Burak H.
Filmler
Diziler
Programlar
4,0
19 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Klavye çalmanın yanısıra kendi şarkılarını da yazan ve bu konuda yetenekli olduğunu düşünen Jon, bir gün sandviçini almış sahil kenarında oturup ilham ararken bir adamın kendini denizde boğmaya çalışmasına tanık olur. İşin ilginç yanı park etmiş bir minibüsün önünde duran bir adamın usanmış bakışları boğulan adamın üzerindedir. Adam, çılgınca bir hareket yaptığını söylediği bu kişinin kendi ...
Devamını oku
4,0
16 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Babasının seneler önce giriştiği maceranın bir benzerini kendisi de gerçekleştirmek isteyen Robyn (Mia Wasikowska), Batı Avustralya’daki Alice Springs’ten Hint Okyanusu’na uzanan, devasa çöllerle kaplı yaklaşık 2750 kilometrelik yolu tek başına almak için kolları sıvar. Bu yolculuğunda ona yalnızca develerin ve çok sevdiği köpeği Diggity’nin eşlik etmesini istediğinden arkadaşlarının ve ailesinin katılma ...
Devamını oku
3,5
16 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Onur Ünlü’nün 2010′dan bu yana Sırrı Süreyya Önder ile birlikte geliştirdiği İtirazım Var, camisinde işlenen bir cinayeti kendi metotlarıyla çözmeye çalışan bir imamın fazlasıyla komik ve bir o kadar aksiyon dolu macerasına odaklanıyor. Polisin, cinayetin failini bulmak için çaba sarf etmediğini, hatta daha sonra kendisini şüpheli ilan ettiklerini fark eden imam, müezzin başta olmak üzere çevresindeki ve yeni ...
Devamını oku
4,0
16 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Ben O Değilim’in hikayesini anlatmak, filmin kendisini seyretmek kadar zor esasında. Kırklı yaşlarının sonundaki Nihat hiç evlenmemiş, bir fabrikanın mutfağında bulaşıkçı ve temizlikçi olarak çalışan bir adam. Nihat’ın kişilik bunalımı, seyircinin onunla tanıştığı ilk dakikadan kendini gösteriyor. Pirselimoğlu’nun tek açı – uzun planlarının da etkisiyle Nihat’ın sıradan rutin yaşantısının her ...
Devamını oku
4,0
14 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Dostoyevski’nin aynı isimli romanından uyarladığı The Double ile şimdiden senenin en iyi filmlerinden birine imza atmış olan Richard Ayoade’nin izinden giden Denis Villeneuve, José Saramago’nun The Double isimli romanını beyazperdeye taşıyor. Aynı isimli farklı kitaplardan uyarlanan bu filmler benzer öyküler sunarken bu sene iki filmle (diğeri Prisoners) karşımıza çıkan Villeneuve’ün gerilimin sularında kendinden ...
Devamını oku
4,0
14 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Fransız aktör Guillaume Gallienne’in beyazperdedeki ilk yönetmenlik denemesi olan Ben, Kendim ve Annem, bundan birkaç ay önce Fransa’nın Oscarları sayılan Cesar Ödülleri’nde yılın güçlü yapımlarından Mavi En Sıcak Renktir, Kürklü Venüs, Göldeki Yabancı, Geçmiş gibi filmleri alt ederek en iyi film, en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu dahil toplamda beş ödül kazanarak bir anda sinemaseverlerin ilgisini çekmişti. ...
Devamını oku
3,0
9 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Bir önceki filmi kadar çekici ve çarpıcı bir öyküyle karşımıza çıkmayan yönetmen, Prisoners’ta küçük kızı bir anda ortadan kaybolan bir babanın gerilim dolu arayış öyküsüne odaklanıyor. Hugh Jackman’ın hayat verdiği bu baba karakteri, kızına olan bağlılığından ya da başka gerekçelerle bu konuda olağan dışı bir obsesyon örneği sergiliyor. Öte yandan kaçırılan kızın katilini arayan dedektif ...
Devamını oku
5,0
9 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Bugüne kadar oturup ciddi bir şekilde düşünmemiş olsam da en sevdiğim yönetmeni sorsalar biraz bekledikten sonra vereceğim yanıt Paul Thomas Anderson olurdu sanırım -en azından sıralayacağım birkaç isimden biri olacağına şüphem yok. Kendisiyle olan tanışıklığım bundan uzun seneler önce Boogie Nights ile olmuştu ve ergenliği keşfetmekle meşgul olduğum vakitlerde sinemanın bir başka yüzünü göstermişti bana. ...
