En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
90lar
Takipçi
6 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
29 Nisan 2012 tarihinde eklendi
Bir Zamanlar Anadolu'da dünya standartlarında, üst düzey bir film, fakat elbette bu ufak tefek eksiklerinin ve kusurlarının olmadığı anlamına gelmiyor. Amacın sinema yapmak olduğu, sanatın ön plana çıktığı bir film, fakat ne yazık ki filmin içeriği, hikayenin derinliği filmin sanatı kadar "devleşemiyor". Nuri Bilge Ceylan fotoğrafçılıktan sinemaya geçiş yapan yönetmenlerden biri olarak o daha çok görseller ile ilgileniyor, bu nedenledir ki senaryo iyi yazılmış bir senaryo ama sandıkları kadar derinleşemiyor. Filmin kanımca en büyük sorunu ikinci yarıda filmin giriş bölümünden sonra sanki birden sonuca atlaması, filmin atmosferine pekte uygun olmayan oldukça rahatsız edici, kanlı, hafif kasıntı ve gereğinden çok uzun bir final olduğunu düşündüğüm bir finalle filmi bir anda noktayalıp bitirmesi olmuş. Film yarım kalmış hissi veriyor böylelikle. Filmin uzun ilk yarısı mükemmeldi, film ikinci yarıya da mükemmel bir şekilde giriş yaptı (türkü), fakat sonra film beni hayalkırıklığına uğrattı. Bununla birlikte, diğer bazı Türk filmlerimizde de olan "konu yetersizliği" sorunu bu filmde de yer yer hissediliyor, ama bunun görselin ön plana çıktığı bir film olduğunu düşünürsek yadırganacak bir şey yok aslında. Bir Zamanlar Anadolu'da büyüleyici bir film, bir yüzde yüz sinema örneği, filmin meseleleri de yüzeysel değil, oyuncular da çok iyi iş çıkarmış, ama daha iyi olabilirdi.
Bende eleştirilerden ve Üç Maymundan sonra keskin bir önyargıyla izledim ama beklentimin ötesinde bir filmle karşılaştım. Her zevke hitap edecek bir film değil ama, anlatmak istediğini de anlatan bir film. Nuri Bilge filmografisini bakıldığında bu filmde de kendi çizgisinden dışarı çıkmamış. Belkide eleştiriler en çok bu noktadan kaynaklanıyor. Tüm önyargılara rağmen sabredip izlenmesi gerek ve aldığı ödülleri sonuna kadar hak ediyor.
Nuri Bilge Ceylan bu filmde bir adım daha ileri gitmiş. Süresi uzun olmasına rağmen sıkılmadan izlenen ve kişilik tahlillerinde çok başarılı bir film. Her geçen filminde çıtayı dahada yükseltiyor. Başarılar.
Bu tarz şahaserler her zevke uygun değildir, sinemaya eğlence yada vakit geçirmek için bakan klasik değişle ortalama sinema izleyicisine hitap etmiyen yapımlardır;En başta bir çok şey alt metinlerle yada insanların kendi iç çatışmalarıyla anlatılır, doğa filme yüzlerce muhteşem fotoğraf karesi gibi katılır.Bir elmanın dalından kopması ve gittiği yerin bile anlamı vardır, yada bagaja konan iki kavunun, karakterlerin yerine kendimizi yeteri kadar koyamazsak ve dikkatli izlemezsek bazı şeyler kaçabilir ama aslında tüm soruların cevapları filmde saklıdır.Nuri Bilge Ceylan sinemasının uzak ara en iyi yapıtı uzun yıllar akıldan çıkmayacak bir başyapıt tabiki anlıyana. 10/10
Mükemmel bir film olmuş... Yanlarında katille, ceseti arayan görevlilerin cesedi görev icabı aradıklarının, aslında cesedi umursamadıklarının içten ve sarsıcı bir anlatısı olmuş film. Otopsi esnasında sağlık teknisyeninin suratına kan sıçrayan doktora söylediği şu replik ise tam yerine oturmuş: 'Fazla yaklaşma sana da bulaşır...'
