Filmler
Diziler
Programlar
Ben bu filmi her şeyiyle anormal derecede abartılı buldum ve adeta zaman zaman ABD askerlerini özellikle Sahil Güvenliğin propagandası yapan bir film gibi geldi. Birileri bana bu film ABD Ordusu finanse etmiş dese gerçekten inancam. Filmde her şey çok abartılı; Sahil Güvenlik Astsubay Hazırlama Okulu’ndaki eğitim süreci, Kevin Costner’ın rolü, Ashton Kutcher’ın rolü, eğitim sürecinin filmin 3/4’ünü teşkil etmesi, ...
Devamını oku
Devamını oku
Genel olarak nedense bir türlü vampir filmlerine uzağım, sanırım beğendiğim tek vampir film bir seri olan Blade’di. Karanlıklar Ülkesi aslında elinde iyi bir epik malzemesi olan hatta üzerinde uğraşılsa çalışılsa Lord Of the Rings kadar ırkların ve karakterlerin çıkacağı kült film olmaya aday. Ancak yeterli değil, sadece iki ırk:Kurt Adamlar ve Vampirler üzerine eğilmesi, kurgunun genel olarak kopuk olması (hele ...
Devamını oku
Devamını oku
Benim şöyle bir görüşüm vardır: 'Ödül alan her film iyi film olmak zorunda değildir, hatta seyirci için vasatı geçmeyebilir ancak bir şekilde Ödül almıştır, burada başka kıstaslar gözetilmiştir'. Maalesef bu yargı İklimler filmi için benim adıma geçerli, bu film vasatı dahi geçememiş. Evet doğru, belki Ceylan Türkiye’nin en iyi bağımsız yönetmenlerinden biri ve son zamanlarda çevirdiği filmlerden 'Uzak' ...
Devamını oku
Devamını oku
İlk önce filme gitmeyenler için şunu belirteyim: filme salt gençlik komedi filmi diye giderseniz, çok büyük bir hayalkırıklığına uğrayabilirsiniz. Film kesinlikle komedi değil aksine dramatik yapıya sahip bir toplumsal gençlik filmi, ancak komedi öğeleri de içeriyor. Yine de, bu gözle baktığımda film bana göre bayağı başarılı, evet belki zaman zaman hızlı giden bir tempo, MTV klipleri havasında çekilmiş ...
Devamını oku
Devamını oku
Ben filmi kendi adıma çok beğendiğim. Cem Yılmaz yavaş şunu gösterdi ki: her yeni filminde merdivenleri adeta hızla tırmanıyor, daha iyisini daha güzelini oynuyor bence zamanımızın en zeki en iyi komedyeni, şimdi buna oyunculuğu eklemiş. Bana göre kim ne derse desin Gora’dan çok daha iyi bir film. Zaman zaman duygusallığa da kaçsa, ben filmin hemen hemen her sahnesinde güldüm diyebilirim, son anlar hariç belki. Mazhar ...
Devamını oku
Devamını oku
Uzakdoğu kökenli Japon ve Güney Kore yapımı korku filmlerine beğenmeme rağmen nedensen Garez filmine bir türlü kanım ısınamadı. İlk filmi hiç beğenmiştim bana açıkçası çok antipatik ve kurgusu karışık ve garip gelmişti, ikincisi ondan daha beter filmdeki olayları çözene kadar film bitiyor. Filmin yönetmenin Japon versiyonun da yönetmeni olması da kurtarmamış filmi.
Yine bir Video Oyunu’ndan dönüştürlen bir film. Yine benim için maalesef filmi çözememek ve sinemadan garip soru işaretleri ile çıkmak. Maalesef, Video Oyunu ve Çizgi Roman’dan (kült olmayan) dönüştürlen bu sıkıntıyı bu oyunları bilmeyenler yahut oynamayanlar hep yaşayacak. Filmi anlayana ve iğrenç yaratıklar ne olduklarını çözene kadar film bitti. O bakımdan, anlamadığım filme ben oy vermiyorum ve iyi yada kötü olarak değelendiremiyorum.
