Filmler
Diziler
Programlar
1931 yapımı Frankenstein filminin Tim Burton’ın gözünden yeniden çekimi olan görüntüler siyah beyaz bir dünya sunuyor. Orijinalinde canlandırılmak istenen bir insan iken bu defa karşımızda bir köpek var. Köpek Sparky kocaman gözleri, küçücük yuvarlak burnuyla ve vidalanmış boynuyla çok şeker :) Üstelik sahibi Victor’a derin bir sevgi ile bağlı. Öyküdeki diğer karakterler ise birbirinden yaratıcı ve eğlenceli.
’un ön gösterim olanağı ile izlediğim Argo, gerilim ve heyecan dozajı yüksek bir film.
Argo bu yılın en iyi yapımlarından. Oyunculuk, senaryo, konsept kusursuz. Dördüncü uzun metrajlı filmini yöneten Ben Affleck takdiri hak ediyor. Gerçek görüntüleri belgesel havasından çıkarıp bu kadar çarpıcı bir şekilde kurgulamak kolay değil.
Argo bu yılın en iyi yapımlarından. Oyunculuk, senaryo, konsept kusursuz. Dördüncü uzun metrajlı filmini yöneten Ben Affleck takdiri hak ediyor. Gerçek görüntüleri belgesel havasından çıkarıp bu kadar çarpıcı bir şekilde kurgulamak kolay değil.
Sinema tarihinde gençler üzerinde yarattığı etki ile fenomen olan ve beş filmdir süren Alacakaranlık Efsanesi sona erdi. İtiraf etmem gerekirse serinin 2008 yılında çevrilen ilk filmi Twilight / Alacakaranlık hiç mi hiç ilgimi çekmemişti. İlkini izlemediğim için diğerleri de çok umurumda olmamıştı. Stephenie Meyer’in aynı adlı romanından uyarlanan seri, son filme gelene kadar kendi mitolojisini, kültürünü ve ...
Devamını oku
Devamını oku
Togan Gökbakar’ın yönetiminde yaklaşık iki saat süren komedi filminin senaryosu Şahan Gökbakar’a ait. Tanıtım filmi oldukça eğlenceli gözükmesine rağmen süresini uzun, romantik filmlere göndermelerinin tatsız olduğunu düşündüğüm bir film Celal ile Ceren.
Uçuş, baştan sona gerçekmiş hissi yaratan ve özel efektler ile boğulmamış ancak süresini sıkılacak kadar uzun bulduğum bir dram. Sonuç olarak; yalanın tükendiği anda işe tanrının karışması fikrini sevmedim, uyuşturucu ve alkol kullananların dramını efekte boğmadan empati kurmamızı sağlayacak şekilde aktarmak güç. Alkol, olağanüstü yetenek, uyuşturucu, kaza, mutsuzluk, yürütülemeyen evlilik, doğru yolu ...
Devamını oku
Devamını oku
Unutmaya başladığımız zamanlarda karşımıza çıkan ünlü oyuncular ve performansları filmin sürprizlerinden :) Tarantino hatırlamayı ve hatırlatmayı seviyor. Şiddeti bile kara mizahla karıp kendi tarzında yansıttığı kareler yine bolca konuşulacak. Oyunculukların çok iyi olduğunu belirtmekte fayda var. Şimdiye dek 19 ödül kazanan filmin, Oscar’da dahil 38 dalda daha adaylığı bulunuyor. Christoph Waltz, Leonardo ...
Devamını oku
Devamını oku
Umut Işığım, Pat ve Tiffany’nin sıra dışı ilişkisini sıkmadan ve ritmi bozmadan başarıyla bizlere aktarıyor. Oyunculuklar çok iyi. Sadece başrol, yardımcı oyuncular açısından da değil, yan roller de etkili. Bradley Cooper’ı filmin başlarında biraz eğrelti bulmama rağmen sonrasında sevdim. Jennifer Lawrance ise star ışığı dediğimiz ışıltısını bulunduğu her sahnede sergiliyor. İkilinin uyumu etkileyici. ...
Devamını oku
Devamını oku
Etkili oyunculukları ile dikkat çeken ve üç Oscar adaylığı olan The Master & Usta Paul Thomas Anderson‘ın yönettiği ve büyüleyici sinemasal anlatımı ile hatırlanacak bir film olmuş.