Bir kere en bastan sunu söylemeli: Nuri Bilge Ceylan'in 2,5 saatlik filminde bosa harcanmis bir saniye dahi yok ve ben bir an bile gözümü perdeden ayiramadim, bir dakika bile sikilmadim. Bu filmin her ani, her sahnesi genel akisa ve konuya katkida bulunuyor çünkü... Elbette Bir Zamanlar Anadoluda'ya (ve tüm Nuri Bilge Ceylan filmlerine) farkli bir akil yapisi ile gitmek gerekiyor. Her dakika bir olayin oldugu, konusmasiz geçen sürelerin 30 saniyeyi asmadigi "fast-food" Hollywood kurgusuna aliskin beyinler muhtemelen sikilacak ve bu filmi "2,5 saatlik estetik bir sikinti" diye yaftalayacaklardir. Bu yaziyi asla entellektüel bir edayla, "siz anlamamissiniz ama ben anladim" havasinda yazmiyorum. Hizli ve Öfkeli'yi ve hatta -belli özellikleri ile- Transformers'i bile begenmis bir sinema izleyicisiyim ben. Ama onlarin yeri ayri, bu basyapitin yeri ayri... Bir Zamanlar'in konusunu bir cümle ile özetlemek mümkün: Bir cinayet sorgusu sonrasinda bir savci, bir doktor ve bir polis komiserinin basini çektigi bir grup insanin ceseti aramakla geçirdikleri bir gecenin öyküsü... Ama asil önemli olan -her iyi sinema örneginde oldugu gibi- konunun kendisinden ziyade, öykünün nasil anlatildigi. Yolculuk boyunca kenara köseye birakilmis detaylar gerek söz konusu cinayetin neden islendigine dair, gerekse savci, doktor ve polisin kendi geçmislerine ait küçük ipuçlari veriyor. Nuri Bilge Ceylan tüm bu alt metinleri mükemmel oyunculuklar ve nefes kesen bir görsellikle sunuyor izleyicisine. Süphesiz ki, Nuri Bilge Ceylan seyircisinin filmleriyle bir iliski kurmasini, o filmlerle konusmasini bekliyor. O iliskiyi kuramayanlar "ne bu ya böyle, adam iki saat ufka bakiyor" deyip kaçacaklar. Bu filmle konusabilenleri ise mükemmel bir sinema lezzeti bekliyor. Bir Zamanlar Anadolu'da, çok katmanli, birden fazla görülmeyi hak eden, insanda isi gücü birakip yönetmenlik egitimi alma istegi uyandiran filmlerden. Nuri Bilge Ceylan'dan "yalniz ve güzel ülkesine" unutulmaz bir bakis.
Ben filmde oyunculuk olarak en çok Yilmaz Erdogan'in oyunculugunu begendim bence filmin ilk yarisini zaten o almis götürmüs,filmin ikinci yarisinda Muhammet Uzuner baya ön planda onun da oyunculugu gayet iyi,Taner Birsel ve Firat Tanis'ta filmde oyunculuklariyla ön plana çikan isimlerdi.
Filme gelirsek bastan sona izledigim ilk Nuri Bilge Ceylan filmi.Filmi izlemeden önce filmin çok hareketli olmayacagini ve agir bir tempoda geçicegini tahmin ediyordum ki zaten tahmin ettigim gibi film bastan sona yavas bir tempoda geçiyor ama film yavas bir tempoda geçmesine ragmen ben filmi izlerken pek sikilmadim özellikle filmin ilk yarisi hem isleyis hem diyaloglar hem de görselllik bakimindan oldukça basarili ama filmin ikinci yarisi filmin ilk yarisindaki saglam görsellik yaninda biraz fos kalmis.Filmin ilk yarisinda bazi sahneler öyle güzel çekilmis ki sanki o sahneler evinize ya da odaniza asacaginiz resimlerden çikmis gibi göze gerçekten hos gelen sahnelerdi.Filmin ikinci yarisi açik söylemek gerekirse biraz sikiciydi evet filmin ilk yarisi da ikinci yarisi da yavas bir tempoda geçiyor ama en azindan ilk yarida karakterlerin yolculugunu izliyoruz ve filmin ilk yarisinda görsellikte filmden tatmin olmamizi sagliyor ama iste ikinci yari da pek bir sey olmadigi için insan ister istemez filmin ikinci yarisini izlerken sikiliyor.Film her ne kadar agir islesede oyuncularin üst düzey performanslari filme odaklanmanizi ve filmi izlerken pek sikilmamanizi engelliyor.Film her ne kadar ciddi bir havada geçsede zaman zaman filmde bazi sahnelerde tebessüm ediyorsunuz.
Filmin yönetmenligine deginmek gerekirse açikçasi ben Nuri Bilge Ceylan'nin bu filmde yönetmenligini pek basarili bulmadim evet ilk yarida bazi sahnelerde gayet güzel açilar yakalamis ama bence filmin genelinde çokta basarili bir yönetmenlik yapamamis.Son olarak ben filmi begendim,eger farkli bir film izlemek istiyorsaniz Bir Zamanlar Anadolu'da filmini tavsiye ederim.
lütfen kimseyi yanıltmayalım, ben verilen oylarara güvenip gittim filme ve tam bir hayalkırıklığı.tamam nuri bilge ceylanın filmlerini biliyoruz da arkadaşım demişler ki bu filmde tarzını kısmen de olsa değiştirdiğini ve zirveye ulaştırdığını söylemişler. bu mu yani? tüm bahsettiğiniz bu film için mi? herkesin zevki ayrı tabi ama ben bu filme güzel diyenlerle aynı dünyada yaşamıyıorum...
