Film hakkında en güzel ve gerçek yorumu tabiki filmin senaristi olan Ercan Kesal "Aslında" adlı kitabında yapmış:
“İnsanın toplumsal bir varlık olarak bilinmeyen ve görünmeyen yüzünü göstermeli; onun sürekli güç talebini açığa çıkarmalı ve aslında cinaye tin kimsenin umurunda olmadığını ortaya koymalıydık. Hayat, ölüm, iktidar ve ihanet meselelerimizin hiç bitmediğini ve bitmeyeceğini, sevgi ve nefret duygularının gücünü, cinayetin etrafında açığa çıkan gündelik hayat ilişkilerini, insanın yine de her durumda ümit etme yeteneğini kaybetmeyişini, doktorun, komiserin ve şoförün katille olan ilişkileri üzerinden herkesin kendi hikâyesinin peşinde koşuyor oluşunu, günlük hayatın en fark edilmeyen ayrıntılarını, herkesin bu cinayete bilerek ya da bilmeyerek katkıda bulunmasını” anlatmak istedik. Film sadece kötülüğün peşinde değil; bazen iyilikle bazen de kötülükle kendini gösteren içimizdeki o tuhaf karanlığın peşindeydi.