Filmler
Diziler
Programlar
zaman geçirmelik hoş bir film olmuş. diğer kötü örnekler varken bu film türk sineması için bir nebze daha olumlu düşünceler oluşturabilir. elbetteki bir başyapıttan sözetmiyoruz ancak gişe başarısı düşünerek bir film yapılacaksa en azından böyle yapılsın ki izlenecek bir tarafı olsun. bu arada kenan imirzalioğlu kendini biraz daha gelişteribilir ve iyi bir menajer bulursa yurtdışında şansı olabilir!
fantastik sinemaya karşı her zaman özel bir ilgi ve sempati duymuşumdur ve bu filmle ilgili de olumlu yargılarım vardı . ancak çok umduğum gibi olmadı . öncelikle iki büyük oyuncunun yanıda diğer herkes çok acemi kalmış ve bu filme de çok olumsuz yansımış ki düşünün yönetmen de bu acemiliğe dahil!!
vizyondaki birçok filmden kesinlikle çok daha iyi bir yapım. çok eğlenceli ve sürükleyici. filmin ingilizce versiyonunda crhistian bale seslendirmede var!
bu kadar popülizme boğulmuşken bu film çok iyi geldi. son zamanlarda "prestij ve atalarımızın bayrakları"yla beraber izlediğim eniyi filmlerden birisiybdi. clive owen çok iyi ancak michael caine gerçekten mükemmel oynamış . kesinlikle izlenmesi gereken muhteşem bir film!!
taylan biladerlerden insan korkularına yönelik bir film daha!!!!! gişe başarısı için daha ne kadar çaba gösterilir artık bilemiyorum. bu açıdan yapımcı ve yönetmenleri tebrik ederim. (bugüne kadar filmi izlemediğim için yorum yazmamıştım ancak verdiğim 11 ytl bilet 5 ytl popcorn ve 3 ytl içecek parası-eşimin ki hariç- sonuna kadar boşa gitmiş ona yanarım)
türk sinemasında artık 2 akım ortya çıkmaya başladı. 1.si tamamen gişeye yönelik içi boş filmler, 2.si entel birikime yönelik ağır filmler. bu ikinci özellik 80'li yılların başından bu yana türk sinemasına hakim olan ana düşünceydi. özellikle bizim sinemacılarımız fransız sinemasının etkisiyle entel ve halka uzak film yapmak peşindeydiler. ancak türk halkı yeniden yerli sinemayı keşfedince gişe filmleri ...
Devamını oku
Devamını oku
bir bond filminin bu kadar iyi olabileceğini kesinlikle düşünmemiştim. sean connery'den bu yana çekilmiş en iyi bond filmi diyebilirim. öncelikli olarak yeni bond rolünün hakkını günümüze uygun olarak fazlasıyla vermiş. artık naif, alabildiğine kibirli bir bond günümüze uymazdı. son bond 'da tek beğenmediğim yön sadece bir kadınla beraber olması ki bu özellik bana göre değişmemeli çünkü günümüz şartlarına ...
Devamını oku
Devamını oku
aslında film anti savaş filmi olsa da kesinlikle bir anti kahraman filmi değil. eastwood öncelikle bir hollywood miti ve kendisi de filmlerinde mit yaratmak peşinde; bu doğrultuda amerikan halkının ruhunu okşayacak bir kahramanlık öyküsünü tam da kendine has bir biçimde anlatıyor yönetmen. ancakbana göre de çok iyi yapıyor bunu. son yıllarda izlediğim en başarılı filmlerden birisi. ve eastwood yönetmenliğiyle yine övgüyü hakediyor!!
bir sihir gösterisinin 3 aşamadan oluştuğunu anlatan sahne ile başlayan film bize sonuna kadar "bu sinema filminin de 3 aşamadan oluştuğunu gösteriyor". anlatmak istediğini hem diyaloglarla hem de masa başında kurgu ile anlatan bu kadar başarılı başka bir film yoktur herhalde. ancak bir-iki mantık hatası da olmasa film bir başyapıt mertebesine ulaşabilirdi!!!!!
bence bu filme pek gerek yoktu. çok fazla uzatmanın anlamı yok. artık her sahnesiyle klişe dolmuş film!!!
burada yazdığım yorumlarda bir fransız sineması düşmanı gibi görünebilirim ki bu beni çok üzer! sinemayı icat deen bir ulusa karşı en azından bu yaptıklarından dolayı saygı gösteririm. ancak 1970!lerin ikinci yarısından sonra genel anlamda fransız sineması bana göre geriye gitmeye başladı. fransız sinesı uzmanı olmadığı için bu geri gidişin sebeblerini tam olarak tespit edemem. ancak şunu söyleyebiliri ki ...
