dominic Toretto’nun korkusuz tavrı filmdeki en büyük aksiyon unsuruydu. Bazı sahnelerde ‘Vur, kır, parçala!’ dediğim oldu. İki tarafta da intikam duygusu olup ölüm korkusu olmayınca işler bu boyuta varabiliyor demek ki.

Hani böyle filmler olur saf aksiyon tarzında. Sürekli bir hareket sürekli bir gerilim olur. İzledikten sonra iki saat içinde aldığın zevkle kalırsın. Ama bu öyle değil. Bu Hızlı ve Öfkeli serisine yaraşır bir tarz. Her şeyden yeterince var ve filmin sonuna kadar çoğunlukla aksiyon temalı sahneler izlediğiniz halde bu sizi sıkmıyor.

Her oyuncu ayrı ayrı rolünün hakkını vermiş. Fakat filmi izlerken sürekli Paul Walker’ın serideki son rolünü bu filmde oynadığı düşüncesi kafamdan bir türlü gitmedi ve her oyuncunun sergilediği rollerde o mimiklere dikkat ettim. Bazı sahnelerde sergiledikleri performansların rol icabı olmadığını fark edebiliyordum. Hele o son sahne yok mu! Bütün ekip sadece mimikleriyle konuşuyordu resmen. Ama son konuşmayı Vin Diesel yaptı ve noktayı koydu. Belki de son sahne olmasa bu kadar yıkılmazdım ama o son sahne gerçekten beni üzdü. Seriyi başından beri takip eden biriyseniz bu duygularımı çok rahat bir şekilde anlayabilirsiniz.

Paul Walker’ın hayatını kaybettiği gün yazdığım şu yazıda dediğim gibi:

Nissan Skyline R34 GT-R’ı onun sayesinde sevmiştim belki de.
Belki de hayata onun sözleriyle bakmıştım.
Ama hayat filmlerdeki kadar toz pembe değil ne yazık ki.

Film deki karakterler. Çizgi film karakteri gibi patlıyor lar yaniyorlar hiç bişey olmuyo. Çok paravra film olmuş.

Tüm seriyi seyretmiş biri olarak şunu söylemeliyim. Seri her zaman olduğu gibi gişe kaygılıydı. Aksiyonun dibine vurmuşlar. Tüm dünyada hatırı sayılır bir fan kitlesi oluştu. Senaryonun pek bir önemi kalmadı. Karbon kağıdı araya konulmuş gibi seri üretime geçti yapımcılar. Bu böyle 15'e kadar gider. Vin Diesel'de yapımcılar arasında ve servetine servet katmış durumda. Sadece 200 milyon $ bütçe ile 1600 milyon $ gişe elde ettiler(worldwide). Filmin final müziği olan "See you again" i seslendiren W. Khalifa'yı sabahtan akşama dinlesem bıkmam herhalde. Sözleri sanki Paul Walker için yazılmış gibiydi. Zaten filmde Brian O'connor karakteri ölümsüzleştiriliyor. Filmde bence mantık aramayın sadece izleyip keyfini çıkarın...

abartı sahneleri,gerçeklikten uzak olan şaşalı görseller filmin amacından çıkarıp fantastik türüne yakın bir film olmuş ve havasını zedelemiş bana göre yinede oyuncular,aksiyon sekansları ve PAUL WALKER için izlenmeye değer son 5 dakika ise gerçekten görülmeye değer 3/5

Bir mükemmellik abidesi.. NET! 6. filmin sonundaki sürpriz konuğumuz Jason Statham katılmasıyla beraber bunun verdiği heyecanın tam tersine yakışıklı, karizmatik oyuncumuz Paul Walker'in vefatıyla birlikte değişik duygu ve hislerle izlenebilecek, görsellik şöleni ile sınırların oldukça zorlandığı bir F&F serisini yani 7. filmi de hayran kalarak izledim.. Bazı filmleri izlediğin zaman mantık aramak ikinci planda kalırsa işte öyle bir yapım.. Her filmde üstüne koyuyorlar bunu düşünmeyen yoktur ancak bu filmde aksiyon, gerilim aklıma gelmeyen başka ne duygu varsa hepsini yaşıyorsunuz.. Klasiklerdendir F&F'de bir kaç önemli, heyecan yaratan sahne bulunması ama bu 7. filmde kullandığım "bir kaç" sahne lafı çok aşağı da kalır.. Aklıma gelenleri yazmadan, spoiler'a girmeden filmde 6-7 gibi yüksek bütçe ve büyük emekle çekilmiş harika sahnelerin olduğunu söyleyebilirim.. Oyuncularımız yine bildiğiniz gibi harika ancak izleyenler ve izleyecek olanlar daha sonra katılacaktır belki de ama son sahneler gerçekten çok iyiydi ve duygu yüklüydü.. Çünkü Paul Walker unutulmamıştı.. Bunu söyleyebilirim.. Belki de yapılabilecekleri, monte edilebilecekleri en iyi şekilde düşünmüşlerdi.. Neyse insan halen öldüğüne inanamıyor belki de ama hafızam da yer etmiş kaliteli bir oyuncuydu.. Filme tekrar gelecek olursam; eğer ilk 6 filmi izlediyseniz bunu da izlemek için zaten heveslisinizdir.. Ha sinemada ha DVD'si çıktığında kaçmayacak bir F&F filmi daha.. Bakalım zaman ne gösterecek (ki gösterdiği de belli ya) ve devamı ne olacak.. Bekliyor ve görmek dileğiyle diyorum.. Kaçırmayın.. 9/10..!!

serinin en iyi filmidir.. Jason Statham un olması ayrı bir güzellik katmış.. sıkılmadan izlenir.. full aksiyon.