Ben bu filmde açıkçası umduğumu bulamadım ne yalan söyleyeyim, belki de ben başkalarına nazaran farklı film izledim bilemiyorum. Ancak, çok yapay ve ucuz (!) bir film, gerçi ben Pearl Harbor'ı da bu yüzden beğenmemiştim, ama bu film Pearl Harbor'ı da geçmiş. Hani derler ya ?çok konuşuyorsun ama boş konuşuyorsun? diye bu filmde aynen öyle, bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama boş şeyler anlatıyor. Belki, film gerçek ...
Devamını oku
Devamını oku
Film gerçekten çok başarılı. Filmin ağır topu Meryll Streep olağanüstü oynuyor adeta Dergi baş editörü (patroniçesi) karakterinde döktürüyor, Anne Hathaway ise o Acemi Prenses rollerinden sonra kendini çok aşmış patroniçenin asistanı (iş kölesi) olarak filme de tam deyim yerindeyse ?cuk? oturmuş. Çok başarılı bir öykü, şu anki modern moda sektörüne ve dergilerine, o dergilerdeki patroniçelere köle gibi ...
Devamını oku
Devamını oku
Ben bu filme gitmeden önce ne güzel de umutlanmıştım zira son zamanlarda, özellikle de Hasan Karacadağ'nın (gerçi daha sonra anladığım kadarıyla, filmin bir Japon filminin ?remake? olduğunu öğrensem bile, bunun ABD versiyonu sinemalarda geçenlerde gösterildi) Dabbe filmiyle. Ancak, bu filmi izledikten sonra anladım ki, maalesef üzülerek söyleyeyim, korku sineması sektörünün, yapımcıların ve özellikle yönetmenlerinin ...
Devamını oku
Devamını oku
Benim için artık bu filmden sonra Oliver Stone bitmiştir, Büyük İskender’le bende soru işaretleri bırakan yönetmen öyle bir filme atmış ki sanırsınız büyük (!) ABD her şeyde pür-ü pak, her şeyi kendi yaratmış, 11 Eylül olaylarının öncesinde bu olayları kendi değilmiş gibi, tamamen baştan sona propaganda filmi üstelikte Stone bir de buna Hıristiyanlık ve Hz. İsa’ya alet edip din sömürüsünü de ...
Devamını oku
Devamını oku
Hakikaten müthiş başarılı bir film, Türkiye’de bağımsız sinema adına da çok başarılı bir yapıt. Altın Portakal’da maalesef Takva ve diğer filmlerin altında ezilmiş ama en az birkaç ödül almalıydı. Senaryo, Kurgu, Hikâye ve çekimler çok başarılı. Aslen Almancı olan, Tim Seyfi ise Türk Sineması için müthiş bir keşif umarım bu performansı devam eder. Sözün özü, kaçırmayın hatta iki kez gidin derim.
Kötü değil berbat bir film, böyle bir filmi kritik etmek bile abes. Korku mu, Absürd mü, Komedi mi, Parodi mi belli değil sıkıntıdan adeta tırnaklarımı yedim. B değil C hatta D tarzı bir film. Güya sonu itibariyle (ki sonunu anlatmıyorum meraklıları olur diye) bazı filmlere göndermelerle dolu onda bile başaısız. Hüsran.
Haftanın en iyi filmi diyebilirim çok başarılı. ABD’deki İşkolik ailesini önemsemeyen, hayatı adeta kumandaya endekslenmiş ('Patato Couch' diyor Amerikalılar buna) bir aile babasının tipik eleştirisi, hayret böyle bir eleştirisel film Hollywood'dan çıkma (ender görülür). Ancak gerçekten ilk yarı itibariyle eğlenceli ve komik, ikinci yarı da ise daha çok melodrama dönüşüyor ama yine de her dakikasıyla başarılı ...
