Yaşamak için sevgiye, ilgiye, aşka ve en önemlisi paraya ihtiyacımız var. Bütün bu kavramlar birbiriyle o kadar ilgili ki herhangi birinin yokluğu durumunda yaşamak, insanlar için işkenceye dönüşebiliyor. Çok az insan sanırım bütün bu ölçütler olmadan mutlu olabilmiştir. Gerçek hayatta sık rastlayamayacağımız bu insanlara sinema perdesi vasıtasıyla, hayal gücü gelişmiş, birbirinden yetenekli yönetmenler sayesinde tanıma şansı buluyoruz.Slumdog Millionaire de mutluluğun kaynağını maddi ölçütlerden arındırarak kendilerine bambaşka dünyalar yaratan insanların hikayesini anlatıyor. Fakir hayatın ezilmişliğini dans ederek, şarkı söyleyerek ve kimilerine göre ucuz olan hayatlarını riske atarak örtmeye çalışıyorlar. Dünya da bu tarz insanların yaşadığını bilmek ne kadar güzel, gönlü zengin insanlar. Zaten filmin ismide burdan geliyor fakir milyonerler, parasız ama parasızlığın vermiş olduğu mutsuzluğu ve çaresizliği manevi duygularla aşmayı başarabilmiş insanlar...İleriki hayatımıza yön veren olayların çocukluğumuzda yaşadığımız anılar ve hatıralarla dolaylı olarak bir ilişkisi bulunduğunu ve bu yaşanmışlıkların önümüze bu şekilde sunulması gerçekten çok ilginç ve keyif verici. Küçük bir çocuğun geçmişinde yaşadığı acı tatlı olayların onu belkide hayatında hiçbir zaman sahip olamayacağı bir servete kavuşturacağını görmek ve kazandığı servete sırtını dönüp mutluluğu yine sokaklarda arayışına tanık olmak son derece güzel bir olay. Bu filmden anlaşılıyor ki insanı mutlu eden bir çok şey var, hayattan ne istediğini bilen bir insan mutluluğu elbet yakalayacaktır günün birinde. Yakalayamasa da kendi mutluluğunu kendisi yaratabilir, tıpkı filmde izlediğimiz karakterlerin hayata karşı verdiği komik mücedeleler gibi.Slumdog millionaire, geçtiğimiz yılın sonbahar aylarından itibaren herkes tarafından büyük beğeni toplamış ve uluslararası eleştirmenler tarafından ise yılın en iyi filmi ilan edilmişti. Gerçekten bu övgü dolu yorum ve haberleri hak edecek nitelikte başarılı bir film çıkmış ortaya. İşin tekniği ve maliyeti bir yana bir filmin başarıya ulaşması için anlattığı öykünün, senaryonun ne kadar önemli bir unsur olduğunun altı çiziliyor bu filmle. Yönetmen Danny Boyle bilmediği bir kıtada, yabancı olduğu insanlarla o kadar başarılı bir sinerji yaratmış ki takdir etmemek mümkün değil. Yönetmen, sinema tarihine klasikleşecek bir film kazandırdığı gibi ayrıca iki yeni genç oyuncunun yeteneklerinin farkedilmesine yol açtı. Başrol oyuncularından Dev Patel ve Freida Pinto bu filmle birlikte birçok yapımcının da dikkatini çekmiş olacaklar ki her ikiside önümüzdeki aylarda biribirinden iddalı projelerle karşımıza çıkacaklar yeniden. Katıldığı bir çok ödül törenine damgasını vurdu film hiç kuşkusuz tabi bu ödül törenlerinin en önemlisi akademi ödüllerinde aldığı sekiz ödülle yılın en iyisi olduğunu tescillemiş oldu. Teknik açıdan çok başarılı işler çıkarılmış ortaya, mesela filmin kurgusu benim son yıllarda izlediğim en iyi işlerden biriydi diyebilirim. Biran bile sıkılmadan izlediğimiz hareketli sahneler flasbackler ile desteklenilip ortaya son derece başarılı bir kurguya sahip film çıkmış. Unutmadan filmin A.R.Rahman imzalı soundtrack albümü biribirinden muhteşem şarkı ve müzikleri barındırıyor. Filmi izleyenler tarafından büyük beğeni toplayan albüm şu sıralar tüm müzik marketlerde en çok satan albümler arasında.Slumdog Miilionaire, hayatın acımasız ve adaletsizliğini kabullenmeyen, hayata meydan okuyup elde edemedikleri adaleti kendi bakış açılarına göre işin içine eğlence katarak temin eden hayattan zevk almayı becerebilmiş mutlu insan portrelerinin yer aldığı son derece başarılı bir film...