En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
TAHA ŞABAN DİLMAÇ
72 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
14 Mayıs 2023 tarihinde eklendi
Baya kaliteli bir flimdi. Oyunculuklar olsun çekim kalitesi olsun hepsi muhtesemdi. Sanki savastaymış gibi hissettirdi. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Eleştirimi okuduğunuz için teşekkürler.
Bu sabah Bir yazı düştü ekrana 1930 yılında sahneye uyarlanan " Batı cephesinde birsey yok filmi M. K. tarafından izlenmesi sakicali bulunmuş.." Simdi bakiyorum da doğru tespit. .. savaştan çıkmış bir toplumun psikoloji ... Filme gelince yaşıyorsun..
Son zamanlarda izlediğim mükemmellik filmlerden biri. O kadar çok etkileyici sahneler var ki mutlaka izlemek gerekir diye düşünüyorum. Size savaşın acımasız ve gerçekçi olduğunu bire bi MR yaşatan film. Görseller, kurgu ve senaryonun filme yansıması olağanüstüydü.
Mükemmel bir savaş filmi çoktandır böyle güzel bir film izlememiştim hele o arada çıkan dı dı dı bir müzik var muhteşem ötesi bir hava katıyor filmi büyük ekranda ses biraz fazla açık olarak izleyin sanki film izlemiyorsunuz yaşıyorsunuz hissi veriyor emeği geçenlere bravo👏👏👏
Film çok eski olmasına rağmen kendi izlettiren bir yapım. Adeta bir tiyatro havasında geçiyor. Modern bir savaş filmi havası vermiyor tabi ki de, 90 yıllık bir yapımın, günümüzdeki bol efektli filmler gibi olmasını bekleyemezdik. Film, sesin sinemaya girişinin ilk yıllarında çekilmiş. Oyunculuklar, modern stilden yoksunlar, bu çok belirgin bir şekilde göze batıyor. Modern oyunculuk sanatı daha oluşmadığını hissettiriyor. Filmin, 2 dünya savaşı arasında çekilmesi de gerçekten şaşırtıcı bir durum. O yıllarda böyle bir savaş karşıtı film yapmak zor bir iştir diye düşünüyorum. Senaryo olarak gayet iyiydi ama bazı repliklerde filmin ne kadar eski bir yapım olduğu anlaşılıyor, bazı diyaloglar basit geliyor. Bazı sahnelerdeki diyaloglar ise gerçekten çok etkileyiciydi. Askerler bir yerde sohbet ederken savaşı kimsenin istemediğini, o halde neden savaştıklarını sorgulaması beğendiğim sahnelerdendi. Kurgusunu pek beğenmedim, o zaman kurgu işinin şu anki gibi kolay olmayacağını öngörebiliyorum. Sinematografisi bence başarılıydı ama kamerayı bazı sahnelerde fazla oynatmışlar. Filmde müzik neredeyse yoktu, sadece son sahnede kısacık bir müzik çaldı, o müzik gerçekten iyiydi. Film, gerçekçilik hissi fazla vermedi, ben bunu tiyatroya kaçan havasından dolayı böyle yorumluyorum, bir de oyunculukların eski stil olmasından dolayı öyleydi bence. Filmin kurgusu zayıf olduğundan dolayı fazla sürükleyici bir yapım değildi ama 2 saati aşan süresiyle kendini izlettiren bir yapımdı. Film iyisiyle kötüsüyle beğendiğim bir yapım oldu.(Özellikle de son sahnesiyle) Savaşın her yönüyle kötü olduğunu, ülkeleri yönetenlerin siyasi menfaatleri yüzünden çıkan sorunlara savaşa katılan genç, masum, belki de ileride büyük mesleklerde olacak askerlerin maruz kaldığını işlemiş. Filme verdiğim puan= 7,1
Bir başyapıt. Muhteşem, çok çok iyi bir film. İzlerken sorgulamamızı, düşünmemizi sağlayan, dersler, mesajlar veren tüm zamanların en iyi savaş karşıtı filmi. Keşke bu film, tüm dünya ülkelerinde ilköğretim ve ortaöğretim çocuklarına, gençlere, yetişkinlere, izletilebilse.. Bu gibi filmlerle tüm dünya insanları empati kurarak birbirini anlayabilir.. Barışın önemini daha iyi anlayabilir.. Savaşın anlamsızlığı üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri. Yer yer göze batan hatalara rağmen bu filmin 1930 da çekilmiş olduğu fikri bile insanda hayranlık uyandırıyor. Louis Wolheim canlandırdığı "Kat" karakteriyle filme damgasını vuruyor. Kitabını okuduysanız filmin büyük ölçüde kitaba bağlı kaldığını görebilirsiniz. O oyunculuklar, o siyah beyaz görüntülerin filme kattığı anlam, o tercih edilen mükemmel çekimler. Anlatmak istediği çok önemli olan ve bunu da sonuna kadar layıkıyla başarabilen bir film. 1930 yılında olmasına rağmen o müthiş görsellikler ve gerçeklik hissini fazlasıyla yansıtan savaş sahneleri, sisteme, devlete veya daha çok güç isteyen liderlere karşı muhalif duruşuyla, kelebeğe uzanan asker eli sahnesi ile Sinema tarihine geçen bir eser. Her sahnesinde harika kareler, diyaloglar bulunduran eşsiz bir başyapıt. Tüm sinema severler ve savaş karşıtları tarafından izlenmeli. Bana tarifi mümkün olmayan yüce duyguları ve üzüntüleri hissettirebildi. Kusursuz. Kelimenin tam anlamıyla kusursuz, eksiksiz bir film. Önceden de merak ederdim, ismi bile merak etmeye yeter zaten, fakat bu kadar muhteşem bir eserle karşılaşacağımı tahmin etmiyordum. Baştan sona çok yüce. Senaryo harika. Mutlaka izleyin her sahnesiyle ve özellikle finaliyle akıllarınıza kazınacak. Bende özellikle savaşa giden askerlerin görüntüsü ile bir mezarlık görüntüsünün üst üste oturtulduğu sahne ile yer etti. Üzerine konuşulacak çok şey var ama ben şu replikle bitirmek istiyorum. -Siperlerde yaşıyoruz ve ölmemeye çalışıyoruz. Tek yaptığımız bu iyi seyirler...