Bu film ile NBC kendine geldi diyebilirim, şöyle ki; 3 Maymun ile kendinden beklenilen durum hikayesini değil biraz daha işin içine hareket katarak hafiften tarz değişikliğine giden yönetmen bu filmi ile kendi tarzını zirveye tırmandırdı. Beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı mesele ama sonuç olarak NBC fotoğrafik filmleri ile piyasaya çıktı ve doğal olarak onun filmleri alışagelmişin dışında uzun ve derin anların dışavurumudur. İzlenemizi tavsiye ederim,ama öncelikle eski filmlerini izlemediyseniz ilk önce bir izleyin sonrasında sıkıntı yaşamayın :)
sevgili mustafa cem öncelikle nuri bilge ceylanın sanat anlayışını iyi bileceksin....o durum(kesit) film yönetmeni...E dğal olarak filmleri belli bir anı ele alacaktır...'hiçbir olay yok' demek bir filmi eleştirirken en acımasızca ve cahilce bir eleştiri....Bir film illaki belli bir olay etrafında dönecek diye bi kaide yok...tıpkı bu filmde olduğu gibi kesit an üzerinede yoğunlaşabilir...eleştirilerine dikkat et....!
Öncelikle sunu söyleyeyim recep ivedikçi degilim.kliselesmis bir sekilde "sen git recep ivedik izle" diye beni elestirmeyin sadece nbc filmi izlememis biriyseniz gidip izlemeyin.odamin genis duvarindaki dvd rafinda tam 2450 adet film var ve ben hayatimda bu kadar kötü film izlemedim.begenenlere de saygi duyarim ancak film bir seyler vermeli hiçbisey belli degil ve 3.5 saatte de hiçbisey belli olmuyor.hiç degilse adi filmdir diye bir konu bir sonuç yaratsaydin.ilk 1 saatte herkes zanliyla geziyor o tarla bu tarla diye böyle film mi olur.maksat sanatsallik görsellikse kasmaya gerek yok çok belgesel var maksat anadolunun ücra köseleriyse bos birzaman ayirin çikin gidin inanin çok daha büyük haz alirsiniz.Arkadaslar silkelenin kendinize gelin her yapilani sanatsallikla görsellikle bagdastirmayin size verilse o kamera en kötünüz bundan güzel film çikartirsiniz.Hani bazi filmlere deriz ya sinemaya para vermeye gerek yok evde izleyin bence degil evde tek film bu olsa dünyada izlenmez.Bir an filmden erken çikip içerde kalanlara Allah kurtarsin diyesim geldi ama yine de belki sonunda biseyler olur diye bekledim.Yazik gerçekten...
Not: Eleştiri film ile ilgili bilgiler içermektedir. İzlemeyen arkadaşların dikkatine - Alt metin hazineleriyle dolu harika bir ''sanat sineması''. Hikaye, cinayet mahalini arayan birkaç görevlinin hikayesi yüzeyde. Ama alttaki hikayeler ile bu üst hikaye arasında kurulan bağ muhteşem. Nuri Bilge, doktor, polis ve savcının bu yolculuk boyunca kendi hayatlarındaki cinayet mahaline dönmelerini sağlıyor kırsalda geçen tek gecede. Savcı eski eşini aldattığı, doktor mesleğini ilişkisinin önüne koyduğu, eşinin gitmesine göz yumduğu, polis ise eviyle ve oğluyla ilgili sorunlardan kaçtığı için hepsinin istemeden de olsa kendi hayatlarında insanları gerçek ve gerçek olmayan anlamda ''öldürdüklerinin'' farkına varmalarını istiyor karakterlerinin ve tabii ki bizlerin Ceylan. Aslında cinayet için illaki silaha ihtiyaç yoktur, yeteri kadar umursamazlıkta bunun için yeter demeye getiriyor yönetmen. Karakterlerin geçirdikleri işte bu tek gece hayatlarının üzerlerine serilmiş o umursamazlık toprağının kazınarak alttaki ölü/ölülerin ortaya çıkmasına yeterli oluyor. Filmin otopsi sahnesindeki ''kumu umursamama'' ise bu yüzleşme sonunda gerçeklerin farkına varılsa bile bununla baş etmenin zor olacağı için bu sorunlar yokmuş gibi yapıp, karakterlerin hayatlarına devam edeceğini, yalan ve görmezden gelmenin özelde bu karakterler, genelde ise insanoğluna ait bir ''hastalık'' olduğunu vurgulayarakta muhteşem bir finalle filmi noktalıyor. Bütün bunların sonunda film (yine) popüler sinemaya düşkün, hıza, aksiyona alışkın sinema seyircisine değil, alt metin okumayı seven, sanat sinemasına düşkün sinema izleyicisine hitap ediyor. Hitap kitlesi için türün en iyilerinden. İyi seyirler.
Beni kendine bu kadar bağlayabileceğini hiç tahmin etmemiştim ne yalan söyleyeyim . Son 30 dakikasında sıkılsam da film bittiğinde sanki içinize işlemiş gibi bir durum oluşuyor ... Oyuncuların aşmış performansı ve Nuri Bilge'nin güçlü yönetimiyle de Türk sineması adına önemli bir iş çıkmış ortaya . Sinemada görülmeli . 5/3 ...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.