Ortalama puan
3,1
328 Puanlama
Ölüler Ülkesi hakkında görüşlerin ?
4,0
28 Ocak 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu da yazan korku sinemasının, istisnasız bütün projelerinde toplumsal mesajlar vermeyi de alışkanlık haline getiren "büyük ustası" George A. Romero'nun yönetmen koltuğunda oturduğu “Land of the Dead”; kıyamet sonrasında yaşanan bir zombi karmaşasının, sınıfsal bir bakış açısı ile değerlendirildiği bir korku - gerilim filmi olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, makyaj departmanının süpervizörlüklerini; aynı görevi, zombi kategorisinin efsanevi TV dizilerinden "The Walking Dead"de de (2010 - 2022) başarıyla icra eden Howard Berger ile Greg Nicotero'nun da yer aldığı, 15 - 19 milyon dolar arasındaki bir bütçeyle çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

Bir hatırlatma olarak, bir süre önce; ne olduğu anlaşılamayan bir virüs sayesinde ölen insanlar zombiler şeklinde yeniden ayağa kalkarak, yürümeye ve canlı insanları yiyerek beslenmeye başladıkları ve normal insanlara da otoritelerce, büyük şehirlere yerleşerek erzak için de aynen haydutlar gibi kırsal alandaki kasabalara saldırmaları söylendiği belirtilir...

Bugün ise geceleri, "mezarlıktaki çiçek" olarak tanımladıkları havai fişekler eşliğinde aralarında ekip lideri Riley Denbo (Simon Baker) ile Cholo DeMora (John Leguizamo) ve Charlie Houk'un da (Robert Joy) bulunduğu bir grup; Pretty Boy'un (Joanne Boland) kullandığı ağır silahlarla donatılmış zırhlı "Dead Reckoning" ve diğer araçlar ile kasabalar da devriyeye çıkarak, Pittsburgh, Pennsylvania'daki kendi yaşam alanlarındaki insanların kullanımı için gıda ve tıbbi malzeme takviyesi yapmaktadırlar...

İşte bu devriyelerden sonuncusunda Riley, o akşamdan itibaren liderlik görevini Cholo'ya devretmeye kalktığında Cholo'nun yanıtı, artık kendisinin de bu işleri bırakacağı biçiminde olur...

Zira Cholo, üç yıldır hizmetinde olduğu çevre mahallelerinde yoksulların yaşadığı kentin ve varlıklı olmaları sayesinde ayrıcalıklı da olan insanların zevki sefa içinde hayatlarını sürdürdükleri ihtişamlı bir kule olan Fiddler's Green'de, Ersin Kalaycıoğlu hocanın günümüzdeki faşist politikacılara atfen "neo - patrimonyal sultan" olarak tanımladığı kurucu - yöneticisi Paul Kaufman'ın (Dennis Hopper) kendisine de o prestijli kule de, bir iş yeri açmasına izin vereceğini düşünmektedir...

Görev esnasında kurallara aykırı davranarak bir içki dükkanına fütursuzca dalan Cholo ve onu izleyen Foxy (Tony Nappo) ile Mike'dan (Shawn Roberts) sadece Cholo, bir zombinin saldırısına uğrasa da, iş bitiminde tam dükkandan çıkacakken ısırılan Mike, intihar ederek kendi hayatını sonlandırır...

Bu arada kasabadaki bir benzin istasyonunun pompacısı olduğu anlaşılan Big Daddy (Eugene Clark) isimli bir zombi, kasabalarını yağmalayan ve hatta tuttuğu gibi onlardan birinin elindeki uzun namlulu silahlardan birini kaptığı canlılara yönelik öfkeli tavırlarıyla da bayağı bir dikkat çekmektedir...

Derken...