Devamını oku
Devamını oku
insan bu filmle ilgili olarak şunu düşünmeden edemiyor: iyi bir yönetmen, kariyerli, başarılı bir başrol oyuncusu ve eşittir bu film. neden böyle bir film çekmek ihtiyacı duyar bir insan ve bir insan neden böyle bir filmde oynamak isteyebilir. acaba herşey çok mu "duygusal"!!!!
oldukça bilinen bir öykü üzerine kurulmuş ve her halinden çok acemi olduğu belli olan bir senaryo, kesinlikle ilgi çekici olmayan ancak çok çabalayan oyuncular ve sonuç olarak sıradan bir türk filmi!!(julia roberts veya richard gere bir iki sahnede görünebilse hem filmin misyonuna uygundüşerdi hem de gişe başarısı sağlardı)
çok fazla aksiyon içermeyen (kavga dövüş anlmında değil) yer yer çarpıcı olabilen ilginç bir film. bu filmde beni çeken en önemli unsur anti-mperyalist yaklaşımlar içeriyor oluşuydu. ancak açıkça söylemek gerekirse çok çok iyi bir film demek imkansız!!
amerikan sinemasının iliğine kadar emip posasını çıkarma geleniğinin son temsilcisi olan testere3 bize şunu gösterdi, herşeyi tadında bırakmak gerek!! evet kabul etmek gerek ki ilk film dikkat çekici ve izlenebilirliği yüksekti. ancak diğer filmlerde amaç sinema yapmak değil sadece gişe yakalamaktı. ubnun sonoconda da kendini tekrar kaçınılmaz oldu. ilginç olan şu ki, testere!yi taklit eden birçok film de hemen ...
Devamını oku
Devamını oku
iyi bir filmde olması gereken herşey mevcut bu filmde. çok klas bir oyuncu olan edward norton ile çok beğendiğim bir oyuncu olan rufus sewell harika oynculuk çıkarmışlar ve ortaya son yılların en iyi filmlerinden birisi çıkmış!
jim carrey'e fazlasıyla özenen bir şahsiyet olan adam sandler artık özenti ötesine geçmeyi başarmış ve geçen yıl sinemalarda oynayan carrey filminin benzerini çekmeyi başarmış. tebrikler sevimsiz adam!!
tüm komedeyenlerin çekmek istediği türden (en azından şimdiye kadar gördüğümüz) bir film çekmiş yılmaz. yer yer çok inceliklerle dolu sıcak sevimli ve hüzünlü bir film.
vizyona girmemiş onca kaliteli film varken 12 yaşındaki ççocukların bile korkmayacağı bir film yayınlamak gerçekten çok anlamsız. made yaz dönemi ölü sezon o vakit toronto veya sundence'te başarı kazanmış bağımsız örnekleri yayınkasalar da biz sinema tutkunları saf sinemaya olan hasretimizi gidersek!!!
tim burton'ın karanlık dünyasının yanında aslında ne kadar da eğlenceli olabileceğini gösteren çok çekici bir yapım !
filmin insanı düşünmeye ittiği kesin. ancak ortada önemli bir sıkıntı var ki bu da beni çok rahatsız ediyor. öncelikle bu film bir başyapıt değil hatta çok iyi bir film de değil. beğenilerin göreceli olduğu doğru ve ben filmi çok beğenmedim. çokentel bir yaklaşım var ancak bu entel yaklaşım bir "terence malick" gibi değil daha rahatsız edici bir yaklaşım. sanki kaufmann farklı olmak için kendini biraz fazla ...
Devamını oku
Devamını oku
yeni bir üslup denemeye çalışıp aslında hep aynı şeyi anlatan sıkıcı bir fransız filmi daha. şu yanlış anlaşılmasın, fransız sinemasına kesinlikle karşı değilim ancak sinmanın temel prensiplerinden birisi olan görselliğe hiç önem vermiyorlar işin kolayına kaçıyorlar. her ne kadar "kişisel sinema" bahanesini kullansalar da sinemada kişisellik kavramının ne kadar gerçekçi olduğu da çok tartışılabilir. o ...
