Seyirci bu kadar mı salak yerine konulur. Telsiz konuşmaları yapılıyor ama kulaklar da kulaklık yok. Amerika da bir terörist askeri bir helikopter ile ortalığı birbirine katıyor ama ordunun saatler sonra haberi oluyor da 3 adet F-16 gönderiyor. Yok artık! Yuh artık! Tamamen düzeyi düşük kişileri sömürmek için yapılmış bir film!
Hızlı ve Öfkeli serisi, birçok yönden Hollywood'un en dikkat çekici serilerinden biri olmayı başardı. Seri, başladığından beri oldukça büyük bir dönüşüm geçirdi ve farklılıkları kucaklayıp bunları bir güç haline getiren bir model sunmayı başardı. Yasa dışı araba yarışlarına katılan bir çetenin anlatıldığı bir öyküden; bütün dünyayı kapsayan, içinde farklı kesim ve etnik kökenlerden bir çok insanın olduğu dev bir aksiyon filmine evrilmesine tanık olmak oldukça heyecan verici. Fizik kurallarına meydan okuyan sahneleriyle ve eğlence amaçlı var oluşuyla Hızlı Öfkeli, önemli bir miktarda hayran kitlesi edinmeyi de başardı.
Furious 7, serinin açık ara en iyi filmi. Tutku, özveri, adanmışlık ve bol aksiyonla dolu iki saat sinemaseverleri bekliyor. Filmdeki bazı eksiklikler ve görsel hatalar da, bu şekilde telafi ediliyor. Paul Walker'ı tekrar aksiyonun içinde görmek ise izleyicide buruk bir his bırakıyor.
Senarist Chris Morgan'ın nefes kesici, kimi zaman mantığa meydan okuyan senaryosunda inanılmaz aksiyon sahneleri yer alıyor. Filmde Vin Diesel ve Jason Statham arasında çok çetin bir kavga ve dağ başındaki paraşütlü sürücülerin nakavt sahnesini de içeren oldukça heyecan verici bir bölüm var. Ayrıca izleyiciler; Dom'un, bir gökdelenin 80. katından diğerine arabayla geçtiği (adeta uçtuğu) sahnede gözlerine inanamayacaklar. Brian'ın yorumu bu sahneyi adeta özetliyor: "Arabalar uçamazlar, Dom, arabalar uçamazlar!"
"Testere", "Korku Seansı" ve "Ruhlar Bölgesi" gibi korku filmlerinin yönetmeni James Wan, serinin bu filminde Justin Lin'in yerine yönetmen koltuğuna geçiyor ve ortaya son derece iyi bir iş çıkarıyor. Aksiyonun yanında duygusal bir yönü de olan film, Paul Walker'a güzel bir veda niteliğinde.
"Fast & Furious" serisi yalnızca son yılların değil sinema tarihinin de en uzun soluklu serilerinden biri konumunda. Yalnızca 14 yıla tam 7 tane film sığdırıldı. Seri ile özdeşleşmiş ve hayranların sevgilisi Paul Walker'ın beklenmedik ölümünün son filmi nasıl etkileyeceği merak ediliyordu. Aksiyona doyuran iki saatlik bölümün ardından, tahmin edilebileceği gibi Walker'a yaklaşık 5 dakikalık bir "veda" hazırlamışlar. Arka planda çalan "See You Again" ile birlikte oldukça duygusal, etkileyici bir veda ve saygı duruşu olmuş bu. Sonuç olarak da serinin takipçileri için en anlamlı halka haline gelmiş. Bu kısmı bir kenara bırakırsak da çok başarılı bir aksiyon olmuş. Soluksuz ilerliyor film. Jason Statham gibi bir bombanın dahil olması, önceki filmlerde ekibe katılan Dwayne Johnson ve bir iki konuk oyuncu da eklenince, güçlü bir kadro ortaya çıkıyor zaten. Çekilen sahnelerin tamamı aksiyon türü kapsamında gerçekten bazı ezberleri bozan, bazı kalıpları yıkan, yenilikçi yaklaşımlar ile çekilmiş.