Devamını oku
2,0
9 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Bugüne kadar çevrilen sayısız Victoria dönemi dramasından hiçbir yönüyle ayrılmayan Görünmez Kadın, aynı şekilde fazlasıyla alışık olduğumuz bir yasak aşk masalının önümüze yeniden servis edilmiş hali. Belki diğerlerinden farklı olarak hikayeyi değiştirecek bir kötü karakter eksikliği çekiyor oluşu, filmi bir seviye farklı bir noktaya konumlandırabilir. Lakin o hikayelerdeki kötü olarak tabir ...
Devamını oku
3,5
9 Nisan 2014 tarihinde eklendi
2003 (Belleville’de Randevu) ve 2010 (Sihirbaz) tarihli animasyon filmleriyle adını tüm dünyaya duyuran ve birbirinden iyi eleştirilerin odak noktası haline gelen, Fransız animasyonlarının tadını bir kez daha hepimize layığıyla tattıran Sylvain Chomet, ilk uzun metraj filminde tebessümü bol bir drama ile karşımıza çıkıyor. Annesi ve babasını iki yaşında kaybeden, şimdilerde otuz üçüncü yaşını kutlayan Paul, ...
Devamını oku
4,0
9 Nisan 2014 tarihinde eklendi
2002 tarihli İspanyol Pansiyonu’nda maceralarına ilk kez tanık olduğumuz Xavier, Martine ve Isabelle ile seyirci 2005′teki Rus Bebekler’de tekrar buluşmuştu. Yönetmen Cedric Klapisch aradan 8 sene sonra hikayesine Aşk Bulmacası ile devam ediyor. İlk filmde yazı geçirmek için gittiği Barcelona’da tanışan Xavier ve arkadaşları artık kırk yaşına merdiven dayamış, Xavier ve Wendy evlenip iki çocuk sahibi olmuştur. ...
Devamını oku
5,0
7 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Wes Anderson gibi bir dahinin Amerikan sinemasına birkaç beden fazla geldiğini söylemek biraz cesurca bir söylem olsa da biraz düşününce haklılık payı olduğunu fark edebiliyoruz. Uçuk kaçık filmlerinde hayal dünyasıyla gerçekliği pastel betimlemeler ve karakterlerle birleştiren usta yönetmen, en son Moonrise Kingdom ile kariyerinin zirve noktasına ulaşmıştı. Bu kadar iyi bir filmden sonra gelecek eserinin ne kadar ...
Devamını oku
2,5
6 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Terry Gilliam’ın distopik sinemaya uzak olmadığını herkes bilir. Daha doğrusu distopya denince akla gelen ilk filmlerden Brazil ve Twelve Monkeys’in bu adamın elinden çıktığını herkes bilir. Yetmiş iki yaşındaki emektar sinemacı, yaşına başına bakmadan yeniden dünyanın ve insanlığın gittiği bok çukurunu resmetmek adına yönetmen koltuğuna geçiyor; yanına ise çok kısa bir süreçte ünlenip kariyerinin en ...
Devamını oku
3,0
6 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Hollywood’un göbeğinde bağımsız sinemaya tutunmaya çalışan Darren Aronofsky’nin epik bir film yapma çabası uzun bir süreçten oluşuyor. 2006 tarihli Kaynak (The Fountain) ile bu konudaki iddiasını güçlendiren ve sinema seyircisine umut veren yönetmen, uzun süren hazırlıklar sonrasında dinsel inanışlara göre insanlığın ilk yıllarında geçen bir hikayeyi ele aldı. Öncesinde Siyah Kuğu ve Şampiyon ile kariyerini ...
Devamını oku
2,5
6 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Geçtiğimiz aylarda James Schamus’un jüri başkanlığında Berlin Film Festivali’nin büyük ödülüne layık görülen İnce Buz Kara Kömür, yönetmeni Diao Yinan’ın üçüncü uzun metraj çalışması. Hong Kong’un varoş bir semtinde geçen bir dizi cinayetin failini bulmaya çalışan iki polis memurunun yaşadıklarını anlatan film kara komedi ile kara polisiye türleri arasında gidip gelen, film noir ekseninden şaşmasa ...
