Hesabım
    Persona
    Ortalama puan
    4,3
    176 Puanlama
    Persona hakkında görüşlerin ?

    27 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    15 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Funda Gür
    Funda Gür

    47 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    27 Ağustos 2023 tarihinde eklendi
    Bergman'ın filmlerinde her zaman psikolojik drumlar işleniyor. Bu filmin adı da zaten bize buna hazırlıyor. Mükemmel bir film. Oyuncular, kurgu, senaryo, mekanlar... Hepsi çok harika. Soru işaretleriyle ayrılmanın da keyifli bir yanı var. Bana "Mulholland Çıkmazı" filmini anımsattı. Zamansal açıdan karşılaştırınca o filmin bundan etkilenmiş olabileceğini düşündüm. Bergman ozgün, çağının çok ötesinde, bilgili ve başarılı biri. Birçok filmini izledim ve bence bu film en iyisiydi.
    ItsYasin
    ItsYasin

    18 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    10 Ekim 2021 tarihinde eklendi
    bu filmi ikinci kez izliyorum ilk izlediğimde pek bir şey anlamamıştım ama şimdi izlediğimde o kadar keyif aldım ki anlatamam. ıngmar bergmanın harika bir yönetmen olduğunu gösteren bir film. özellikle müzik seçimleri ve bazı sahneler beni feci gerdi. filmin başında ortasında ve sonundaki sekanslar filmin yanması gibi ayrıntılar bence harikaydı. film belki tekte anlaşılamıyor ama üzerine biraz araştırma ve okuma yaparsanız soru işaretleri giderilecektir. özellikle ışık ve kamera kullanımı o dönem için çok üst düzeydi. 9/10
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 565 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    29 Kasım 2020 tarihinde eklendi
    aşırı sıkıcı.
    Seda Avci
    Seda Avci

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    18 Şubat 2020 tarihinde eklendi
    Bir zahmet spoiler verecek olanlar şu "SPOILER" butonuna basıversin!!! İzlemeden önce SAKIN buradaki eleştirileri okumayın arkadaşlar. Yeni üye oldum, site kurucuları spoiler verecek olan uyarsın diye buton yapmış, basmaya üşeniyorlar! Böyle bir site kültürü varsa çok takılacağımı sanmıyorum bu sitede. Bence site editörleri her eleştiriyi inceleyip spoiler tuşuna basmaya erinenlerin yerine basmalı! Çünkü bu şekilde devam ederlerse site trafiği de azalacaktır zamanla...
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.352 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    17 Ekim 2019 tarihinde eklendi
    Filmin çekim tekniği, sahneleri ve iki kadın arasında gerçekleşen tek taraflı diyaloglar muazzamdı. Yıllar önce çekilen bu yapıt, sonlara doğru psikoloji biliminin nasıl bir bilim olduğunu ortaya çıkarken beyinlerimizle de oyun oynamayı ihmal etmiyor. Günümüzde böyle bir film çıkabileceğine asla inanmıyorum. Az önce sinema tarihinin en iyi filmlerinden birini izlediğimi düşünüyorum. Kesinlikle boş kafayla, sorgulayarak izlenmeli.
    BABA S.
    BABA S.

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    17 Haziran 2019 tarihinde eklendi
    kişilik bölünmesi ve aralarında olan çatışmayı yılına göre gayet güzel işlemiş mulholland drive gibi bir filmi listemde 1. sırada tuttuğum için film bana yabancı gelmedi ve aslında birebir aynı olmasa da bu kurgu ve neredeyse aynı olan senaryoyu david lynch den önce birilerinin daha işlemiş olduğunu görmek güzeldi izlenmesi gereken bir film(not:herhalde cevap gelmez ama anlayan var ise ne olur söylesin bayan vogler'a çocuk hakkında konuşmamaız gerek kısmı 2 kere tekrarlandı farklı kamera açılarından.Ben iki farklı kişiliğin gözünden görebilmemiz için yapıldığını düşündüm ama ...???)
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 465 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    9 Şubat 2019 tarihinde eklendi
    Persona ilk izleyişte saçmalık diyeceğiniz bir film. Fakat bergmanın yüzleri: persona yazısını okuyup tüm yorumları okuduktan sonra filmi bikez daha izleyip haa eveett şimdi anladım diyeceksiniz. Ama yinede film abartıldığı kadar başyapıt gibi gelmedi bana. Tamam beynimi yordu filmi anlamak için çabaladım ama ulaştığım sonuç beni tatmin etmedi yine. Bundan daha güzel psikolojik filmler var. spoiler:
    bana göre filmde iki kadın yoktu tek bi karakter vardı. Olmak istemeyipte olduğu kişi olan alma ve olmak isteyipte olamadığı kişi elisabeth. Hepsi almanın kafasındaydı bence. Çünkü filmin sonunda alma uyandığında elisabeth bavulunu toplayıp gitti. Yani alma onu kafasından atıp yoketti. Daha sonra yazlıktan tek başına ayrıldı. Tek başına ayrılması filmde aslında tek bi karakter olduğuna işareti bence. Kişilik bölünmesi ve kişiliklerin birbiriyle çatışması. Güzel filmdi izlenmeli...
    Selami T.
    Selami T.

