Hesabım
    Çarpışma
    Ortalama puan
    4,3
    1374 Puanlama
    Çarpışma hakkında görüşlerin ?

    226 Kullanıcı yorumları

    5
    58 Eleştiri
    4
    114 Eleştiri
    3
    23 Eleştiri
    2
    21 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    6 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Tamer Taş
    Tamer Taş

    94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    6 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
    Kainat denen bu sonsuz evren içinde kendine böbürlenecek ve kibirlenecek yer edinmeye çalışan insanoğlunun aslında ne kadar ufak bir alan içinde yer edindiğinin ve özellikle Amerika ' da ki ırkçılık, polis teşkilatının tartışmalı tutumları, insanların kendi aralarındaki hoşgörüsüzlük, ukalalık adına çekememezlik takıntıları , bunun yanında insanoğlunun zaafları karşısında bir an geldiğinde ne kadar çaresiz, aciz, kırılgan, yalnız olduğunu gösteren anlamlı, dikkat çeken etkileyici bir senaryo...hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığının ve hepimizin kader yazımız içinde birbirimize muhtaç olabileceğimizi de hikayesinde göz önüne getiriliyor.Filmi izlerken etkileneceğiniz gibi, sonrasında mutlak sizi düşündürecektir.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    29 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    TEK KELİME İLE BİR BAŞYAPIT 10 ÜZERİNDEN 10
    Olayların birbirini takip etmesi ve de kaderin cilvesi diye buna derim işte.. Muhteşem bir senaryo.. Değişik konular işlenip olayların bir bütünlüğü sağlansa da yine burada esas olan nokta insanın; düşünce yapısı ve hayatında bununla orantılı olarak yaptıkları.. Bu film de oynayan bütün oyuncular başrol neredeyse.. Hepsinden bir parça alıyorsun gibi.. Başta olaya ırkçılık üzerinden dalıyoruz.. Bize ilk sunulan siyah ile beyaz arasında aslında hiçbir zaman olmayan ayrımcılık üzerinden birşeyler anlatılmaya çalışılıyor.. Başarılı kesitler, başarılı oyunculuklar.. Ama film ilerliyor, ilerliyor ve şöyle birşey düşünüyorsun.. Tamam ırkçılık bu filmde temel gibi duruyor ama bu film de izlemiş olsanda, fazla düşünmeyeceğin çok çok önemli konuların üzerinden de geçiliyor.. Peki nedir bunlar.. Benim dikkatimi kesinlikle ırkçılıktan sonra en baba sahnede, hiç beklemediğim bir zaman da insan kaçakçılığı, insan ticareti çekti.. O an boğazım düğümlendi diyebilirim.. Bu tek değil başka seçenekleri de belirtmek lazım aslında bizim gözümüze sokulmaya çalışılanlardan; olaylara karşı düzen koruyucuların dışında bireysel silahlanma ve de bunlarla beraber yine belki de en önemli nokta ÖN YARGI ! Evet; izlediklerimle ve de biraz da hayatımız da öz eleştri yaptığımız da böyle düşüncelerin olduğunu inkar edeceğimizi zannetmiyorum.. Biz ya da çevremizde ki insanlar da ön yargılı davranma belki de toplumların, toplumumuzun en başlıca hastalıklarından biri.. "At gözlükleri" misali diyebirim bu acayip derecede sorun teşkil eden günümüz konuyu fazla uzatmadan bu platformda.. Her bir olay domino taşı gibi birbirini belki de çekiyor bu filmde ve de bağlamalar yani sahneler arası geçişler olabildiğince iyi olmakla beraber her bir oyuncunun birer başrol oyuncusu olduğunu düşünerek Matt Dillon için ayrı bir parantez açmam gerekiyor.. Çoğu izleyen tarafından belki de canlandırdığı karakter yönünden ilk başta nefret kazandı ama oyunculuk yönünden duruşu, diyalogları ve de kötünün, iyi olması durumunu o kadar iyi sergiledi ki hayran kaldım diyebirim.. Haa sahneleri de o kadar çok değilde ama olabildiğince yeterliydi.. Crash filminin Oscar'ı kazandığını biliyordum fakat Matt Dillon'un en iyi yardımcı erkek oyuncu adaylığını öğrenince şaşırmadığımı ancak ödülü alamadığını görünce ise şaşırdığımı da belirtmek isterim.. Final de, başla ve sonla beni etkilediğini söyleyebilirim.. Unutmayan belki de basit bir "pelerin" gibi bazı şeyler hayatınızı etkileyebilir ve değiştirebilir.