Bu görev dönüşü Cholo, Mike'ın ölümüne neden olan içki ve purolardan oluşan ganimeti yüklendiği gibi Paul Kaufman'ın evine giderken Riley, önce halkı Kaufman'a karşı hep birlikte ayaklanmaya çağıran Mulligan (Bruce McFee) ardından da satın alarak park ettiği otomobilinin yerinde yeller estiği garaj ile herkesin çılgınca eğlendiği bir bara uğrayarak barın fedaisi Roach'a (Earl Pastko), ortalıktan kaybolan aracının akıbetini öğrenmeyi umduğu barın patronu Chihuahua'yı (Phil Fondacaro) sorar...

Üstelik söz konusu barda Charlie ile beraber, her tarafı kapalı bir kafeste, üzerlerine bahis oynayarak dövüştürülen iki zombinin arasına yem olarak atılan Slack'ı da (ünlü sinemacı Dario Argento'nun kızı Asia Argento) kurtarır Riley...

Elbette bunu yaparlarken ortalığı fena halde dağıttıkları için tutuklanarak kodese de tıkılıverirler...

Aynen peşlerinden, Kaufman'ın başının belası; halk liderlerinden Mulligan'ın da getirilerek demir parmaklıkların ardına atılacağı gibi...

Aynı esnada filme damgasını vuracak olan fazlasıyla önemli iki olay daha gerçekleşmektedir...

Neler mi?

Hadi sayalım ve:

Bunlardan ilki, Cholo'nun Kaufman'ın davranışları karşısında yaşadığı aşağılanma ve hayal kırıklığıdır diyelim...

İkincisi de, Big Daddy ve eli satırlı bir Kasabın (Boyd Banks) önderlik ettikleri, bir gece önce talan edilen kasabadaki zombilerin, üç tarafı nehirlerle çevrili Fiddler's Green'e doğru başlattıkları intikam yürüyüşü...

Dakika 37...

Farkındaysanız yine kısa kestik...

Çünkü vakti zamanında, vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz bu filmin finaline ilişkin "spoiler" vermek niyetinde değiliz...

