Hesabım
    Çarpışma
    Ortalama puan
    4,3
    1368 Puanlama
    Çarpışma hakkında görüşlerin ?

    226 Kullanıcı yorumları

    5
    58 Eleştiri
    4
    114 Eleştiri
    3
    23 Eleştiri
    2
    21 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    6 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Suleyman Dogru
    Suleyman Dogru

    11 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    16 Mart 2024 tarihinde eklendi
    Neden var olduklarına asla anlam veremediğim onlarca karakter ve berbat gelişimleri... Ucuz denk gelişler ve havada kalan bir çok şeye, Sandra Bullock'un bir diğer uzaydan inme göz kanatan performansı da eklenince filmi güzel müzikleri de kurtaramamış. Ele alınan (?) konuların çerçevesi ve oyuncu seçimleri, Oscar'ın basit algoritmasını çözdüğü için, ödül almasına hiç şaşırmamak gerek. Brokekback Mountain gibi bir başyapıt yerine bu filme verilen ödül de tamamen filmde anlatılan olayların, günümüzde pozitif ayrımcılık olarak evrilmesiyle, farkında olmadan var edilen bir başka ırkçılık türü...
    NEÇİRVAN
    NEÇİRVAN

    Takipçi 88 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    21 Aralık 2021 tarihinde eklendi
    Ortalama bir film diyebilirim. Film farklı hayatları aynı anda konu ediyor, bu hayatları da belli yerlerde kesiştiriyor. Ayrıca ırk ayrımına da deyinip, ırkların bir avantaj veya dezavantaj olmadığını savunuyor. Önemli olan kişinin kendisi yani özü. Ben bir Kürt olarak ırk ayrımcılığını bizatihi de yaşadım, umarım bu film ayrımcık yapan faşistlerde bir etki yaratır, gerçi kimse kendini faşist olarak gözrmez. Neyse güzel mesajlar filmde bulabilirsiniz. Biraz pulp fikșın filmini de andırdı bana. Büyük bir beklenti içinde olmadan izlenilebilir.
    sinema
    1 ziyaretçi
    3,0
    21 Aralık 2021 tarihinde eklendi
    Ortalama bir film diyebilirim. Film farklı hayatları aynı anda konu ediyor, bu hayatları da belli yerlerde kesiştiriyor. Ayrıca ırk ayrımına da deyinip, ırkların bir avantaj veya dezavantaj olmadığını savunuyor. Önemli olan kişinin kendisi yani özü. Ben bir Kürt olarak ırk ayrımcılığını bizatihi de yaşadım, umarım bu film ayrımcık yapan faşistlerde bir etki yaratır, gerçi kimse kendini faşist olarak gözrmez. Neyse güzel mesajlar filmde bulabilirsiniz. Biraz pulp fikșın filmini de andırdı bana. Büyük bir beklenti içinde olmadan izlenilebilir.
    Tamer Taş
    Tamer Taş

    94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    6 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
    Kainat denen bu sonsuz evren içinde kendine böbürlenecek ve kibirlenecek yer edinmeye çalışan insanoğlunun aslında ne kadar ufak bir alan içinde yer edindiğinin ve özellikle Amerika ' da ki ırkçılık, polis teşkilatının tartışmalı tutumları, insanların kendi aralarındaki hoşgörüsüzlük, ukalalık adına çekememezlik takıntıları , bunun yanında insanoğlunun zaafları karşısında bir an geldiğinde ne kadar çaresiz, aciz, kırılgan, yalnız olduğunu gösteren anlamlı, dikkat çeken etkileyici bir senaryo...hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığının ve hepimizin kader yazımız içinde birbirimize muhtaç olabileceğimizi de hikayesinde göz önüne getiriliyor.Filmi izlerken etkileneceğiniz gibi, sonrasında mutlak sizi düşündürecektir.
    Nizami A
    Nizami A

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    14 Nisan 2019 tarihinde eklendi
    ezel ayarında çok güzel bir dizii asfn qrqnn qnş rjq wqrkn pqnq qwj rnqwn
    Burhan A
    Burhan A