    Paul Haggis'in yonetmenligini yaptigi 2004 yapimi; icinde bircok duygusal doruk barindiran, bu duygusal anlari harika muziklerle bezemis, "gercek hayattan gercek bir kesit’’ sunan başrolündeki 11 oyuncunun da çok ekonomik kullanıldığı, hiçbiri birbirinin önüne geçmediği kesişen hayatlar temasının güzel bir örneğİ CRASH. Abd’ de cekilen bu tarz filmler Amerikan Beauty ile baslamisti. Amerika artik toplum olma ozelligini yitirmis, ortak hedef ortak tarihe sahip olamayan bir insan toplulugu haline gelmis bu filmle de bunu itiraf ediyor ve en iyi film OSCAR ödülünü kesinlikle hakediyor. Filmde aslinda sadece’’ hayattan bir kesit’’ anlatiliyor ama icerdigi muthis orguyle hayran birakıyor. Filmin akisi esnasinda; birbirlerine acilan karakterler ve sahneler o kadar iyi verilmis ki hic yadirgamiyorsunuz... aksine; ardi ardina bir puzzlein parcalari gibi yerlerini bulan bu sahneler; hem sizi filme baglamis oluyor hem de hayatin gercekten de surprizler ve tesaduflerle dolu oldugunu size bir kez daha hatirlatiyor.... "DOKUNMA DUYGUSU! şehirde yürürsün, insanlara değerek geçersin, onlarda sana çarpar. L.angeles'ta ise kimse sana dokunmaz. metal bir camın arkasındayız. o dokunma hissini özlüyorum. bir şeyler hissedebilmek için birbirimize çarpmalıyız." bu sözler filmin hemen başında bir çarpışma sonucunda arabasının içinde konuşan bir dedektifin ağzından dökülüyor ve tüm filmi özetliyor aslında..11 eylül günü ikiz kulelere çarpan uçakların sonucunda amerikan halkında oluşan korku hissi,yabancı düşmanlığı, tahammülsüzlük, ırkçılık gibi konuları irdeliyor bu film."biz"'in nasılda bir anda "öteki" oluverdiğini gözler önüne seriyor.bir kaza sonucu bir zamanlar "melekler şehri" olarak adlandırılan L. angeles’ta o meleklerin çoktan şehri terkettiğini anlamamıza yardımcı olan çarpışık hayatları seyretmeye başlıyoruz filmde.Bir insanın tamamiyle kötü, veya tamamiyle iyi olamayacağının vurgulandığını göüyoruz , bir nevi `yin yang` in alegorik anlatımı gibi .İnsanların tüm eylemlerinin bir neden üzerine kurgulandığını ve herkesin kendi kurgusal mahkemelerinde nasıl yargılandığını gösteriyor, nefretin veya sevginin anlık birikimini, ve tahminsizliğin sınırlarını zorlayacak bir yerden nasıl fışkırdığını gösteriyor yani film kendinden olmayanı tanımayan, yok sayan, ondan korkan ve onu yok etmeye çalışan ABD nin resmini çiziyor….salt eğlendirmek değil düşündürmek, sorgulatmak, değiştirmek gibi bir misyona da sahip film. her şeye rağmen, filmde önyargıların ne tür işler açabileceğini izlerken bile önyargılı biçimde bir amerika propagandası arayıp duruyorsunuz. ve nihayet filmin sonunda "evet! bütün bunlar böyle çünkü burası amerika. burada her şey olur, insanlar yaşar, ölür ama amerika böyle. yaşatır da öldürür de"yi, eğlenceli bir müzik eşliğinde algılayabiliyorsunuz..Sonuç itibariyle çarpışan tüm bu hayatların sonucunda yönetmen Paul Higgis bu çarpışmanın fotografını çekerken ; diğer yandan da bu fotografın derinliklerini gösteriyor ve filmini bitiriken üzerimizdeki zırhı çıkarıp filmin hemen başındaki dedektifin repliğini hatırlatıyor... "DOKUNMA DUYGUSU! insanları birbirine bağlayacak ve koparmayacak şeyin bu olduğunu hissettirerek…
    ygemici
    ygemici