    Takipçi 47 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Haziran 2018 tarihinde eklendi
    Herkese hitap eden bir film değil. Sanat filmi zaten süresinin kisa olmasına rağmen sabrederek izlemeniz lazım. Kasvetli bir film
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Mayıs 2018 tarihinde eklendi
    Eylemlerimiz bizi nasıl tanımlar? Gündelik hayatta yapılan sıradan konuşmaları ilgi çekici kılan şey nedir? Olmak mı, olmamak mı? Persona'yı izlerken yönetmen Ingmar Bergman'ın sorduğu ve aklıma takılan sorulardan başlıcaları bunlar. Ingmar Bergman, Persona'yı hastayken bir çeşit öfkelenme sonucunda aklına gelen sıra dışı bir fikirle yazdığını açıklıyor. Bergman'a göre Persona, sadece bir "film" değil. Bir sinemaya gittiğimizde ve film başladığında, ekranda gördüğümüz şeylerin bir dizi ayarlanmış sahneler olduğunu unuturuz ve 2 saatliğine gerçek dünyadan koparız. İşte Persona'yı bu kadar farklı yapan ana etmen de burada devreye giriyor. Sinema filmlerinin çoğu, seyirciye sadece bir film izlediklerini hatırlatarak ilüzyonu gerçekçi tutmaya çalışır. Fakat Bergman ise hikayesinin gerçek olmadığını, filmin kamera arkası ve yanan bir projeksiyon makinesi gibi görüntüleri tekrar tekrar göstererek bizi sürekli hikayenin akışından uzaklaştırıyor. Hatta filmin yarısında görüntünün yanıp ekranın bembeyaz olduğu bir bölüm bile var. Ama bunlara rağmen Persona, şu ana kadar hiçbir filmde görmediğim şekilde çarpıcı bir etkiye sahip. Filmi neredeyse 1 ay önce izlemiş olmama ve gördüğüm her şeye karşılık kesin bir cevabım olmamasına rağmen, Persona aklımın derinliklerine inmeyi başardı. Persona, izlediğim en özgün, akılda kalıcı ve etkileyici filmlerden birisi.

    Persona'nın ilk 4 dakikası tamamen görsellerden oluşan, sessizliğine rağmen çok fazla şey anlatan bir şiir ile başlıyor. Eskilerden siyah beyaz bir animasyon, kanı akan bir hayvan, ele bir çivinin çakılması gibi görsellere tanık oluyoruz. Bu bölüm, sinemanın doğumunu ve aynı zamanda Persona'nın başlangıcını simgeliyor. Yapılan sıra dışı girişten sonra film başlıyor ve daha anlaşılabilir bir hikaye ile gidişatını sürdürüyor. Hikayenin merkezinde bir oyunun ortasında konuşmayı bırakan ve halen bir kelime söylememiş olan oyuncu Elisabet (Liv Ullmann) ile ona bakan hemşire Alma (Bibi Andersson) var. Alma'ya verilen görev ise, Elisabet ile bir tatile çıkıp onun güvenini ve konuşmasını sağlamak.

