Senaryosunu, Mark Wheaton ile birlikte yazdıkları hikayeden uyarlayarak Damian Shannon ile Mark Swift'in kaleme aldıkları ve Marcus Nispel'in de yönetmen koltuğunda oturduğu “Friday the 13th”; korku sinemasının nev-i şahsına münhasır kültleri arasındaki yerini yıllar öncesinde almış olan 1980 tarihli, aynı isimli serinin ilk filminin bir "yeniden çevrimi (remake)" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 19 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek brüt 92.7 milyon dolarlık bir hasılat rakımına da ulaşılmış olan bu kanlı "slasher"a biraz daha yakından bakalım...
***
Film, 13 Haziran 1980 günü yaşananların kısa bir özetiyle başlar...
***
- Crystal Lake, Günümüz -
Diğerlerinin aksine tek takılan bilim - kurgu meraklısı Wade (Jonathan Sadowski) ile Mickey (Nick Mennell) - Whitney Miller (Amanda Righetti) ve Richie (Ben Feldman) - Amanda (America Olivo) isimli çiftlerden oluşan bir ; yirmi yıl önce kapatılmış olan ölüm kampının çok yakınındaki ormanlık alanda, sabahlamak üzere konaklama hazırlığındadırlar...
Aslında farkında olmadan, annesi Pamela'nın (Nana Visitor) intikamının peşinde koşan "hokey maskeli" manyak Jason Voorhees'in (Derek Mears), tam da kucağına düşmüşlerdir...
Ve...
Aralarından, Jason'ın elindeki pala ile ilk dünya değiştiren de; bulmak için geldikleri marihuana otlarıyla sanki acayip bir marifetmiş gibi Crystal Lake Kampı'nın yerini keşfeden Wade olur...
***
Whitney'in tüm karşı koymalarına rağmen Mickey, Wade'in kendilerine bulduğunu "müjdelediği"; yıllar önce kapatılmış olan bu kampın içine girerek bir tur atmakta, son derece kararlıdır...
Aynı esnada:
Geceyi geçirecekleri çadırda sevişmekte olan Richie ile Amanda, dışardan gelen garip sesleri; öldürüldüğünden habersiz oldukları için, kendilerini röntgenleyerek mastürbasyon yapan Wade'in çıkarttığını düşünmektedirler...
O yüzden de Amanda, kendilerini rahatsız etmemesini yahut da sessiz davranmasını tembihlemesi amacıyla Richie'yi; Wade'i bulmakla görevlendirerek, çadırdan dışarıya gönderir...
Evet...
Richie, Wade'i bulacaktır ama canlı olarak değil...
***
Çok geçmez...
Birkaç dakika içerisinde, Jason'ın ikinci ve üçüncü kurbanları da; Amanda ile Richie olurlar...
Sıradakiyse; Jason'ın özenle sakladığı yerden, annesi Pamela'nın kellesini bulup çıkartan Mickey'dir...
***
- 6 Hafta Sonra -
Kayıplara karışan kız kardeşi Whitney'i aramak gayesiyle motosikletiyle yollara dökülen Clay Miller (Jared Padalecki) ile yıldızları film boyunca bir türlü barışmayacak olan kendini beğenmiş zengin mirasyedi Trent'in (Travis Van Winkle) Cadillac Escalade'ına doluşan Jenna (Danielle Panabaker), Chelsea (Willa Ford), Bree (Julianna Guill), Nolan (Ryan Hansen), Chewie (Aaron Yoo) ve Lawrence'tan (Arlen Escarpeta) oluşan arkadaş grubunun yolları; araçlarının depolarını doldurmanın yanı sıra, yiyecek içecek de tedarik ettikleri yakıt istasyonun marketinde kesişir...
Ki söz konusu marketin, kasasında durmakta olan çalışanına (Chris Coppola); Whitney'e ilişkin kayıp ilanlarını asıp asamayacağını sorduğunda, Clay'in aldığı yanıt olumsuzdur...
Zira patronunun talimatı, ne yazık ki bu yöndedir...
***
Neyse...
Crystal Lake'e varır varmaz Clay'i, kasaba girişindeki polis memuru Bracke (Richard Burgi) karşılar ve Clay'e; kız kardeşinin, erkek arkadaşı Mickey ile beraber kaçmış olabileceğini söyler...
Zira yapılan tüm aramalara karşın, herhangi bir ize rastlanılamamıştır...
***
Fakat Clay'in kapısını çaldığı bir yaşlı kadından (Rosemary Knower) aldığı cevap bambaşkadır...
Şöyle ki:
Ona göre buralarda kimse kaybolmaz, doğrudan öldürülürler...
Çünkü bölgenin sakinleriyle "o da (Jason)", yalnız kalıp kafalarını dinlemek istemektedirler...
***
Derken...
Diğer yedi kişilik grup, Trent'in Crystal Lake kıyısındaki itinayla döşenmiş yazlık malikanesine giriş yaparlar...
***
Ardından da...
Gruptaki çiftlerden Chelsea ile Nolan, Trent'in Cadillac'ını aldıkları gibi göle doğru uzanıverirler...
Böylelikle hem gölün çevresini keşfetmiş hem de Trent'in göldeki teknesine, SUV aracın bagajındaki benzin bidonlarını taşımış olacaklardır...
***
Bölgede gördüğü her kapıyı, elindeki kayıp ilanlarıyla çalan Clay'in son adresi; kapıyı kendisini içeriye davet eden Jenna'nın açtığı, Trent'in görkemli evidir...
Ancak karşılaştıkları ilk andan itibaren Clay ile kimyaları uyuşmayan Trent, onu derhal kapı dışarı eder...
Fakat bu duruma fazlasıyla içerleyen Jenna; kız kardeşini araması hususunda, Clay'e işbirliğinde bulunmayı teklif eder...
Elbette Clay, buna çok sevinecektir...
Ama Jason, seyredeninin tüylerini ürperten kanlı icraatlarına başlamadan önce biz anlatımızı burada noktalıyoruz...
Yoksa finale ilişkin "spoiler" kaçınılmaz olacak...
Dakika 40...
Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz serinin bu "on ikinci" filminin geride kalanında sizleri; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, "kan kırmızısı" saniyelerle dolu 57 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Çok küçük bir ara vermek suretiyle, “Friday the 13th” serisindeki bilgileneceğinizi umduğumuz yorumlarımıza, “Jason X” (2001) ve “Freddy vs. Jason” (2004) ile devam edeceğiz...