Filmler
Diziler
Programlar
gişe yakalamak için yapmadıkları bir bu kalmıştı onu da başardılar. film anlattığı konunun muhakkak bire bir adını almalımıdır? bence esas soru bu olsa bile tek düşüncenin gişe olması kalitenin dahi çok fazla önüne geçebiliyor. ancak türk sineması için bu tarz yaklaşımlar oldukça sıkıntılı görünüyor. öyle ki geçtiğimiz iki yıl içinde çok fazla gişe amaçlı filmler çekildi ve m.a.erbilin oynadığı ...
Devamını oku
Devamını oku
onca birinci sınıf filmler vizyona girmiyorken 2004 yılından gelen ve de her hafta aynı örneklerinin vizyon bulduğu bu ikinci sınıf film nasıl olur da sinemalara gelir. az çok sinemayla ilgilenen herkes bu filmi zaten izlemiştir. peki o zaman bu filmin hedef kitlesi kim? anlaşılması o kadar güç ki!!!
japonların dünyaya armağanı olan cin-peri öyküleri bizim yeniyetme sinemacıları kısa yoldan şöhrete götürmeye yeter mi? bunu zaman gösterecek ancak diğer örneklere bakacak olursak (semum vb.) ortada çok ciddi bir başarısızlık var. bu film için de diğer kötü örneklerinden farklı olan pekbirşey yok. halbuki bunca başarısız deneme önlerinde iken aynı hataların ısrarla tekrarlanması olacak şey değil. sonuç ...
Devamını oku
Devamını oku
günümüz sinemasının gittiği ve şu anda ulaştığı noktayı özetleyen bir film bu bence. öncelikle zaman geçirmeyi ilk görev kabul etmiş. ikincisi trend bir akımın yolunda gitmiş. üçüncüsü hiçbir mesaj verme veya birşey anlatma derdi yok. dördüncü ve sonuncusu ise belli bir estetik anlayışına bağlı değil. ancak bu hollywoodun tezatlarından birisini de oluşturuyor. son on yılda belki de sinema tarihinin en fazla ...
Devamını oku
Devamını oku
needeyse tamamı iyi oynanmış ancak gerçekten kötü bi film. bi film neden bu kadar gereksiz yere uzatılır anlamak mümkün değil. yönetmen söylemek istediğini biraz daha bize bırakarak anlatsa film çok daha sürükleyici olurmuş. tamamen kurgusal bir facia ortaya çıkmış. başta şener şen ve ardından rasim öztekin ile kenan imirzalioğlu çok ama çok iyi oynamışlar ancak yabancı bir yönetmenin elinde olsa başyapıta ...
Devamını oku
Devamını oku
woddy allen o bildik, kalıplaşmış sinema dilinden uzaklaşmaya devam ediyor. sanki o sinema dilini ona kazandıran unsur new york'muş. new york dışında film çekmeye başladığından beri daha popüler ve anlaşılır filmler yapmaya başlamış. ancak ona asıl değer kazandıran orjinal fikirleri ise halen çok taze duruyor!!!
öncelikle müthiş bir iş olmuş diyemeyiz çünkü bunu haketmiyor. ancak türk sinema stanandartlarının üzerine çıkmış diyebiliriz. ayrıca buram buram ajitasyon barındıran bu film bir arabeskçi olan mahsun krmızıgül ve temsil ettiği figüre de fazlasıyla uyuyor!!!!
çok kötü olan öncekilerinin daha kötü olan devamı. bu kadar kötü bir araya gelirse ortaya çok büyük bir felaket çıkar. ancak anlayana!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
anthony hopkins olmasa daha çok tv. filmi gibi duran vasatın az üzerinde olan bi film. tek özelliği yer yer aklın sınırlarını zorlaması ancak o büyük filmlere ulaşan eşiğe bir türlü ulaşamamış!!
bu filmle ilgili çok fazla yorum yapmaya gerek olmasa da duyduğumuz "çok iyi , mükemmel" yorumları hatta türk sinemasının başası olarak adledenlere bir tek söz söylemek gerek: artık ezilmişlik kompleksinden lütfen kurtulun......
hollywood'u tüm dünyaya sevdiren görkemli filmlerden birisi daha. bol aksiyon az ama boş diyaloglar. ancak yine de böyle filmleri zevkle izlemeye devam edecek oluşum da benim açımdan oldukça çelişkili bir durum!!
en azından juliana moore için bir kez daha izleyip olumlu birşeyler bulmak istememe rağmen, çok az olan sempatimide kaybettiğim bir film. ilginç olan cage bu rollere nasıl evet diyebiliyor anlamış değilim!!! çok çok kötü bir film!!!!
