Hesabım
    Köpeklerin Günü
    Ortalama puan
    4,2
    412 Puanlama
    Köpeklerin Günü hakkında görüşlerin ?

    70 Kullanıcı yorumları

    5
    15 Eleştiri
    4
    34 Eleştiri
    3
    10 Eleştiri
    2
    8 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    29 Ocak 2022 tarihinde eklendi
    Açıkçası hoşuma g,tmedi.
    Muhammed Dalpalta
    Muhammed Dalpalta

    Takipçi 23 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Haziran 2021 tarihinde eklendi
    spoiler: Filmin cesur ve doğal olması günümüzde hala iyi anılmasını sağlamış bana göre. 1975 yılında, henüz LGBTİ haklarının gündemde olmadığı, eşcinsel bireylerin yönelim yerine hastalık kelimesiyle tanımlandığı bir çağda bu filmin çekilmesi tam bir cesaret örneği. Amerikan halkının zihnine bir trajedi olan kazınmış olan Vietnam Savaşında çarpışmış bir askerin eşcinselliğini sinemaya aktarmak bariz şekilde risk almaktır. Dönemin hassasiyetleri çerçevesinde -her ne kadar gerçek bir olaydan esinlenilmişse de- bu anlatı beraberinde tepkiyi de getirebilir. Zaten bu durumu Godfather filminden tanıdığımız John Cazale'nin canlandırdığı karakter üzerinden anlatmaktadır. Bu karakter soyguncu olarak anılmaktan çekinmezken haber bültenlerinin 'banka soyan iki eşcinsel' ibaresine çok bozulmuştur. Toplum gözünde ‘öcü’ olan cinsiyet kavramları filmde sık sık görülür. Filmin doğallığı ise gerçek mekânda çekilmesi, diyalogların ve senaryonun büyük ölçüde doğaçlama ile ilerlemesinden kaynaklanır. Bu sayede filmi izlerken olayın gerçekliğinden kopuş bir an olsun yaşanmaz. Film, başlangıcından kapanış sahnesine kadar Al Pacino'nun muhteşem oyunculuğunun da katkısıyla ana karakteri bize insani ve kısmen haklı gösterebilmiştir. Oysaki anlatılan kişi bir banka soyguncusudur. Fakat bu suçlunun hem siyah hem de beyaz yüzü gayet ortada olduğundan seyirci karakter ile empati kurabilir. Diğer oyuncular da ele aldıkları karakterleri kendi üslupları ile iyi yoğurmuş ve doğal bir şekilde yansıtabilmiştir. Filmde bu sebeple karakter tasarımı bakımından çapak yoktur. Ana karakterin filmin başında soygun niyetiyle girdiği bankada hata üzerine hata yapması filmi gerçekçi kılmıştır. Hollywood filmlerinde sık sık gördüğümüz kusursuz soygun sahneleri yerine eli ayağı birbirine dolaşan, son anda suç işlemekten kaçan karakterler görmek daha güzel bana kalırsa. Filmin devamında da astım hastası güvenlik görevlisi daha fazla acı çekmesin diye polise teslim edilmesi, rehineler için yemek sipariş etmesi, onlarla adeta arkadaş olması da suç temalı bir filmde eşine az rastlanır sahnelerdir. Tabii ki bunlar karakterin ‘iyiliğinin’ altını çizen hususlar olsa da filmin genel akışı içerisinde çok güzel yedirilmiş kısımlardır. Filmin politik ve sosyo-ekonomik alt metni de birden fazla konuya temas eder. Al Pacino'nun hayat verdiği Sonny karakterinin para saçarak onu izleyenleri galeyana getirmesi dönemin ekonomisine küçük bir ışık tutar. Yoksulluk ile boğuşan halkın sisteme karşı çıkan aykırı kişilere olan bağlılığını da bu sahnede görürüz. Moretti karakterinin Attika Olayı'nın tekrar yaşanmaması için hem emri altındaki polisi hem de Sonny'i sakinleştirmeye çalışması da iyi polisin nasıl olması gerektiğine dair bir portre çizer. Bu durum iki tarafın kesin çizgilerle ayrışmadığını, iyinin ve kötünün bağlama göre öne çıktığını gösterir bana göre. Sylvia (Penelope Allen) ve Mulvaney (Sully Boyar) üzerinden ise suçlu konumuna itilmiş bir insanla iletişim kurmanın nasıl olacağını, ayrıca arkadaşlarını korumanın önemini anlatır. Filmin ilerleyen kısımlarında Sonny ile rehinelerin kırk yıllık arkadaş gibi sohbet edip vakit geçirmesi de suç işlemek zorunda bırakılan kişi ile kurbanların aynı kazanda piştiği, suçun sorumlusunun düzen olduğunu düşündürür. Bu gibi örnekler filmde sık sık görüldüğünden izlenmesi ve üzerine okumalar yapılması gereken bir film olmuştur.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.067 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, P. F. Kluge’ın LIFE Dergisinde 22 Eylül 1972 tarihinde yayınlanan, 22 Ağustos 1972 tarihinde Brooklyn’de gerçekleştirilen bir banka soygununu anlattığı "The Boys in the Bank" isimli makalesinden esinlenerek Frank Pierson’un yazdığı “Dog Day Afternoon”, Sidney Lumet’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

