Hayatın tam içinden,zaman zaman çok sert,zaman zaman da pervasız.İlişkilere bu kadar gerçekçi ve cesur yaklaşmayı başarmış başka bir film daha yok muhtemelen.Defalarca izlenesi,arşivlere katılması gerek.
Oldukça sıradan bir yapım Closer heralde filmin tek farkı dört iyi oyuncunun aynı filmde olması zaten özellikle Natalie Portman ve Clive Owen ikilisi çok iyi oynamış.Filme gelirsek izlemeden önce çok beklentim yoktu fakat izledikten sonra bu kadar iyi oyuncuyu aynı filme koyupta neden böyle sıradan bir film çekmişler pek anlamadım,oyuncuları sırf seyircileri filme çekmek için koymuşlar heralde.Normalde romantik filmleri sevmem ama oyuncular iyi diye filmi sonuna kadar izledim ve sonunda da zaten her ne kadar şaşırtmaya çalışsalar bile filmin genel olarak devam eden ağır temposu filmin sonundaki şaşırtıcılığı gölgelemiş.Film nerdeyse baştan sona dört kişinin karmaşık aşk hikayesi üzerinde duruyor zaman zaman kendini tekrarlasa bile oyunculuk performansları filmi izlememi devam ettirdi.Açıkçası sıkıldığım anlar oldu ama izlemeyi pek bırakasım da gelmedi sonuna kadar izlemek istedim hani izlemesem de olurdu ama yine de bu dört iyi oyuncuyu aynı filmde izlemek güzel bir tecrübe.Son olarak ben filmi pek beğenmedim ama izlerken zaman zaman keyif aldım zaten filmin en iyi yanı oyuncuları,izlemeden önce çok fazla beklentiniz olmadan izlerseniz belki keyif alabilirsiniz illa izlenmesi gereken bir yapım değil ama sırf oyuncular için bile izlenebilir ayrıca insan ilişkilerine değinmeleri iyi olmuş diyebilirim (insanların bencillikleri vs.)
Kimin kimi gerçekten sevdiğini anlayamadım belkide kimse kimseyi gerçekten sevmedi. Hem dürüstlükten dem vurup hemde en büyük yalancılığı üstlendiler. Aşkı gözümde kötüleyen yerlere düşüren bi yapım oldu benim için. Geçişleri sevmedim duygu yoktu his yoktu. Sadece sonuç vardı o da yeterli değildi izlenmesede olur beğenmedim.
Filmin sonunda düşündürme işinin oldukça seyrekleştiği dönemdeki bir yapıt idi Closer. Ve gerçekten de filmin sonunda da düşündüm şahsen be n bazı şeyleri. Artı oyuncular çok iyi olduğundan da kendisini izleten bir filmdi benim için. Ders almak isteyenlere birebir. Dersin konusu da Kibir.
bence film çok güzel...bu filmin esas amacı insanın bi ilişkiye başlaması ve bitişiyle ilgili...aradakilerle pek ilgili deil yani filmin amacı bi çifti alıp yada 2 çifti bunların hayatı aşkları ilişkileri nasıl ilerliyordan çok ilişkiye başlangıç ve bitişi üzerine...ayrılıkların insan üstündeki etkileri yada aşık olmanın verdiği duygular...yalnızlık, çaresizlik üzerine bir film...bu arada bir bölümden diğerine geçerken zaman farkının çok olması filmi kopukmuş gibi gösteriyo fakat aslında dediğim gibi filmin derdi bir ilişkiye başlamak ve sonlandırmak üzerine...birde filmin başında ve sonunda çalan müzikte damien rice tan the blower’s daughter...bu sitenin sine kritik bölümünü takip edenler öğrenmiştir belki ben ordan öğrenmiştim...iyi seyirler:)))
Film güzel ve oyunculuk gerçekten etkileyici ama zaman kavramını kavrayana kadar anamız ağlıyor!Yine ilişkilere farklı ve marjinal bir yaklaşım.Kendime yerlerine koyuyorum da,yapamazdım yaptıklarını!!!
