filme kötü ya da güzel diyemiyorum.sonunu beğenmeyerek çok kötü diyen ve bu filmin izlenmemesini söyleyen arkadaşlara katılmıyorum.bu film kesinlikle izlenmeli. ama güzel olduğu için değil, zihnimizde yarattığı karmaşayı bize hazmettirebildiği için. bunu sağlayan da filmin o iki kibar adamı. üstlendikleri ve sergiledikleri rol ile yönetmeni berbat bir film yapmaktan kurtarmışlar.ancak yönetmen anlatmak istediğini tam olarak yansıtamamakla, filme postmodern bir hava çizmek için yer yer saçmalamakla (örneğin zamanı geri alma.'click' gibi bir film değil ki bu. postmodernizmin filme bu şekilde yansıtılması kalitesinin düşmesine neden olmuş), gereksiz ayrıntılara kamera yöneltmekle(köpeğin buzdolabını kurcalaması, yere düşen ve kırılan yumurtaların temizlenmesi...) berbat bir film yapmış.farklılık ve beklenmedik son yaratılmaya çalışılan filmde farklılık filmin ruhuna, özüne sindirilmemiş, sadece sonda ve üç beş kamera açısında farklı olunmuş. soyut konuşmak yerine örnekler verelim.çocuk evden kaçıyor demirlerden tırmanamıyor, gölden geçiyor(bu arada filmin kötü karakteri iki ev arasında ıslanmadan geçebileceği bir kestirme olduğunu öğrenmiş ama nedense çocuk bunu bilmiyor, o anki telaştandır yorumunu mu yapmamız lazım?), yan evde odadan odaya koşuyor,onu çağıran sesten kaçıyor, silahı ateşliyor- tabiki boştur-yakalanıp postalanıp geri dönüyor. burası yönetmenin izliyicinin 'çocuk bir şey yapabilir, başarılı olabilir' beklentisinin sonucunda hüsrana düşmesini istediği yerlerden biri. ama o küçük çocuğun başarılı olabileceği görünümü bulunmuyor ne yazık ki bu gereksiz sahnede.kadının yolda yardım için ilk arabayı durdurmaması ve ilk arabanın güvenli çıkması kime 'tüh bee' dedirtti acaba içinden.bu sahneden zaten olumlu sonuç bekleyen yoktur, hem de filmin ortaları henüz. olumsuz bir şey mutlaka olacak, bu çok belirli...bu da bir farklılık ve 'yapma yaa kadın yakalandı!' durumu yaratmamış. farklı olayım derken çok yavan olmuş bu sahne de. madem telefonla aratmayacaksın suya düşsün bir daha da açılmasın o alet, neden bataryayı bitirme, kurutma durumu yaratıyorsun amaç farklılık yaratmak izleyiciyi rahtsız etmek. ancak farklılık hiç bir zaman beklentilerin tersinin yapılmasıyla olamaz(farklı film mementodur, dogvilldir, dövüş klubüdür, paramparça aşklar ve köpeklerdiir...)bu sadece her beklentinin tersinin yapıldığı ve bunların yapılması esnasında sahnenin iyice uzatılıp izleyicinin rahatsız edildiği sıradan ve 'vay beee' diyemeyeceğimiz bayağı bir fark... bu bir bayağı fark, çünkü sonunda kötülerin kazandığı ve izleyicinin sinirini bozmaya yönelik filmler artık fark yaratamıyor. bu tarz filmler son yıllarda artmaya başladı.Bunun gibi farklılık yaratılmaya çalışılan, yalnız gene de sıradanlığa düşülen birkaç örnek daha sıralayabilirim ama yeterince uzadı. Çok uzatmak istemiyorum.Yönetmen kötü bir film yapmış ancak gene de izleyicinin zihninde yaratılan karmaşa oyuncular sayesinde yeterince hazmedilebiliyor. Senaryonun eski olduğunu biliyoruz.. zaten senaryo kötü değil yalnız bir senaryoyu gözler önüne sermek yabancı bir romanı kendi diline çevirmek gibidir. Bu filmde de yönetmenin dilini hiç beğenmedim. Beğendiğim şey oyuncuların doğallığı, yarattıkları karakterlerin filme sindirilmesi.?Bu film için? demiyorum, yanlış olur; yönetmenin filmi için şu yorum yapılabilir: güzel ama kötü bir film. Yönetmen ne kadar filmi yönetse de malzemesi, elindeki oyuncuların başarısının gerisinde kalmış. O yüzden yorumlarımı okuyanlar ? bu film kimin filmi, yönetmenin değil mi?? demezler umarım.