Umduğum tarihten geç izleyebildiğim 137 dakikalık filmin, kısmen Scientology tarikatının kurucusu Hubbard ile ilgili olduğu biliniyor. Hatta bu tarikatın bildik üyelerinden Tom Cruise’dan vizyona girmeden önce filmin izletilip fikrinin alındığı söylenmişti.
Umduğum tarihten geç izleyebildiğim 137 dakikalık filmin, kısmen Scientology tarikatının kurucusu Hubbard ile ilgili olduğu biliniyor. Hatta bu tarikatın bildik üyelerinden Tom Cruise’dan vizyona girmeden önce filmin izletilip fikrinin alındığı söylenmişti.
Bir süredir bilim kurgu sinemasının bir parçası olan kıyamet senaryolarına boğulmuş ancak umduğumuzu çoğunlukla bulamamıştık. Oblivion’da fragmanı izlediğimiz, görsellerine tıkladığımız ancak geniş bilgi sahibi olamadığımız tam bir kapalı kutu yapımdı.
Ne ile karşılaşacağımı bilemediğim bir belirsizlikle gösterime giren Oblivion’ı izledim. Eleştirdiğim bir iki yanı dışında , gelecek vizyonuna ...
Devamını oku
Devamını oku
Kötü Ruh yıllar sonra bize gençlik – çocukluk günlerimizi hatırlatırcasına geri döndü. İlkini 1981 yılında izlediğimiz film; çimenlerin üzerinde rahat rahat uzanamamamıza, ormanlara temkinli bakmamıza ve yatmadan önce odamızı ışık seline boğarak uykusuz geceler geçirmemize sebep olmuştu.
Uruguaylı yönetmen Fede Alvarez, ilk uzun metraj filmi olan Kötü Ruh’u sağlam karakterlere oturtup bizi sıkmadan ve ...
Devamını oku
Devamını oku
’un davetlisi olarak ön gösterimine katıldığım Stoker, yönetmenin ilk İngilizce filmi. Her sahnesi tablo gibi işlenmiş, zaman zaman temposu düşmesine rağmen merak duygusunu hep canlı tutan, kült olmaya aday…
Açıkçası en sevdiğim Marvel karakterlerinin başında gelen Iron Man, serinin diğer filmlerinde bende hayal kırıklığı yaratmıştı. Her ne kadar oyunculuklar konusunda cuk oturmuş desem bile umduğum coşkuyu ve heyecanı bulamamış, bu karaktere küsmüştüm. Ancak bu defa Iron Man gönlümü tekrar kazandı...
spoiler: Iron Man 3, ilk yarısını izlerken bir heyecan yaratmamasına rağmen ikinci bölümde toparlanıyor ve işte ...
Devamını oku
Devamını oku
Başta Alacakaranlık Serisi ile aşık atmaya çalışan bir görüntüde ilerleyen film, açıkçası beni şaşırttı. Hatırlayacağınız üzere, Alacakaranlık çokları tarafından alaya alınmasına rağmen benim çok sevdiğim bir seri.
124 dakikalık filmimiz, karakterler, kimi zaman muhteşem oyunculuklar, görüntü yönetimi ve Ethan’ın gözünden anlatılan sahnelerde kullanılan karanlık sahneler açısından oldukça ...
Devamını oku
Devamını oku
Boris Vian’ın başyapıtı L’Écume des jours & Günlerin Köpüğü’nden, Michel Gondry tarafından uyarlanan filmi çok ama çok uzun zamandır bekliyordum.
Fransız müzisyen ve yazar Boris Vian’ın bu sürrealist ve şiirsel romanını okuyanlar bilirler. Her satırını şaşkınlıkla karşılayıp, gözünüzde canlandırırsınız...
spoiler: İlk yarısını gülümseyerek ve okuduklarımın canlandırılmış halini ...
Devamını oku
Devamını oku
Filmi ‘un ön gösterim daveti ile izledik.
Uzaydaki heyecanlı seyahatine 1966 yılında bir TV dizisi olarak başlayan Star Trek (Uzay Yolu) ve Atılgan, yüzlerce kez roman, video oyunu, hikâye 6 TV dizisi ve 12 filmden sonra 13. sinema filmiyle beyaz perdeye geldi. Hem de ne gelmek!
Bir çok film sitesinin 8 ve üzeri notlar verdiği Bilinmeze Doğru: Star Trek’i mutlaka izleyin.
Uzaydaki heyecanlı seyahatine 1966 yılında bir TV dizisi olarak başlayan Star Trek (Uzay Yolu) ve Atılgan, yüzlerce kez roman, video oyunu, hikâye 6 TV dizisi ve 12 filmden sonra 13. sinema filmiyle beyaz perdeye geldi. Hem de ne gelmek!