    Prömiyeri, 19 Eylül 1975’de San Sebastián Film Festivalinde (İspanya) yapılan ve 21 Eylül 1975 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 8.0/10 (238.165 oy) ve 4.2/5 (100.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.6/10 (47 yorum) ve 86/100 (15 yorum) olan Rotten Tomatoes ve ”Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları oldukça etkileyici…

    Ama biz yine de 1,8 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen ve 50 milyon dolar gibi o yıllar için oldukça iyi sayılabilecek bir hasılat rakamına ulaşmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun için de 6 kategoride Academy, 7 kategoride Golden Globes ve 6 kategoride de BAFTA ödüllerine aday olan ve bunlardan da (1 Academy ve 2 BAFTA olmak üzere) yalnızca üçünü kazanan filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, 2009 yılında ABD Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihsel veya estetik (değerler) açısından önemli” kabul edilerek National Film Registry tarafından koruma altına alınan Amerikan “neo – noir” tarzının önde gelen filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Zira seversiniz veya sevmezsiniz, şunun şurasında topu topu 500 yıllık bir tarihi geçmişleri olmasına rağmen Amerikalılar, sonraki nesillere bırakacakları bir miras olarak geçmişlerindeki bütün önemli eserleri koruma altına almışlar ve almaya da devam ediyorlar…

    Doğrusunu isterseniz bizde, 1950'li ve 1980'li yıllar arasında çekilen kaç yerli film, ülkemiz Kültür Bakanlıkları tarafından ehil ellere restore ettirilerek koruma altına alınmıştır çok merak ediyoruz…

    Ki, sinema kariyeri 1919 yılında “Samson” ile başlamış olan Muhsin Ertuğrul’un filmografisine hiç girmiyoruz bile…

    Kültür ve sanat mirasımızın akıbetine dair bu küçük serzenişten sonra filmin kendisine gelecek olursak…

    “Dog Day Afternoon” un 1972 yılında yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenilen ve ağırlıklı olarak da kapalı tek mekânda çekilen bir dönem filmi olması nedeniyle, bugün bile bundan daha iyisinin yapılamayacağını 1973 yılında yaşanan bir başka banka soygununun hikâyesini anlatan “Stockholm” (2018) filmi vesilesi ile yakınlarda görmüştük de zaten…

    Şöyle ki, “Stockholm” (2018) de de filmi izlenilir kılan asıl husus, hikâyesi kadar oyuncuların performansı ile dönemi doğru yansıtan kostüm, makyaj, dekor vs. gibi tasarımlardı…

    “Dog Day Afternoon” da özellikle de kostüm, makyaj, dekor vs. gibi detaylarda Sidney Lumet ve ekibi, Robert Budreau ile ekibinden çok daha şanslıydılar…

    Çünkü onlar, 1972 yılında yaşanmış bir olayı neredeyse sıcağı sıcağına 1975 yılında beyaz perdeye uyarlamışlardı…

    Böylelikle de iç mekân çekimleri için bir deponun banka biçiminde dekore edilmesinin dışında filmde kullanılan polis otolarından kablolu masa telefonlarına, oyuncuların kılık kıyafetlerinden saç kesimlerine kadar hiçbir şey için özel bir arşiv çalışması yapılmasına gerek kalmamıştı…

    Gördüğümüz kadarıyla, filmin oyuncu kadrosu içinde o günden bugüne sinemadaki yoluna aynı hızla devam eden iki önemli isim var: Al Pacino ve Lance Henriksen…

    Filmde, (18 yaşındaki) Sal karakterini canlandıran (39 yaşındaki) John Cazale, yakalandığı kanser illetinden kurtulamayarak 1978 yılında hayatını kaybettiği için onu, üçü “The Godfather Trilogy / Baba Üçlemesi” olmak üzere oyunculuk kariyeri boyunca birbirinden değerli 6 sinema filminde izleyebildik ne yazık ki...

