Hesabım
    Bir Zamanlar Anadolu'da
    Ortalama puan
    4,1
    342 Puanlama
    Bir Zamanlar Anadolu'da hakkında görüşlerin ?

    55 Kullanıcı yorumları

    5
    12 Eleştiri
    4
    24 Eleştiri
    3
    7 Eleştiri
    2
    6 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    5 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    bari5h
    bari5h

    20 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    4 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    bu film türkiye'de az izlenmis diye; türk insanini "sanattan anlamiyor" diye yargilamak çok yanlis olur. filmler kisisel begenilerin yani sira toplumsal begeni olarak da deger görür. hem topluma hitap eden, hem sanatsal filmler yapilabilir.(bkz: afred hitchcock) ama topluma hitap etme konusunda; örnegin; fransizlarin genel olarak toplumunun begenisini kazanmis bir sanat filmi, türk toplumu tarafindan begenilmeyebilir, sikici bulunabilir ki bence asil problem burda, nuri bilge ceylan türk halkina, kültürüne uygun film yapmiyor. nuri bilge filmleri; türk toplumunun sicak, hareketli,ilimli yapisina, teknik olarak ders düsüyor. daha çok uzun çekimleriyle, durgun görüntülerle daha kuzey, soguk ülkelerde,"özellikle rus filmleri gibi" çekilebilecek ,sevilebilcek filmler yapiyor. örn: bir kustrica filmi birebir balkan kültürünü yanisityor, eminim orda da sevilerek izleniyordur. bir fransiz filmini, rus filmini, iran filmini seversin/sevmezsin ama görür görmez tanirsin. ama nuri bilge filmleri daha çok rus filmi gibi , türk filmi olmasini benimseyemiyorum.

    kisisel birikim gerektirecek/sanat filmleri de bence toplum tarafindan sevilebilir. çünkü insanlarin, bulundugu toplumun kültürüyle dogru orantili; tam anlamiyla ifade edemedikleri, bazi detaylari kaçirdiklari halde ; içgüdüsel bir göz zevki, kalitenin farkindaligi vardir. elbette daha birikimli bir insan daha fazla zevk alir, daha detaylara dikkat eder. ama sanat filmi yaptim, çogu insan zaten begenmez/anlamaz demek topluma haksizliktir,bencilliktir .

    bu filme gelicek olursak filmde bütünüyle en çok begendigim sey kesinlikle oyunculuklardi. bir tane bile sakil duran, siritan oyunculuk yoktu. oyuncu seçimi, rol dagilimi mükemmeldi. tabi bunda yönetmenin de basarisini inkar etmemek gerekir. filmin genelinde konu olarak basit ama içerik olarak doyurucuydu. çekimler genel olarak mükemmeldi zaten çekimlerin profosyonelliginden, kalitesinden ziyade çok uzun olmasi insani rahatsiz eden. yani "bence" nuri bilge, gereginden fazla uzun çekimler ve filmin süresiyle gene türk izleyicisini sikmayi basarmis. kim bilir belki biraz daha montajla daha çok kisiye hitap edebilir...

    neticede, sadece ödülü yalniz ülkeye armagan etmek, ülkeyi bir daha yalniz birakmaktir. amacin birsey armagan etmekse, ülkeye armagan edebilecegin filmler yapicaksin. nitekim yilmaz güney, serif gören; teknik ve içerik olarak, hem halk tarafindan benimsenmis, begeni görmüs, hem de ülke disinda ödüllendirilmistir...
    etuk
    etuk

    Takipçi 12 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    1 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    Öncelikle film müthiş...Bir sanat filmi hemde 2.30 saat olmasına rağmen hiç sıkmıyor..baymıyor..hiç sıkılmadan izledim..kesinlikle müthişti...
    prustanca
    prustanca

