ilsalaron filmi için kullanýcý yorumlarý

Konusu tam belli olmayan amatör ve tanınmadık oyuncuların rol aldığı saçma sapan bir korku filmi.

Woody Allen son zamanlarda gördüğüm en iyi filmlerinden biri. Barselonanın görsel güzellikleri, güzel bayanlar ve karizmatik ve yakışıklı Javier Bardem ve bu bağlamda hınzır bir erotik ve romantik komedi. Javier Bardem ve Penolope Cruz ikilisinin oynadığı sahnelerde gülmekten mideme kramplar girdi. Daha bir seyirci filmden ne isteyebilir. Çok başarılı kurgu ve senaryo adeta bir roman okuyormuşsunuz gibi diyalog ...
Devamını oku

Bu film 'Taşıyıcı' serisini bitirdi bence. İlk iki film başarılıyken (ki benim favorim hala Taşıyıcı 1dir) üçüncü bölüm resmen bir intihar olmuş. Çekimler çok kötü, senaryo ve kurgu karman çorman, ukranyalı kadınlar bizim bildiğimiz güzeldir (en azından biz erkeklere göre!) bu çilli çirkin ötesi kızı nerden bulmuşlar anlamak mümkün değil, ayrıca Jason Stratham de maalesef eski formundan çok uzak.

Yılbaşı haftası benim bildiğim seyircileri sinemaya çekmek için güzel başarılı filmler getirildi sinemaya bu hafta ben yanıldığımı anladım. Dağıtımcılar bu hafta adeta birbirleriyle yarışırcasına nasıl 'berbat ötesi' filmler vizyona sokarız diye 'trip'lere girmişler adeta ('Yolcular' filmi biraz elle tutulur oldu aralarında). Mutant Günlükleri de onlardan biri.

Son zamanlarda gördüğüm en kötü ve en berbat korku filmlerinden biri.

Ben filmi genel olarak beğendiğim. Belki bu alanda bir başyapıt değil ama (mesela 'Syrianna' hiç değil) yine de çarpıcı bir film var karşımızda. Bu film en önemli özelliği bana göre 11 Eylül sendromundan sonra Hollywoodın yaptığı en objektife yakın filmlerden biri. Şimdiye kadar Hollywood bize şu mesajı iletiyordu 'Biz iyileriz, onlar (Arap ve Müslümanlar) kötüler' bu filmdeki mesajları ise 'Biz yalancı ve ...
Devamını oku

Çok ilginç bir film var karşımızda bence. Bir bakıma baktığınızda kostümlerden tutun da Avustralyanın müthiş doğa görüntüleri ve tabii ki Nicole Kidman ve Hugh Jackman çok başarılı oyunculuklarına kadar adeta bir Oscarlık başyapıt var karşınızda, ama bir başka yönden filmi ele aldığınızda yan temaların çok fazla filme hakim olması (aborjinler, sığır ticareti, ritueller) filmin gereksiz uzunluğu ve Hugh ...
Devamını oku

Vasatın fazla üzerini geçmeyen Keanu Reeves belki de en silik performansını gösterdiği bir bilim kurgu ('remake') filmi. 1951de yapılan ilk film hakkında bilgim yok ama sanırım o dönem için kült olmuş. Filmin tek artısı ise 'The Pursuit Of Happyness' filminde de rol alan Will Smith oğlu Jaden Smith olmuş, çok başarılı bir performasla oynuyor. Hollywoodta yeni bir çocuk yıldız doğdu.

Bu filmi Gora ile kıyaslayıp daha iyi olduğunu söyleyenlere gerçekten inanamıyorum. İddia ediyorum şu ana kadar seyrettiğim Cem Yılmazın yönetip oynadığı en kötü film ve üstelik Gora en iyi filmlerinden birisiyken. Bu filmin bana göre en büyük sorunu, ki filmi seyrederken bunu hissediyorsunuz, film gösterime girmeden önce gösterilen üç dakikalık 'teaser'lar olmuş. Zira, üç aydır bize temcit pilavı gibi sunulan bu ...
Devamını oku

Harika Süper bir film benim bu yıl Oscarlarda favori filmim. Coen Kardeşler yine döktürmüş, çok başarılı bir kadro ve üstat Atilla Dorsayın dediği gibi bir 'Aptallıklar Komedyası' filmde herkes Aptalı oynuyor. En yakın zamanda DVDsini alıp tekrar tekrar izlemek istiyorum.