Şüphesiz serinin en iyi filmi . Jason STATHAM filme ayrı bir hava katmış . İzlerken hiç sıkılmayacağınız bir film olmuş . Sinemasına 2 kez gittiğim halde içimde hala izleme hevesi olmuyor değil :)
Eğer aksiyon izlemek istiyorsanız bu filmden ötesi yok sanırım. Bakın film için en iyi film ya da en iyi aksiyon filmi demiyorum. Aradığınız aksiyonsa daha ötesi şu ana kadar çekilmedi demek istiyorum. Sanırım yönetmen ve yapımcılar bir araya gelmiş ve en uçuk ne yapabiliriz diye hayal etmişler ve hayal ettikleri şeyleri çekmişler. Bugüne kadar gördüklerinizin çok ötesinde bir aksiyon. Paul Walker'a yapılan veda törenide oldukça duygulu ve başarılı idi.
"Paraşütlü arabayla uçaktan atlamak" nedir biri bana bu çılgınlığı açıklayabilir mi? "Gökdelenden gökdelene arabayla uçmak" bu daha çılgınca sanırım.. Filmin sonu Paul'a hitap edilmiş ve gerçekten çok güzel bir şey hazırlamışlar , aksiyon filminde duygulandığınız ender sahnelerden biri olabilir.. Tony Jaa'nın diyalogları güldürdü fakat tam olarak bekleneni veremedi diye düşünüyorum sonuçta sadece ben değil herkes biraz daha fazlasını beklemiştir.. Namı değer The Dwayne Johnson Rock filmin başında hiç beklemediğimiz bir şekilde bertaraf oluyor ve filmin sonuna kadar ortadan kayboluyor , büyük eksiklik.. Serinin en kötü filmi fakat vasat değil..
İlk dakikasından son dakikasına kadar keyif alarak,işte film bu diyerek izledim.Aksiyona resmen fazlasıyla doydum ve artık sahneleri takip etmekten yoruldum.Bazı sahneler abartılı,yok artık dedirtiyor ama o kadar da olur sonuçta.Kadro zaten mükemmel.Tüm bu olumlu taraflara olumsuz olarak efsane ekibi son kez beyazperde de görmemizi ekleyebiliriz.Paul Walker'ın zamansın ölümü hepimizi derinden üzdü ve filmin sonunda da onun için ufak bir traiser hazırlamışlar bu da oldukça anlamlıydı zaten en sonunda da for Paul yazması filmin ona adandığını gösteriyor,tekrar onu hızlı ve öfkeli'de veya başka bir yapımda göremeyecek olmamızı çok hazin,huzur içinde uyu diyor ve saygıyla anıyorum Paul Walker'ı...
serinin en kötü filmi. uçaktan arabalarla atladılar, gökdelenleri deldiler, uçurumdan arabayla uçtular. kolu ve köprücük kemikleri kıran adamın hastaneden çıkıp helikopteri uçurması. daha bir çok sahnelerin buna benzer olması filmin değerini düşürdü. 6. filmden sonra bu film böyle olmamalıydı,tam bir hayal kırıklığı...