Devamını oku
3,0
6 Nisan 2014 tarihinde eklendi
Stephen Frears’ın İngiliz sineması için gelgitli yönetmenlerinden biri demek mümkün. Dangerous Liaisons, High Fidelity gibi önemli yapımların altında imzası bulunurken öte yandan geçtiğimiz sene Lay the Favorite gibi gereksiz bir film de yapmıştı. Elbette Frears’ın esas uzmanlığının televizyon sektöründe olduğu biliniyor fakat İngiliz kanı sinema perdesine değince ne olursa olsun bir şans vermek gerekiyor; bu ...
Devamını oku
1,5
15 Mart 2014 tarihinde eklendi
“Ya da bağlamayın” diye başlamak gerekiyor yazıya aslında. Ferzan Özpetek’in Serseri Mayınlar sonrasındaki düşüşünü ivmelendiren Kemerlerinizi Bağlayın için daha olumlu ne söylenebilir, gerçekten bilmiyorum. Kendisinin de daha önce defalarca işlediği ucuz romantizm öykülerinden bir diğerini barındıran ve duyguları sömüren yapısı, alışılmış işlenişi hesaba katıldığında belli ki İtalyan ve Avrupalı ...
Devamını oku
0,5
15 Mart 2014 tarihinde eklendi
Vakti zamanında yapılmış, kendini biraz da nostaljik bakış açısının hatırına seyrettiren yarış filmleri 2001 yılında Hızlı ve Öfkeli'nin gelmesiyle rafa kaldırılmıştı. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Paul Walker ve Vin Diesel'in başrolünü oynadığı film, taze iş arayanlar için biçilmiş bir kaftan görevini görürken neredeyse her sene çekilen ve artık çöp kutusu inşası haline gelen devam filmleriyle ...
Devamını oku
3,5
13 Mart 2014 tarihinde eklendi
İzmir’ in ‘varoş’ diye tabir edebileceğimiz bir bölgesinde geçen konuda, ‘obsesif kompulsif’ düzeyinde temizlik hastası bir annenin üç çocuğuyla beraber yaşam mücadelesi anlatılmış. Gerçi filmdeki anlatıma bakarak konuyu hayatla verilen kavga olarak adlandırmamak gerek. Deniz Akçay Katıksız senaryosunu kaleme alırken, toplumsal rolleri değişen bireyler üzerinden psikolojik değerlendirmeler sunmaya gayret ...
Devamını oku
3,5
13 Mart 2014 tarihinde eklendi
Hala hayatta olan Uzakdoğulu yönetmenler çetelesini tuttuğumuzda zirveye oynayacak isimlerden Wong Kar Wai'nin 2007'de Hollywood'a transfer olarak kariyerindeki en büyük (tek) düşüşü yaşadığı Benim Aşk Pastam'ın ardından çektiği epik Kung Fu eseri Büyük Usta, geçtiğimiz sene Berlin Film Festivali'nin açılış filmi olarak görücüye çıkmıştı. Ülkemizde bir türlü vizyon şansı elde edemeyen film, sonunda !f ...
Devamını oku
3,5
6 Mart 2014 tarihinde eklendi
2006 tarihli filmi 300′ın (300 Spartalı) devam filmi olan 300: Bir İmparatorluğun Yükselişi’nde yapımcı ve senarist olarak görev almayı tercih eden Zack Snyder, yönetmen koltuğunu ise beyazperdede ikinci deneyimini yaşayan Noam Murro’ya bıraktı. Frank Miller’ın Xerxes isimli çizgiromanından uyarlanan bu devam filmi, esasında ilk filme paralel ilerliyor ve Kral Leonidas’la Tanrı Kral Xerxes’in savaşıyla aynı anda ...
Devamını oku
4,0
1 Mart 2014 tarihinde eklendi
2000 tarihli Fasulye ile kendisine sıkı bir takipçi kitlesi edindikten sonra televizyon seyircisini neşelendirme yolunu seçen Tekay, onca yıldan sonra sahte belgesel diyebileceğimiz ama aslında demesek de kabul görecek Böcek ile karşımıza çıkıyor. Film içinde film diyebileceğimiz bir teknikle, tamamen amatör ruhla hazırlanmış bir yapım Böcek. Hani çılgının biri çıkar da saçma sapan bir senaryo kurar kafasında, ...