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (1930) BİZ BURAYA BUNUN İÇİN Mİ GEDİK (!) Yönetmenliğini Lewis Milestone üstlenirken oyuncu kadrosunda Lew Ayres, Arnold Lucy, Walter Rogers, Ben Alexander ve Louis Wolheim gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Dram-Savaş türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, Birinci dünya savaşında aşırı milliyetçi bir hocanın konuşmaları sonucu öğrencilerin savaşa gönüllü olarak katılmalarını sağlar.. Aslında Alman öğrenciler savaşı hiç bekledikleri gibi olmadığını kendilerini savaşın tam ortasında bulduklarında anlayacaklardır ama iş işten geçecektir.. Erich Maria Remarque romanından beyazperdeye uyarlanan film yapım yılı göz önünde bulundurulduğunda gerçekten çok iyi bir savaş karşıtı film ortaya çıkardıklarını ve günümüzde çekilen bir çok savaş karşıtı filmlerin çıkış noktası olduğunu söyleyebilirim.. Milliyetçi duygular ile savaşa katılan gençler savaşın aslında düşündükleri gibi ya da hocaların anlattığı gibi olmadığını anlarlar ama artık geri dönüşü yoktur.. Askerlerin psikolojik olarak savaşta nasıl kendilerini bitirdikleri seyirciye muazzam aktarılmış.. Anti militarist(savaş karşıtlığı) mesajlı bir film olduğu için Nazi Almanyasında film yasaklanması çok doğal ve kitapları yakılmıştır bir çok ülkede de yasaklanmıştır.. Film çekileli kaç yıl olsa da aslında verdiği mesaj hiç değişmediği ortada vatanseverlik ön plana çıkarılarak işlenen cinayetlerin durduğu yok tam gazıyla devam ediyor.. İnsanlar birbirlerini bir hiç uğruna öldürmeye devam ediyorlar.. Aşırı milliyetçi kesimin bu filmi pek beğeneceğini sanmıyorum.. Savaş neresinden bakarsanız bakın anlamsız bir olay.. Bu cümlede zaten filmi özetliyor aslında savaşta tanımadığımız insanlar bizi tanımadığımız insanları öldürmeye gönderir.. Hep siyasi çıkarlar planlar ve planlar(!) Oyuncuların performansı harikaydı dram ile film çok iyi harmanlanmış final zaten bitirici vuruşu yapıyor.. En İyi Film ve En İyi Yönetmen oscarını kazanan film almış olduğu İmdb puanı ile İmdb Top 250 Listesinde 226. sırada kendine yer bulmaktadır.. Savaş karşıtı film severlerin özellikle izlemelerini şiddetle tavsiye ederim.. 11 Seni öldürmek istemediğimi söyledim, seni yaşatmaya çalıştım...Buraya tekrar atlasaydın bunu bir daha yapmazdım.. Buraya atladığında benim düşmanımdın ve ben senden korkuyordum ama sen de benim gibi bir insansın ve ben seni öldürdüm.. Beni affet dostum..Söyle bana beni affettiğini söyle.. Hayır sen ölüsün,sen benden daha iyi durumdasın.. Sen öbür taraftasın.. Artık sana bir şey yapamazlar ama sen ve ben sadece yaşamak istedik.. Neden birbirimizle savaşmamız için bizi göndermeleri gerekiyor.. Beni affetmen gerekiyor dostum.. Ailene yazacağım karına evet ona yazacağım! Ailene yardım edeceğime söz veriyorum..Sadece beni affet.. Beni affet..10/10
Savaşın anlamsızlığı üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri.yer yer göze batan hatalara rağmen bu filmin 1930 da çekilmiş olduğu fikri bile insanda hayranlık uyandırıyor. Louis Wolheim canlandırdığı Kat karakteriyle filme damgasını vuruyor.Kitabını okuduysanız filmin büyük ölçüde kitaba bağlı kaldığını görebilirsiniz.Kelebeğe uzanan asker eli sahnesi ile sinema tarihinde hatırlanan film bende özellikle savaşa giden askerlerin görüntüsü ile bir mezarlık görüntüsünün üst üst oturtulduğu sahne ile yer etti.Üzerine konuşulacak çok şey var ama ben şu replikle bitirmek istiyorum. -Siperlerde yaşıyoruz ve ölmemeye çalışıyoruz.Tek yaptığımız bu.