Öncelikle Fast and Furious serisinin sadece 6. filmini izlemiştim 7.den önce. Fakat her ne kadar 6. filmden izlemeye başlasam da konu anlatımı olarak rahatça kavranabilen bir seri olduğunu dile getireyim. Bu filmin yeri diğerlerinden ayrı. Paul Walker'ın 2013'te vefatı bir sürü kişiyi derinden üzmüştü. Onun ölümünden sonra ise akıllara takılan önemli sorulardan bir tanesi ise, Fast and Furious 7'nin nasıl çekileceğiydi. 2014 Temmuz'undan 2015 Nisan'ına kaydırılan tarihi ile birlikte de serinin hayranları başta olmak üzere daha birçok kişiyi diğer filmlerden fazlaca meraklandırdı. Filmi de yaklaşık üç hafta evvel izleme imkanı buldum. Açıkçası günümüzde birçok aksiyon filmi çıkıyor ve konuları da genelde birbirlerinin aynısı dahi oluyor diyebiliriz. Yaratıcılık da hiç olmadığı için genelde baştan aşağı benzer sahneler ile karşılaşıp, sürükleyiciliği dışında pek fazla olumlu olarak konuşulabilecek şey kalmıyor diyebilirim. Ancak Fast and Furious 7, aksiyon sahnelerinin başarılı çekimleri, görsel efektleri ve de aksiyon sahnelerindeki yaratıcılığı ile Kingsman'den sonra, son dönem aksiyon sinemasına renk katıyor diyebiliriz. Bununla birlikte, dövüş sahnelerindeki gerçekçi çekimler ise gerçekten beni memnun etti diyebilirim. Abartı yok mu dövüş sahneleri dışında? Elbette ki var, bol keseden. Ancak Fast and Furious serisinin genelinde bu olduğu için çok da fazla yorum yapmak düşmez diyebilirim. Oyunculuklar adına da pek konuşulabilecek şey yok, ortalama veya ortalama altı denebilir. Bu seri hakkında oyunculuklara yorum yapmak da pek yapılan bir şey değil diyebilirim çünkü seri pek oyunculuk isteyen performanslar üzerine kurulu değil. Ve tabiki sürükleyici. Paul Walker için hazırlanan filmin sonu ve arkasından gelen klip ise gerçekten güzel ve duyguluydu diyebilirim. Sonuç olarak, Fast and Furious 7, aksiyon severler için kesinlikle izlenmesi gereken bir film diyebilirim. Diğer izleyicilere de gerçekten tavsiye ederim.
Hızlı ve Öfkeli hikayesinin nasıl başladığı ve bu noktaya nasıl geldiği biraz karmaşık bir durum. Bir grup suçlunun içine girmek isteyen bir FBI ajanı ve son olarak da FBI'dan ayrılmış, aranan ilanlarına karışmış ve aradığı suçlularla bir aile olarak başka suçluların peşine düşmüş bir baba. Mantığını anlamak için seriyi baştan sona izlemek ve hissetmek gerekiyor. Ancak 4. filmden sonra verilen isimler de hakkını vermiş FAST5, FURIOUS6 ve FURIOUS7. Hız elbette vazgeçilmez ancak son filmde öfke kadar önplanda değil. Açıkçası olayın bütünlüğüne bakınca senaryonun zayıf olduğu fikrine kapılıyoruz son filmde. Ancak kabul etmek gerekir ki yarış filmi serisi olarak devam etseydi son birkaç filmi bu kadar ilgi çekici olmazdı. Daha fazla ne yapılabilir ki denilecek şekilde kusursuz aksiyon sahneleri, kusursuz efektler ve teknolojinin böylesine güzel kullanılması harcanan bütçeye değdiğini gösteriyor. İlk filmden bu yana oldukça fazla yol kat eden Walker'ın vefatı belki de bu filme olan ilgiyi artırdı biraz. Ancak bence hakkı da bu kadar ilgiydi. Finali de Brian karakterinin hayranlarını ağlatacak cinstendi. Bazı ibareler son film olduğu yönünde olsa da, bazı final sahneleri de 8. filmin habercisi gibiydi. Olmazsa yapımcıya gücenilmez sanırım. Hayal dünyasının sonsuzluğu da teknolojiyle sınırlı sonuçta. Eğer izlemediyseniz, yanınıza bir arkadaş bile bulmayı beklemeden 2,5 saatinizi ayırın derim. Ben birkaç kez de ayırabilirim. Ayrıca kendi efsanelerim arasına da 2,5 saat ekleyeceğim için çok mutluyum.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.