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    3 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    Adi ile sergio leone'ye saygi durusunda bulunan filmin süresi de usta yönetmenin eserlerini hatirlatir nitelikte.Ancak bu kimseyi korkutmamalidir ki keza filmin ne zaman sonuna geldigini anlamadigim gibi bitmesini de istemedim demeliyim tüm samimiyetimle...
    4 ay, 3 hafta, 2 gün de hayran kaldigim bir yemek sahnesi vardi. Ona benzer bir sahne ile açiliyor film; polislerin gayet günlük konusmalarini yaptigi arabada giderlerken zanli da aralarinda kelepçeli olarak oturuyor, sohbet olanca siradanliginda devam ederken nuri bilge ceylan in kamerasi zanlinin önce profiline ordan gözlerine odaklaniyor. Daha bastan yakaliyor resim tonundaki görsellikle yönetmen seyirciyi. Bunun gibi baya bi tablo sunuyor filmde yönetmen seyirciye, ancak üç maymundaki yagmur ve tren sesi efektlerinin yerini bu filmde rüzgar aliyor hemen her planda. Bazen yalnizca rüzgara odaklaniyor kamera bazen de sahnede bir tamamlayici unsur oluyor, karakterlere baska bir anlam yüklüyor hikayeye de-buna ne denir bilmem ama ben gotik bir hava sezdim kendimce-sanki ara ara derinlesiyor olagan replikler rüzgarin atmosferiyle, seyirci de oyuncular da film de söyle bi durup düsünüyor uzunca.
    bir derdim var demiyor film, aslinda sonuç da vaad etmiyor nasi bitecek bakalim diye merak da olmuyor insanin gözlerinde. yalnizca bakiyor seyre daliyorsunuz usta yönetmenin bu kez senaryo üzerine iyice kafa yordugu filme.evet öyle ''nuri bilge ceylan in içinde en cok konusma geçen filmi''. bence bu film bir kabullenmeyi anlatiyor. Anadolu da bu isler böyle olur kimse de yadirgamaz. O yüzden bunca cinayet yeri aramasi sirasinda, savci bir sonraki gün gidecegi Ankara seyahatinin, komiser bir an önce ölünün gömüldügü yeri bulup kendi sorumlulugunu devretmenin, muhtar köye yaptirmak istedigi morg projesinin, adli morg teknisyeni kullandigi malzemelerin demode olusunun derdindedir.Bu arada doktor ufak bir dokunus yapmak geregi hisseder rutin sona ki bunu da kimse yadirgamaz sonuçta ortada kalan küçük bir çocuk vardir.
    Bu filmi diger n.b.c filmlerinden ayiran en belirgin özellik ise, seyirci ile arasina mesafe koymamasidir yönetmenin. Son derece samimi, sicak bir ortam yakaliyor ercan kesal in basini çektigi senaryo metniyle.
    Son söz: 2000 li yillarin basinda daha ilk filmlerini çekerken Cannes tarafindan kesfedilen ve sonraki isleriyle de hep ödülllerle dönen dünya çapindaki lars von trier, kim ki duk, gus van sant, roman polanski, pedro almadovar gibi gediklilerle birlikte anilan usta yönetmenimize umarim gereken degeri verir de salonlari doldururuz.
    bob_earth90
    bob_earth90

    Takipçi 9 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    Bir Zamanlar Anadolu'da, ne zamandır bekliyordum takip ediyordum ödül törenini bile izledim.. Fragmanlarını izlemekten ezberlemiştim artık bu nbc harikasını ama gün geldi çattı bugün koşa koşa gittim sinemaya ve sonunda bu harika filmle buluştum...Koca sinemada beş kişiydik ama bu benim için daha iyi oldu tabi çünkü kalabalık ortamları pek sevmem..Film başladı ve bitti, ben "eee bu kadarcık mı yani" diye içimden söylendim ama sonra saatime bir baktım ki ohoo zaman su gibi akıp gitmiş 3 saat anlamadan damağımda güzel bir tat ile ayrıldım sinemadan sonra nbc nin uzak filmi ile kıyasladım kafamda hangisi daha güzel dedim ama bu mücadeleden sonuç çıkartamadım kısacası bir nbc harikası daha bir şey daha var sinema anlayışımızın ne kadar acınası durumda olduğunu gördüm düşünün bi, türkiyede en çok izlenen film recep ivedik bu filmle kalkıp kıyaslarsam beni çarmığa gererler taşlarlar içi boş romantik filmlere, saçma sapan korku filmi görünümlü komedi filmlerine gitçeğinize bu filme gidin ve vicdanınızla hesaplaşın...
    Eskiden Beri
    Eskiden Beri