Bir çok film sitesinin 8 ve üzeri notlar verdiği Bilinmeze Doğru: Star Trek’i mutlaka izleyin.
Bu yılın en çok beklenen bir başka filmi Man of Steel, bir çok Superman hayranını tatmin etse bile bazılarını da hayal kırıklığına uğrattığı kesin…Yeni Superman uyarlamasının David S. Goyer ve Christopher Nolan tarafından yazılacağı ortaya çıktıktan sonra Batman serisindeki gibi biraz daha farklı bir bakış açısı ile yorumlanacağını tahmin etmek zor olmamıştı.
Klasik Superman severler bir miktar burun ...
Devamını oku
Devamını oku
Guillermo del Toro’nun, Legendary Pictures işbirliği ile çektiği bilim kurgu film; kısaca dev robotların, Kaiju adı verilen dev canavarlara karşı savaşını konu alıyor.
Guillermo del Toro’yu yaratıcı bulmamak mümkün değil ama yönetmenlik konusunda hep bir eksiği oluyor. Bu kadar ortalama bir film yapıp, üstüne bir de kötü oyunculuk eklenince beklenti içerisinde filmi izleyenlere haksızlık olduğunu söylemek ...
Devamını oku
Devamını oku
Blomkamp, düşük bütçeli District 9 ile geleceğe dair kaygılarını sert ve neredeyse belgesel tadında yansıtarak, bizler için tekrar tekrar izlenen bir kült film ortaya koymuştu. Bu defa, yüz milyon dolarlık bütçesi ile, distopik bir gelecekte geçen ve yıldız oyuncu kadrosuyla kotarılmış bir stüdyo filmi olan Elysium ile karşımızda.
Sonuç olarak Elysium, ağzımıza bir kaşık bal çalıyor ve keşke bu kadar gişe ...
Devamını oku
Devamını oku
X-Men serisi ile haşır neşir olanlar bilir, seriye ait münferit filmlerden The Wolverine vizyona girdi, fragmanları ve genel halleri pek umut vaad etmeyen film beklenmedik derecede başarılı olmuş…
Tabii başarılı olmuş derken yine de sıkı çizgi roman takipçilerinin, X men dünyasını sular seller gibi ezberleyen, karakterlerin ciğerini bilenler için değil, sıradan sinema izleyicileri çizgi roman uyarlamalarını sevenler ...
Devamını oku
Devamını oku
Modern zamanların unutulmaz kahramanı Steve Jobs’ın etkileyici yaşam öyküsü, prömiyerini bu yıl Sundance Film Festivali’nde yapmış ve beğenilmemişti. Jobs’ın hayatının 1971 – 2000 yıllarını kapsayan film; gençlik yıllarından, hayallerinden, hayallerine kavuşmasından ve her şeyin bittiğini düşündüğü anlarda bile yılmadan yoluna devam etmesini ve hep daha iyisini yapma çabasını konu alıyor. Tüm bunlar ...
Devamını oku
Devamını oku
Devamı çekilir mi bilinmez! Aldığı eleştiriler Ghostbusters ve M.I.B karması şeklinde, zaten roman ilk Men In Black filminden sonra çıkmış. Siyahlı adamlar işlerini uzaylılar ile hallederken bizim rahmetli polisler de ölüler ile uğraşıyor. Şans vermekte fayda var ;)
92 dakikalık süre boyunca, tekrar sahnelerinin bolluğu ve gerilim dozunun zaman zaman düşmesine rağmen ürkütücü bir film Şeytan Tohumu. Her dini inanışta kendine özel yeri bulunan Şeytan, cin… bu filmde dibbuk adı ile anılıyor. Bu tür filmlerde kullanılan kasvet, karanlık, ürkütücü piyano sesleri ve genel gidişat ise şaşırtmıyor. Korkmak için kan görmeye ihtiyaç duymayan, karanlık atmosfer ve bu tür konulara ...
Devamını oku
Devamını oku
Son zamanlarda Londra, Barcelona, Paris, Roma derken bizlere güzel bir Avrupa turu izleten Allen, bu defa öyküsünü New York merkezli anlatıyor.
Her Woody Allen filmi gibi Blue Jasmine’de de güçlü bir oyuncu kadrosu var. Cate Blanchett’in yanı sıra Alec Baldwin, Sally Hawkins ve Peter Sarsgaard göz kamaştırıyor :)
Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmin ilham kaynağı Tennesse Williams’ın İhtiras Tramvayı adlı romanı. ...