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    10 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    İlk bölümde polis banka soyan kızın peşine gidiyor yani aynı istikamet ama kafa kafaya çarpışiyorlar, evi soyanlarla evde yaralanan aynıevden çıkıyorlar dolayısıyla aynı yöne gidiyorlar ne hikmetse bunlarda kafa kafaya çarpışıyor ve oda ne dizinin ismi "çarpışma" çok komik gerçekten..dizi başlamadan özensiz ve baştan savma bir senaryo olduğu anlaşılmıştır. İlerleyen bölümlerde üretim olmayacak ve tez elden bitecek..ben bilirim..kapiş
    Mehmet Emin Ç.
    Mehmet Emin Ç.

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    8 Temmuz 2018 tarihinde eklendi
    Bazı filmler var ki arkamda bıraktığım. Eğer iyi esaslı bir film izleyecek isem onlardan birini izlerim.
    CRASH işte onlardan biriydi ve istediğimi tam anlamı ile aldım diyebilirim.
    Film ile ilgili yazılacak oldukça şey var. Beni de zaten ilk defa yoruma iten durum da bu.
    Oscar almayı haketmiş. Senaryo ve oyunculuk harikulade. Tüm oyuncular övgüyü hakediyor. Özellikle Meksikalı. En zayıfı ise İran’lı amcamızın ailesi. Süreleri paylaştırılmış tüm oyuncular izleyici üzerinde etki bırakıyor.
    Senaryo kurgusu sürekli tesadüflerle bağlantılar oluşturmuşsa da hiç çiğ kalmıyor. Çünkü hikaye ve hikayenin anlattıkları bunu önemsiz kılıyor ve sizi daha çok düşündürüyor.
    Filmin izleyiciye vermek istediğine gelirsek “Her insan iyi ve fakat her insan aynı zamanda farklı farklı zaafları nedeni ile çok kötü “
    Filmde herkes hataları ve sevapları ile karşı karşıya geliyor. Müthiş ironiler içeriyor bu hesaplaşmalar.
    Salt iyi ve kötü yoktur sadece SİSTEM ‘in oynadığı oyunlar vardır. Bir yerden gelir bulaşır sana.

    Toplumda eğerr büyük sosyal sorun var ise; bundan kaçamazsın. O zihinleri bulanıklaştıran sorun seni zaafından veya en zayıf yönünden mutlaka yakalar.
    Yakalandığında şansın varsa kurtulursun ve hatta ders alabilirsin ya da şansızsındır ya ölürsün ya da ölmekten beter olursun.

    Son olarak da karar almada seçeneklerin nerdeyse olmaması veya tercih etmede ki zorluk da hikayeye derinlik katıyor. İki arada bir derede kalmak

    Filmde tüm bunları o kadar güzel anlatmış ki..

