En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Eskiden Beri
Takipçi
23 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
7 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
Gerçeklik ve başarılı son için sadelik esastır. Gerçek bir kılıç ustası, kılıçlar dünyasında ayakta kalabilecek son kişi olacağına göre, göze batmak, şatafat, parmakla gösterilme yok. Kariyer şu bu yok; kör bir çıkıkçı olarak yola koyulacaksın gerçeği görmek için. Nedir gerçek? Kımıldayan nesne, bir kılıcın kınından çıkarılma anı, fincanın içindeki sahte zar, duvarın arkasında bekleyen düşman… Hayatı bir disipline bağlanmamış, “bir seyr halinde olmayan” senin benim için -fiziki gözlerimiz bir işe yaramadığına göre- zırt pırt bir kılıcın keskinliğine kurban gittiğimiz şeydir hakikat. Zato Ichi seziyor. Sezgidir onu ayakta kılan, ona güç veren. Ben kör olsam ben de sezecek miyim? Hayır. Ancak film bu sorunun cevabı evetmiş gibi akıyor, yani gözlerimi kapadım diğer duyularım keskinleşti kabilinden...
takeshi kitonadan süper bir yapım,filmin başrol oyuncusunu çok sevdim,ayrıca dövüş-kılıç sahneleri çok güzeldi,farklı film izlemek isteyenlere tavsiyemdir 10/9
Dolls gibi bir filme imza atmış, aşmış coşmuş yönetmen Japon Takeshi Kitano yine döktürmüş. Filmdeki çapa sahneleri ve sürekli koşan deli Japonun sembolize ettiği şey Japonyanın üretim felsefesidir. Film içerisindeki aklını yitirmiş/deli olan karakter her şeyden bihaberdir ama buna rağmen tek yaptığı şey koşmaktır. Bir sahnede de üstad bütün adamları estetik bir vahşet dahilinde kestikten sonra son adama gelir ve bu eleman işin kaymağını yiyen tabakadandır ve kılıcı olmayan tek kişi odur. Kişinin emeği ile kullandığı, bilek kuvvetini ve tekniği barındıran kılıç yerine samuraylığın ruhuna aykırı ve daha gelişmiş bir alet olan tabancayı kullanır. Buna ek olarak Kitano üstadın filmde Katana ile bütünleştiğini ve karizmanın kitabını yeniden yazdığını da belirtmekte fayda vardır. Ha bir de müzikleri ve koreografiyi atlamamak lazımdır zira atlanacak cinsten değildir.
Bu serin duruşlu ve derin vuruşlu şiir gibi filmi henüz izlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız...
Zatoichi herkese hitap edebilecek bir film değil. Japon kültürüe meraklı oan arkadaşlar belki severek izleyeceklerdir ama onun dışında bana çok ağır ve vasat geldi.
Bu aralar benden önceki yorumlara bakmak adetim oldu... Aslında objektif yazmak için her zaman için okumamayı tercih ederdim.. Neyse... Bu özelliklerdeki bir filme sıradan demek hakikaten sinema'yı hiç bilmemekle eşdeğerdir diye düşünüyorum. Hiç abartmadan ifade edebilirim ki, yönetsel bakış, kurgu, oyunculuklar ve senaryosu ile "tam" bir film... Uzakdoğu felsefesine üst düzeyde bir bakış sağlanmış ve bu izleyiccinin iliklerine kadar işleniyor.. Mutlaka herkesin seyretmesini tavsiye ediyorum, 9/10 notunu da sonuna kadar hakediyor.
her filmine hayran bırakan adamın, harikasıdır bu film de. bu film dahisi mucit bu sefer de bir bastonun içine sakladığı kılıcıyla, karanlığın içinde gizlediği şeffaflığıyla hayrete düşürüyor seyirciyi. her biri bir yerde paramparca olmuş hayat hikayelerini birleştirip, darmadağın ediyor akılları. ve öyle ki bu paramparça hayatlar da birbirlerini darmadağın ediyorlar. bu darmadağın olmuşluklardan mutlu bir son çıkartmayı da başarıyor tabii filmin sonunda.birilerinin yok olmuşluğu birilerinin yeniden var olabilme sebebi oluyor aslında. birileri ölürken birileri içlerindeki karanlıktan kurtulup gözlerini yeniden dünyaya açabiliyorlar. bakmak ile görmek arasında ince bir çizgiden bahsediyor film. baktığınız her yeri,her nesneyi ya da her kişiyi göremessiniz görebilmek için bakarken hissedebilmek de gerekmektedir.
izlenmeye doyulamayan bir sinema eseri.film estetik açıdan çok iyi çekilmiş sahnelerle dolu.kaçırılmıyacak bir fırsat.kitano ustanın önünde eğiliyorum.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.