Devamını oku
Devamını oku
Son zamanlarda çok az filmi “Gravity” kadar merak ve heyecanla beklemiştim. Uzayı iliklerime kadar hissettiğim bu bilim kurgu film, belleğimde bir klasik olarak hemen yerini aldı.
Alfonso Cuaron’un tüm yönetmenlik hünerlerini sergilediği ve yaptığı işi basamak basamak yücelterek sunduğu Gravity, 91 dakilalık süresi boyunca bir solukta izlenen bilimsel bir kurgu olmuş.
Yılın kuşkusuz en iyi filmlerinden Gravity & ...
Devamını oku
Devamını oku
Daha önce aynı ikilinin elinden çıkma Superbad ve Pineapple Express’i hatırlayanlarınız vardır. İzleyenleri fazla önemesemeden, sanki kendileri için ev videosu çekiyorlarmış havası estirdikleri bu filmlere bir yenisi eklendi “Buraya Kadar & This Is the End” :)
İzleme listemde olan bu filmden açıkçası keyif aldım, sizin de hoşunuza gidebileceğini düşünüyorum. Bence, “Buraya Kadar & This Is the End” bu ...
Devamını oku
Devamını oku
Thor : Karanlık Dünya 3D olarak vizyona girdi. Filmin geneline yayılan özel efektler ise zaman zaman animasyon izliyormuş hissi uyandırıyor. İlki kadar ilgi çekici olmasa bile keyifle izlenen, heyecan verici bir film olmuş.
Bu arada her Marvel filminde olduğu gibi, film bitiminde hemen çıkmayın :) jenerik bitişi ile birlikte bizi iki sürpriz sahne bekliyor.
Bu arada her Marvel filminde olduğu gibi, film bitiminde hemen çıkmayın :) jenerik bitişi ile birlikte bizi iki sürpriz sahne bekliyor.
Bu yılın bilim kurgu filmleri açısından ne kadar zengin, ne kadar dolu ve keyifli geçtiğini, bu anlamda unutlmaz bir yıl yaşadığımızı her fırsatta dile getiriyorum, yılın son büyük bilim kurgusu Ender’s Game: Uzay Oyunları’nı ön gösteriminde izleme şansı buldum. Film hiç beklemediğimiz yerden vurdu ve müthiş çıktı!
Ender’s Game Orson Scott Card’ın kaleme aldığı eski bir bilim kurgu öyküsü aslında. ...
Devamını oku
Devamını oku
“Ölümcül Oyuncaklar: Kemikler Şehri & The Mortal Instruments: City of Bones” sıkılmadan izleyebileceğiniz ancak fazla beklenti içerisinde de olmamanız gereken fantastik bir gençlik filmi.
Cassandra Clare’ın “Kemikler Şehri – Ölümcül Oyuncaklar” serisinden uyarlanan film, sihirli kupayı ele geçirmek için kıyasıya mücadele eden İblisler ve İblis Avcıları arasındaki savaşı anlatıyor.
Harald Zwart’ın ...
Devamını oku
Devamını oku
Korkmayı özleyenlere ilaç gibi gelecek “Korku Seansi & The Conjuring” oldukça etkileyici bir film. Yaz döneminde vizyona giren filmi oldukça geç bir saatte ve loş bir ortamda izledim. İzledikten sonra uyumak için güneşin doğmasını beklediğim Korku Seansi & The Conjuring ‘i, beğenmediğim bazı sahnelerinin olmasına rağmen korku filmi sevenlere öneririm.
Korkmak güzeldir diyor, izlemeyi düşünenlere şimdiden iyi seyirler diliyorum
Korkmak güzeldir diyor, izlemeyi düşünenlere şimdiden iyi seyirler diliyorum
Ben Su ve Ateş'i izledim ancak blogumda yorumlama fırsatı bulamadım. Günah çıkarmak gibi olacak belki ama Özcan Deniz'in seri halde yazıp yönettiği filmleri kız kardeşlerimle birlikte düzenli olarak izliyoruz. Çoğu özgün olmasa bile bir şekilde kendine çeken filmler bunlar... Su ve Ateş için ise Özcan Deniz'in yönetmenliğine geçer not vermek mümkün ancak bence artık oyunculuğu bir kenara bırakmalı. Asmalı Konak ...
Devamını oku
Devamını oku