    Bundan sonra yaşanan olayları takip etmek daha ilginç bir hal alıyor. Elisabet sustukça, Alma konuşmaya devam ediyor. Ve Persona'nın neredeyse tamamını ise bu uzun konuşmalar ile gündelik hayatta yapılan sıradan şeyler oluşturuyor. Sinemada "Show, don't tell" diye bir kural vardır ve hikayede yaşanan şeyleri başkasının anlatması ile öğrenmekten ziyade bu sahnelerin gerçekten gösterilmesini teşvik eder. Özellikle günümüzdeki çoğu film bu kural etrafında ilerler. Fakat Persona'yı bu kadar ilgi çekici yapan şeylerden biri ise, bunun tam tersini uyguluyor olması. Film boyunca sadece karakterlerin konuşmalarını dinliyoruz ve bu konuşmalarda geçen olayların hiçbirinin nasıl yaşandığını göremiyoruz. Başka bir filmde bu oldukça can sıkıcı bir durum olabilecekken, Persona ise bunu avantaja çevirmeyi başarıyor. Bu sayede karakterlerin kişiliklerini, yüz ifadelerini ve yaşadığı duyguları gözlemliyor ve hikayenin yarattığı ilüzyona kapılıyoruz. Bergman, filmdeki monologlar ve diyaloglar olduğu esnada düşüncelerin nasıl gerçekçi görüntüler yarattığını bize gösteriyor. Bu yüzden Persona'da yaşanan sıradan sahnelerin hiçbiri sıkıcı veya gereksiz hissettirmiyor.

    Filmin ortalarına doğru Alma ile Elisabet, bir olmaya başlıyor. İki karakterin de benzer yanlar taşıyan geçmişleri ile zıt kişiliklerinin nasıl bir araya geldiğini görüyoruz. Bu gidişle, hasta olmasına rağmen kendisinden daha güçlü olan Elisabet'e yenik düşüyor Alma. Filmin bir sahnesinde Alma, yerden kırık bir cam parçasını alıp Elisabet'in yürüyebileceği bir yere bırakıyor. Elisabet cam parçasıyla ayağını kestiği zaman Alma'ya bakıyor. Burada Alma, görevine aykırı olan bir şeyi yaparak zayıf yanını belli ettiği için güçlenen kişi Elisabet oluyor. Ve birdenbire film şeridi yanmaya başlıyor. Ekran bembeyaz oluyor ve açılış sahnesi yeniden tekrar edilerek film ilerlemeye devam ediyor. Filmin finalinde ise projeksiyonu çalıştıran ışık tükeniyor ve film şeridi duruyor.

    Çoğu insan dünyada yaşadığı deneyimler haricinde kendisini düşündüğünde yaşadığı anılar, düşünceler, başka insanlar ve duygular ön plandadır. Persona'da ise Elisabet, kendisi olmayı tercih ediyor. Fakat Alma ise Elisabet olmayı tercih edecek kadar cesur birisi değil. Filmde en çok duygu değişiminden geçen kişi Alma olsa da, aynı zamanda en çok endişe ve korkuya sahip olan kişi de o. Filmin adı da buradan geliyor: Persona. (Persona'nın Latince kelime anlamı ise; "Antik çağlardaki oyuncular tarafından giyilen yüz maskelerine verilen isim."

    Eğer daha önceden Persona'yı izlemediyseniz, çok şey kaçırıyorsunuz. Persona, sinemanın sınırlarını zorlayan, baş döndüren, zorlayıcı bir film. Hikayenin anlaşılabilir gidişatına rağmen senaryonun birden fazla katmanda var oluşu ve Bergman'ın detaylı yönetmenliği, Persona'yı her haliyle eşsiz bir film kılıyor. Persona'ya benzeyen bir filmin daha çekildiğini sanmıyorum. Ingmar Bergman'ın yönetmenliği, Liv Ullmann ile Bibi Andersson'ın performansları ve hikayenin seyirci üzerinde yarattığı rüya hissiyatı o kadar etkili ki, daha önceden hiçbir filmde yakalayamadığım bir etkiyi Persona'da yaşadım. Üstelik filmde daha değinemediğim o kadar çok şey var ki (eller ve yüzlerin filmde taşıdığı önem, 3 farklı bakış açısından çekilen final sahnesi gibi), bunların hepsini anlatmam bir ömür sürer. Persona, izledikten sonra hazmedilmesi gereken ve hakkında keşfedilecek çok şeyin olduğu filmlerden birisi. Filmi izler izlemez ne gördüğünüz hakkında kesin bir fikriniz olmasa bile, Persona'nın yarattığı hissiyat paha biçilemez. Sinema sanatının asıl var olma sebebi işte bu.

    PUANIM: 10/10
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    4 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    İnsanı izlerken sıkan kasvet dolu bir film derin psikolojik analizlerin olması filmin boğucu havasını değiştiremiyor 4/10
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    11 Mart 2014 tarihinde eklendi
    Sorgulamadan bir şeylere inanmak yaşamı ne de güzel kolaylaştırıyormuş.