    Toplum ; eğer farklı türden , farklı ırktan veya farklı kesimlerden oluşuyorsa huzurlu bir toplum oluşturmak için ilk önce eğitim sonra adalet ve sonra da diyalog şart..
    Yoksa eğer Önyargılar galip gelirse o toplum kurtarılmayı bekliyordur..
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    29 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    TEK KELİME İLE BİR BAŞYAPIT 10 ÜZERİNDEN 10
    Olayların birbirini takip etmesi ve de kaderin cilvesi diye buna derim işte.. Muhteşem bir senaryo.. Değişik konular işlenip olayların bir bütünlüğü sağlansa da yine burada esas olan nokta insanın; düşünce yapısı ve hayatında bununla orantılı olarak yaptıkları.. Bu film de oynayan bütün oyuncular başrol neredeyse.. Hepsinden bir parça alıyorsun gibi.. Başta olaya ırkçılık üzerinden dalıyoruz.. Bize ilk sunulan siyah ile beyaz arasında aslında hiçbir zaman olmayan ayrımcılık üzerinden birşeyler anlatılmaya çalışılıyor.. Başarılı kesitler, başarılı oyunculuklar.. Ama film ilerliyor, ilerliyor ve şöyle birşey düşünüyorsun.. Tamam ırkçılık bu filmde temel gibi duruyor ama bu film de izlemiş olsanda, fazla düşünmeyeceğin çok çok önemli konuların üzerinden de geçiliyor.. Peki nedir bunlar.. Benim dikkatimi kesinlikle ırkçılıktan sonra en baba sahnede, hiç beklemediğim bir zaman da insan kaçakçılığı, insan ticareti çekti.. O an boğazım düğümlendi diyebilirim.. Bu tek değil başka seçenekleri de belirtmek lazım aslında bizim gözümüze sokulmaya çalışılanlardan; olaylara karşı düzen koruyucuların dışında bireysel silahlanma ve de bunlarla beraber yine belki de en önemli nokta ÖN YARGI ! Evet; izlediklerimle ve de biraz da hayatımız da öz eleştri yaptığımız da böyle düşüncelerin olduğunu inkar edeceğimizi zannetmiyorum.. Biz ya da çevremizde ki insanlar da ön yargılı davranma belki de toplumların, toplumumuzun en başlıca hastalıklarından biri.. "At gözlükleri" misali diyebirim bu acayip derecede sorun teşkil eden günümüz konuyu fazla uzatmadan bu platformda.. Her bir olay domino taşı gibi birbirini belki de çekiyor bu filmde ve de bağlamalar yani sahneler arası geçişler olabildiğince iyi olmakla beraber her bir oyuncunun birer başrol oyuncusu olduğunu düşünerek Matt Dillon için ayrı bir parantez açmam gerekiyor.. Çoğu izleyen tarafından belki de canlandırdığı karakter yönünden ilk başta nefret kazandı ama oyunculuk yönünden duruşu, diyalogları ve de kötünün, iyi olması durumunu o kadar iyi sergiledi ki hayran kaldım diyebirim.. Haa sahneleri de o kadar çok değilde ama olabildiğince yeterliydi.. Crash filminin Oscar'ı kazandığını biliyordum fakat Matt Dillon'un en iyi yardımcı erkek oyuncu adaylığını öğrenince şaşırmadığımı ancak ödülü alamadığını görünce ise şaşırdığımı da belirtmek isterim.. Final de, başla ve sonla beni etkilediğini söyleyebilirim.. Unutmayan belki de basit bir "pelerin" gibi bazı şeyler hayatınızı etkileyebilir ve değiştirebilir.