    Eğer hayatta kalmış olsaydı, Philip Seymour Hoffman, Steve Buscemi, Sam Rockwell ve Michael Fassbender gibi önemli isimlere de ilham kaynağı olduğu söylenilen Cazale’nin çok daha farklı performanslarına da tanık olabilirdik…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi yaptığımız açıklamalar sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar vereceklerin ağzının tadını kaçırmış olmamak adına “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getirmiş olan sinemasever dostlarımıza, “The King of Comedy” (1982) filminin yorumunda yazdıklarımızın bir kısmını tekrarlamış olmak pahasına, “Hollywood stüdyolarının Marvel evrenine sıkışıp kaldığı günümüzde Amerikan sinemasının bu türden klasikleşmiş filmlerini de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz…

    Sonuç olarak, her ne kadar Al Pacino’nun “Sonny” olarak canlandırdığı gerçek adı John Wojtowicz olan banka soyguncusu, 1975 yılında “The New York Times”a gönderdiği bir mektupta filmde anlatıların “sadece %30’u doğru” biçiminde bir iddiada bulunmuş olsa da kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 4 verdiğimiz bu film için önerimiz de aradan geçen bunca zamana rağmen eğer halen izlemediyseniz bu arşivlik Sidney Lumet filmine “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler…
    Erdinç A
    Erdinç A

    22 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    16 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    aksiyon beklentisi olmaksızın izlenebilecek bir film. Al Pacino oyunculuğu mükemmel. aklımda kalan diyaloglardan biri Sal (John Cazale) ve banka görevlisi Sylvia arasında geçiyor. Sal sigara yakmak isteyen Sylvia'ya dönerek, sigaranın kansere yol açtığını, bu yüzden sigara içmenin tanrının emaneti olan vücuda zararından bahsediyor. Ne kadar ironiktir ki, John Cazale bu filmden üç yıl kadar sonra 1978'de akciğer kanserinden ölüyor.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Ekim 2016 tarihinde eklendi
    Bir başyapıt. Yönetmenlik, oyunculuk ve senaryo şaheseri. Al Pacino'yu Al Pacino yapan filmlerden. Bakmayın son yıllarda hem o hem de Robert De Niro'nun kalitesiz aksiyon veya komedi filmlerinde rol aldığına, onlar çağımızın ve sinema tarihinin en büyük oyuncularından oldukları işte bu 70'li 80'li yıllarda kanıtladı zaten, pek çok defa hem de. Tek başına sürüklüyor yine bu filmi de. Şimdiye dek pek çok banka soygunu filmi izledik, ancak tüm izlediklerinizi unutun, bu bambaşka bir soygun. O kadar sürükleyici ki, gerçekte ne yaşandığını, karakterlerin akıbetinin ne olduğunu araştırıp öğrenmemek için zor tuttum kendimi. Bir sinema şöleni. Çok fazla şey söylemeye gerek yok, kesinlikle izlenmesi gerekiyor.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    23 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    gerçek bir olayı anlatması sebebiyle izlense de fazla keyif alamadığım bir film 6/10
    electronica
    electronica

    Takipçi 228 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    11 Şubat 2013 tarihinde eklendi
    Köpeklerin Günü, gerçek bir olaya ışık tutan bir gazete makalesinden yola çıkılarak senaryolaştırılmış ...
    Al Pacino, oyunculuğunu döktürmüş, iyi rol kesmiş ... Sıradan bir banka soygunu gibi başlayan film, daha sonraları o dönemin güncel meselelerine eleştirel bakışlar getirmiş ...
    Attica örneğindeki gibi, geçmişteki hapishane isyanına gönderme yapılmış.
    Polis ve gardiyan baskısı eleştirilmiş ... Vietnamda halkın sivil itaatsizlik örneği sergilemesi,
    cinsel özgürlük meselesine değinilmiş. Al Pacino, halkın sesi oluyor, halkın sevgilisi haline geliyor ...
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    14 Kasım 2011 tarihinde eklendi
    yok boyle bır fılm alllllll pacınoooooo ızleyın bu kadar sıcak bu kadar gercekcı bu kadar garıp yaw kopacaksınız arsıvlık arıyanlara duyurulur sıddetle tavsıye edıyorum
    l-i-l-a-H
    l-i-l-a-H

    Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    20 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Pacino, şimdi ne ise 75 te de öyleymiş...
    eMünazyr
    eMünazyr

    24 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    15 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    10/7

    Diyaloglardaki gariplikler gözden kaçmıyor, sanırım metin yazarı biraz problemliymiş.