çok bilinen bir konu yönetmenin kendine has bakış açısıyla hayat bulmuş. oldukça kişisel, içine girilmesi zor ancak frekansınız tutarsa ömür boyu unutamayacağınız bir eser. bu açıdan bana göre başyapıt düzeyinde değerlendirilebilecek oldukça özgün bir film. ült olacağı kesin!!
tekrarın tekrarı niteliğindeki bu film öncekiler gibi bütün klişeleri içinde barındırıyor , herhangi bir yenilik beklemek zaten aptalca olurdu. ancak daha da vahimi bu tarz filmlerin talep ediliyor olması ki asıl irdelenmesi gereken bence bu!!!!!!!!!
filmde kesinlikle aksiyon sıkıntısı var. bu film bana kevin spacey'li "edison" filmini hatırlattı ki o filmde de justin vardı!!!
yönetmeni ve oyuncuları için film gerçekten güzel olabilir hatta oyuncu tercihleri bile anlaşılabilir ancak anlayamadığım bir nokta var ki o da bunun çok büyük bir aşk filmi olarak ifade edilmesidir. gani şavata'nın sistemle bir derdi olabilir ancak hep aynı rollerde oynayarak bu derdini ifade edemez çünkü o kadar kanıksadık ki artık onun filmleri dizi film haline döndü!!!
aslında stallone filmin başında anlattığı eski günlerini özleyen yaşlı amca ile kendi sinema kariyerini tasvir ediyor. bize şu mesajı vermeye çalışıyor- hayat size yumruk atabilir ama asla yere düşmeyin- ancak bize anlatmak istediğini kendisi pek gerçekleştirememiş gibi görünüyor. yerlerde sürünen sinema kariyerinde tekrar zirve yapmaya çalışması ve bunu da rocky ve rambo ile yapmaya çalışması da onun çok ...
Devamını oku
Devamını oku
ferzan özpetek sinemasından yaptığı ilk film dahil olmak üzere pek hazedemedim. öncelikli olarak kendisine türk sineması temsilcisi denmesi çok abes! filmlerini genellikle italya!da çeken ama en önemlisi italyan bakış açısına sahip birisi için türk sinemasını yurdışında temsil ediyor demek çok büyük bir kompleksin göstergesi. türk bakış açısına sahip olan birisinin kalkıp "hamam" gibi veya "saturno contro" gibi ...
Devamını oku
Devamını oku
bu film video piyasası için çekilen vasatın da altında bir yapım. sadece türkiye'de vizyona giriyor!!!!!!!!!
nolan ve bale yarasa adama itibarını kazandırmakla kalmamış, onu bir efsane mertebesine yükseltmişler. tabii bunu yaparken de sinema tarihinin en başarılı filmlerinden birisine imza atmışlar. senaryo ve oyunculuklar o kadar üst düzeyde ki insan bir batman filmi izlediğini çoğu kez unutuyor. şunu da belirtmek gerek; çok fazla aksiyon bekleyenler hayal kırıklığına uğrarlar. bu film bir insanın acıları ve geçirdiği ...
Devamını oku
Devamını oku
sin city'den sonra bir frank miller fanatiği olarak şunu söyleyebilirim ki; gerçekten izlenmeye değer bir film. çok fazla derinlik aramaya gerek yok. sinemanın en temel kuralına fazlaca değer verilmiş bu filmle; "görsellik". elbetteki tamamen efektler aracılığıyla görsellik yaratılış ancak çizgi roman fanatikleri zevktenkesinlikle kudurucaklar!!!!!!!!