    Paul Haggis'in yonetmenligini yaptigi 2004 yapimi; icinde bircok duygusal doruk barindiran, bu duygusal anlari harika muziklerle bezemis, "gercek hayattan gercek bir kesit’’ sunan başrolündeki 11 oyuncunun da çok ekonomik kullanıldığı, hiçbiri birbirinin önüne geçmediği kesişen hayatlar temasının güzel bir örneğİ CRASH. Abd’ de cekilen bu tarz filmler Amerikan Beauty ile baslamisti. Amerika artik toplum olma ozelligini yitirmis, ortak hedef ortak tarihe sahip olamayan bir insan toplulugu haline gelmis bu filmle de bunu itiraf ediyor ve en iyi film OSCAR ödülünü kesinlikle hakediyor. Filmde aslinda sadece’’ hayattan bir kesit’’ anlatiliyor ama icerdigi muthis orguyle hayran birakıyor. Filmin akisi esnasinda; birbirlerine acilan karakterler ve sahneler o kadar iyi verilmis ki hic yadirgamiyorsunuz... aksine; ardi ardina bir puzzlein parcalari gibi yerlerini bulan bu sahneler; hem sizi filme baglamis oluyor hem de hayatin gercekten de surprizler ve tesaduflerle dolu oldugunu size bir kez daha hatirlatiyor.... "DOKUNMA DUYGUSU! şehirde yürürsün, insanlara değerek geçersin, onlarda sana çarpar. L.angeles'ta ise kimse sana dokunmaz. metal bir camın arkasındayız. o dokunma hissini özlüyorum. bir şeyler hissedebilmek için birbirimize çarpmalıyız." bu sözler filmin hemen başında bir çarpışma sonucunda arabasının içinde konuşan bir dedektifin ağzından dökülüyor ve tüm filmi özetliyor aslında..11 eylül günü ikiz kulelere çarpan uçakların sonucunda amerikan halkında oluşan korku hissi,yabancı düşmanlığı, tahammülsüzlük, ırkçılık gibi konuları irdeliyor bu film."biz"'in nasılda bir anda "öteki" oluverdiğini gözler önüne seriyor.bir kaza sonucu bir zamanlar "melekler şehri" olarak adlandırılan L. angeles’ta o meleklerin çoktan şehri terkettiğini anlamamıza yardımcı olan çarpışık hayatları seyretmeye başlıyoruz filmde.Bir insanın tamamiyle kötü, veya tamamiyle iyi olamayacağının vurgulandığını göüyoruz , bir nevi `yin yang` in alegorik anlatımı gibi .İnsanların tüm eylemlerinin bir neden üzerine kurgulandığını ve herkesin kendi kurgusal mahkemelerinde nasıl yargılandığını gösteriyor, nefretin veya sevginin anlık birikimini, ve tahminsizliğin sınırlarını zorlayacak bir yerden nasıl fışkırdığını gösteriyor yani film kendinden olmayanı tanımayan, yok sayan, ondan korkan ve onu yok etmeye çalışan ABD nin resmini çiziyor….salt eğlendirmek değil düşündürmek, sorgulatmak, değiştirmek gibi bir misyona da sahip film. her şeye rağmen, filmde önyargıların ne tür işler açabileceğini izlerken bile önyargılı biçimde bir amerika propagandası arayıp duruyorsunuz. ve nihayet filmin sonunda "evet! bütün bunlar böyle çünkü burası amerika. burada her şey olur, insanlar yaşar, ölür ama amerika böyle. yaşatır da öldürür de"yi, eğlenceli bir müzik eşliğinde algılayabiliyorsunuz..Sonuç itibariyle çarpışan tüm bu hayatların sonucunda yönetmen Paul Higgis bu çarpışmanın fotografını çekerken ; diğer yandan da bu fotografın derinliklerini gösteriyor ve filmini bitiriken üzerimizdeki zırhı çıkarıp filmin hemen başındaki dedektifin repliğini hatırlatıyor... "DOKUNMA DUYGUSU! insanları birbirine bağlayacak ve koparmayacak şeyin bu olduğunu hissettirerek…
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 566 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    6 Aralık 2015 tarihinde eklendi
    filimin tam duygusunu alamadım galiba bana iyi gelmedi ama bu yoruma aldanıp izlememezlik yapmayın derim
    ygemici
    ygemici

