Jack Nicholson yine harika bir oyunculuk sergilemiş. Sert, aksi bir adamın içinde aslında iyi huylu yardımsever biri yatıyor fakat düşündüklerini çok yanlış bir tarzda aktarıyor. Jack Nicholson’u izlemek için bu filmi izledim. Obsesif kompulsif bir bireyi anlatan film. İbne olan komşunun zorluklarının bir tık yansıtıldığı, Carol’un oğlunun hastalığı ile yaşadığı zorluklar, obsesif kompulsif bireyin sıkıntısı güzel yansıtılmış. Eğlenceli, komik, birtakım mesajlar içeren, aşk barındıran, hayatta herkesin bir sıkıntısı olduğunu gösterten çerezlik bir film. ‘’insanlar tam onlara ihtiyacımız olduğu anda seni bırakıp gitmekle tehdit ediyor’’
spoiler: köpeği ilk başta sevmeyip sonradan onu çok sevmesi, telefonda Carol ile tam konuşacağı sırada boğazını temizleyip Carol’un tepkisi. Melvin’inin sert aksi bir adam gibi görünüp aslında yardıma ihtiyacı olana yardım etmesi.. Melvin’ Carol’a aşık olduğu için ona karşı davranışlarının nedenini hep yanlış bir şekilde ifade ettiği için Carol’un onu istememesi.. Ancak sonuç olarak Simon’un Melvin ile konuşmasının ardından Melvin gidip Carol’a olan duygularını çok anlamlı ve derin bir şekilde ifade eder ve mutlu, tatlı bir son ile sabah 4 te taze çörek yerler..
Jack Nicholson, gerçekten çok büyük oyuncu. Bu filmi izlerken bunu bir kez daha anladım. Has oyunculardan birisi. Onun yerinde şu rolü oynayabilecek oyuncu sayısı çok nadirdir ki, kendisi buna benzer kişiliklerde oyunculuklar oynamıştır. Burada da yine çok ön plana çıkmış. Zaten o ve Helen Hunt o sene en iyi oyuncu Oscarlarını kapmışlar. Ama ben buna bir şey daha ekleyeceğim, köpek. Evet eğer hayvanlara bir ödül verilseydi bunu alacak olan o köpek olurdu. Çok şirin ve on numara oyunuluğu olan bir köpek. :
Film hem samimi, hem de eğlenceli bir film. Sürekli yüzümde bir gülümseme ile izledim. Yer yer düşündüren, çoğu zaman ise güldüren bir film. Jack Nicholson oyunculuk dersi veriyor ona güzel oyuncu da eşlik etmiş. Üstelik çok eğlenceli bir kurgusu var. Belki çok güçlü senaryolu bir film değil ama oyunculuklar ve o kendine has havası ile ayrı bir film olmuş.
Aşk, sevgi her ne derseniz işte, her insanı yola sokabiliyor. Çok problemli biri de olabilirsiniz, belki hastalıklı bir kişilkte de olabilirsiniz ama hayatınıza giren bir başka kişi sizi adam edebiliyor. Bu filmde bunu çok iyi anlatmış. İyi seyirler... 8.0/10
Jack Nicholson her türlü karakteri mükemmel oynayabildiğini bu filmle tekrardan göstermiş oluyor bizlere,ayrıca Helen Huntla da iyi bir ikili oluşturmuşlar diyebilirim.Filme gelirsek hayattan şeyler bulunabilecek,çok fazla temposu olmasa da kendini sonuna kadar izlettiren ve sonunda da yüzümüzde tebessüm bırakan bir yapım
filmin başlarında Jack Nicholson hareketlerine bir anlam vermeye çalışıyor ve sonra Obsesif yani takıntılı bir karakter olduğunu anlıyorsunuz.bu kısımları kendisini sıkmadan izlettiriyor.gelgelim film daha sonra kendini yinelemeye başlıyor.bu noktada sıkıldığım yerler oldu.bazı sahneleri ilerleterek filmi tamamlayabildim.bu bağlamda filmin süresini gereğinden fazla uzatmışlar.sonuç olarak kötü film değil fakat sonuna kadar etkileyiciliğini sürdürebilen bir yapım olduğunu söyleyemem.
güzel bir film.sağlam oyuncuların yer aldığı.fakat ikinci yarısından sonra gözümden düştü diyebilirim.ilk yarısı kendini merak ve keyifle izletti,bizlere hem sıradışı hem de aynı zamanda çok bilindik,etrafımızdaki karakterlerden bir demet sunuyordu.bu karakterler de onları yaşayan,kalitelerini zaten çok önceden bildiğimiz oyuncular tarafından canlandırılmıştı.her şey pek güzel.sürükleyicilik de var.ancak ortalardan itibaren o gerekli atılımı yapamadı bana göre film.sıkıcı,uzatılmış,gereksiz sahneler ortaya çıkmaya başladı sanki.daha farklı kulvarlara yol almasını beklerken,şaşırtıcılığını tahmin edilebilir ve çok da etkileyici gözükmeyen yöntemlerle kaybetti.bir nevi erken soğuttu kendinden.tempo yükseliyormuş gibi gözükse de aslında düşüyordu.ilk sahneden başlayan o muziplik ve ciddiyetin dengeli harmanı dağıldı.sonuç olarak,ne gönül rahatlığı ile "beğendim",ne de "beğenmedim" diyebileceğim bir film izlemiş oldum.filmin odaklandığı temel konu kesinlikle "insan" ve "insan ilişkileri".bu gibi meselelerden hoşlananlar ve ağır tempolardan,sabit ilerlemelerden rahatsız olmayanlar tercih edebilir.ben de ağır tempolarını beğendiğim pek çok film izlemişimdir ancak as good as it gets pek de üst sıralarda değil.daha etkileyici olabilecekken,buna zemin de hazırlamışken,"izlemeseniz de olur" kıvamına geldi maalesef.
Guguk Kuşu , Cinnet gibi filmleri izledikten sonra açıkcası Jack Nicholsonın romantik komedilerde oynamasını yadırgayan biriydim. O karizmasını dram , gerilim , polisiye gibi tarzlarda kullanması gerektiğini düşünüyordum , ta ki bu filmde canlandırdığı takıntılı tiplemeyi görene kadar.Ben 9 veriyorum
Orjinal dilinde izleyin. Jack nicholson sen neymişsin be abi... Oynamadığı rol yok adamın mükemmel bir oyunculuk Helen Hunt ta aynen. Kesinlikle izlemelisiniz, eğleneceksiniz.
Güçlü bir senaryoya ve muhtesem bir Jack Nicholson performansina sahip olan, iyi bir dram-komedi ... Film adeta 'James L. Brooks'un filmiyim' diye bagiriyor , Brooks un tarzini seven herkes bu filmi de begenir ... 5/4 ...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.