Devamını oku
4,5
1 Mart 2014 tarihinde eklendi
Dostoyevski’nin bugüne kadar niçin beyazperdeye uyarlanmadığı konusunda bir fikrimin olmadığı kısa romanı Öteki’yi alıp kendi bakış açısıyla harmanladıktan sonra sinemaya aktaran Richard Ayoade, ikinci yönetmenlik deneyiminde ilkinde olduğu gibi komedinin sularında gezinse de işin boyutunu biraz değiştiriyor. Jesse Eisenberg ve Mia Wasikowska’nın başrollerinde yer aldığı Öteki, yönetmeninin hayranlık ...
Devamını oku
2,0
19 Şubat 2014 tarihinde eklendi
Jesse Eisenberg, Dakota Fanning ve Peter Sarsgaard gibi üç ünlü oyuncunun performanslarıyla eşlik ettiği film, başlarda seyircisini kendine çekmeyi kolayca başaran bir hikayeye sahip. Reichardt, her daim birlikte çalıştığı senarist Jonathan Raymond ile oldukça merak uyandırıcı ve ilgiyi üzerinde toplayan bir başlangıç yapsa da filmin düşük temposuyla bu ilgiyi ayakta tutmayı başaramıyor. Doğanın artık tamamen ...
Devamını oku
2,5
14 Şubat 2014 tarihinde eklendi
Matthew McConaughey’in hayat verdiği Ron, amiyane tabirle toplumsal cinsiyet bakış açısının bir erkeğe yüklediği her türlü özelliğe sahip, para için pek çok şey yapabilecek bir erkek karakter. Para için arkadaşlarını kandırıyor, seksi ise hayatından hiçbir şekilde eksik etmiyor. Varoşlarda yaşayan, cahil ve bilgisiz bir profile sahip olan Ron’un bu özellikleri onun başına çok belalar açıyor: Korunmasız ...
Devamını oku
4,5
10 Şubat 2014 tarihinde eklendi
Filmin ilk bölümünde bazı sosyal ve politik göndermeler eşliğinde Adam ve Eve’in yaşamlarına göz attıktan sonra ikinci bölümünde Eve’in çılgın kız kardeşi Ava’nın (Mia Wasikowska) hikayeye dahil olmasıyla işler değişir. Ava, hem ablasından hem de eniştesinden farklıdır. Attığı adımlarda ikinci kez düşünmeyi sevmediği bellidir, pişman olmaz ve gözü doymaz. Eve ve Adam’ın görevi ise bir zaman sonra ...
Devamını oku
4,0
5 Şubat 2014 tarihinde eklendi
Üç saat gibi standartların biraz üstündeki süresince seyirciyi ayakta tutmayı başaran Para Avcısı için söylenecek ne kadar olumlu şey varsa bir o kadar olumsuz şey de vardır deniyor. Filmin ilk gösterimi sonrasında yuhalanmasından böyle bir ayrımın ortaya çıkacağı en başından belliydi aslında fakat kimin, hangi safta yer alacağını kestirmek de hayli zordu zira Scorsese’nin filmi oldukça riskli bir işe ...
Devamını oku
2,5
5 Şubat 2014 tarihinde eklendi
Hancock’un film tekniklerini sorgulamak kimseye düşmez fakat iddialı bir şeyler yaparken oturup düşünmek her sinemacının görevidir. Saving Mr. Banks’i yapmadan önce ne kadar düşündü bilmem fakat bazı şeyleri iki kez tartması filmini daha değerli kılabilirdi. İki ayrı hikayeyi, birbirleriyle bütünlük yakalamaksızın sunan yönetmen, Saving Mr. Banks’in seyircisini uzunca bir süre kucaklamasına engel olan tercihi ...
Devamını oku
3,0
31 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Filmin anlattığı hikayeye baktığımızda Howard’ın iki ralli pilotunun üç yıllık bir süreçteki inişleri ve çıkışlarını, farklı boyutlarda ele almaya çalıştığını görüyoruz. Fakat yönetmen bunu yaparken kendinden emin davranamıyor, muhtemelen bazı konularda çekingen davranıyor. Elinde iki tarihi figür varken hangisine odaklanacağını bilemediği gibi bu figürlerin çevresinde dönüp dolaşan olaylar ve ...