    Persona antik zaman tiyatrosunda oyuncuların kullandığı maskelere verilen isimmiş.Bence filme çok uygun bir isim olmuş in kendine göre farklı bir sonuç çıkarabileceği filmlerden biri.
    Filmdeki ışık kullanımı daha önce hiç bir filmde görmediğim tarzda bir şı ve ilham verici...Ayrıca filmin neredeyse her karesi ayrı bir fotoğraf lezzetindeydi.
    Filmin repliklerini alt alta koyup okusanız bir roman ya da kaliteli bir deneme yazısı okuyormuş hissine kapılabilirsiniz.O derece edebi bir ağırlığı vardı konuşmaların ve buna rağmen asla yapmacık değillerdi.
    İki kadın başrol birbirlerine uyumlu ama birbirlerinden güzellerdi.Çok konuşan bir kadın kadar hiç konuşmayan bir kadın da sinir bozucudur belki ama kadınlar isveç'li olunca durum değişiyor tabii.
    Hiç bir cinsel görüntü olmamasına rağmen sadece sözler üzerinden giden bir sahne var ki bu sahnenin sinema tarihinin en erotik sahnesi olduğunu düşünenler gibi...
    İngmar bergman, pek çok yönetmene ve filme ilham vermiş, sinema tarihinin gördüğü en önemli yönetmenlerden film de david fincher'dan david lynch'e kadar pek çok yönetmene ilham vermiş.Filmde ara ara gösterilen bazı görüntüler halka filmindeki samara'nın belalı video kasedini andırıyordu. Mulholland Dr. filminin bu filmden ciddi şekilde esinlenmiş olduğunu iki filmi de izleyenler sıkça dile arada filmde sübliminal görüntüler saklı.Bunlardan biri filmin başında görülen erkek cinsel organı tıpkı fight club filminde olduğu gibi.
    Film size sıkıcı etmem gerekir ki zaman zaman bende sıkıldı de filmden pek bir şey anlamadış rollerden bibi andersson'un da filmden hiçbir şey anlamadığını itiraf ettiği bir röportajın varlığını öğrendiğimde ise biraz rahatladıın oynarken anlamamış biz nasıl anlayalım?
    Yine de filmde de dedikleri gibi:

    Önemli olan çabalamaktır,başarmak değil.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    22 Nisan 2012 tarihinde eklendi
    Kolay bir film değil. Takip etmesi, içine girmesi kimi zaman zorlaşıyor. Bergman kendine has yönetmenlerden biri kesinlikle. Filmlerini insanlara bir şeyler ispatlamak için ya da onların anlayabilmesi için falan değil, kendi iç dünyasını yansıtmak için, yani kendisi için çektiğini düşünüyorum. "Persona" adından da anlaşılacağı üzere temel olarak "kişilik" üzerine bir film. İki kadın üzerinden aktarılan hikaye iç içe geçiyor, kesişiyor, çatallanıyor. Bittikten sonra eğer hazmedememiş iseniz, sorun var demektir. Fİlmi çok beğenmeniz de pek mümkün olmuyor böyle olunca tabii ki. Bergman sinemasıyla tanışmak için tercih edilebilir. Bibi Andersson ve Liv Ullmann bu zor karakterlerde gayet kaliteli oynamışlar. Zaten önemli aktrisler, Bergman'ın kadrolu oyuncularından ikisi de.
    babylashy
    babylashy

    40 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Kasım 2011 tarihinde eklendi
    Ingmar Bergman filmlerini hep çok sevmişimdir.Film durağan ama sıkmıyor,özellikle replikler muhteşem.Bir içe dönüş yaşayabilirsiniz..
    throughout
    throughout

    Takipçi 367 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    23 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Tek kelimeyle harika.. senaryo, oyunculuk, sinema dili.. tıpkı "sessizlik" gibi, her anlamda çok etkili bir bergman filmi daha.. "persona" 10/10
    Padme_Amidala
    Padme_Amidala

    Takipçi 49 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    13 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    ne hasta filmsin sen ya!psikolojisini bozuyor insanın resmen..sosyal çevrede takındığımız maskelerimizmiş,kendi kendimizle yüzleşmek ve iç yüzümüzü aydınlığa çıkarmakmış da hey yawrum hey..şizo kadın başrol,korku filmi mi dram mı çekmiş yönetmen anlaşılmıyor :D neyse yeter saçmaladım,kaliteliydi film uzun lafın kısası..fazla derin ve karmaşıktı diye geyiğe vurdum..oysa çok şey anladım kendimce,deşifre etmiyorum,bu kısmı da izleyenin iç dünyasına ve algısına bırakıyorum :) tavsiyeledim,bulduğunuz an izleyin..
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top