Senaryodaki kopuklukları ve klişeleri gözardı eder ve filmi sadece eğlenmek için izlerseniz gerçekten eğleneceksiniz.Chris Tucker ı tekrar görmek çok iyi oldu neden bu kadar az filmde karşımıza çıkıyor bilmiyorum ama bu fırsatı kaçırmayın derim.Chan yine bildiğiniz gibi.Umarım bu seri 5-6.filmide görür.
... bu ucuncu bolum iyiden iyiye kanitliyor ki "Rush Hour" serisini seyirlik kilan esas adam ne yonetmen Brett Ratner ne de Jackie Chan. Tek kisilik bir show'a soyunan Chris Tucker. Hollywood'un en komik iki siyahi Chris'inden biri olan (digeri Chris Rock'la hicbir benzerligi olmamasina karsin cok karistiriliyorlar) Tucker, danslarindan mimiklerine, kadinlara yaklasimindan yavsakligina kadar filmin en komik ogesi. Yani esasinda Tucker- Chan ikilisinin filmi suruklemesi gerekirken Chan, sadece isin akrobasi kismina yuklenerek bir yan oge olarak kimi zaman Tucker'a destek cikiyor. Ucuncu filme gelinmesine karsin hikaye bazinda hala ozgun birseyler ortaya koyamayan, hatta sanki tum seri boyunca sadece mekan degistirilerek ayni konuyu onumuze tekrar tekrar sunan 'Rush Hour' serisinin bu son halkasi, surukleyici bir 'cerez filmi' olmanin otesine gecemiyor bir kez daha. Bir tarafta 'Money Talks', 'Rush Hour" serisi ve 'After the Sunset' gibi sig seyirlikler, diger taraftan da iki onemli uclemeye "Red Dragon" ve "X-Men 3" gibi yabana atilamayacak devam bolumleri ceken Brett Ratner, bu iki uc noktada yeralan yapimlarla tam olarak kendisine bir yonetmen olarak nasil yaklasilmasi gerektigi konusunda ise kafalari karistirmaya devam ediyor. Hiroyuki Sanada, Max Von Sydow, Yvan Attal ve Roman Polanski bu ucuncu bolume kisa da olsa rolleriyle renk katarken en eglenceli performansi ise Fransiz taksi soforu rolundeki Yvan Attal sunuyor. Sonucta Tucker'la eglenceye devam, Ratner yerinde sayiyor, Jackie Chan ise bildiginiz gibi... (5/10)
güzeldi güzel güzel. küsmü$ olarak ba$lamaları ii olmu$ ahenk sağlanmı$ sonu da ii bitti her zaman ki gibi. Bu ikili hakikaten çılgın. Filmin sonunda da klasik Jackie Chan tarzı hata gösterme sanatında da en az filmdeki kadar güldük, - benim karde$im değilsin.- Nasıl olamam, biz seninle daha önce bitirim ikili 1 bitirim ikili 2 $imdi de bitirim ikili 3 nasıl karde$ olamayız :Dgibi..
Eğlenceli , komik bi film .. J.Chan biraz tutuk gibiydi ama C.Tucker yine iyi iş çıkarmış ..Sahne geçişleri ve olayın akışı ne kadar başarısız olsada , diyaloglar ve aksiyon yetiyor bu seriye ..10/7,5..
aslında beklediğim bi filmdi turcera n kadar dayanabilirsen o kadar filmden zewk alabilirsin potansiyelinde izlenmesi gereken ve kesinlikle sanatsal bi arayış içinde olunmaması gereken bir film ğidip izlenip gülünüp gelinir
Ross LaManna,Jeff Nathanson ve Brett Ratner bu üçlemeyle sinema tarihinde çok büyük bir iş başarmış olmadılar belki ama giderek artan bir seyir zevki ve eğlence yakalamayı başardılar.Rush Hour3 ilk iki filme göre oldukça kısa ama daha fazla güldürüyor,daha fazla eğlendiriyor.Rush Hour serisi de muhtemelen bu son filmle arkasında geniş bir hayran kitlesi yaratarak noktalanıyor.
Filmin eleştirisine geçmeden önce şunu belirtmeliyelim, bu bana göre çok önemli bir husus çünkü. Yıllardan beri Türk filmleri dağıtımcılarında şöyle garip ve bana göre çok yanlış bir uygulama var, çoğu filmlerin orijinal adları motomot Türkçe'ye çevrileceğine filmin senaryosunda geçen bir klişe söze (!) yahut dağıtımcılarına yorumlarına ve kafalarına göre çeviriliyor. Bunun da bir örneği Rush Hour 3'nin ?Bitirim İkili 3? gibi anlamsız bir çeviriye kurban gitmesi, ya da dün izlediğim The Brave One'ın abuk bir şekilde İçimdeki Yabancıya çevrilmesi gibi (bilmeyenler için söyleyeyim Brave One ? Cesur Kişi demek). Halbuki, ?Rush Hour? İngilizce'de basitce, Trafik Şıkışlığı'nı tanımlayan bir terimdir. Bu filmin ilk sahnesi de bu filmin orijinal adına göndermeyle başlıyor, yani filmin ilk sahnesinde seyircinin bu yüzden gülme krizine tutulması gerek ama gel gör ki gittiğim sinemada hiç kimse bu sahnede gülmedi bile. Umarım bu sahne artık dağıtımcılar için bir ders olur da bu şaçma sapan huyularından bir an önce vazgeçerler. Filme gelince, maalesef filmde o söylediğim sahne hariç hiç gülemedim zoraki olsa bile, Rush Hour serilerinden sanırım en kötü olanıydı. Ahı gitmiş Vahı kalmış bir Jackie Chan ve son derece soğuk ve cinsel ağırlıklı esprileriyle Carter, filmde sanırım etek ve en başarılı oyuncu Taksi Şöfürü Yvan Attal'dı.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.