    Takipçi 75 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    ne zaman izlediğimi bile hatırlamıyorum ama filmi hala hatırlıyorum.gerçekten hafızalarda kalıcı bir film.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    4 Aralık 2011 tarihinde eklendi
    aldigi ödülü sonuna dek hak eden ve irkçilik temali konusunun hakkini veren iyi bir film 4/5
    Bilal C.
    Bilal C.

    Takipçi 2 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    Paul Haggis'in irkçiliga gayet yalin ve süslemesiz yaklasimi. Günümüz Ameriksinda yasayan ve bir kismi farkli millletlere mensup, farkli sosyo ekonomik siniflardan gelen insanlarin günlük yasayislarindan esinlenerek yapmis bunu. Evet bu filmde irkçilik, yalnizlasma ve çarpismalarda meydana gelen çatismalari, ayrilmalari görüyoruz. Fakat bence daha önemli olan ve görmemiz gereken bir sey daha var. Oda su; Film bu çarpismalarin ayni zaman da içinde bir birlesme olasiligi barindirdigini da gösteriyor bize. Yani çarpisma biyerde temas anlamina geliyor ve bu temasla birlikte bir taraf diger tarafi algilayabiliyor ve anlayabiliyor. Filmin savi bence tam olarak budur!
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    3 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    Olayların birbirini takip etmesi ve de kaderin cilvesi diye buna derim işte.. Muhteşem bir senaryo.. Değişik konular işlenip olayların bir bütünlüğü sağlansa da yine burada esas olan nokta insanın; düşünce yapısı ve hayatında bununla orantılı olarak yaptıkları.. Bu film de oynayan bütün oyuncular başrol neredeyse.. Hepsinden bir parça alıyorsun gibi.. Başta olaya ırkçılık üzerinden dalıyoruz.. Bize ilk sunulan siyah ile beyaz arasında aslında hiçbir zaman olmayan ayrımcılık üzerinden birşeyler anlatılmaya çalışılıyor.. Başarılı kesitler, başarılı oyunculuklar.. Ama film ilerliyor, ilerliyor ve şöyle birşey düşünüyorsun.. Tamam ırkçılık bu filmde temel gibi duruyor ama bu film de izlemiş olsanda, fazla düşünmeyeceğin çok çok önemli konuların üzerinden de geçiliyor.. Peki nedir bunlar.. Benim dikkatimi kesinlikle ırkçılıktan sonra en baba sahnede, hiç beklemediğim bir zaman da insan kaçakçılığı, insan ticareti çekti.. O an boğazım düğümlendi diyebilirim.. Bu tek değil başka seçenekleri de belirtmek lazım aslında bizim gözümüze sokulmaya çalışılanlardan; olaylara karşı düzen koruyucuların dışında bireysel silahlanma ve de bunlarla beraber yine belki de en önemli nokta ÖN YARGI ! Evet; izlediklerimle ve de biraz da hayatımız da öz eleştri yaptığımız da böyle düşüncelerin olduğunu inkar edeceğimizi zannetmiyorum.. Biz ya da çevremizde ki insanlar da ön yargılı davranma belki de toplumların, toplumumuzun en başlıca hastalıklarından biri.. "At gözlükleri" misali diyebirim bu acayip derecede sorun teşkil eden günümüz konuyu fazla uzatmadan bu platformda.. Her bir olay domino taşı gibi birbirini belki de çekiyor bu filmde ve de bağlamalar yani sahneler arası geçişler olabildiğince iyi olmakla beraber her bir oyuncunun birer başrol oyuncusu olduğunu düşünerek Matt Dillon için ayrı bir parantez açmam gerekiyor.. Çoğu izleyen tarafından belki de canlandırdığı karakter yönünden ilk başta nefret kazandı ama oyunculuk yönünden duruşu, diyalogları ve de kötünün, iyi olması durumunu o kadar iyi sergiledi ki hayran kaldım diyebirim.. Haa sahneleri de o kadar çok değilde ama olabildiğince yeterliydi.. Crash filminin Oscar'ı kazandığını biliyordum fakat Matt Dillon'un en iyi yardımcı erkek oyuncu adaylığını öğrenince şaşırmadığımı ancak ödülü alamadığını görünce ise şaşırdığımı da belirtmek isterim.. Final de, başla ve sonla beni etkilediğini söyleyebilirim.. Unutmayan belki de basit bir "pelerin" gibi bazı şeyler hayatınızı etkileyebilir ve değiştirebilir.. Son olarak birçok ayrıntı noktasını düşünerek izlenmesi gerektiğini söylemek isterim.. iyi seyirler...
    Cezanne-2
    Cezanne-2