Devamını oku
Devamını oku
clive oven'ın çok iyi oyuncu olduğunu yılar önce trt'de yayınlanan "üçüncü göz" dizisinde seyrederken farketmiştim. orada karizmasını ortaya koymuştu ki artık büyük oyuncular sınıfına girmeyi başardı. buradaki önemli etken doğru yapımlarda rol almasıdır. bu film de doğru bir yapım!
bir animasyon olmasından ziyade bana göre sinemanın en iyi örneklernden birisi ve ciddiye alınması gerekenbir yapım!!
çoğu allen filminin sonunu bile getirmekte zorlanırım ki bu film imdadıma yetişti. sinemadan pek anlamayan birisi bile birkaç allen filmi izledikten sonra onun tarzına alışır ve daha sonra bunu hep farkeder ancak bu filmde öyle birşey yok. çok ilginç bir allen filmi ve başlı başlına iyi bir film!!
fransız sinemasında belli birtakım genel sorunlar ve bunların aşılması için daha önce pekçok akım da bu sinemanın içinden çıkageldi ancak problem hala büyük. öncelikle sinema bir görüntü sanatıdır ki görselik bir filmin olmazsa olmazıdır! ancak bir çok fransız filminde bu görsellik kavramı hep ikinci planda. onlar için önce diyalog ve oyunculuk geliyor. elbette saygı duyulacak bir yaklaşım ama görsellikve ...
Devamını oku
Devamını oku
aslında "cage" ilk filmlerindeki performanslarına yakın bir rol uynamış ve bana göre de başarılı. ancak onu hep mantık sınırlarını zorlayan rolerde görmeye alışık olan izleyici kitlesi şaşkınlık yaşıyor ve- nasıl olur da böyle bir film de oynar- diyorlar. bence çok başarılı bir yapım ve oyunculuk da çok abartılı değil!!
mankenler eskimeye başladımı hemen birileri çıkar ve onları sinemaya kazandırabilir miyim diye düşünür ve sonuç genelde hüsran olur. bu film böyle bir çağrışım yarattı ve izleyince tamamen haklı olduğumu gördüm. yazık ki yönetmen daha iyi bir kariyeri hakediyor!
otobiyografik yapımlar çok fazla ilgimi çekmese de bu filmde sempati ve sıcaklık var ki bunu sağlayan temel unsur sir hopkins'in etkileyici oyunu ancak yine de çok daha başarılı tür denemeleri var!!
bazı sinema eleştirmenleri fransız sinemasından ayrı bir haz duyarlar ve çok objektif olamzlar. bu da öyle bir film, sanat filmi havasında ancak kesinlikle ilgisi yok, kişiye göre yazılmış-monica abla- çekilmiş piyasaya sürülmüş ve o kişi üzerinden prim yapan bir yapım. biz de aynı şekilde film çekilse parayı basmış fil olmuş derler!
derinliğe inen, arasıra ustaca dokunuşların hissedildiği bir sinema deneyimi-hem izleyen hem yöneten için- filmin entellektüel düzeyinin çok fazla olduğuna inanmıyorum biraz durağan ancak başarılı bir film
ilk filmin gerisinde kalmış olan ancak yine çok sevimli bir film. geride kalmış sözünü açmak gerekirse; ilk filmde ince dukunuşlar ve yaratıcı espriler çok daha fazlaydı. tek fark bu. yoksa görsellik ve sıcaklık-üstüne basa basa vermiş olduğu dostluk kavramı- aynen devam etmiş!
başarısız bir bilim-kurgu denemesi olmuş. herşeyi başaran, dünyayı kurtaran kadın karakterler artık sıkmaya başladı ki biz bu karakterlerin çok başarılı örneklerini gördük-kedi kadın hariç-
pierce brosnan için herkes şaşkın durumda çünkü ondan böyle bir oyunculuk kimse beklemiyordu. ancak eski bond, bond olmadan önce birkaç iyi filmde oynamıştı halbuki! bu filme gelince, gayet başarılı, akıcı ve zevkle izlenebilen bir yapım olmuş. yorumlar doğru; bir komedi filmi havası var ancak kesinlikle iyi bir film!!