Damien Rice, Blower`s Daughter...nihayet bu müthiş ve beni benden alan şarkıyı pcme indirebildim..siteden filmdeki şarkının kime ait olduğunu yazan herkese teşekkürler...sanırım herkesin zamanında gözlerini ve aklını ondan alamadığı , dünyanın o yanındayken durduğu ve etrafın sisli bir hal alıp sadece onun sizin için varolduğu bir aşkınız olmuştur..ben bu şarkıyı işte o kişiye, yarım kalmış ve yaşanıp ardında güzel ama bir o kadar da yakıp yıkıcı izler bırakmış aşklara adıyorum... I can't take my mind off you I can't take my mind... My mind...my mind... 'Til I find somebody new`
hepimiz kendimize o kadar yabancıyız ki, başkalarına yakınlaşamıyoruz. bence filmin yüksek sesle söylediği cümle buydu. "hello stranger!" cümlesinin iki farklı karakter tarafından kullanılması, açılan serginin adının bile "strangers" olması, kişinin yalnızlığını ve belki de daha çok, ilişkilerdeki soğumayı, uzaklaşmayı vurguluyordu. "modern" birlikteliklerin, erkek eksenli cinsel egoya sırtını yaslaması, yer yer filmin tonunu sertleştirsede, kesinlikle yapmacık, yapay ya da ışıltılı bir hale dönüştürmüyor. çoğu filmde hatta kendi hayatlarımızda yaşadığımız ilişkilerin, duyguların, söylenen sözlerin törpülenmiş, cilalanmış olması ve bizim bu tarz bir "sansüre" alışkın olmamızdan dolayı, film sindirilmesi biraz zor bir hal alıyor.
yabancılaşmayı, ya da yakınlaşamamayı merkeze oturtarak ikili ilişkilere de laf atıyor "closer". ilk görüşte aşık olduğumuz birini tanıdıkça, yani "daha yaklaş"tıkça ondan soğumamız ve her zaman "yabancı"yı, uzakta olanı, erişemediğimizi istememiz konusunda, kendimize davranmadığımız kadar dürüst davranıyor. bir çok kişinin filmi kaldıramamasının sebebi de bu belkide. Gerçekler, hem kendi hayatımızda hemde beyazperde de, canımızı yakıyor.
filmi bir az önce izledim ne zamandır izlemeyi istiyodum bugüne kısmetmiş buarada saat sabahın 5.i:) ilk başta senaryo bildiğim kadarıyla bir tiyatro oyunundan uyarlama bundan dolayı çoğu sahnede hikayenin anlatımında kopukluk oluyo flashback.le geri dönüp olayların oluşunu anlatması filme ayrı bir hava katmış ayrılık aşk aldatmak üzerine hoş samimi bir film benden 7.5/10
...4 insan arasindaki gelisen iliskileri tum acikligi ile, gercekci bir yaklasimla karsimiza sunuyor Mike Nichols'in filmi. Patrick Marber'in oyunundan beyazperdeye uyarlanan "Closer", seyircisini yer yer sarsan, oyuncularinin performanslariyla dimdik ayakta duran filmlerden biri. Ilk olarak BMW'nin kisa film serisindeki "surucu" roluyle dikkatleri cekmeyi basaran Clive Owen'in tum kabiliyetini sergileme firsati buldugu, Natalie Portman'in cocukluktan ergenlige adim adarak istese ne kadar iyi performanslar ortaya koyabilecegini gosteren filmde ayrica bir turlu isinamadigim Julia Roberts'in da kendisini seyircinin gozune sokmadan oynadiginda ne kadar etkileyici performanslar cikarabileceginin farkina vardim. Mike Nichols'in filmi anlatimiyla olmasa da dialoglari ile etkileyiciligini arttiran, ancak hicbir karakteri ile ozdeslesemeyecegimiz turden bir film. Izlendikten sonra insanin sinirini bir parca bozdugunu da soyleyebiliriz...(7/10)
Birbirinden arıza 4 kişinin(2 kadın 2 erkek) arasında geçen 'boynuzlama' yarışını anlatan bir yapım.Kimin boynuzu kiminkini geçecek hesabının yapıldığı bir film olmuş.Zaten filmin kadrosu 4 kişi :)Ne aşk, ne dram, ne duygusallık, hiç birşey yok filmde...Bu puanı nasıl almış şaşıyorum.Sanırım oyuncuları yüzünden verildi bu puan.Ben de ciddi oyuncular olduğu için 6/10 veriyorum...İzlemeyin yahu, çok saçma bir film...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.