Devamını oku
Devamını oku
Ken Loach gerçekten çok beğendim takdir yönetmenlerden biri. Hakikaten yaptığı filmlerle önemli siyasi ve sosyal mesajlar vermeye devam ediyor. Genelde filmleri bazılarını aykırı gibi gelse de bence çağımızın en önemli yönetmenlerinden biri. Zaten bunu diğer filmi Altın Palmiye alarak kanıtladı. Bu sefer siyasi film yerine ülkesindeki dinler arası çatışmayı irdeleyerek iki gencin sınırsız aşkını ve bu iki ...
Devamını oku
Devamını oku
Ben açıkçası çok fazla bilgisayarda strateji ve martial oyunlarını sevmem, ancak zaman zaman arkadaşlarla oynarım DOA bir iki kez oynadım ancak Hollywood bu tarz oyunları son zamanlarda alıp filmlerini yapmaya başladı (senaryo bulmakta zorluk çeken Hollywood ya işi çizgi romanlara ya da bu tarz strateji oyunlarına vermeye başladı). Sonuç her zaman benim için aynı fiyasko artı fiyasko, saçma sapan bir film olmuş yine ...
Devamını oku
Devamını oku
Son zamanlarda izlediğim en gerçekçi yapımlardan biri diyebilirim bunda tabii filmin 'bağımısız film' olması, yönetmen koltuğunda Greengrass’in oluşu ama en önemlisi filmde oynayan oyuncuların tamamen amatör oyuncular olmasıdan kaynaklanıyor. Film adeta yarı belgesel gibi, hareketli kameralı ile çekilmiş, kurgu gerçekçi adeta gözlerinizi kapatığınızda sanki uçaktaymışsınız (Allah korusun!) hava esiyor. Filmde ...
Devamını oku
Devamını oku
Son Zamanlarda seyrettiğim kurgu ve senaryo o olarak en mayakça, en delice ama bir o kadar da kurnazca yapılmış bir film. Filmin temposu o kadar hızlı ki, adeta o 100 dakika boyunca bir Klipler kuşağı izliyormuşsunuz havası estiriyor ancak Kurgu Senaryo çok zekice yapılmış, filmin asıl tabii başarısı yönetmenden ve tabii bu tarz filmlerin artık değişmez oyuncusu olan Stratham’in yine müthiş performasından ...
Devamını oku
Devamını oku
Yıllar önce Ortaokul ve Lise çağlarında adeta müptelası olduğum diziydi. Bir yanda 'seks düşkünü, çakın yakışıklı' Don Johnson (Sonny Crocket) bir yanda melez Hispanic kökenli Phillip M. Thomas(Ricaro Tubbs). Bu dizi 3,4 yıl sürmüş sonra popularitesini kaybetmişti bu dizinin oyuncuların akıbeti daha sonra maalesef hiç iyi olmadı. Yönetmeni ise orijal dizinin yapımcısı Michael Mann. İşte bu bilgiler ışığında ...
Devamını oku
Devamını oku
Vasatın üzerine geçmeyen anormal derecede hızlı tempoda çekilmiş zaman zaman klip hızında ahı gitmiş vahı kalmış Douglas ve Sutherland birşeyler yapmaya çalışan politik bir gerilim sonlara doğru senaryo biraz düzene girip film normal seviyelere gelse de bu filmden hiç bir tat alamadım.
Son zamanlarda seyrettiğim en çarpıcı Amerikan Korku filmi diyebilirim üstelik bir 'remake' olmasına rağmen. Japon orijinalini seyretmedim ancak yeniden çevrim bu kadar başarılıysa, Japon versiyonu müthiş olmalı. Ancak bu film bana anormal derecede Dabbe filmini çağrıştırdı hatta kimi sahneler aynı. Benim bildiğim kadarıyla Nabız filminin Japon versiyonu bir kaç yıl önce çevrilmiş ve tahminim o film Dabbe’den daha ...