Devamını oku
2,5
28 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Greengrass’in, filmde gemiyi ele geçirme kısmını oluşturan ilk bölümü hayli iyi kotardığı bir gerçek. Gerilim ve aksiyon dozu iyi ayarlanmış, oyuncuların ikinci bölüme göre daha profesyonel performanslar sergilediği ve senaryo açısından da daha kabul edilebilir, bayatlık kokmayan ilk saatin ardından gelen bölüm ise tam anlamıyla fiyasko. Bülbül gibi İngilizce şakıyan Somalili korsanlar mı dersiniz, ABD deniz ve ...
Devamını oku
4,0
27 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Allen, bugüne kadar sayısını hiçbir zaman net olarak bilebileceğimize inanmadığım kadar senaryo yazıp film yönetmiş, bunların önemli bir kısmında da rol almış ilham verici bir isim. Birçoğuna göre Hollywood’un hala hayatta olan en önemli iki yönetmeninden biri (diğeri Martin Scorsese). Bana kalırsa Scorsese ile tamamen farklı kulvarlarda seyretmelerine rağmen kendi sularından hiçbir şekilde ayrılmaması ve kendi ...
Devamını oku
4,0
26 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Hollywood’un eleştirilecek yönü çok, bunu özellikle ödül sezonunun en yoğun yaşandığı dönemlerde dile getirmek ise oldukça doğal. Fakat bu lider sinema sektörünün dünyanın diğer köşelerinde çok sık rastlayamadığımız özel ve önemli bir yönü de var: Metot oyunculuğu. Amerikanlar ucuz ve basit sinemacılar yetiştirdiği kadar on yıllardır sanatın varlığını kutlayan yetenekli performans sanatçılarını da ...
Devamını oku
1,0
24 Ocak 2014 tarihinde eklendi
İlk senaryo deneyimini Şeytanın Günü ile yapan Lindsay Devlin de yüksek riskli bir işe girişmiş gözüküyor. Daha önce Türkiye sinemasındaki pek çok örnek dahil kutsal kitapların çeşitli ayetlerinden yola çıkarak senaryo yazma gafletine düşen Devlin, yeni evli bir çiftin balayı sırasında yaşadıkları esrarengiz olayların ertesine odaklanıyor. Sam ve Zach, herkesin hayalini kurduğu bir ilişki yaşamakta olan ...
Devamını oku
2,5
15 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Russell’ın önceki filmlerini seyredenler, yönetmenin karakter analizi konusunda ne denli başarılı olduğunu, seçtiği oyuncuların ise bu amaç doğrultusunda yapılacak en iyi tercihlerden oluştuğunu bilir. The Fighter bilindik bir spor filminden ziyade ağır bir aile draması iken Silver Linings Playbook yaratıcı ve sinema-edebiyat ilişkisine hizmet eden bir uyarlamaydı. American Hustle içinse böylesi övgü dolu tanımlar ...
Devamını oku
5,0
14 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Hiç şüphe yok ki Coen Kardeşler bu sektöründe kendini kanıtlamış yönetmenler listesinde zirveyi zorlamakta ve artık onların sinemasında birer imge haline gelmiş kara komediyi yedirdikleri her türden filmleriyle sinema seyircisini memnun etmekte iddialarını koruyor; üstelik güçlendiriyor. Sen Şarkılarını Söyle de bu yolculuklarında adeta parlayan, içinde bulunduğumuz sezonun da en nadide işlerinden biri olarak kendini ...
Devamını oku
4,0
14 Ocak 2014 tarihinde eklendi
Efsane animasyon stüdyosu Disney, geçtiğimiz sene Pixar'la yaptığı işbirliğinden ortaya çıkan Brave'in prensesi Melinda ile ilk kez ebeveynleri yaşayan bir Disney prensesi tiplemesi yaratarak oyunu bozmuştu. Olay Pixar'ın özgünlüğünden kaynaklanadursun, animasyon şirketinin özellikle ABD'de övgülere doyamayan son filmi Frozen'da başta ölü ebeveyn olmak üzere alışkın olduğumuz tüm Disney ögelerine muhteşem bir geri ...
Devamını oku