En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Rebelheart
Takipçi
68 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
4 Ocak 2009 tarihinde eklendi
Anlaşmazlıkların çözümü savaş olmamalı, savaşlar sonuca götürmekten çok yıkıma, gerilemeye ve hatta çöküşe bile sebep olabilir. 2'nci dünya savaşı sonrası tüm dünya devletleri ekonomik olarak gerilemesi gibi özellikle Almanya da erkek nüfusunun azalmasına sebep verdi ve bu Almanya da çok evliliğin nedeni oldu. Bunlar savaşın getirdiği sonuçların sadece bir kısmı. Filmde dikkatimi çeken bir sahne vardı ki, birçok durumu özetliyor ve ders veriyordu, filmi izlemeyenler okumasın.-Spoiler-Savaşın ortasında aynı çukurda kaldığı düşman askerini öldürdükten sonra, filmin ve romanın başkarakteri Paul'un düşünceleri:'Arkadaş, ben seni öldürmek istemedim. Bu çukura bir daha atlayacak olsan, sen de akılsızlık etmediğin takdirde, yapmam böyle bir şey. Ama sen benim için önceden sadece bir tasavvur, bir karar uyandıran bir tertiptin, ben bu kombinezonu bıçakladım. Senin, benim gibi bir insan olduğunu ancak şimdi görüyorum. Ben senin el bombanı, süngünü, silahlarını düşündüm, karını, yüzünü, ortak taraflarımızı ben şimdi görüyorum.Affet beni arkadaş, biz bunları daima geç görürüz. Ne diye bize daha önce söylemezler, sizin de bizler gibi çaresiz yaratıklar olduğunuzu, sizin annelerinizin de bizimkiler kadar endişe ettiğini, hepimizin ölüm karşısında aynı acıları yaşadığımızı ne diye söylemezler?Affet beni arkadaş, sen benim nasıl düşmanım olabilirsin? Biz bu silahları, bu üniformaları çıkarıp atsak sen benim kardeşim olabilirdin, Kat gibi, Albert gibi. Al ömrümden yirmi seneyi arkadaş, al da kalk! Al daha fazlasını, ben bu ömrü ne yapacağım, artık bilmiyorum çünkü.'-Spoiler-Film 2. dünya savaşından önce çekilmiş olup, belki de gelecek olan savaşın habercisi niteliğindedir kim bilir belki de Almanya'daki anti militaristler tarafından bir uyarı idi. Bu sefer savaşa Almanların gözünden bakılır. Genç ve cahil beyinlerin, kışkırtmayla nasıl yoldan çıkacağının anlatıldığı filmde,'bu devran böyle gelmiş böyle gider.' olgusu, bir önceki zamanda kandırılan gençlerden birinin, yeni nesli kandırmaya çalışan sapkın öğretmene karşılık verdiği sahnede çok iyi anlatıyor. Fakat bu sahne de yeni neslin gençleri çarptırılmış milliyetçilik duygularının kurbanı oluyor ve onlara doğruyu göstermeyi amaçlayanı azarlıyor, dinlemiyorlar.Film özgürlüğün değeri, hapsedilmiş duyguları ve tecrübeli ile tecrübesizin hayat mücadelesini etkileyici bir dille sinemaseverlere aktarıyor. Müfreze (Platoon) ile birlikte, içinde savaş sahnelerin bulunduğu bir savaş karşıtı olan bu filmi tavsiye ederim.
Film o kadar çok ilgimi çekti ki 1 gün sonra yeniden seyrettim. Her anını daha iyi yaşamak ve sindirebilmek için. Bence günümüze kadar çevrilmiş en iyi savaş karşıtı film. Savaşın acımasızlığını bir tokat gibi izleyicinin yüzüne çarpıyor. 1930 yapımı olmasına rağmen savaş sahneleri gerçeğe çok yakın ve çarpıcı. söyleyecek fazla birşey yoktam bir başyapıt. 10/10
Görsel bir şölen olduğu söylenemez, oyunculuk ve sinema açısından da kanımca çok bir içerik taşımıyor. Ama yapıldığı dönem itibari ile savaş karşıtlığının simgesi olabilecek yapısı ve muhalif bir altyapının hazırlayıcısı buna eklenen 2. dünya savaşı gerçekliği...
İlk ve hala etkisini sürdüren en değerli savaş karşıtı savaş filmlerinden bir tanesi. 2. dünya savaşından önce çekilmesi de filmin değerini arttırıyor. Aradan geçen onlarca yılda ve çekilen onlarca savaş filminde de görüldüğü üzere savaşlarda yaşanan acıların hiçbiri değişmemiş...
BU film harika bir savaş karşıtı filmdir ve tam klas!ktir artık..Ortaokuldaki öğrencilere sorsanız onlar dahi adını bilir..Konusu 1.dünya savaşı yıllarında bir grup lise öğrencisi Alman gençin Nazilerin tarafında cepheye katılmasını konu alır..Romandaki gibi filmde de bu savaş kışkırtıcılığını öğretmenler yapıyor..Yani öğretmenler gençlerin beynini yıkıyor vatansever şeylerle ve onları savaşa kışkırtıyor..Bu filmde siyah bir karatahta önünde bir öğretmen aynı şekilde gençleri milliyetçilik duygularıyla ateşler..Hatta öğrencilere sorarlar büyüyünce ne olmak istiyorsunuz? Onlar da bir ağızdan asker olmak istiyoruz diye haykırır.Cepheye katılan bu askerlerden büyük kısmı savaşın ne kötü bişey olduğunu yerinde görür..Bir kısmı geri dönmek ister ve başarır da..Ancak ülkelerinde taşlanır bu kişiler.. Savaşın acı gerçekleri, öğretmenlerin gaza getirdiği bu gençleri un ufak edecektir.. Özellikle de finalde vurulan gencin kelebeğe uzanma sahnesi akıldan çıkmak bilmez..En iyi film oscarını söke söke almıştır..!'Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, savaşlara katılan insanların bir kısmının bedenen öldüklerini, geri kalanların ise ruhen öldüklerini savunmaktadır. Ona göre sonuçta, savaşlara katılan herkes ölür, bedenen ya da ruhen, kimse savaştan sağ çıkamaz. Savaşın gerçeği işte budur.'
Vatanseverlik,kahramanlık ,vatan için ölme söylevleriyle doldurulup cepheye ölmeye göndeilen gençlerin trajik öyküsü sinemanın en çarpıcı ve etkileyici savaş karşıtı bu klasiğinde eşi benzeri olmayacak kadar başarılı anlatılmıştır.1930 yapımı olmasına ilkel imkanlarla cephede çamur ve pisliğin,top mermilerinin kurşunların arasında savaşan askerler ve savaş dehşeti çok gerçekçi.İçerdiği hümanist mesajlarıyla halen geçerliğini koruyan çok güçlü bir anti militarist ve hümanist başyapıt.Bulursanız mutlaka izleyin.
bu filmi arşive katması için beyazperdeye yorum atmıştım.sinema tarihinin unutulmazlarındandır ve hiçbir zaman unutulmayacak cinsten bir yapıttır.film çok eski izlenmez gibi klişe lafları bırakıp eğer film izleme ihtiyacınız varsa bu ihtiyacı doyurmak için size kafi olacak bu filme bakın...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.