Geride sizleri, yukarıda sözünü ettiğimiz iki olayın; Romero'nun, neredeyse geleneksel bir hal almış olan "satirik" bir anlatım dili de kullanarak çözüme kavuşturduğu 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,
4,0
17 Ocak 2011 tarihinde eklendi
İzlemek için tereddüt etmeye gerek yok.
5,0
28 Kasım 2010 tarihinde eklendi
Zombiler ilginizi çekmiyorsa bile, Asia Argento ilginizi çekecektir...
4,0
22 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
Romeronun bundan önceki filmlerini izlemedim ama Land of the Dead izlediğim tüm zombi filmleri arasında en iyisi kesinlikle.Sağlam da bir sistem taşlaması aynı zamanda.Hollywood dan nadiren de olsa böyle filmlerin de çıktığını görmek güzel.
3,0
11 Ocak 2009 tarihinde eklendi
görsellik açısından doyurucu,gerilim açısından eksik kalmış.ama zaten filmin çok fazla germek gibi bir derdi de yok. bu kurtarılmış bölge, son insanlar muhabbeti artık sıksada film yinede keyifle izlenebiliyor.
4,0
23 Eylül 2008 tarihinde eklendi
güzel bir film bilgisayar oyunuda var oda gzl....
4,0
18 Ağustos 2008 tarihinde eklendi
ben çok beğendim diğer zombi filmlerine göre bu film gayet başarılı iyi seyirler.. 10/7.5
3,0
21 Nisan 2008 tarihinde eklendi
kendi alt türünü baz alırsak başarılı bir film diyebiliriz.bu tür yapımlarda genelde inandırıcılık eksik kalan bir unsur olur ancak romero herşeyiyle bu filmi oldukça gerçekçi kılmış.gerek zombilerin görünüşü gerekse davranışları mantıklı geldi bana.romero hayranları ve zombi filmlerini sevenlerin sıkılmadan izleyebileceği bir seçenek.
5,0
28 Şubat 2008 tarihinde eklendi
bence evrimden geçmiş zombilerle ilk kez bu filmde karşılaşıyoruz iletişim,alet kullanma,hatta onurlu ve acı çekmeden ölmeleri gibi bir çok öğe bulabiliriz bu filmin içinde :-D
4,0
23 Şubat 2008 tarihinde eklendi
bende ilk çıktığında sinemada izledim ve güzel bir film.10/7 puan verilebilir.yalnız izlemeyenler varsa yaşayan ölülerin dönüşü filmini izlesinler.show tv yıllarca yayınlamıştı gece kuşağında.bir ölüyü fırında yakmalarını anlatan film.o tam bir harika.
5,0
28 Ocak 2008 tarihinde eklendi
sinema da çıktığı gün gitmiştim ve izlediğim en iyi zombi filmiydi.tekrar tekrar izledim ama çok düşük puan almış herhalde bende bir acayiplik var :)
2,5
13 Ekim 2007 tarihinde eklendi
Serinin 4 filmi çok iyi demek istemiyorum ama kötüde değil gerçi beklentilerimiz fazla olduğu için belkide bu yüzden karşılıyamıyorum ama film romero filmi olduğunu hissettiriyor. bakalım 5. film nasıl olcak Diary of the Dead Bende merakla bekliyorum ölülerin günlüğü nasıl acaba, galiba festivallerde ön gösterimi olcakmış,
3,0
20 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
Film Çok İyi DeğilÇokda Kötü Değil Ama Benim Hoşuma Gitmedi Konu İyiydiAma Daha İyi Halde Yansıtılabilirdi 6/10
3,5
17 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
Önce Yaşayan Ölüler, ardından Ölülerin Şafağı sonra Ölülerin Günü ve şimdi de Ölülerin Ülkesi.Salgın bir hastalıklı mı?(belki),biyolojik silah mı?(belki),virüs mü?(belki),cehennemde yer kalmadığı için mi?(belki),Tanrı'nın gazabı mı?(belki),yoksa uzaylıların işi mi? kimse bilmiyor.Bilinen tek şey tüm Dünya'da ölülerin hayattakileri yemek için dirildiği.Eğer ölülerden biri tarafından ısırılırsanız birkaç saat içinde sizde onlardan birine,bir zombiye dönüşürsünüz.Zombi filmlerinin yaratıcısı George A.Romero seriye çok uzun bir aradan sonra Ölüler Ülkesi adında bir yeni film daha ekledi."B Sınıfı" korku filmlerinin ustalarından A.Romero bu filmiyle bu kez korkutmaktan çok izleyiciğe daha fazla kan ve daha fazla eğlence sunmak istemişti ki bunu da başarmışa benziyor.Politik göndermelerde olmalıydı bu filmde.Bu yüzden Romero bugünkü Bush yönetimini yerden yere vuruyordu serinin bu son bölümüyle.Bir önceki film Ölülerin Gün'ünde zombilerde zeka olmamasına rağmen içlerinden biri çok zekiydi.Ölüler Ülkesi'nde de aynı durum söz konusu.Filmde siyahi bir zombinin önderliğinde bütün ölüler giderek akıllanmaya başlıyorlar.Serinin önceki bölümlerinde olduğu gibi Ölüler Ülkesi'de harika makyajlarıyla öne çıkıyor.Düşük bütçeli filmlerde görmeye alışkın olduğumuz başarılı oyuncu Dennis Hopper'da filmde acımasız ve sadece kendini düşünen başkanı oynuyor.Sonuç olarak Ölüler Ülkesi zombi filmlerinden hoşlanınları ve serinin önceki bölümleriyle haşı neşir olmuşları fazlasıyla memnun edecektir.Anlaşılan George Romero ölünceye kadar bu efsanevi seriyi bitirmeye hiç niyeti yok çünkü seriye yeni bir film daha geliyor.Adı,Diary of the Dead.Romero'nun bu sefer işi biraz zor gibi.Neden dereseniz bugünlerde herkes 28 Gün Sonra'nın devamı 28 Hafta Sonra'yı konuşuyor.
3,5
16 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
Guzeldi ama izledigim en basarisiz zombi filmiyidi diyebilirim, izlenilebilir nitelikte yinede..
Daha Fazlasını Göster