    Takipçi 75 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    ne zaman izlediğimi bile hatırlamıyorum ama filmi hala hatırlıyorum.gerçekten hafızalarda kalıcı bir film.
    Şamil Ö.
    Şamil Ö.

    Takipçi 171 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    24 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    Bir insanın Ten renginin, o insanı; iyi veya kötü yapmasıyla hiçbir alakasının olmadığını insanın yüzüne yüzüne vuran, güzel bir dram.
    arsim
    arsim

    Takipçi 10 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    23 Nisan 2012 tarihinde eklendi
    Suçun veya suçluluğun ten rengiyle alakalı olmadığını güzel anlatmış yönetmen. İzlerseniz bir şey kaybetmezsiniz. Fakat film müzikleri biraz rahatsız etti beni. Sanki biraz abartılmış gibi. ( 7 )
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    4 Aralık 2011 tarihinde eklendi
    aldigi ödülü sonuna dek hak eden ve irkçilik temali konusunun hakkini veren iyi bir film 4/5
    Bilal C.
    Bilal C.

    Takipçi 2 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    Paul Haggis'in irkçiliga gayet yalin ve süslemesiz yaklasimi. Günümüz Ameriksinda yasayan ve bir kismi farkli millletlere mensup, farkli sosyo ekonomik siniflardan gelen insanlarin günlük yasayislarindan esinlenerek yapmis bunu. Evet bu filmde irkçilik, yalnizlasma ve çarpismalarda meydana gelen çatismalari, ayrilmalari görüyoruz. Fakat bence daha önemli olan ve görmemiz gereken bir sey daha var. Oda su; Film bu çarpismalarin ayni zaman da içinde bir birlesme olasiligi barindirdigini da gösteriyor bize. Yani çarpisma biyerde temas anlamina geliyor ve bu temasla birlikte bir taraf diger tarafi algilayabiliyor ve anlayabiliyor. Filmin savi bence tam olarak budur!
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    3 Kasım 2015 tarihinde eklendi
    Olayların birbirini takip etmesi ve de kaderin cilvesi diye buna derim işte.. Muhteşem bir senaryo.. Değişik konular işlenip olayların bir bütünlüğü sağlansa da yine burada esas olan nokta insanın; düşünce yapısı ve hayatında bununla orantılı olarak yaptıkları.. Bu film de oynayan bütün oyuncular başrol neredeyse.. Hepsinden bir parça alıyorsun gibi.. Başta olaya ırkçılık üzerinden dalıyoruz.. Bize ilk sunulan siyah ile beyaz arasında aslında hiçbir zaman olmayan ayrımcılık üzerinden birşeyler anlatılmaya çalışılıyor.. Başarılı kesitler, başarılı oyunculuklar.. Ama film ilerliyor, ilerliyor ve şöyle birşey düşünüyorsun.. Tamam ırkçılık bu filmde temel gibi duruyor ama bu film de izlemiş olsanda, fazla düşünmeyeceğin çok çok önemli konuların üzerinden de geçiliyor.. Peki nedir bunlar.. Benim dikkatimi kesinlikle ırkçılıktan sonra en baba sahnede, hiç beklemediğim bir zaman da insan kaçakçılığı, insan ticareti çekti.. O an boğazım düğümlendi diyebilirim.. Bu tek değil başka seçenekleri de belirtmek lazım aslında bizim gözümüze sokulmaya çalışılanlardan; olaylara karşı düzen koruyucuların dışında bireysel silahlanma ve de bunlarla beraber yine belki de en önemli nokta ÖN YARGI ! Evet; izlediklerimle ve de biraz da hayatımız da öz eleştri yaptığımız da böyle düşüncelerin olduğunu inkar edeceğimizi zannetmiyorum.. Biz ya da çevremizde ki insanlar da ön yargılı davranma belki de toplumların, toplumumuzun en başlıca hastalıklarından biri.. "At gözlükleri" misali diyebirim bu acayip derecede sorun teşkil eden günümüz konuyu fazla uzatmadan bu platformda.. Her bir olay domino taşı gibi birbirini belki de çekiyor bu filmde ve de bağlamalar yani sahneler arası geçişler olabildiğince iyi olmakla beraber her bir oyuncunun birer başrol oyuncusu olduğunu düşünerek Matt Dillon için ayrı bir parantez açmam gerekiyor.. Çoğu izleyen tarafından belki de canlandırdığı karakter yönünden ilk başta nefret kazandı ama oyunculuk yönünden duruşu, diyalogları ve de kötünün, iyi olması durumunu o kadar iyi sergiledi ki hayran kaldım diyebirim.. Haa sahneleri de o kadar çok değilde ama olabildiğince yeterliydi.. Crash filminin Oscar'ı kazandığını biliyordum fakat Matt Dillon'un en iyi yardımcı erkek oyuncu adaylığını öğrenince şaşırmadığımı ancak ödülü alamadığını görünce ise şaşırdığımı da belirtmek isterim.. Final de, başla ve sonla beni etkilediğini söyleyebilirim.. Unutmayan belki de basit bir "pelerin" gibi bazı şeyler hayatınızı etkileyebilir ve değiştirebilir.. Son olarak birçok ayrıntı noktasını düşünerek izlenmesi gerektiğini söylemek isterim.. iyi seyirler...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top