    Takipçi 10 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    29 Mart 2011 tarihinde eklendi
    tm milli ve rki nyarglara tokat gibi inen bu muhteem senaryo ve filmin hala bir ksm izleyiciyi mutlu edememesi ne tuhaf ve yadrganr bir durum....
    10/9
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Mart 2011 tarihinde eklendi
    Irlçılık üzerine yapılmış önemli filmlerden biri.Bu yönüyle (crash) isminin amerikan tolumuna atılan tokatın sesi olduğunu bile söyleyebiliriz.
    Bir insanın içinde iyi ve kötüyü bir arada barındırdığını pek çok yerde pekçok şekilde gözler önüne seriyor.
    throughout
    throughout

    Takipçi 367 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    18 Aralık 2010 tarihinde eklendi
    Sıradan hayatların etkili anlatımı.. çok iyi bir senaryo ve harika oyunculuklar.. önyargı ve ötekileştirme gibi çağımızın en hassas konularına değinmesi açısından da önemli bir film crash.. 9/10
    bebetto-233
    bebetto-233

    15 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    5 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    Türünün ilk örneği film. Babel(babil) in esinlendiği hatta çalıntı yaptığı film. İkisi de güzel ancak ilk çeken kazanır hesabıyla oscar ı tollayan film Crash.. 9.3/10
    Chev
    Chev

    Takipçi 952 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    Bu tür kesişen hayatlar filmlerinden hoşlanıyorsanız bu da en iyilerinden diyebilirim..Tavsiye ederim.
    gkhngksl
    gkhngksl

    Takipçi 14 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    29 Nisan 2010 tarihinde eklendi
    8 puanı kesınlıkle haketmıs
    Kptan Custo
    Kptan Custo

    Takipçi 98 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    bu filmi izleyipte oscar alması skandal diyenlere şaşırmamak elde değil. Oscar için illa filmlerde eziyete uğramış yahudi toplumu konusu mu işlnmeledir (bknz piyanist hayat güzeldir sichlerin listesi vb.) veya torpilli olup haksızca oscarı almakmı ? forrest gump gibi (1994 de oscarı almış ama oscar için agır roman ve esaretin bedelini nasıl omuşsa geçebilmiştir)
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Ocak 2010 tarihinde eklendi
    oscarlık deil ama izlenebirlik bir film.ben 7 verdim.ön plana çıkan bir oyunculuk yok ama mükemmel bir oyuncu kadrosu var.bir birine bağlanan konular hoşuma gidmiştir hep güzel film izlenebilir.
    ihracfazlasi
    ihracfazlasi

    13 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    16 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
    filmi dün akşam izledim. başarılı bir film olmuş. hikaye çok dağınık ama sonunda toparlanması çok hoş. ve tek bir konu yok. güzel tarafı da bu. ben beğendiğimi belirtmeliyim. 9/10
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top