Türkiye’nin ilk ve tek erişebilir film festivali olan Engelsiz Filmler Festivali, 10. yılında fiziksel ve çevrim içi gösterimleriyle sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor. Dünya ve Türkiye sinemasından 39 filmi erişilebilir olarak seyircisiyle buluşturan festivalin Ankara ve çevrim içi programında Ulusal Uzun Film Yarışması, Kısa Film Yarışması, Çocuklar İçin, Oditoryum, Kaleydoskop ve Onlar seçkileri yer alıyor. Programda yer alan Ulusal Uzun Film Yarışması ve Kısa Film Yarışması’nda yarışan filmlerin ekipleriyle birlikte gerçekleşen söyleşiler de festivalin YouTube kanalı üzerinden takip edilebilecek.
Engelsiz Filmler Festivali'nin 10. yılında, festival yönetmeni Ezgi Yalınalp ile festivalin dününü, bugününü ve kültür sanat alanındaki erişilebilirlik kavramının geleceğini konuştuk...
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Puruli Kültür Sanat’ın kurucu ekibindenim. Puruli Kültür Sanat, 2013 yılında yola çıkmış bir organizasyon. Temel olarak şunu hedefliyoruz; genelde kültür ve sanatın, özelde sinemanın herkes için erişilebilir olmasını sağlamak amacıyla çeşitli etkinlikler ve projeler yapmak. Puruli Kültür Sanat daha öncesinde film festivallerinde görev yapmış bir ekipten oluşuyor. 2013 yılında Engelsiz Filmler Festivali’ni hayata geçiren bir kurum.
Festivalin 10. yılını konuşmadan önce biraz başa dönersek; Engelsiz Filmler Festivali nedir ve hangi amaçlarla ortaya çıktı?
Engelsiz Filmler Festivali, basit bir sorudan ortaya çıktı: “Bir arada film izlemek mümkün mü?” Bu festivali yapmadan önce sesli betimlemeli gösterimler yapıldığını biliyorduk. Fakat bu gösterimlerin, sadece göremeyenlere özel gösterimler olduğunu da biliyorduk. Biz ise engeli olan ya da olmayan herkesin bir arada film izleyebileceği bir festivalin mümkün olup olmadığı sorusunu kendimize sorduk. Herkesin bir arada film izleyebildiği bir festival fikri çok hoşumuza gitti. Bunun üzerine çalışmalarımıza başladık. Festivalin çerçevesini çizdikten sonra gerekli kaynakları yarattık ve 2013 yılında festivalin ilkini gerçekleştirdik.
Amacımız aslında bir film festivaline herkesin eşit koşullar altında erişebilmesini sağlamaktı. Ortopedik engeli olan, görme engeli ya da işitme engeli olan bir insan da diğer insanlarla eşit koşullar altında film seyredebilmeli. Bu çok önemli. Nasıl bir mimar bir binayı tasarlarken orayı erişilebilir yapmak zorundaysa, kültür sanat etkinliğini tasarlarken de aynı şekilde bütün bileşenlerin erişilebilir olması üzerine düşünmek gerekiyor. Maalesef böyle bir dünyada yaşamıyoruz ama biz fikir olarak bunun mümkün olduğunu, bu festivali on senedir düzenleyerek ortaya koymuş olduk.