    Takipçi 23 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    25 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    Bir Zamanlar Anadolu’da (Nuri Bilge Ceylan) (2011)

    Maktül Yasar’in (Erol Eraslan) Karisinin (Nihan Okutucu) Kenan’i (Firat Tanis) azmettirmis olma ihtimali vardi.
    Doktor Cemal (Muhammet Uzuner); Katil’den olma, gayrimesru çocugun annesiz hayata tutunamayacagini düsündügü için bilim adamindan beklenmeyecek bir duygusallikla otopsiyi olmasi gerektigi gibi degil kurmaca ve olayin üstünü kapatacak sekilde yapti (bu yargimdan yine de emin degilim). Çünkü otopside görüldü ki Maktül’ün soluk borusuna ve cigerine toprak kaçmisti. Allah bilir maktül diri diri topraga gömülmüstü. Doktor otopsiyi usulüne uygun yapmis olsaydi sorusturma derinlesecek ve muhtemelen bir parmak izine vesaireye bagli olarak Gülnaz da hapse girecekti.
    Köylü kizi Cemilenin (Cansu Demirci) gaz lambasi esligindeki çay servisi filmin en göze çarpan planiydi. Kahvalti sekansi ve Muhtar’in (Ercan Kesal) Devlet ricalini agirlama ritüeli, bu esnada yaptigi muhtarvari konusmalar, köyün ödenek beklentilerinden yola çikarak lafi kendi ogullarinin (bizzat kendisinin) basarilarina getirmesi göz aliciydi.
    Filmin bana göre ana damari ise Ambulanssiz gelinen olay yerinde Yasar’in domuz baginin çözülmesinden sonra cesedin binek aracina sigmayisi ve resmi görevli devlet erkaninin domuz bagini tekrar baglamayi akillarindan geçirmis olmalariydi!.
    Kirikkale, oransal olarak suç ve suçlu anlatimi için iyi bir seçim gibi duruyordu. Bir de Anadolu’nun orta yeri olmasi ayri bir semboldü.
    Filmin ana fikri ise; Savci Nusret Bey’in (Taner Birsel), egitiminin ve makaminin arkasina sünemis bir suçlu olmasiydi. Dolayli da olsa Karisinin ölümüne sebebiyet vermis bir suçluydu Savci. Cüheladan Kenan’in kadin meselesi için bir adami öldürmüs olmasi kinaniyodu Anadoluda. Ancak ahali, Bu cinayetten öte mertebe ve söhret sahibi Savci’nin daha acinasi, ve her türlü kinamayi hakeden bir insan oldugundan habersizdi. Yüksek perdeler arkasinda daha lüks ve daha cilali suçlar isleniyor, hatalar yapiliyordu. Tüm bu ahval, olaylarin objektif yansimasi olarak ekrana tasinan Doktor Cemal ‘in gözünden izleyiciye sunuluyordu.
    Nuri Bilge Ceylan’in isik, rüzgar ve simsek takintisi film boyunca yine bizlerleydi.
    Film karesi olarak benim en begendigim ise; metaforik olarak, mola verilecek köyün girisindeki arka çaprazdan çekilmis araç farlarinin git gide kayboldugu ve yerini zifiri karanliga biraktigi karelerdi. Buradaki metafor, sözüm ona köylü cehaletinin karanliga karsilik gelmesi olabilir.
    Tüm bu anlattiklarimi bir kenara birakip yine de olmamis diyesim geliyor. Hadi olmamis demesem, daha iyi olmaliydi diyesim geliyor. Simgesel ögeler güçlü bir hikayenin içerisinde de anlatilirdi. Anlatim teknigi konusundaki naçizane elestirim de söyle olabilir; Doktor, gömülmüs maktülü arama serüveninden döndügü vakit, odasinda eski fotograflara bakip içerliyor. O yorucu çalismadan dönüldügünde alelacel eski fotograflara bakilmaz. Eski fotografin izleyiciye sunacagi; “bir Anadolu kasabanin boguntusunda sikisip kalmis, eskiden mutlu doktor” drami çekmecede anahtar aranirken yanda göze çarpacak bir eski fotografla verilebilirdi. Bana göre böylesi bir anlatim daha güçlüdür.
    Kenan danac?
    Kenan danac?