çok çarpıcı ve dikkat çekici bir türk filmi... filmi böyle tanımlayabiliriz ancak eksik ve olumsuz yönleri de gözümüze çarpıyor. bir kere kurgu felaket kötü. bu filme yeniden kurgulama yapılıp dvd'si piyasaya sürülmeli. ayrıca mantık hatalarından sözetmeye bile gerek yok sanırım. genel olarak bakıldığında güzel bir türk filmi. keşke bu film 1 sene evvel çekilseymiş. türk filmleri katledilmeden önce...!!!!
beklentileri kesinlikle karşılamayan ancak yine de anarşist tavrıyla olumlu görüş oluşturan bir film. ancak insanda filmi izledikten sonra bir burukluk ortaya çıkıyor. keşke hikaye daha derli toplu anlatılsa, keşke daha iyi bir yönetmenle çalışılsa, keşke hülya avşar olmasa ve birçok keşke daha .........
konu nazım himet olunca objektif bakış çok zor oluyor. film kafadan artıyı zaten alıyor. böyle büyük bir ustanın hayatı ilk kez beyazperde de ve biz çok mutluyuz. onun için bu seferlik sinematografik açıdan bakmıyorum filme ve çok başarılı buluyorum!!!
brian de palma bazen -aman boşver-tadında filmler yapar. ancak biz onun çok özenli, nakış gibi işlenmiş filmlerini görmek istediğimiz için bunları bir kaza gibi görürüz. "black dahlia"da de palma ne anlatacağına bir türlü karar verememiş ve ortaya bir bulamaç çıkmış. halbuki konu biraz daha işlense, karakterler özenle çizilebilse ortaya bir başyapıt adayı çıkabilirmiş. bu seferlik yine olmamış, ustaya hiç yakışmamış!!!!
de niro büyük oyunculuk yaşantısının etkisiyle bir oyuncu filmine imza atmış. ancak mükemmel oyunculukların yanında filmin devamlılık gibi önemli bir sorunu var. ayrıca angelina gibi bir kadını istemeyen koca olabilir mi!!
genel anlamda ortalama bir türk filmi gibi görünse de bazı yönleriyle türk sinemasını aşan ancak birçok yönüyle standartların altında kalan bir yapım. filmin öncelikli artısı; son dönem türk filmlerinde pek göremediğimiz incelik ve duyguya sahip olması. ayrıca oyunculuklar da standart üstü olmuş. eksileri ise; sinematografik yapısı çok zayıf. genelde bizim önemli sıkıntılarımızdan olan ses sorunu da var!! ...
Devamını oku
Devamını oku
uzun yıllar beklendikten sonra ortaya böyle bir film çıkmamalıydı. ancak bu filmden de çok şeyler beklemek yanlış olur. zaten çok iyi bir film olsa yönetmen 7 sene beklermiydi??????
filmi izledikten sonra stanley kubrick'in ne demek istediğini daha iyi anlayabiliyorsunuz. film bir nehir gibi o kadar sürükleyici ki zamanın geçip gittiğini anlamak imkansız!!
geçtiğimiz günlerde bir italyan kanalında izlediğim bir film. kocasını kasapla aldatan bir kadının öyküsü- kasap ta çok çirkin ancak neredeyse her müşterisiyle iş pişiriyor-ancak yine de çokca izlediğimiz filmlerden birisi. herhangibir yenilik yok!!
sadece görsel efekt başka birşey yok . ancak görsel efektler bile çok sık gördüğümüz türden. bir yenilik getirmemiş. oldukça sıradan!!!
bir süper kahramanın gündelik hayattaki muzdaripliklerini göstermek isterken fazla aşırıya kaçmış sam raimi. aslında yorum yazmayacaktım ancak düngece tv.de tekrar izlerken şunu farkettim ; bence ismini "fukara adam" olarak değiştirmek lazım yada" pısırık adam"!!!!!!!!!
kendimi inkar etmek istemem ama marrix bir başyapıt. üçlemenin özellikle bu ilk filmi bizi olmayan ancak olabileceğine de fazlasıyla inandıran bir dünyaya sokmuştu. kötü film eleştirilerini anlamak imkansız !!!!