bir başyapıt.sinema tarihine geçen bir eser.muhteşem,çok çok iyi bir film.bana tarifi mümkün olmayan yüce duyguları ve üzüntüleri hissettirebildi.kusursuz.kelimenin tam anlamıyla kusursuz,eksiksiz bir film.eskiden de merak ederdim,ismi bile merak etmeye yeter zaten,fakat bu kadar muhteşem bir eserle karşılaşacağımı tahmin etmiyordum.o oyunculuklar,o siyah beyaz görüntülerin filme kattığı anlam,o mükemmel tercih edilen çekimler.anlatmak istediği çok önemli olan ve bunu da sonuna kadar layıkıyla başarabilen bir film.gerçekten mükemmel,kelimelere dökmekte zorlanıyorum.baştan sona çok yüce.senaryo harika.mutlaka izleyin,her sahnesiyle,finaliyle,akıllarınıza kazınacak.
En sağlam, savaş karşıtı filmlerinden biri olan filmi, Lew Ayres ın canlandırdığı Paul Baumer ın şu repliği aslında özetliyor;'Siperlerde yaşıyor ve savaşıyoruz. Ölmemeye çalışıyoruz, tek yaptığımız bu.'
Filmi nerden övmeye başlayalım ki...1930 yılında olmasına rağmen o müthiş görsellikler ve gerçeklik hissini fazlasıyla yansıtan savaş sahneleriyle mi yoksa sisteme,devlete veya daha çok güç isteyen liderlere karşı muhalif duruşuyla mı övelim bu muhteşem filmi.Her sahnesinde her karesinde harika kareler,dialoglar bulunduran eşsiz bir başyapıt.Tüm sinema severler ve savaş karşıtları tarafından izlenmeli.
İzlerken sorgulamamızı, düşünmemizi sağlayan, dersler, mesajlar veren tüm zamanların en iyi savaş karşıtı filmi ... Hayatımın filmi ... 10 üzerinden 10 puan ...Keşke bu film, tüm dünya ülkelerinde ilköğretim ve ortaöğretim çocuklarına, gençlere, yetişkinlere, izletilebilse ... Bu gibi filmlerle tüm dünya insanları empati kurarak birbirini anlayabilir ... Barışın önemini daha iyi anlayabilir ... Filmdeki diyaloglar, tüm insanlığa bir ders niteliğinde :- Savaşacaksak, niye savaşırız? Neden bu konuyu düşünmeyiz?- Ben bu savaşı istemedim. Birisi savaşı istemiş olmalı. Belki İngilizlerdi. Hayır, bir İngiliz vurmak istemiyorum. Buraya gelmeden önce hiç İngiliz görmemiştim. Ve sanırım onların çoğu da buraya gelene dek hiç Alman görmemişlerdi. Hayır, eminim ki onlara da bu konu sorulmadı. Öyleyse birilerinin bazı menfaatleri olmalı ...- İmparatorların, genarallerin şanını yaymak için savaşa ihtiyacı var. Fabrikatörlerin de. Cepleri doluyor. Biz savaşı istemedik, İngilizler savaşı istemedi. Ve biz burada savaşıyoruz ...- Oh, Tanrım, bunu bize neden yaptılar? Sen ve ben sadece yaşamak istedik. Neden birbirimizle savaşmamız için bizi göndermeleri gerekiyor?Bu tüfekleri ve üniformaları atsaydık bir kenara sen benim kardeşim olabilirdin ...- Daha fazla demir adam, daha fazla kahraman yaratmak ... Hala ülken uğruna ölmenin güzel ve iyi bir şey olduğu fikrindesin değil mi?İlk bombardıman bize her şeyi öğretti. Ülken için ölmek pis ve acı doluydu. Ülken için ölme vakti geldiğinde, hiçbir surette ölmemek daha iyidir. Orada ülkeleri için ölen milyonlarca insan var. Peki bu neye yarıyor ..?- Cephede ya yaşıyorsundur, ya ölüsündür, hepsi bu. Orada harcandığımızı ve yaşasak da ölsek de mahvolduğumuzu biliyoruz. Vücutlarımız toprak, düşüncelerimiz çamur bizim. Ve ölümle yatıp ölümle kalkarız. Aranızda hiçbir şeyi halledemediğiniz ve bu şekilde yaşayamadığınız için biz helak olduk ...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.