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    23 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    Bugün AnkaMall da izledim..Hem çok basarili bir yönetmen hemde Keskinli oldugum yöreyi bildigim için merakla gittim...Film klasik N.B.C filmi gibi ama yinede diyaloglar fazlaca sayilir..Anadolunun göbegi iste bu kadar geri kalmis medeniyetten uzak yerler..Aslinda Keskin ilçesinin neden seçildigini tam bilemiyorum ama tercihini bura için kullananlar bilir..Ama anlatayim..Keskin özel bir ilçedir..Galiba ülkenin ilk agir ceza mahkemesinin kuruldugu, türkülerin elenerek söylendigi, insaninin saf ama mert oldugu, hatalari affetmedigi için özellikle cinayetlerin eskiden çok fazla islendigi, kadinin fazla ortalikta gözükmedigi, bozkirin tam ortasi, buna ragmen ünlü sanatçi, bilim adamlarinin,siyasetçilerin yetistigi, sehitler diyaridir Keskin'im..En azindan böyle bir ilçenin var oldugunu ögrendi herkes..Hem annemin köyü KAVURGALI isminin bile geçmesi benim için hos oldu...Muhtarin ev sahipligi yaptigi Ceceli Köyüde arkadasimin köyü..:)..Neyse birazda elestirim olacak..Öncelikle katil rolündeki genç (koyu bilal tiplemesi) Keskinliye hiç benzemiyor..Bunun yani sira öldürülen kisinin esinin topuklu ayakkabi giyerek bacak bacak üstüne atmasi ve bas örtüsünü modern bir sekilde baglamasi Keskin için pek olagan degildir..Aslinda yillardan beri Ankaradayim ama doktorun otopsi yaparken penceren bakip öldürülen sahsin esini ve çocugunu izledigi yer sanki Keskin Hastanesi degilde Hasandede Kasabasi gibime geldi..Asagilarda TÜPRAS görünür gibi oldu..Neyse bunlarda sadece orali olanlarin fark edebilecegi ayrintilar..Ama N.B.CEYLAN müthis bir yönetmen hümanist bir insan..Çok güven verici..Sanki kalbi yüzüne vurmus..Tesekkürler...
    marea
    marea

    1 değerlendirme Takip Et!

    2,5
    17 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    çok merak ediyorum filmi. eylül sonu ya da ekim gibi vizyona gireceği söyleniyor, ama kesin bir tarih belirtilmemiş. fragmanı bile meraklandırıyor insanı. bana göre nuri bilge ceylan, son dönem sinemamızın en önemli isimlerinden biri. film ile ilgili gelişmeleri takip etmek isteyenler için filmin resmi facebook sayfası: https://www.facebook.com/pages/Bir-Zamanlar-Anadoluda/154580741274243
    twitter sayfası ise: http://www.twitter.com/B_Z_A__
    cinefilo
    cinefilo

    13 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    22 Mayıs 2011 tarihinde eklendi
    film ne zaman vizyonda baba ?
    alew0811
    alew0811

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    17 Mayıs 2011 tarihinde eklendi
    inş cannes film festivaline girer...
    throughout
    throughout

    Takipçi 367 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    15 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Merakla beklediğim filmlerden biri.. inşallah cannes film festivalinde yurtdışı ödüllerimize bir yenisini daha ekleriz..
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top