Devamını oku
Devamını oku
Ben Owen Wilson olmasza sanırım bu filme tahammül edemezdim. Gerçekten Owen Wilsonsuz çekilmeyecek kadar kötü film Wilson biraz filmi kurtarıyor.
Vasatın üstünü geçmeyen çok kötü bir dijital kamerayla çekilmiş bir film. İlk başlarda film iyi bir gerilim sahnesiyle başlıyor, zaman zaman korkuya dönüşüyor film ama sonlara doğru hele sonuç bölümü tam bir trajikomik halini alıyor. Güya filmdeki olaylar gerçekten olmuş ama film hiç mi hiç inandırıcı gelmedi bana. Bir de filmin bazı bölümlerinde bir altyazı komedisi var ki sormayın (filmi seyrederseniz yahut ...
Devamını oku
Devamını oku
Yurtdışındayken seyretme fırsatı buldum Türkiye’deki sinemaseverlerin hevesini kuyrsağında bırakmamak için fazla detaya inmeyeceğim ancak gerçekten çok başarılı bir film bu sefer Shylaman yönetmeniz sınırları zorlayarak adeta başrol oynamış filmin çoğu bölümünde onu görüyoruz, yine semboller söz konusu filmde (ancak bu sefer sembolleri dikkatle izleyin çünkü filmin ana mesajı sembollerde gizli) yine politik ve ...
Devamını oku
Devamını oku
İlkine nazaran çok başarılı çok daha özgürce seslendirilmiş (Okan Bayülgen bu konuda hakikaten muhteşem, sınırları dublajda aşmış kendi tiyatroculuğunu katıyor) ve diğer hayvanlarda başkaları tarafından seslendirilmiş bir film karşımızda. Özellikle bu filmden büyük küçük herkes sanırım İtalyan Restoranlara hücum edip midelerine Lazanya indirecekler, özellikle Lazanya yeme ve yapma sahnesi muhteşem haftanın ...
Devamını oku
Devamını oku
Valla ben mi başka film seyrettim yoksa başkaları başka filme gitti anlamış değilim. Ben bu kadar sıkıcı, kasvetli, ağır tonda ilerleyen ve vasatın altında film görmedim, ve çok başarılı olacak kadroya rağmen. Uyumamak için filmde kendimi zaman zaman zor tutum. Hayalkırıklığı sadece başka kelime bulamıyorum.
Haftanın tartışmasız en iyi filmi. Aslında filmin kurgusu bazılarına karışık hatta karman çorman gelebilir ancak burada kurgudan ziyade oyunculuklara ve asıl filmin altında yatan mesajlara ve tabii (ancak bunu sanırım amerikalıları bilenler yada amerikanda yaşayanlar daha iyi algılar) kara komediye bakmak gerekiyor. Burada çok basit iki mesaj var aslında; bir Amerikalılar o kadar saf ve bir o kadar da aptaldır ki, ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu filmde açıkçası umduğumu bulamadım hatta hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Keannu Reeves ve Sandra Bullock ikilisi Hız filminde çok iyi bir kimya yakalamışlardı ancak daha sonra nedense hiçbir yönetmen bu ikiliye birlikte çalışmadı şimdiye kadar, bildiğim kadarıyla 12 yıl gibi bir süre konusu, ama maalesef bırakın birbirlerine kimyayı her ikiside eskiyi aratan bir performans gösteriyor filmde. Ancak ...
Devamını oku
Devamını oku
Yine Çin/Hong Kong eksenli dövüş sanatı içeren biyografik ve biraz daha farklı bir film karşımızda. Buradaki diğer Martial Arts filmlerinden farklılık ise filmde geçen ?wushu? adlı dövüş sanatının, diğer Uzakdoğu dövüş sanatlarındaki savunma felsefisinden ziyade daha çok rakibi öldürmeye yönelik olduğu, o kadar ki maç başında rakipler birbirlerinin ölüm fermanını imzalıyor ve bir rakip diğer rakip ...