İlk Madagascar animasyonunu çok beğenmeme rağmen ikincisinde hiç aynı zevki alamadım açıkçası penguenler iyiydi sadece

Ben hiç bir şekilde filmler arasında kıyaslama yapmayı sevmem çok saçma ve anlamsız bulurum. Ancak ilk defa Osmanlı Cumhuriyetinden sonra kıyaslama yapmak durumunda kaldım. Ve şu sonuca vardım kim ne derse desin bana göre; Osmanlı Cumhuriyeti filmi Mustafa filminden daha Milliyetçi, daha Atatürkçü (filmin ikinci yarısı tekrar tekrar izleyin) ve daha duygusal film. Son olarak şunu belirteyim, Can Dündar lütfen bu filmi ...
Devamını oku

Çağan Irmak her yıl ayrı bir güzel ayrı bir hoş film yapıyor ve her yıl performansını bir üst zirveye çıkartıyor. Bu film hem 'Babam ve Oğlum' hem de 'Ulak' filminden çok daha başarılı çok daha etkileyici çok daha vurucu bir film. Melis Birkan ve Cemal Hünal mükemmel bir ikili olmuşlar. En önemlisi bu filmin son on dakikasında geçen final sahnesi iddia ediyorum bir filmde en ağlayaman adam o sahnede kendini ...
Devamını oku

Bu film sanırım bu alanda (hareketli dijital kamerayla çekilmiş belgesel tarzında korku filmleri) gördüğüm en gerçekçi (adeta bir Reality Show gibi) en çarpıcı en ürkünç olanı. Üstelik bu alanda pek deneyimi olmayan İspanyol Sinemasından. Yanlız bu film sınırları cidden zorlayıp çoğu zaman seyircilerin sinir katsayasını da fena halde sarsıyor yani dayanabilirseniz müthiş film dayanamazsanız kesinlikle gitmeyin ...
Devamını oku

Bu Bond karakteri şu ana kadar izlediğim en kötü Bond karakterlerinden biri. Bana göre Daniel Craig hiç Bond tiplemisi mizacını uymuyor bundan sonra da uymayacak gibi gözüküyor bir an önce farklı bir aktörle ya da en azından Pierce Brosnan tekrar devam etmeliler. Filme gelince şu ana kadar izlediğim en kötü en vasat Bond serilerinden biriydi ben Casino Royalee kötü diyordum Quantum of Solace onu bile geçti.

İlk önce şunu belirteyim bu filme Atilla Dorsayın bugün yazdığı yoruma bakıp ta sakın gitmemezlik etmeyin üstat bu filmi nasıl beğenmemiş anlayadım. Ben bırakın beğenmeyi hayran kaldım, son zamanlarda buna (sanırım G.O.R.A. dahildir) bir Türk filminde bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum bir ara kendimi o kadar kaptırdım ki gülmeye seyirciler acaba bu adam sinir krizi mi geçiriyor demiştir. Son zamanların en iyi ...
Devamını oku

Son zamanlarda Nicolas Cage oynadığı filmler çok kötü sıradan ve B tarzı filmlerdi, bu film ise bana göre Nicolas Cage son zamanlarda oynadığı en iyi ve en sıkı filmlerden biri. Nicolas Cagein böyle bir filmle geri dönmesine sevindim.

Ben bu film hakkında hiç bir polemiğe girmeden filmin bitimindeki düşüncelerimi madde madde açıklamaya çalışacağım. 1) Çok iyi bir belgeselci ve Atatürkçü olarak gördüğüm Can Dündar bu filmi ve projesiyle bende iyi belgeselcilik konusunda ve Atatürkçülüğü konusunda ciddi şüpheler uyandırmıştır 2) Turkcell Grubu bu filmi sponsor olmayarak çok doğru ve isabetli bir karar vermiştir 3)Vatan gazetesinde çıkan bu ...
Devamını oku

Şu ana kadar Nuri Bilge Ceylan bütün filmlerini izlemiş ve her filminde sinemadan mutlulukla ayrılmış bir kişi olarak belirtiyorum: bu film Nuri Bilge Ceylan (umarım bu son olur) şimdiye kadar seyrettiğim en kötü filmidir. Film o kadar kötüydü ki; sürekli seansta saatime bakıp durdum. Bu film ödül aldı bana göre ödülü Nuri Bilge Ceylanın ismi için verilmiş başkasının imzası olsaydı ödül bile alamazdı. Film bir ...
Devamını oku

Filmi çok beğendim. Bir kere çok başarılı bir belgesel yönetmeni olan Tolga Örnek kendisi için belki de zor olan Drama tarzındaki bir filmin üstesinden başarıyla kalkmış. İkincisi Kurgu, Hikaye çok sürükleyici filmdeki diyaloglar zaman zaman teknik olsa da insan hiç bir şekilde sıkılmıyor filme kendinizi kaptırıyorsunuz. Son olarak oyuncu kadrosu müthiş bir A takımı düzeyinde bir kadro söz konusu. Filmin tek ...
Devamını oku

Ben Testere filmini hayranlarından biriyim ama buna rağmen şunu belirtmeliyim herşeyin bir sınırı olmalı işin cılkı hakikaten çıkıyor. Testere serisi üçüncü bölümüyle son bulmalıydı ancak Testerenin yapımcıları işi tiraja verince anlamsız ve gereksiz bir dördüncü film çekildi o film o kadar gereksiz ve lüzümsuzdu ki senaristler filmin sonunu bir türlü bağlayamadı. Beşinci bölüm nitekim kaçınılmaz oldu. ...
Devamını oku

Yine Hollywood2un popüler filmlerine göndermeler yapan onları tiye alan bir yapım. Son zamanlarda bu tarz filmler çok sıkmaya başlamışlardı, bu filmde yine o hesap ama biraz daha espriler eli yüzü düzgün olmuş açıkçası.

