Korkunun Sesi (Echoes of Fear) bu hafta vizyona girecek bir korku filmi. Bir çok korku filmi festivalinde gösterilen ve olumlu eleştiriler alan filmin yönetmenleri Brian Avenet-Bradley, Laurence Avenet-Bradley ve filmdeki hayaleti canlandıran Türk oyuncu Elif Savaş ile filmi konuştuk.
Hande Kara: Öncelikle filmin doğuş hikayesinden biraz bahsedelim isterseniz, sanırım film bir dönem yaşadığınız bir evde tuttuğunuz bazı gizemli notlara dayanıyor?
Laurence Avenet-Bradley: Evet, Echoes of Fear ile ilgili düşüncelerimiz ilk olarak yaşadığımız evden doğdu, hatta o evde yaşamaya devam ediyoruz.
Brian Avenet-Bradley: 10 yıl kadar önce bu eve taşındık. Hepimiz biliyoruz ki, her evden ürpertici sesler gelir -gıcırtılar gibi-. Ama fark ettik ki bu evde bundan daha fazlası vardı. Bir tepeye inşa edilmesi dolayısıyla evin kendine has bir mimarisi vardı. Her bir merdiven diğer kattakine bağlanıyordu. Yüksek tavanlarıyla, çok fazla merdiveni ve garip boş alanları olmasıyla oldukça eşsizdi. Uyuduktan sonra garip olaylarla karşılaşmaya başladık. Geceleri telefon hattı gidip geliyor, duvarlardaki borulardan ses geliyor, koridorlardan ayak sesleri geliyordu.
LO: Taşınmamızdan kısa süre sonra bir gece, sanki altımızdan geliyormuş gibi kedi ciyaklama sesleriyle uyandık. Ertesi sabah, crawl space'i araştırdım. Ama orada ne bir kedi vardı, ne de kedinin girebileceği bir yer vardı. Brian'ın dediği gibi, hatların cızırdamasını duyabilir ve dehşete düşebilirdik.
Brian: Bir sebepten dolayı kadın şekli olduğunu bildiğim karanlık bir şekil görünce işler kızışmaya başladı. Bir keresinde yatağın kenarında otururken sırtını bana dönük bir şekilde onu gördüm. Bir seferinde de uyandım ve onu büyük yatak odasında ayaktayken gördüm. Bana doğru koştu ve çığlık atarak sıçradım. Bu LO'yu uyandırdı. Bu olduğunda çok sinirlendi. Bunun gibi birçok garip olay oldu. Not almaya, her şeyi yazmaya devam ettik. Hikayeyi açığa çıkaracak şeyler hakkında daha fazla konuşamayız.
H.K: Film birçok festivalde gösterildi ve iyi karşılandı. Korku filmi festivalleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bağımsız filmler için ne kadar önemliler?
LO: Festivaller sinemacıların izleyicilerden anında duygusal etki ya da korku faktörü açısından tepki almalarını sağlıyor. Onların hikayeye verdikleri tepki, endişeleri ve korkuları karşı konulamaz oluyor. Bence 7 Best Feature ödülü almak insanların fark etmesine yardımcı oldu ve dağıtımcıların dikkatini çekti. Keşfettik ki, büyük festivaller öncelikle dağıtımcı sahibi olan ya da yapımcılarla iletişim içinde olan filmleri gösteriyorlar. Yani dağıtımcısı olmayan indie filmler için bu festivallerde pek fazla seçenek yok. Ödül kazanmak ilgileri filme çekmek ve dağıtımcıların dikkatini çekmek konusunda yardımcı olabilir.
Brian: Festival yapmak ve ödül kazanmak bizim için çok şey ifade ediyor. Çünkü, halkın ilgisini çekmeye yarıyor. Yüksek bütçeli filmlerle yarışmak zor. Yani her şey sözün ağızdan çıkması ve yayılmasıyla ilgili. Festivalleri ve ödülleri potansiyel satış ajanslarıyla iletişime geçmek için kullandım. "Bakın başka bir festivalde daha varız ve bir ödül kazandık." Sanırım 4. En İyi Film Ödülü'nün ardından Jinga Films filmi uluslararası olarak pazarlama konusunda konuşmak istedi. Diğer türlü olsaydı yine de alırlar mıydı? İhtimal dahilinde, ama sürekli e-mail gönderme konusunda harika bahanemiz oldu.