Devamını oku
Devamını oku
Ünlü ZAS ekibinden yine Korku/Gerilim filmlerini ti'ye alan ?Korkunç Bir Film? parodisinin 4. ve nihayet son bölümü. Çekildiği dönemin korku/gerilim filmlerini spontane gag ve ti'ye almasıyla ilk iki bölümüyle müthiş bir çıkış yakalamış olan ?Korkunç Bir Film'serisi, bana göre yapımcılarını yaptığı iki büyük ana hata ile 3. ve 4. bölümde bekleneni veremedi hatta bana göre fiyasko ile sonuçlandı. Bilindiği ...
Devamını oku
Devamını oku
Şu ana kadar izlediğim en kötü ve bir o kadar da yapmacık 'Fast and the Furious' filmlerinden biri umarım da sonu olur. Aslında bu filmin ilk iki bölümü çok başarılydı, o kadar başarlıydı ki başrol oyuncuları Vin Diesel ve Paul Walker’un hollywood piyasısına girmesine vesile olmuştu. Ancak bu üçüncü bölümde, zorlamalı ve ağızında sakız çiğner gibi bir güneyli aksanı ile konuşan Lucas Black’ın bu ...
Devamını oku
Devamını oku
Bence çok başarılı bir film var karşımızda. Ünlü Arap asılı 'çolak' (bildiğim kadarıyla gerçek hayatta da öyle) Fransız Jamal Debouzze ile Danimarkalı güzel Rasmussen rol aldığı çok ilginç bir film. Filmin siyah beyaz çekilmesi ilk başlarda herkese garip gelebilir ama filmin sonlarına doğru böyle bir yöntem neden tercih edildiğini anlıyoruz. Debouzze zaten son zamanlarda izlediğim en başarılı fransız genç ...
Devamını oku
Devamını oku
Bu film belki müzikleriyle MTV Sinema Ödüllerinde ödül alabilir ama gerçekten B tarzı bir film görüntüsü çizen senaryonun son derece vasat, sıkıcı ve önemlisi hiç mi hiç inandırıcılığı olmadığı bayağı kötü bir film. Oy vermeye bile değmez
Gerçekten yine bir fiyasko ?remake? ile karşı karşıyayız. Benim anlamadığım niye Hollywood ısrarla zaten bilinen, popüler ve kült olmuş filmlerin ?remake? ni yapar, hem bu tarz filmlere harcanan yazık oluyor hem fiyasko ile sonuçlanıyor hem de seyirciler tarafından alay malzemesi oluyor, ?Süpermen Dönüyor? filminde olduğu gibi. Düşünün filmin çoğu kısmında seyirciler kahkahalarla güldü, hayır filmin komikliğinden ...
Devamını oku
Devamını oku
Genelde G. Kore sinemasını, özellikle bol kan içeren korku, gerilim ve 'Old Boy' tarzında mafya filmlerinde başarılı buluyorum, ancak bana göre Dram ağırlıklı özellikle Kim Ki Duk’un çevirmiş olduğu filmleri başarısız ve vasatın altında buluyorum, bu tabii benim görüşüm. Bu filmde 'Old Boy' tarzında biraz daha aksiyona dayalı ama yine aynı tarz bol kan içeren ve arka plan’da klasik müzikler barındıran bir ...
Devamını oku
Devamını oku
bir takım sinema eleştirmenleri aynen şöyle diyordu ?filmi sonuna kadar jenerikleriyle birlikte izleyin jeneriklerden sonra müthiş bir sahne çıkacak karşınıza bu sahneyi sakın ha kaçırmayın, eğer gittiğiniz salonda jenerikler yarıda kesilirse sinema yönetimine şikayetinizi bildirin??.? , evet ben bu söze uyup enayi gibi bu sahneyi (!) bekledim, jenerikler en az 10 dakika sonra fos, evet bir sahne oluyor ancak bu sahne 5 ...
Devamını oku
Devamını oku