    Kotlu, kumaş pantolonlu, Eşofmanlı v.s. birçok kişinin polis ve her önüne gelenin eline silah aldığı bir film.

    Al Pacino ismi yeterli oluyor, inanılmaz bir oynuculuk, eminim bugün kaliteli oyunculuklar izleyebiliyorsak bunun en büyük sağlayıcılarından biridir..

    Benzer bir film için bakınız: "John Q" (Denzel Washington)
    gogola
    gogola

    Takipçi 176 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    20 Aralık 2010 tarihinde eklendi
    Gazale ve Pacino süper. Ama film gerisi sıradan. 5 puan. İzlenebilir. Ama abartılacak birşey yok
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Haziran 2012 tarihinde eklendi
    Neden böyle bir isminin oldugunu çözemedigim filmlerden biridir.Benimle ayni yasta olan, Al Pacino'nun basrolde oynadigi film; gerçek hayat hikâyesinden esinlenilerek Sidney Lumet tarafindan çekilmistir.Filmde Al Pacinoya eslik eden isim; filminde de Michael'in abisi Fredo'yu oynayan ayni oyuncu John Cazale dir.Puani: 8.2/10 olan ve bence de mutlaka izlenmeli dedigim 124 dakikalik film; bazi bazi güleceginiz, bazi bazi heyecanlanacaginiz ve bazen de sasiracaginiz ilginç bir soygun filmi.Aksiyon arayanlar hiç izlemesin derim, filmin hemen hemen tamami diyaloglardan olusmakta. Yani kitap okur gibi izlenecek ender ve kaliteli filmlerden biridir benim için.Thomas Moore ve Frank Pierson'in senaryosunu yazdigi film dakikalar geçtikçe izleyiciyi karsi koyulmaz bir girdap gibi kendine çeken; içinden çikilmaz olaylar zinciri, tuhaf diyaloglar ve tuhaf yasantilarin da islendigi bir hal almakta. Soygun sirasinda olanlar ve olacaklarin içinde banka soygunundan çok her sey var. Bu durum komik gibi görünse de aslinda film tam bir trajedi.Soyguncuyu kahraman yapan nedenlerin sosyolojik ve medyatik noktalarina da deginen film; sinema dergisi Empire'in sinema tarihinin en iyi 10 banka soygunu filmini seçtigi listede 1. sirada yer almakta.Küçük ve sinirli mekânda geçen filmler; iyi bir senaryo, iyi bir çekim, ama illa ki de, mükemmel oyunculuk ile bütünlesince asla sikici olmuyor(?Telefon Kulübesi? isimli filmde de oldugu gibi).Köpeklerin Günü'nden sonra nice soygun filmi çekilse de izlediklerimin hemen hemen hepsinde bu filmin etkilerine rastladim. O halde bir basucu filmi denilebilir mi ya da, özellikle, yönetmen ve senaristler için bir basvuru kitabi?En son ?Ölüm Noktasi?(halen izlememisseniz vakit kaybetmeden bu diziyi de izleyin derim) isimli dizi de rastlamistim ?Köpeklerin Günü? izlerine.Filmin finalinde ise ben söyle bir ders çikardim:Eger bir banka soyacaksaniz kesinlikle uzun namlulu silahlari tercih etmeyin. Hatta mümkünse hiç bu ise gir
    -alp-
    -alp-

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Ağustos 2010 tarihinde eklendi
    Al Pacinonun en iyi oyunculuklarından birine rastladığımız Dog Day Afternoon, sadece bunun için bile başyapıt sayılabilecek nitelikte.. Seyircisine ilk andan itibaren, vietnam savaşının izleri, cinsel özgürlükler, polis zorbalıkları gibi dertlerini başarıyla anlatan yapıt, kesinlikle görülmeyi hakkediyor...
    Jet-Li-2
    Jet-Li-2

    Takipçi 89 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    22 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    Abartısı olamayan ama Al Pacinosu olan bi film!
    Chev
    Chev

    Takipçi 952 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    16 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    Herşeyi boşverin..Seneryoyu,akıcılığı herşeyi..Sadece 'Al Pacino'yu izleyin.O kadar mükemmelki izlemeye doyamıyorsunuz..En azından Al Pacino için herkesin en azından bir kere izlemesi gereken bir film.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top