Filmi yarış sahneleribazı kısımları hariç çok vasat buldum. Bana göre bu film benzer bir tür olan (tabii az kanlı ve ölümlü) olan Need for Speed çok gölgesinde kalmış. Strathamin başarılı oyunculuğu bile filmi kurtarmıyor.

Bir kaç ay önce beyazperde.com yazarlarından Sn. Oktay Ege Kozak sanırım Zohan filmini yorumlarken Tropik Fırtına filmine değinmişti. Film ilgili düşüncelerimde Sn. Kozaka tamamen katılıyorum hatta ekleyecek başka bir kelime dahi bulamıyorum. Özetle 10/10.

Son zamanlarda izlediğim en sıradışı ama en gerçekçi seri katil filmlerinden biri. Özellikle kötü adam olarak Vinnie Jonesun seçilmesi tam isabet. Çok ilginç ve gerçekten sıradışı bir senaryoya sahip film adeta Saw ile X Files tarzı filmlerin harmanlanması gibi. Bu filmin tek handikapı maalesef sonu daha iyi bir son bulunabilirdi.

Film tam anlamıyla bir fiyasko. Film, sözde Amerikan tarzı Teen-Slasher, Texas Katliamı ve Saw tarzı filmlerin karışımı gibi duruyor. Ancak, sonuçta elde var sıfır. Filmde tek iyi olay 'Timber Falls' denen yerin müthiş görüntüleri.

Bence çok başarılı, sürekliyici ve gündem dair bir film (özellikle Türkiyede bu dönemde böyle filmin gösterilmesi çok manidar filmi izleyince ne demek istediğimi anlarsınız). Belki çok Amerikancı, 9/11ci ancak oyuncular çok iyi özellikle Michelle Monaghan ve Labouef çok iyi bir ikili olmuşlar.

Vin Dieselin oynadığı tam da Vin Diesel uyacak bir film. Yani, hiç bir derinliği olmayan, sözde bilimkurgu ama ne anlatmak istediği de belli olmayan sadece vurdu kırdıya dayalı saçma sapan bir film. Vasatın altında.

Film konu olarak Hollywoodun artık klişeleşmiş İyi Polis Kötü Polis olayını gündeme getiriyor. Film zaman zaman 'Heat' zaman zaman 'Seven' filmine benziyor kurgu olarak. Ancak, film asıl olayı iki üstat aktör tam anlamıyla döktürüyor ve birbirlerinden mükemmel rol çalıyorlar. Bu, işte filmde herşeye bence bedel. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir film.

Avanak Kuzenler, ilk başlarda çok sıradan vasat bir gençlik komedisi gibi görünsede dakikalar ilerledikçe güçlü oyuncu kadrosuyla eğlenceli ve zevkli bir komedi haline geldi. Özellikle, 'Avanak Kuzenler'in kendileri hariç, kadronun Recep İvedik filminin kadrosu olması filmi bence etkin kılıyor. Ancak ben üç 'Avanak'ı hele yeni yetme Pashan Yılmazeli çok beğendim.

Sözde yıllar önce çevrilmiş olan 'Misery' filminin bir başka versiyonu (kurgu benzer sadece daha kanlı) olmaya çalışan ancak B tipi gerilim filminden öte geçemeyen vasat bir film. Film, gerçek hikayeden alındı deniyor ama hikaye hiç bir şekilde inandırıcı bir adam o camın içinde nasıl o kadar yaşar meçhul. Oyunculara gelince Stephen Rea (ki çok başarılı) diğer oyuncular bu tarz filmi kaldıracak güçte değil.

Animasyon olarak bayağı zayıf olmasına rağmen Türkiyede ilk defa kullanılan Real 3D teknoloji sayesinde çok zevkli hale gelmiş bir film. Özellikle, Real 3D denemesi için bu animasyona gidin

Kiefer Sutherlandın başarılı oyunculuğu olmasa bu yaz sıcağında sinemaya gidilip çekilecek film değil. B sınıfı vasatı geçmeyen son yirmi dakika hariç korkutmayan bir film.

Ağır temposu ve duygusal yönü ağırlıklı olmasına rağmen çok başarılı bir film. Özellikle, kısa olüne rağmen Theron ve çocuk oyuncu mükemmel.

Tipik bir Amerikan-Japon Ortak yeniden çevirim bir Hayalet filmi daha. Filmi bu sefer farklı kılan özellik orijinal versiyonun Japonya değil Tayland oluşu. Filmdeki başrol oyuncuların başarılı performansı olmasa film çekilecek gibi değil.

Gerçekten çok etkileyici sahneleri olan ve gerçekçi bir gerilim filmi. Filmin en önemli özelliği senaryonun adeta Digitürk Platformunda bulunan Suç ve Araştırma kanalında yayınlanan Çözülemeyen Cinayetler programındaki gibi olması. Filmin ilk sahneleri adeta yukarıda bahsettiğim realite şov gibi, daha sonra film bir dramatik hal alıyor. Liv Tyler ve Scott Speedman çok başarılı. İlginç bir o kadar da ciddi geren bir yapım.