Genel olarak filme baktığımızda, kadın adanın dışına çıktığında yaptığı bazı davranışlarla kabul görmemiş,bu da ataerkir bir yapıya sahip bu toplumun cinsiyet rollerinin gelenekselleşmiş ve hatta içselleştirilmiş olduğu dikkat çekmektedir.
Çünkü ataerkir toplum her zaman erkeğin gücüne başvurmuş,erkek kendini her alanda egemen ilan etmiş ve kadını da ötekileştirerek kendi egemenliği artında tutmaya çalışmiştir. Filmde kadının toplantıya alınmaması,sözlerinin dinlenmemeye çalışılması örnek olarak verilebilir.
Feminist bir ideolojiden aldığı destekle maddi ve manevi açıdan güçlendirirerek erkeğin karşısında söz sahibi olabilen ve ayaklarının üzerinde durabilen modern kadın imgesinin çıktığı görülmektedir. Diana devamlı gülümseyerek etrafa umut saçmıştır,daima dik durmaya çalışmıştır.Kadınların kendilerini zayıf görme tutumlarını anlamsız bulmuş ve buna karşı çıkmıştır.
İlk kez bir kadın karakter,ikinci sınıf yan rollerden başrole geçmiş,kılıcı,kalkanı,kurşunları sektiren bilekleri ile savaşın kahramanı olmuş,sivil halkı canı pahasına da olsa kurtalmaya çalışmış, insanlığın içerisindeki sevgiye inanmış ve insanların içerisindeki kötülüklere rağmen onların kurtarılmayı hakettiğini düşünmüş, çocuk ve kadınları kucaklayarak merhamet duygusunun kadınlarda yok olmadığını hissettirmiş, ve her zaman doğruları söylemeye çalışmiştir.Bu da o dönemde kadınların sosyal hak ve eşitlik davalarında bir sembol olmasını sağlamıştır.
Mitolojik bir açıdan baktığımız da ise Athena’dan bilgelik,Afrodit’ten güzellik,Hermes’ten hız ve uçabilme yeteneklerini almıştır diyebiliriz.
Masa başında kararlar alan fakat sahada bunları uygulamaya korkan erkeklerin savaşında,kadınların her şeyi sonlandırması oldukça anlamlı.
Kadın vücudunun teşhir edildiği filmlere inat bu kez bir erkeğin vücudunun teşhir edildiğini görmekteyiz,bu da kadın bedenini bir obje görüp onu kullanarak kazanç sağlayan filmlere bir gönderme yapılmış.
MARDİNLİ muhammed ekinci